10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
O K U R L A R A Dünya Müzeler Hafia- st" 18 Mayıs'ta başladt. Haftanm biteceği 24 Ma- yıs'ta ise 32. Uluslararası Arkeoloji Çalışmaları Ça- lıştayı, 2010 Avrupa Kül- tür Başkenti htanbul'da baslayıp beş gün sürecek. Bu ytl, arkeoloji, sanat ta- rihi, müzecilik ve bu alan- daki sergtterle bağlant/lt yeni yaymlartn tanıtmn- nın 12.'siniyaytmlıyoruz. Bugû'ne kadar arkeoloji, sanat tarihi, müzecilik du'nyast ile okurlarmıız- dan aldıg'tmız destekten cesaret alarak bu tanıtımı her ytl bu tarihlerde sû'r- , dürmekte» dolayı da tnut- '• luyuz. Bu yilgenç kuşak arkeolog ve sanatçılarımn yayın ko- nusunda hocalarmdan da- ha verimli oldukları, ulus- lararası boyutlarda kitap- lar yazdıklart dikkatinıizi çekti. Gençleri, değerli araştirmalanm içeren ki- taplartndan dolayı kutlu- yoruz. 2010 îstanbul Ytlı kay- naklartnm katkısı ile açı- lan yerli ve yabana sergi- lerin kataloghn ise anıtsal ve basyapıt ni/eliğinde ya- yınları oluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlı- ğı'nca geçen yılyayimla- nan kitaplarm bilim diin- yasma ve Anadolu kültü- rünün ortaya çikmasma katkıları inkâr edilemez. 2009'un küresel ekonomi bunalımmın etkisi altında bazı yaymevlerinin yeni kitap baskıları yapmada çekingen davranmalarma karşın, bu ytlki kitap tam- ttmtmız 200'ü asiyor. Bize kitaplannı gönderen yayı- nevlerine, Bakanltğa, özel müzelere ve yabana ar- keoloji enstitülerine tesek- kü'r ediyoruz. Bu özel sayıtnızı yine Öz- gen Acar ustamız haztrla- dı. Kendisine sevgi dolu bir selam yolluyoruz. Eli- ne sağlık Özgen Acar. Bol kitaplt günler... TURHANGÜNAY e-posto: [email protected]ın.tr [email protected] ervasız Pertavsız ENİSBATUR Y azarın, okurdan birfarkıda" karşılıksız iliş- kiierde derinleşme gi- zilgücünden kaynakla- nıyor bana kalırsa. Kaç ojcur, Papağan'ı yazan Julian Barnes kadar so- kulabilfr Flaubert'e? Iş, ürün kotarma süreci koyulaştırıyor yakınlığı, zaman ve emek yatırı- mını arttırıyor. IME CTMHfiE «VENTURE DEIHMIV Alphavltle. özünde, blr üst-film. Ost-ftlm olarak düsünülüp gerceklestlrilmesl hlç es- kimemeslne voi açmıs gecen süre Içinde. Karşılıksız ilişkiler "Karşılıksız ilişki" derken, yalınkat, düz bir tanımdan hareket ediyorum. Halil Şerif Paşa, ben doğmadan 80 yıl önce ölmüş, ilgime yanıt veremez, dahası (en kötüsü) bundan haberi olamaz-yaşarken, böylesi bir gele- cek ilişkisini öngöremezdi ayrıca. Iz bırakanlar bir dereceye kadar uma- bilirler bu sonucu, en azından dilek tutabi- lirler ilerisi için. Ama nerede, ne zaman, kimlerle yolları kesişir izlerinin, kestire- mezler(di). Bruno Taut, sözgelimi: Şu ara- lar benim taktığım gibi birilerinin, burada, kendisine odaklanabileceğini aklından ge- çirebilir miydi? "Karşılıksız ilişki"de, karşınızdakinden hiçbir beklentiniz olmaması, olamayacak olması, belirleyici etmenlerin başında sıra- lanıyor. Halil ya da Bruno: Bana teşekkür edemez, borçlanamaz, içerleyemez, yanıt veremez. Üçüncü kişiler karşısında so- rumluluktan azâde değilsinizdir şüphesiz; bir tarihçi ya da mimar, yanlışınızı düzelte- bilir, yorumunuza diklenebilir, başka: Ken- disi, davranamayacaktır. ister istemez, sırası geliyor garip düşün- celerin, "karşılıksız ilişki"nin ilerleyen bir aşamasında. "Yaşasaydı, nasıl karşılardı yazdıklanmı, söylediklerimi?" sorusunun ağına takılmamak elde mi? Her örnekte değil, bazılarında //engittiği olurtekinsiz fikirlerin: öylesine