02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Wolfgang Schneider'den 'Çocuklar İçin Tiyatro' Çocukların nasıl bir tiyatroya ihtiyacı var? MitosBoyut Yayınları tarafından yayımlanan kitap, Wolfgang Schneider'in, çeşitli nedenlerle yazdığı makalelerden ve verdiği konferans metinlerinden oluşmakta. Assitej (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) Türkiye Merkezi'nin girişimiyle yayımlanan kitapta yer alan makalelerin tamamı okunduğunda düşünsel olarak bütünlüklü "Çocuk Tiyatrosu Dünyası"nın kurulması sağlanmakta ve kitap okur olarak sizlere bu dünyada düşünsel bir gezi yaptırmakta. ? Hasan ERKEK* ocukların tiyatroya ihtiyacı vardır" sloganı artık tartışılmaz bir biçimde kabul görmüş, yüksek sesle söylenen, yalın ama derin bir anlamı ifade etmektedir. Bununla birlikte, artık sloganlaşmış olan bu cümle çocuk tiyatrosunun önemini ve niteliğini ortaya koymada yeterli değildir. "Çocuklar İçin Tiyatro" adlı kitabında Wolfgang Schneider, haklı olarak şu önemli saptamayı yapmakta ve bu sloganı açımlayacak ve derinleştirecek soruları sormaktadır: "Bu sloganın kültür politikası açısından sürekli tekrar edilmesi gerekir. Ama bu slogan daha çok içeriksel ve estetik tartışmaya yol açmalıdır. Çocukların hangi tiyatroya ihtiyaçları vardır? Ve bu tiyatronun nasıl yapılması gerekir ki, çocuklar ona ihtiyaç duysunlar?" İşte, Prof.Dr. Schneider, kitabında yer almış olan 20 makalesinde bu soruların yanıtlarını aramakta, bu konularda bizleri tartışmaya davet etmekte, okurunu, bilgi birikimi ve parlak düşünme biçimiyle aydınlatmaktadır. MitosBoyut Yayınları tarafından yayımlanan kitap, Schneider'in, çeşitli vesilelerle yazdığı makalelerden ve verdiği konferans metinlerinden oluşmaktadır. Assitej (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) Türkiye Merkezi'nin girişimiyle yayımlanan kitapta yer alan makaleler güçlü bir sistematikle seçilmemiş ve sıralanmamış olsa da, makalelerden oluşan kitabın tamamı okunduğunda düşünsel olarak bütünlüklü "Çocuk Tiyatrosu Dünyası"nın kurulması sağlanmakta ve kitap okur olarak size bu dünyada düşünsel bir “Ç gezi yaptırmaktadır. Hem de, buyurgan olmayan, katı kesinlemelerden kaçınan, kalıp sözlerden uzak duran bir kılavuz (Schneider) eşliğinde. Kılavuzunuz, size öncülük etmeyi özellikle seçmiyor. Bunun yerine size eşlik etmeyi, sorular sorarak çocuk tiyatrosu konuları üzerine söyleşmeyi, düşüncelerini alçakgönüllü bir tutumla sizinle paylaşmayı tercih ediyor. Bir bilim insanının düşüncelerini dile getirirken böyle esnek ve demokratik tutum içinde olması, okur olarak sizi de kitabın ve kitapta yer alan tartışma konularının içine çekiyor, katılımınızı sağlıyor ve kitap böylece daha işlevsel oluyor. 2002 yılından beri, Uluslararası Assitej'in başkanlığını da büyük bir başarıyla sürdüren Wolfgang Schneider'in kitabında, çocuk tiyatrosu tarihinden bugünkü sorunlarına, kültür politakalarındaki yerinden repertuvara, uyarlamadan yazarlığa, dramaturjiden müziğe, eleştiriden uygulamaya kadar birçok konuda özgün, çarpıcı düşünceler yer almaktadır. HARİKA DENEYİMLER Kitabın ilk otuz sayfası, günümüzden beş yüzyıl geriye doğru gidebilecek "Alman Çocuk Tiyatrosu Tarihi" üzerine odaklanmış. Bu tarihsel gelişimden elde edilen bilgilerde, çocuk tiyatrosu geçmişi yüz yılı bile dolduramamış olan bizim gibi ülkelerde, bu alanda uğraş verenlerin esinlenebilecekleri, yararlanabilecekleri sayısız deneyimler var. Özellikle 1945 sonrasında, bu alanda ileri sürülen düşünceler, gerçekleştirilen uygulamalar ve ortaya konan tartışmalar dünyadaki çocuk ve gençlik tiyatrosu için bugün de etkilerini sürdüren ve sürdürmeleri gereken harika deneyimlerdir. Kitabını, çok sayıda oyun metninin analiz örnekleriyle zenginleştirmiş ve böylece, dolaylı olarak, bir yazarlık perspektifi de sunmuş olan Schneider, çocuk tiyatrosunda, yazarlığın, yazarın yeterince önemsenmediği konusu üzerinde durmakta, hoş bir benzetmeyle, "dördüncü balkonun son sırası"nın çocuk oyunu yazarı için uygun görüldüğünü belirtmektedir. Yalnız oyunları yeterince oynanmadığı ya da yeterli telif ücreti verilmediği için değil, ama bunlarla birlikte oyunları yeterince iyi sahnelenmediği için de çocuk oyunu yazarına yapılan haksızlıktan duyduğu rahatsızlığı belirtmektedir. Bu rahatsızlığını "yazarların metinlerinin ırzına geçen tiyatro uygulayıcıları aslında çocuk tiyatrosunun toplum tarafından hor görülmesine katkıda bulunmaktalar" sözleriyle dile getirmektedir. Kuramcının üzerinde yoğun olarak durduğu konulardan biri de çocuk tiyatrosunda dramaturji konusudur. Bu konuda, "metinden sahneye mi yoksa sahneden metne mi?" sorusunu sormakta ve hangisinin doğru olduğunun yanıtını vermek yerine bunun sanatçıların çalışma tarzlarıyla ilgili bir konu olduğunu belirtmektedir. Bazen yazara ihtiyaç duymadan dramaturgların uyarlama yaptıklarını, bazen de daha garantili olduğu için yazarların da özgün oyun yazma yerine uyarlama yaptıklarını belirterek "ancak çocuk tiyatrosunda dramaturji; ister yazarla ister yazar olmaksızın, ister toplulukla ya da topluluk olmaksızın malzemenin geliştirilmesi sırasında, ve ister bir örnekten yola çıkılsın ya da çıkılmasın malzemenin uyarlanması sırasında tiyatro çalışmasının sürekli olarak gözden geçirilmesi demek" diyerek, hangi çalışma tarzı seçilirse seçilsin işlevlerinden dolayı dramaturjinin vazgeçilmez olduğunu vurgulamaktadır. Çocuk tiyatrosu uygulamalarından, geniş bir yelpazede yer alacak çok sayıda örneği masaya yatırıp mercek altına alan ku ramcı, bu alanda da esnek ve geniş bakış açısını korumakta, hazır ve kalıp formüller vermekten kaçınmaktadır. Ama bununla birlikte "pedagojik işaret parmağı sallamaksızın" yapılan tiyatroyu, sadece eğitimin hizmetinde yapılan (Çünkü çocuk tiyatrosu sanatın hizmetinde olmalı. Bu tiyatro aynı zamanda eğitime de katkıda bulunur) tiyatrodan üstün tuttuğu anlaşılmaktadır. Dikkat çektiği bir başka önemli nokta da, bizim ülkemizde de sıkça düşülen şatafatlı, abartılı, cicili bicili, samimiyetten uzak çocuk tiyatrosudur. Bununla birlikte, çocuk tiyatrosunun yüksek bir estetik anlayışla yapılması ve bu yolla çocuklara estetik eğitimi verilmesi gerektiğine inanmaktadır. Ama "çocuk ve gençlik tiyatrosu kanalıyla estetik eğitimi verilmesinin bileşenleri renklilik ve basitlik değildir" diyerek düşülmsi muhtemel tehlikeler konusunda uygulamacıları uyarmaktadır. "Birçok çocuk tiyatrosu sanatsal olarak değerli bir çocuk tiyatrosu olmaktan çok uzak. Nitelik yerine nicelik çeşitlilik yerine acemilik" diyerek var olanı eleştirmekle kalmamakta, yapılaması gerekene de işaret etmektedir. ÖZEL BAKIM... Kitabın bütününden, çocuk tiyatrosu uygulamalarında, yenilikçi, özgürleştirici, çocukların hayal güçleriyle katıldıkları bir tiyatronun yanında olduğu anlaşılan Schneider, formüller vermekten kaçınsa da çocuk tiyatrosundan ne beklediğinin bilincindedir. Yaklaşımını şu sözlerle genellediği görülmektedir: "Çocuklar için tiyatro özel bakım ister. Hem üretim hem de alımlama açılarından. Günlük hayat gaylesinin karşısına, rastlantı ve zorunluluklardan arınmış, sosyal ve sanatsal taleplere seslenen, kendi kültürel olanaklarının bilincinde bir çocuk tiyatrosu konseptiyle çıkmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Görmenin okulu olmak, iletişimi başlatmak, hayat için yüreklendirmek gerekmektedir." Kuşkusuz çocuk tiyatrosunu bu denli (yani hakettiği gibi) önemsemesinin altında tiyatro kadar çocukları önemsemesi yatmaktadır. Bu nedenle "çocuklarıyla ilgilenmekten vazgçmiş olan bir toplumun kendi geleceğiyle ilgilenmekten de vazgeçmiş olduğu"nu vurgulamaktadır. Kitapta, çocuk tiyatrosunun önemli taraflarından biri olan çocukların öneminin altı çizilmekle birlikte onların kutsallaştırmadığı ve mutlaklaştırılmadığı da görülmektedir. Ama güçlü bir tiyatro buluşması için tiyatro kadar çocuklar da üzerine eğilinmesi gereken bir öğe olarak ele alınmaktadır. Hem de sadece yaş gruplarının gerektirdikleri ve algılama düzeyleri boyutlarıyla KİTAP SAYI ? SAYFA 14 CUMHURİYET 869
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle