02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? bir renk katıyor. Olmasında ne gibi yararlar var? Sütunlar dolusu yazı ile anlatılmak isteneni sadece çizim ve kısa bir lejantla anlatmaya çalışanın daha etkili olması doğaldır. Üstelik yapısı gereği karikatür sivri uçlu ve eleştirici bir niteliğe sahiptir, övücü olmaz. 19. yüzyılda bir Fransız karikatüründe kral beş çizimde armuda dönüştürülmüştür. İngiliz başbakanları ve Amerikan cumhurbaşkanlarının köpek şeklinde resmedilmesini de kimse yadırgamıyor. Bizde Osmanlı zamanında bir sadrazamın yüzsüz, bir diğerinin sadece iskelet olarak çizildiği örnekleri vardır. Son olarak Başbakan’ın kedileştirilmesine gereksiz tepkisinin yasal şekilde reddedilmesi ve uluslararası ödüle layık görülmesi, bu konuda evrensel bir anlayışın varlığını kanıtlıyor. Bunlara son yıllarda Bush ve Blair konulu çizimleri ekleyebilirsiniz. Daha yararlı bir eleştiri aracı gördünüz mü? "1918 yılında Türk toplumu tarihinin en düşük noktasına varmıştı" diyorsunuz. Türklerle ilgili en olumsuz çizgiler de bu dönemde mi yayımlandı? Gelinen noktada çizerler haklı mıydı? Aslında Türkler ve yönetimleri hakkında en aşağılayıcı çizimler Avrupa’da, Sultan Abdülhamid’in (18761909) saltanatı döneminde belirmiştir. Yine de o yıllarda bir Osmanlı devletinin varlığı kabul ediliyordu. 1918’de ise Hasta Adam’ın ölümü ilan edilmişti. Dolayısıyla çizerler haklıydı. Bütün dünya Türklerini ve Müslümanlarını kurtarma iddialı girişim tam fiyasko ile sonuçlanmıştı. Bu dönemde sadece emperyalist siyaset güden toplumların çizerleri birbirlerini eleştirmekle meşguldüler. Türk sadece paylaşılacak maldı ve bizim karikatüristler de kendimizi eleştirmekte yarış içindeydiler. Ancak Ankara’da TBMM çalışmaya başladıktan sonra Türk çizerlerinde ulusalcılar belirdi. Yine de unutmayalım, ulusal direnci eleştiren Aydede de yayına 1922 Eylül’üne kadar muhalif olarak devam etmiştir. Elde ettiğiniz çizgileri sınıflandırırken, Osmanlının Sonu, Sevr’in Yırtılışı, Yenik ve Ezilen Ulusların Umudu, Büyük Zafer, Yeni Türkiye’nin Temeli: Lozan Barışı, Cumhuriyet ve Devrimcilik, Barışçılık, Güvenilirlik gibi başlıklar altında toplamışsınız. Bu başlıklar altına koyduğunuz çizgileri yayımlandığı yıla göre mi, konusuna göre mi seçtiniz? Genelde yıllara göre bir seçim var. Esasen Kurtuluş Savaşı ile öylesine hızlı bir değişim süreci yaşanır ki dünya politikacıları kadar çizerleri de şaşkına dönerler. Daha dün öldü dedikleri bir toplumun dünyadaki ilk "Mazlum = Ezilen Milletler Devrimi"ni gerçekleştirmesi, aklın alabileceği bir şey değildi. Kitabınıza aldığınız ve Lozan barışını çok iyi yansıtan eser olarak değerlendirdiğiniz Derso ve Kelin’in yaptığı ve katılan heyetlerin üyelerini içeren kompozisyonu bize değerlendirir misiniz? Batı’nın Türklere bakış açısını değiştirmesi bakımından önemi nedir bu karikatürün? Maalesef günümüzde, Atatürk’ü ve eserini unutturmak hatta önemsizleştirmek için Lozan’ı başarısızlık diye göstermeye çalışanlar var. Oysa bir Avrupalı tarafından yapılmış o çizim, döneminde nasıl bir uluslararası başarı sayıldığını gösteriyor. Bu cahilce eleştiri meraklıları, sadece 1923 ŞubatMartında Lozan görüşmelerinin kesintisi sırasında Büyük Millet Meclisimizde yapılan gizli oturum tartışmalarının zabıtlarını okusalar, inatlarından vazgeçerler. ? Hasta Adam’dan Saygın Türk’e Dünyadan Çizgilerle Atatürk/ Orhan Koloğlu/ Erko Yayıncılık/ 176s. Karikatür ve Atatürk ? İzel ROZENTAL Karikatürü resim olmaktan çıkartan olgu, içinde barındırdığı mizah ve dolayısıyla da eleştiri unsurudur. Karikatürcü eleştirmek için çizer. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyıl sonlarından itibaren hemen hemen bütün gazete ve dergiler karikatüre yer vermiş, dönemlerinin hükümdar ve yöneticilerini siyaseten olduğu kadar, sosyal açıdan toplumları da kıyasıya eleştirmekten çekinmemişlerdir. Tarihçiler herhalde bu nedenle basın karikatürüne ilgi duymaktadırlar. Atatürk dönemine gelince, 1919 1938 yıllarına ait pek çok araştırma ve inceleme yazısı, binlerce kitap yayınlanmış olmasına karşın, Atatürk’ün karikatürlerine rastlamak neredeyse imkânsız gibidir. Turgut Çeviker’in Kurtuluş Savaşı dönemini de içeren "Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü" (4) adlı büyük eserinde bile Ahmet Rıfkı’nın karikatürleri dışında pek Atatürk karikatürü bulunmaz. (5) Orhan Koloğlu ise, "Türk’ü Dünyaya Saydıran Adam" ile "Kim Bu Mustafa Kemal" adlı eserlerinde bazı Atatürk karikatürlerini yayımlayarak bu konuda birtakım ipuçları vermişse de, bu çalışmalar karikatür meraklılarının gözünden kaçmıştır. Oysa, gerek İsmail nemin kronolojisine, karikatürler dizinine, aynı dönemde yayımlanmış mizah dergilerine, Atatürk karikatürlerinin çizerlerine ve karikatürlerdeki kavram, olay ve kişilere yer verilerek çalışmanın ciddiyeti bir kez daha gözler önüne seriliyor. Ancak, kanımca bu önemli eserin en can alıcı kısmı, ikinci ile üçüncü bölümler arasında yer alan, yazarın kişisel gözlemlerini okura aktardığı "sonuç" bölümü. Yazar, sonuç bölümünde, karikatürcülerin Millî Mücadele’ye verdikleri desteğe vurgu yaparak Cevat Şakir’in (Halikarnas Balıkçısı) Mavi Sürgün adlı eserinden bir alıntıyla "kahraman karikatürcünün" Mütareke döneminde İngiliz sansürünü nasıl deldiğini anlatıyor milletle beraber mücadele eden karikatürcülerin Cumhuriyet döneminde de Atatürk’e ve Ankara’ya olan bağlılıklarını sürdürdüklerini belirtiyor. İsmail Şen, Takriri Sükun Kanunu’ndan sonra Atatürk karikatürlerindeki azalmayı Atatürk saygı ve sevgisine bağlarken, Harf Devrimi sonrasında (1 Aralık 1928) genel gazete tirajının altmış binlerden beş binlere kadar düşmesinin de göz ardı edilemeyeğinin altını çiziyor. ŞANSLI KARİKATÜRİSTLER! Ancak saygı ve sevgi ne denli derin ve içten olursa olsun, karikatürcü her daim karikatürcüdür! Nitekim, Atatürk bile zaman zaman kendisini karikatürcünün sivri kaleminden kurtaramamıştır. An gelmiş, Tevhidi Tedrisat Kanunu eleştirilirken hindi olarak çizilmiş (s.236), an gelmiş bir hakaret davası nedeniyle horoz olarak tasvir edilebilmiştir (s.281)... İsmail Şen’in yapıtında bu çizimleri gerçekleştiren karikatürcüler aleyhine tazminat davası açılıp açılmadığına dair bilgi bulamadım, o dönemin karikatürcüleri Musa Kart’tan daha şanslı olsalar gerek! Orhan Koloğlu’nun Dünyadan Çizgilerle Atatürk çalışmasıyla İsmail Şen’in Karikatürlerde Atatürk çalışmasını bir araya getirdiğinizde ortaya şu gerçek çıkıyor: Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, ülkesini kurtardıktan ve devrimleri gerçekleştirdikten sonra, İsmail Şen’in deyimiyle "siyaset üstü bir makama ulaşmış" ve yurtiçinde olduğu kadar, yurtdışında da büyük bir saygı ve takdir kazanmıştır. O kadar ki dönemin karikatürcüleri, aynı dönemde iktidarda olan pek çok popüler devlet başkanını çizgilerine dolamışken, onu büyük ölçüde sivri kalemlerinin menzili dışında tutmuşlardır. ? (1) Cartooning for Peace, 16.10.2006, Birleşmiş Milletler New York . (2) Hasta Adam’dan Saygın Türk’e Dünyadan Çizgilerle Atatürk / ErKO Yayıncılık, 2007. (3) Asi’den Gazi’ye Karikatürlerde Atatürk / İsmail Şen / Sarnıç Yayınları, 2003. (4) Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü / Turgut Çeviker / Adam Yayınları, 1991 (5) Ahmet Rıfkı – Karşı / Turgut Çeviker / Adam Yayınları, 1993. (6) İsmail Şen, kitabın önsözünden. SAYFA 19 P olitik karikatür bitmiştir diyenlere inat, 2006 yılı karikatür sanatının taçlandırıldığı bir yıl olarak tarihe geçecek! Danimarkalı çizerlerin ateşlediği Hz. Muhammet karikatürleri krizi ve hemen ardından misilleme olarak İran’ın düzenlediği Yahudi Soykırımı Karikatür Yarışması, geçen yılın önemli siyasi (!) olaylarındandı. Kofi Annan bile, giderayak, dünyanın önde gelen on altı gazete çizerini Birleşmiş Milletler çatısı altında buluşturarak dünya karikatürcülerini "Barış için çizmeye" davet etti. (1) Buna karşın, Davos Ekonomik Forumu’nun yöneticileri, yeni bir krize davetiye çıkarmamak için olsa gerek, yıllardır sürdürdükleri bir geleneğe son verdiler ve ‘karikatürle dünya hali’ seanslarını 2007 programından tamamen kaldırdıklarını açıkladılar. Geleceğin tarihçileri, yaşamakta olduğumuz sıcak günleri yazabilmek için bol bol karikatür analizi yapmak zorunda kalacaklardır. Tıpkı günümüz tarihçilerinin 19. ve 20. yüzyıllara bakmak için yaptıkları gibi... Türkiye’de tarihçiler ne yazık ki bu konuda çok fazla üretken değiller. Ama arada bir çıkanlar, karikatür sanatına gönül verenleri mutlu edecek nitelikte oluyor. Yeni yılın ilk sürprizini Orhan Koloğlu yaptı. Büyük çoğunluğu yabancı çizerlerin kaleminden çıkma, Kurtuluş Savaşı’nı ve Atatürk Devrimleri’ni konu alan 1919 – 1938 döneminin karikatürlerini derleyerek kitaplaştırdı. (2) Aslında Koloğlu, bu eserini Atatürk’ün ölümünün ellinci yılı vesilesiyle 1988 yılında hazırlamış. Kitabın sonunda yer alan değerlendirmesinde, bugüne dek beklemesinin nedenini o yılların ‘resmi tarihi’ tartışmak için pek uygun olmadığına bağlamış. Demek yirmi yılda biraz olsun mesafe alınmış, o da iyi! Orhan Koloğlu, çalışmalarında karikatürden olabildiğince yararlanmasını bilen (ve seven) bir tarihçi. Karikatürün kütleler üzerindeki etkisine, imaj oluşturmadaki gücüne özel vurgu yaparak, dış dünyanın Atatürk dönemine bakışını – kimi tabuları da yıkarak – tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA Koloğlu’nun kitabını okurken, yeniden bakmak ihtiyacını duyduğum bir kitap oldu: Asi’den Gazi’ye Karikatürlerde Atatürk. (3) İsmail Şen’in yazıp derlediği bu önemli çalışma 2003 yılında yayımlandı. İlk baskısı çok kısa sürede tükenen bu kitabın ne yazık ki bugüne dek ikinci baskısı yapılmadı. Bana kalırsa bu iki kitap birbirini tamamlıyor. Orhan Koloğlu, 1919 – 1938 döneminde yabancı karikatürcülerin gözünden Atatürk’ü ve Türkiye’yi incelerken, İsmail Şen aynı dönemi içerideki karikatürcülerin çizgileriyle yansıtıyor. 886 İsmail Şen Şen’in gerekse Orhan Koloğlu’nun kitaplarında görüldüğü gibi, Milli Mücadele’nin başından itibaren yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce Atatürk karikatürü çizilip yayımlanmıştır. İsmail Şen, üç yıllık özenli bir çalışma neticesinde yurtiçinde yayımlanan bu karikatürlerin büyük bir bölümüne ulaşmayı başardı. Kitabını da aynı titizlik ve grafik özenle hazırlayıp yayımladığı daha ilk sayfaları çevirirken anlaşılıyor. "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü incelemeyi ve dönemin ruhunu bir de onun karikatürleriyle anlamayı hedefleyen" (6) yazar, 1919 – 1938 yılları arasında yayımlanan gazete ve mizah dergilerini taradı. Bulabildiği karikatürlerin dialarını çektikten sonra kronolojik sıraya göre derleyerek yeni yazıya uyarladı ve üç bölümlük bu kapsamlı araştırmayı yayımladı. İlk bölümde, ele alınan konular kısaca açıklanıyor ve aslında kitabın neredeyse bütününü oluşturan ikinci bölümdeki karikatürlerin hikâyesi anlatılıyor. Üçüncü ve son bölümdeyse dö CUMHURİYET KİTAP SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle