23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? temine ‘yârin yanağından gayrı her şey’i eklemek gerek: komünizm heyulası kol geziyor hâlâ benim içimde/ kimsenin inanmadığını biliyorum/ eşitlikten söz edilen günler gerçekten de var mıydı dünyada/ her kişiye ait olanın ona verileceği/ sonradan görme faşistlerin olmadığı/ bir dünya olanaklı mıydı dünyada/ kardeşlerimden bile ayrı düştüğüm dünyada" (Perş, s.19) Muğlaklaştırmalar sonucu toplumsala vurgu yapan bireyin çekilişinin ardından, "yitik insana" yönelişin şiiri yazılır oldu son yirmi beş yılda. İnsan "yitti" çünkü, bana kalırsa, memlekette seslenilecek "meydan" dar’da; hatta "yok" gibi. Bağıran değil, "sus"an şiirler yazılıyor. Bu anlamda şiir de okursuz (ne gam!) ve hatta az okurlu;"arterlerden" "kılcallar"a çekildi şiir. Bir anlamda "nesneden özneye geçiş" diyebileceğim bir yaklaşımla Tanzimat şairinin toplumsal alandaki görünürlüğüne karşı figür olarak Serveti Fünun’da ağdalı dile saklanan şairin benlik’e dönüşü benzeşir: "kapalı tabuttu dünyanın içi", "karanlık dışardan gelmiyordu bana", "dünyaya uygun değildim, değildim bir levent", "hep acemiydim dünyaya bırakıldığım halde." Benzer dizelerle şiirini kişisel tragedyasıyla oldururken, şiirdeki ses gerçeklik ile yüzleşip kendileşir "Çalgın" sözcüğü ile adlandırıp çizilen portreden çıkarılabilir bir "mecnun" halidir bu ayrıca "Cıva" bölümündeki şiirlerle desteklenip yaşamdaki yerine oturtulan karakterin diriliş’i diyebileceğim "eyvay" ile "diriliş" olarak karşılığını bulduğunu düşündüğüm bu şiiri ayrı bir yazı konusu geçiyorum şimdi. Şiirlerindeki sözcüklerin seçimi yarattığı üryan söylemle sıkı sıkıya bağlı, koyu kıvamlı, lirik değil şiirler, öykü de yok direkt; çünkü öykü başlar gibi oluyorken birdenbire şiirle buluşuyoruz. Trajik bir öncelemeyle yarattığı düşünsel derinlik kolay ele geçirilebilir değil, tez zamanda tüketilebilir anlamlarla kurulu hiç değil. Bu denli üryan yazılan, bir o kadar kapalı uzamda, çoğu kez uzunca dizeler içerisinden kotarılır şiir. Bunalımla varoluş retoriği içerisinde olma/olamama sıkıntısının dizeleşmiş, yalın, saf, kara şiir halidir ki, Kayıran şiir anlamsalında ağırbaşlı bir itirazla sesini yükseltmeden yükseltir itirazını. Buradan biraz sufice bir çeşniye bulanmış bir dille Ece Ayhan’a gidilebilir belki. Ece Ayhan şiirinin rengi kara’dır; bu anlamda Kayıran şiirinin rengi de ‘kara’dır; ancak, Ece Ayhan dil ve anlamsalda dizgeyi kırar dökerken has bir dil devrimcisi ve ahlakçıdır. Kayıran’da ise saf maya’yı, "üryan" kalabilmeyi arama isteğidir öne çıkan; ama bir farkla, anlam soyundukça, giyinir de giyinir Kayıran’da dil. Bu giyinik dille oldurulan "üryan" anlama sözcükler seçilirken sanki bir ayrı kaynak/ kaynaklar kullanılmış gibidir; saklı bir dağ gözesi bulunmuş da yalnız kendisi içmiş gibi; hatta eski sözcükleri kalaylayarak parlatmış bile denebilir. Şiirlerin bir olma durumu içerisinden yazıldığı sözcük seçiminde de gösterir kendini. Bazen kitabi kavram ve terimler, yerel, bazen karma diyebileceğim ara bir dil kullanılmış. Şiir adlarından tutun, şiirdeki birçok sözcüğü eskimeyen bir tazelikle kullanıyor Yücel Kayıran. Adları, eylemleri, kipleri bazen kesik kesik ünlemelerle sürüyor şiire. Örneğin: çibelmek, çalCUMHURİYET KİTAP SAYI gın, algın, salgın’ın yanı sıra hatırı sayılır bir eski dil merakı da var, yer yer yabancı dillere bile uzanmış: “go home Bush!, humanam impotentiam in moderandis, beko evan, ayşî dehruza, muhâneti, muhannet…” gibi. Kayıran’da adlandıramadığım imge/ tamlama arası bir dilsel yapı söz konusu: "gözyaşından (olma) buğu, hatırlamadan (olma) sözcük, alayları inkârcılıktan (olma) cesaretleri arsızlıktan, soğuk duvardan (olma) serinlik…" gibi. Bu yapı, tam olarak imge oluşturmuyor bence, benzetme de değil, bir çeşit tamlama: diyelim ki "serinlik" sözcüğünde arayacak imgeyi; ama bu haliyle imge, "duvardan" derken; dolaylı tümleç olarak yere/ aidiyete bağlandırılıp ilişkilendirildiği için kanatlanamıyor; dolayısıyla sözlükte karşılığı bulunabilir bir somutlukla "sözcük/ kavram vb." olarak kaldığından imgeleşemiyor. Ancak "serinlik"e soğuk "duvardan olma serinlik" derken, ‘serinlik’in çeşitli çağrışımlarının olabileceğini şiir anlamsalına yüklediği için anlam çoğullaşarak kanatlanabiliyor. Yapıda tamlama ama, anlamsalda değil, imge ama değil, ne peki? Bu kullanımı doğrusu tam olarak adlandıramadığımı söylemeliyim. Yani hangi ‘şey’i ifade edecekse onu bir nesnel karşılıkla sınırlarken, bir yandan da anlamı soyutlaştırıyor. Diyalektik bir olgu gibi, ama değil. Sanırım Kayıran’a özel bir dil/söylem olarak bakacağız bu olguya. Bir başka dil kullanımı da ikilemelerin sıklığıdır: kuruya kuruya taş olmak, kesik kesik konuşmak, bölerek damla damla kendini, akşam cümle cümle iniyor kalbime… gibi kullanımlar şairin kendi dili aidiyetini berkitme, oldurma istenci olabilir. bu cıvayı kim koydu kalbimize Necati? Yücel Kayıran’ın kitaplarında kullandığı epigraflar da şiirsel atmosferine uygun birer eşik/ışık olarak seçilmiş parçalardan oluşuyor. Dersimli Seyyid Rıza’nın 75 yaşında asılmaya götürülürken söylediğidir: "Senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim. Bu bana dert oldu. Ben de senin önünde diz çökmedim. Bu da sana dert olsun…" ya da Pir Sultan Abdal ki, çekilir iplere döner döner yine gelir: "Çok hasretlik çektim bağrım eziktir..." Aynı duygu durumunu şiirleriyle hüzünle arayış ya da vuslat’ı tekliği birliğe, günü yarına iletirken türkü kıvamıyla okuyucuyu da üryan kılabilen Yücel Kayıran şiiri, 90’lar şiirinde ve kendi izinde, poetikasının ışığında olgunlaşarak ilerlemesini sürdürüyor. Hız ve şiddetin, var ile yok’un arasında sanallaşırken buharlaşan halin iç içe olduğu bu kaygan boşlukta kolay tüketilebilir bir şiir olmadığını, tüm olumsuzluklara karşın zamana direnen türküler gibi kalıcı olacağını umuyor ve diliyorum. "Birtan’ı da böyle öldürdüler/ zaman aşımına bıraka bıraka/ yoktu sessizlikten başka bir serinlik/ her ben bir virüs olmuşken ötekine.." ? Yücel Kayıran, Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu, Ekin Yayınları, 1997 Yücel Kayıran, Beni Hiç Göremezsin, 2004 (2005 Altın Portakal Şiir Ödülü), Yücel Kayıran, Çalgın, Metis Yayınları, Mayıs 2006. 888 SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle