10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
HP ürkçe Günlükleri I FEYZA HEPÇİÜNGİRLER 6 MAYIS PERŞEMBE Kendisini, "Ben önce 'arada bir', sonra 'sürekli' okurunuz olan Türkçe savunucusu bir Cumhuriyet okuruyum." diye tanıtan Ihsan Doğan "gerçekleşmek, gerçekleştirmek" söz- cüklerine dikkat çekmiş iletisinde. Dikkat ettiğinde insanı hasta edecek kadar çok kullanılıyor bu sözcükler. lyisi mi Ih- san Doğan'ın mektubundan okuyalım: "Bir süredir toplumun hemen her kesiminde, özellikle de gazete yazı ve haberlerin- de, televizyon ve radyolarda gerekli, gereksiz, ama insanı bıktıracak kadar sıklıkla (Bir keresinde okuduğum bir gazete haberinde aynı tümce içinde 3 tane saydım.) GERÇEK kö- kenli sözcükler kullanılıyor. Kullanılıyor da demeyeyim, üstü- müze başımıza, kulaklanmıza, gözlerimize sokuşturuluyor. Maç GERÇEKLEŞTİRİÜYOR, toplantı GERÇEKLEŞTİRİLİ- YOR, yangın GERÇEKLEŞİYOR, görüşme GERÇEKLEŞİ- YOR vb. Oylesine korkunç bir salvo ki kendinizi sakınmanız olanaksız. Artık, 'yapmak, gitmek, gelmek, başlamak, düzen- lemek" vb. sözcükler konuşma ve yazı dilinden kovulmuş du- rumda. Hani, derler ya, muz, ne niyetle yersen, o tadı verir. Bu 'gerçek' kökenli sözcükler de öyle oldu. Nereden geldi, kim sokuşturdu dilimize, gerekli miydi, gerekliyse bugüne ka- dar neden kullanmadık da şimdi aniden - birdenbire kullanır olduk, anlaması güç. Bu konuyu daha önce ele alıp almadığı- nızı bilmiyorum. Eğer, aldınız da ben görememişsem, yinele- diğim için affınıza sığınınm, almadınızsa görüşünüzü öğren- mek isterim." Daha önce ele aldım; ama ne önemi var? Bir şey düzelme- di ki! "Yapmak" sözcüğünü olur olmaz kullananlar, tam da "yapmak" eyleminin kullanılacağı yerde onun yerine "gerçek- leşmek / gerçekleştirmek" diyorlar. Nedenini anlamak zor. Daha kibar mı bulunuyor, daha kolay mı, daha ne? Bilmiyo- rum. Nereden çıktı, nasıl bu kadar dolandı dillere, onu da bil- miyorum. Ihsan Bey'in verdiklerine yeni örnekler eklemeye gerek yok. Herkes istemediği kadar duyuyor zaten. Günlük dilde de "gerçekten" sözcüğü öyle bir yaygınlaştı ki! Herhal- de çeviri yoluyla geldi; ama bir geldi pir geldi. Inandıncılığı artırmak için kullanılıyor, şaşma bildirmek, soru anlamını pe- kiştirmek için... Kullanılmadığı yer yok. Bu sözcüğü kullan- malarını yasaklasanız kimileri tek laf edemeyecek. Zaten çok az sözcükle konuşup yazıyoruz; bir de tek sözcüğü, ilgili - il- gisiz her anlam için kullanırsak dili yoksullaştırmış olmuyor muyuz? 9 MAYIS PAZAR Dergilere biraz zaman ayırsam iyi olacak. "Dil ve Edebiyat" ile "Patika"nın bakmadığım birçok sayısı var. "Bağımsız" edebiyat dergisi değil, "aylık haber analiz dergisi". "Gerçe- mek", Taşeli yöresi kültür ve düşün dergisi. "Kurşun Kalem" var, Izmir'den, iki aylık edebiyat dergisi. "Edep", Ankara'dan; "Karayazı", Adana'dan; "Şehir", Devrek; "Alkış", Kahraman- maraş; "Tay", Karabük'ten. "Sincan Istasyonu", Sincan - An- kara'dan; "Afrodisyas-Sarîat" Izmir'den, "Şiir Saati" Alan- ya'dan, "Beşparmak" Söke'den, "Gediz" Manisa'dan ve "Ay- raç", "aylık kitap tahlili ve eleştiri dergisi" Istanbul'dan. Bugü- nü dergilere ayırdım; ama bir gün yetecek mi acaba? 10 MAYIS PAZARTESİ Aynı konulara kısa aralıklarla dönmek istemediğim için Mustafa Yıldırım'ın 'Ne... ne...' bağlacının kullanımına değinen mektubunu bekletmek zorunda kaldım. Yıldırım, Ke- mal Ateş'in Gösteri dergisinde, "'Ne... ne' bağlacı ile kurulan cümlelerin yüklemlerinin hep 'olumlu' olması gerektiği de yaygın bir dil hurafesidir." dediği yazısından alıntı yapmıştı. Bu bağlacın kullanıldığı bütün tümcelerin olumlu yüklem al- ması gerektiği konusunda yaygın bir görüş var. Ateş, yazısın- da bu yaygın görüşe karşı çıkıyor, TDK'nin bile bu konuda yanıldığını söyleyerek örnekler veriyor. Mustafa Yıldırım da Kemal Ateş'in görüşüne karşı çıkıyor. Ateş'in verdiği ömek tümcelerin olumlu yüklemle de kullanılabileceğini söylüyor. Ateş'in, "Ne sinemaya ne tiyatroya, hiçbir yere gitmedim.", "Ne Ahmet'i ne Mehmet'i, kimseyi görmedim." tümceleri için, "Bu tümceler yapı yönünden ortak yükleme bağlanmış sıralı tümceler ve bana kalırsa anlatım bozukluğu içeriyor." deyip doğrulannın şöyle olması gerektiğini söylüyor: "Ne si- nemaya ne tiyatroya GİTTİM, hiçbir yere gitmedim.", "Ne Ahmet'i ne Mehmet'i GÖRDÜM, kimseyi görmedim." Böyle de söylenebilir elbette; ama Ateş'in örneklerinin benzeri söz- lüklerimizde de var. Türkçe Günlükleri'nde bu konuyu uzun uzun açıklamıştım. Üzerinden epey bir zaman geçtiğine göre konuya yeniden dönebiliriz. Onceki açıklamaları TDK'nin Türkçe Sözlük'ün- den aktarmıştım; şimdi Kubbealtı Lügatı'ndan bakarak yazı- yorum. "Ne... ne..." bağlacının hangi durumlarda olumsuz yük- lemle kullanılacağı şöyle belirtilmiş: a) Fiil bu bağlaçtan önce gelirse: "Benimle böyle konuşa- mazsınız, ne sen ne arkadaşın.", "Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr/ Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar di- yar" (Yahya Kemal) b) Şartlı birleşik cümlelerde şart anlamı taşıyan cümlelerin başına gelirse: "Ne annesi ne babası çocuğu görmeseydi başı derdegirecekti", "Neyemektene deyemekten sonra konuşmasaydık bu işi halledemezdik." c) Cümlede olumsuz anlam veren başka bir kelime bulu- nursa: "Nebüyüklerineküçüklehonuaslaaffetmeyecek", "Ne Ankara'ya ne Izmir'e hiç gitmedim." d) Bazı zarf fiillerin olumsuz haliyle kullanıldığı zaman: "Ne anasını ne babasını görmeyince uyumadı.", "Elinde ne malı ne parası olmadığından ticareti bıraktı." "Ne... ne..." bağlacının kullanıldığı her yerde yüklemi olumsuz yapmak, kimi anlatım olanaklarını ortadan kaldırı- yor. "Ne... ne..." bağlacı, "hem... hem..." bağlacının karşıt anlamlısı olarak kullanıldığında yüklem olumlu olur; ama söz- lüklerde sıralanan yukandaki durumlarda olumsuz yüklemle de kullanılabilir, diye bir sonuca bağlayalım. 12 MAYIS ÇARŞAMBA Ulaş Gürpınar, "vazgeçmek" sözcüğünün neden bitişik ya- zıldığını sormuştu. "'Hissetmek' neden bitişik ya da 'sarf etmek' neden ayrı biliyoruz; ama vazgeçmek sözcüğü bize öğretilen bitişik yazılma kurallarına uymuyor. Çeşitli forumlar- da bu konuyla ilgili bir tane tatmin edici açıklamaya rastlama- dım. Bitişik yazılır deyip geçiyor herkes; ama niye?" "Ad+yardımcı eylem" biçiminde yapıian bileşik eylemlerde ses türemesi ya da hece düşmesi varsa o bileşik eylem biti-. şik yazılır. Gürpınar'ın "biliyoruz" dediği kural bu. "Vazgeç- mek"in neden bitişik yazıldığına ilişkin bir açıklama ise kitap- larda yer almıyor. Ben derslerimde ve dilbilgisi kitabımda bu- nu, "vazgeçmek"i oluşturan sözcüklerden ilkinin; yani "vaz"ın tek başına kullanımı olmadığı gerekçesiyle açıkladım hep. "Mahvetmek" sözcüğü de "mahv"ın (artık) kendi başına kullanımı olmadığı için bitişik yazılıyor olmalı. • www.feyzahepcilingirier.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı-34349 Yıldız/lst. B U L M A C A önce aşağıda tanımları verilen söz- cükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde ya- zın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını; bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satınn başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan ta- nımlann karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukandan aşağıya doğru Serdar Koçak'ın Don Kişot Yayınları tarafından yayımlanan bir şiir kitabının adını oluştu- racak; bulmaca karelerindeyse aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. İlk Islam halifesi Ebubekir'in unvanı. 35 7 76 17 58 23 B. Eski Yunan'da tanınmış ünlü masalcı. 75 57 36 11 C. "Jamanak gazetesi çıktı mıydı / yaşlı kadınlarla sütyeşili martılar / hanendele- re şiir yazan pek eski her kuşak / ve ... ... odunlukta tutsak" (Serdar Koçak'ın Pervazda adlı şiir yapıtından). 25 16 30 10 12 33 14 15 2 59 38 28 77 D."... umumiye" (Osmanlı dış borçları- nın ve bunu yöneten idarenin adı). 43 21 45 66 8 63 E."... velakin" (ancak, bununla beraber). 5 52 71 40 F. Oğulcuk, embriyon (yalnız ünsüz harflerini yazacaksınız). 61 19 74 64 G. Duygu Asena'nın bir romanı. 47 44 62 9 54 24 70 53 6 34 55 69 65 Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU H."... Mani Padme Hum" (Asaf Halet Çelebi'nin bir şiir kitabı). 51 26 I. Baştan savma yazmak. 32 27 73 43 68 20 29 41 22 46 J. Şaşma ve korku anlatan bir ünlem. 72 37 60 39 K. "Kış Ikindisinin Evinde" ve "Konuştu- ğumuz Gibi Uzaklara" adlı yapıtları da yaratan yazar. 78 18 50 13 49 48 1 31 67 56 3 1056. sayının çözümü: A. AYRIK, B. NEYÇE, C. LEİPZİG, D. AGRA- RİZM, E. ROGER MOORE, F. İRİS MURDOCH, G. NUREYEV, H. TİGİ. I. ERİYİK, J. TS, K. İSMET ÖZEL, L. Ğ, M. İPSİZ. Metin: "ayn mevsimlerden giriyoruz gece- ye tarihi tanık gösteriyoruz kimliğimiz geçersiz Prospero" C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1057 SAYFA 47 7\
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle