22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA Bay Perşembe hallerinin varolduğu bir Bin Bir Gece Masalı yaratmıştır. 1874’te Londra’da doğan Chesterton bir gazeteci ve edebiyatçı olarak ünlendiği yıllarda özellikle edebiyat eleştirileriyle ve hikâyeleriyle dikkat çekmiştir. 4000’in üzerinde deneme, 5 oyun, 5 roman ve 200 öykü yazan Chesterton’ın 6 yıl içinde 1000 kitap okuduğu söylenir. Bu sayı yığını bize İspanyol Altın Çağının neredeyse her güne bir oyun yazan yazarlarını anımsatsa da Chesterton bu yoğun uğraşı tarih, politika, ekonomi, felsefe ve teolojiyi kapsayan geniş bir düşünce süzgecinin oluşmasına neden olur. Bu güçlü yapı pek çok çağdaşının yanı sıra günümüzün önemli düşünürlerini de etkileyecektir. Başta Marshall mc Luhan olmak üzere Borges, Hemingway, Marquez, Claudel, Anthony Burgess ve Orson Welles gibi isimleri anmak gerekir. Chesterton’ın hikâyelerindeki ciddiyete ve düşünsel yetkinliğe dikkat çekmek isterim. Kahramanların güçlü düşünsel yapıları, yenilikçi ve çözümleyici tutumları, her zaman ayrıntıların peşinde koşmaları onları en tekinsiz serüvenlerin içine atar. Ancak bir Hıristiyan olan yaşamının temellerini Tanrı anlayışında bulan Chesterton’un gizemli, mistik denebilecek yanı da görmezden gelinemez. Bay Perşembe ise ona atfedilen tüm özellikleri barındırması ve eşsiz bir Londra betimlemesi yapması açısından önemlidir. Dönemin Londra’sı gerçekten de en şenlikli karnaval gecelerinden bile daha renklidir. Bütün bu arka sokaklarda, parklarda bilimadamları, G. K. Chesterton ? Fatih BALKIŞ uhaf romanlarla öyle sık karşılaşmayız. Onları okuduğumuzda zamanötesi olduklarını düşünürüz. Yalnızca biçimsel farklılıklardan kaynaklanmaz bu, romanın kimi bölümleri, dehşet odalarına açılan kapılar, insanın başını döndüren düşünceler ve dehanın ince süzgecine takılıp kalan gözlemler böyle romanları içten içe parlatıp dururlar, ama bu parlaklık bize görünmez pek. Bazen bir tesadüfle bazen de sezgiyle buluruz onları. Sözgelimi Nerval’in Sylvia’sı ya da De Quincey’in İngiliz Posta Arabası. Türlü nedenlerle bu kitaplar diğerlerinden “ötekilik”leriyle ayrılırlar. Edebiyat tarihinin önemli önemsiz diğer örnekleriyle anılmazlar pek. Onların bıraktığı bulanık etki zaman zaman çıkar ortaya. Sylvia’yı sık sık gittiğimiz bir tiyatroda, Posta Arabası’nı aniden geçmişten gelip önümüze dikilen düşlerimizle anımsarız. sanatçılar, Chesterton’ın deyimiyle “erkek üstünlüğüne karşı çıkan kadınlar,” şairler ve dahası anarşistler kol gezmektedir. Bu tuhaf kalabalığın en dikkat çekeni kızıl saçlı, kadınsı yapısı, bakireler gibi yumuşak kıvrımları olan, bir ermiş havasıyla ama sonunda sert yüz ifadesiyle anarşizm üzerine söylev veren, melek ile maymun karışımı Lucian Gregory’dir. Kahramanımız Gabriel Syme ile karşılaşması belki de edebiyat tarihinin en unutulmaz düellolarından birinin yaşanmasına neden olur. Gabriel bir yer değiştirmecenin ardından Yeni Dedektifler Birliğinin üyesi Bay Perşembe olarak her biri haftanın bir günüyle anılan anarşist bir örgütün içine sızar. Artık bundan sonrası gerçekten de bir Shakespeare oyununu aratmayacak kadar ciddi ve eğlenceli olayları peşinden sürükler. “USTA CHESTERTON” Chesterton’ın 1907’de yazdığı Bay Perşembe dönemin hem siyasal hem de sanatsal eğilimlerini irdeleyen bir romana dönüşür. Avrupa’nın Belle Poque kış uykusundan uyanmasıyla yaklaşan devrimler ve ilerici düşünceler, toplumsal yapının çürümüşlüğünü sergileyen dışavurumcular, parçalanmış bilinçleriyle müzikte, resimde ve şiirde, hatta başka bütün dışavurumlarda biçimi de parçalayan sanatçılar ve toplumun derinlerine işlemiş olan yok olma korkusu bu romanda bütünüyle açığa çıkar. Öyle ki, Rus Çarı’nın ve Fransa Cumhurbaşkanı’nın yaşamlarının tehdit edilişini şimdiden düşünmek, Chesterton’ı ne kadar ciddiye almamız gerektiğini kanıtlar. Ama tüm roman okunup bitirildiğinde bu ciddi şeylerin yalnızca bir şaşırtmacaya kurban edildiğini anlarız. Sadık bir Hıristiyan olan Chesterton’un o Tanrısal dokunuşa inanışı romanın görkemli zirvesini açıklar niteliktedir. Meister Eckhart’ın kendini “Tanrının, kendisinden hiçbir şeyi saklamadığı adam” olarak görmesini Chesterton’a uyarlamak gerekir. Chesterton yirminci yüzyılın, hatta bütün geçmişin kazanımlarını eserlerinden esirgememiş bir yazardır. O Usta Chesterton’dır. ? Bay Perşembe/ G. K. Chesterton/ Çeviren: Vedat Günyol/ Merkez Kitaplar/ 186 s. T İNSANLIĞIN BÜTÜN HALLERİ... G.K. Chesterton’ın Bay Perşembe’si de yazın tarihinin sıradışı örneklerinden biri. Çünkü roman düş gücünün gerçekle kaynaştığı bir nehir, insanı çevreleyen düşüncelerin sentezlendiği bir manifesto ve zamanın, yazarın zihninde özgürleştiği bir alan olarak görülebilir. Ama aynı zamanda bütün ciddi görünen yapısına karşın, Chesterton’ın serüven dolu yaşamını aratmayacak kadar da eğlenceli bir roman olduğunu söylemek gerek. Bütün görkemiyle anarşizmin, Nietzsche’nin, Fransız Devrimi’nin, kadınların, Yahudilerin ve zencilerin sahne aldığı koca bir dünya karnavalı. Ama hiç şüphesiz Chesterton’ın tüm dünyayı böylesi bir romanla kavramak isteyişinin nedenlerini anlamak gerekir. Dante’nin Beatrice’e verdiği cennet payesini, kızıl saçlı bir kıza mı vermek istiyordu, yoksa o güne dek yazılmış klişe dedektiflik romanlarını bir biçimde aşmak mı? Yanıt ne olursa olsun Chesterton Bay Perşembe’yle birlikte insanlığın bütün SAYFA 24 ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 888
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle