Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Kayıp Yalnızlık Ormanı/ Özlem N. Yılmaz/ Everest Yay./ 142 s. “Annesi kapıdan başını uzatıp gelmesi için işaret etti. Yatak odasına götürüp Hicran’ın düğünlerde ve dışarıya çıkarken giydiği tek elbisesini, yanaklarından süzülen gözyaşlarını elinin tersiyle silerek giydirmeye başladı. Annesinin sessizce ağladığını fark edince, boğazına acı bir düğüm oturdu.” ‘Kayıp Yalnızlık Ormanı’, Özlem N. Yılmaz’ın ilk öykü kitabı. Kitapta, Yılmaz’ın kısa öyküleri yer alıyor. Amerikan Cinneti/ Zeynep Atikkan/ YKY/ 494 s. bir toplumsal cinnete dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Kitap; her şeyin birbirine karıştığı, hızla değiştiği bir süreci (Soğuk Savaş – Küreselleşme süreci) toparlıyor. Metnin bütünü siyasi tarihi takip ediyor; tespitleriyle olaylar arasında bağlantılar kuruyor; çelişkileri yakalıyor; dünya siyasetinde 17 yılda olup bitenlerin bir sentezini sunuyor. İnancın Ölümü/ Donna Leon/ Çeviren: Sezen Boyacıoğlu/ Ayrıntı Yayınları/ 208 s. Komiser Brunetti bir gün, tam da Venedik’te suç oranının azaldığını düşünürken, ansızın annesinin kaldığı bakımevinden tanıdığı rahibeyi karşısında bulur. Artık “eski” rahibe olan bu kadının beklenmeyen ziyareti sırasında anlattıkları Brunetti’yi ciddi bir sınava sokacak olaylar zincirini tetikleyecektir. Bu genç kadına rahibeliği bıraktıran şüpheler yersiz midir? Yoksa kilisedeki kemikleşmiş, uğursuz bir çürüme ve yozlaşmaya mı işaret etmektedir? Günah çıkarma odalarında yaşananlar, gizli tarikatlar, okullardaki din eğitiminin vardığı son nokta, Brunetti ile eşini zaten önyargıyla yaklaştıkları din konusunu daha da sorgulamaya itecektir. Donna Leon’un bu romanında, ölen sadece birkaç yaşlı bakımevi sakini değil, aynı zamanda bir süredir ölüm kalım savaşı vermekte olan inançtır. Bi reyler arasındaki güven ve inanç sorunu, gücü ve faaliyet sınırları bilinemeyen gizli örgütlerin varlığıyla toplumun her kesimine ve yaşamın her alanına yayılmıştır. Hemen her semtinde kiliselerin olduğu Venedik’te adaleti sağlamaya çabalayan Brunetti gibi insanların karşısına bir de “kutsal” engeller dikilir. ‘İnancın Ölümü’nde, sadece dini kurumların ve bu kurumların yöneticisi konumunda bulunan fanilerin yozlaşma sürecine değil, aynı zamanda bireylerin bu tekinsiz ortamda karşılaştıkları “kara ayrıntılar”a da yer veriliyor. Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar/ Antonio Tabucchi/ Çeviren: Hünir H. Göle/ Can Yayınları/ 176 s. Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar, Antonio Tabucchi’nin öykülerini içeriyor. Yazar, öteki kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da bir dizi yeni kişi çıkarıyor okur karşısına. Bu kişilerde yine bir hüzün, bir yitirilmişlik duygusu, bir pişmanlık acısı var. Yazgılarının tutsağı gibi görünüyorlar ve adım adım kaçınılmayana varıyorlar. Yaşamdan öç almaya kalksalar da, boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Tabucchi’nin “yanlış anlama” diye geçiştirdiğinin, tüm bir yaşam olduğu algısı kalıyor geriye. “Günün birinde oynadığımız rol gerçek olur...” Tabucchi’nin kahramanları çok önemli ya da ön plana çıkan kişiler değil; ama hemen hepsinde insancıl nitelikler ağır basıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında doğup büyümüş Avrupalı bir aydın olan Tabucchinin bütün yapıtlarında, özellikle İtalya ve Portekiz’deki faşizm mirasına ve toplumsal adaletsizliğe karşı duyduğu öfke, etkin bir biçimde dile geliyor. ? Beş yıl süresince ABD’nin ve ona bağlı olarak dünyanın geçirdiği değişimi ve geldiği noktayı çok yönlü olarak tartışan ‘Amerikan Cinneti’, ABD narsisizminin 11 Eylül sonrasında medyanın da yardımıyla nasıl CUMHURİYET KİTAP SAYI 869 SAYFA 41