yaklaşmış, yakınlaşmış- sınızdır ki karşınızda olamayacak karşınız- dakine, tehlikeli sınırları aşma eğilimi baş- gösterebilir. Geçenlerde, Halil Şerif Paşa'nın daha önce karşılaşmadığım bir fotoğrafına rastladım. Hep yaptığım gibi uzun uzun baktım, devinmekten aciz görüntüye. On üç yıl olmuş, "karşılıksız iliş- ki"m başlayalı onunla. Adım adım sokulduydum loş labirentine. llerleyebildiğim kadar ilerledim içeride, yolları denedim, duvara dayandığımda gerisin geri döndüm. E/ma'nın Fransızcaya, Ru- menceye, Arnavutçaya çevrilmesi, devamının gelecek gibi olması Halil bey adına da keyiflen- diriyor beni; "karşılıksız ilişki"lerin çevresini ge- nişletiyor. Bir fotoğraf yanlışlığını düzeltmek için hareke- te geçip nerelere vardım o serüvende. En son, Tunus'tan aldığım mektup, Nazlı hanımın biyo- grafisini yazmaya niyetlenmiş yaşlı kadın yazar, suya saldığım şişenin olmadık kıyılara vurduğu- nu gösterdi bana. Kaleme tılsım payı yükleyen girişimler diye de bakılabilir "karşılıksız ilişki"lere. Yazın adamı ge- lip dokunduğunda, Figür, yeni bir yaşam alanına geçiyor. Halil beyi farklı bir bağlama taşıdığım tartışılmaz. Bruno Taut projemi gerçekleştirebi- lirsem, mimarların dünyasının dışına bir noktaya taşınmasına katkım olacak o adamın. Hayaletlerin gerçeklik kazanma hikâyeleri bunlar. Elden ele, gözden göze, bellekten belleğe do- laşsınlar diyedir. GODARD için NOT Godard, bir bakıma tournesol kâğıdı. Insanlan ikiye ayıran bir temel özelliği olduğunu düşünüyo- rum. Sinemaseverleri demek daha doğru olur as- lında. Sinemayı kendisi için, anlattıkları için değil, sevenlerin yönetmenleri böyle: Filmlerinin ortasın- da sinematograff üzerinde düşünmeden yapamı- yorlar. Alphaville, özünde, bir üst-film. öykü sine- masının bir ürünü otsaymış, kırk beş yıl içinde dehşet eskirmiş; özellikle de bilimkurgusal, politik kurgusal içeriğiyle. Üst-film olarak düsünülüp ger- çekleştirilmesi hiç eskimemesine yol açmış geçen süre içinde. Tersine, yapıldığı yıldan daha da yeni bugün. Çünkü, o yıllardaki kadar düşünmüyor si- nemacılar, sinema üzerinde; tecim çarklanna tes- lim olmuş çoğu. Bir altın dönemin ürünü Alphavil- le: 1955-65 parantezinin. Büyük filimler çatıldı o yıllarda, bir daha öyle bir çıkış göremedik. Olağandışı bir semiyolojik bindirme egemen Alphaville'e. Işıklar, neonlu yön göstergeleri, kayıt düzenekleri, enfes bir travelling arriere, üst üste merdiven helezonları, hepsine eşlik eden senta- tikleştirilmiş bir yan-söylev. Bir kavram: Consci- ence - bilinç ve vicdan. Bir cümle: Sizi seviyorum. Totaliter topluma sille. 007 filmlerini, gizli servisleri ti'ye almanın bu ka- dan olur artık. Eddie Constantine gibi ikinci sınıf bir taşra dedektifiyle her şeyi tersyüz etmeye kadir olduğunu göstermeyi savsaklamıyor Godard. • KİTAP Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk 0 Genel Yayın Yönetmeni: Ibrahim Yıldız 0 Yayın Yönetmeni: Turhan Günay 0 So- rumlu Müdür: Miyase llknurOGörsel Yönetmen: Dilek AkıskalıOYayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.Oİdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2,34381 Şişli- îstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ÎSTANBUL. 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdün özlem Ayden/ Reklam Mü- dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 740Yerel süreli yayın 0 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 6 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle