10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
M ğil ama evlendiği erkekler de top- " • lumda yer sahibi... - Özellikle Adnan onu bir mücevher gibi taşımış hep hatta öyle âşıkmış ki ya benimle evlenmezse diye başını küt küt duvara vururmuş diye anlatıyor Mina Urgan'ın annesi Şefika Hanım. YAPITLARINDA KENDİNİ YA2DI - Matematik öğrctmeni Salih Zeki ile evlilik ve hayli sancıh, inişli çıkışlı bir ilişki... Halide'nin anlattıklarından Sa- lih Zeki'nin onu rııhen yalnız bıraktığı- nın anlaşıldığmı, sık sık aldatttğmı ve bunun Halide'ye yapıthmndaki mutsuz. yalnız kadtn karakterleri yazdırdığmı bcîirtiyorsunuz. Hem Halide'nin hayli kisisel yazınını hem de evliliğinin yapıt- lanndaki karakterlerde nasıl \iicut bul- duğunu konuşahm isterim? Koşut ilerli- yor çünkü... - Koşut evet, ruhsal ve fiziksel dönü- şümlerini romanlanna neredeyse birebir yansıtıyor. Öncelikle tngilizce öğretme- niyle Shakespeare ve George Eliot oku- yor. Yazar olmayı da o günlerde düşün- meye başlıyor. Emile Zola'ya inanılmaz hayran. 1917'de, cinsel yolla bulaşan hastalık konusunu merkeze oturtan ilk ve tek erken dönenı romanı özelliğini taşıyan ve "Mev'ud Hükünı' adlı roma- nını da frengiden ölen Zola'ya ithaf et- miş. Öğretmeniyle "Mothcr" adlı bir ki- taptan tercümeler yapıyor ve kitap ken- di ismiyle basılıyor. 1897 Osmanlı-Yu- nan Savaşı'nda hayattnı kaybedenler anısına açılan bir sergide bu çevirisiyle şefkat nişanı alıyor. Âile dostları Rıza Tevfik'ten halk ve tekke edebiyatını öğ- reniyor ve ilk öyküsü "Eller"i o yıllarda yazıyor. Ders aldığı ve sonradan evlene- ceği Salih Zeki'den "Battal Gazi Hikâ- yeleri" ile Zola'yı bütünleştiren, Doğu ile Batı'yı bir araya getiren tahlilci bir bakış açısı kazanıyor. Dedektif romanla- rma tutkun. Evlendikten sonra eşine ve babasına Conan Doyle'un Sherlock Holmes kitaplarını Türkçeye çevirerek okuyor. lkinci meşrutiyetin görece öz- gür ortanıında Celal Sahir Erozan'ın çı- kardığı "Demet"e yazıyor. Sonra Tevfik ; maz... Fikret, Hüseyin Cahit ve Hüseyin Kâ- zırn Kadri'nin hazırladığı "TanirT'de edebiyat sütunlarına yazıyor. "Hiç ta- nınmayan birisiydim ve bir yazar olarak kariyerimin başındaydım" diyor. Aynı dönemde ilk romanmı bitiriyor; "Ra- ik'in Annesi". Metres konulu bu roma- nında kocasının kendisini sürekli aldat- masına duyduğu öfkeyi yansıtıyor adeta. Sonra îngiliz The Nation dergisinde "Türk Kadının Istikbali" başlıklı yazısı yayımlanıyor. Hamile kalmak için uğraş- tığı günlerde bir hamile kadının hikâye- sini yazıyor: "Heyûla". Sonra "Seviye Talip" romanma da sızıyor mutsuz evli- liği. Ve 1912'de Tanin'de "Handan " ad- lı romanı tefrika ediliyor. HANDAN=HALİDE - "Handan " neredeyse birebir kcndisi diye yazıyorsunuz. - Birebir! O kadar ki insan utanır yani bunları yazarken diye düşündüm yani. Kendisi de anneannesi ile bir sohbeti sı- rasında Handan'ı yazarken galiba çok abarttım demiş, kalemine hâkim olama- mış yani. Bir de bunlar toplumun, ka- dınların ortak dertleri oldıığu için ken- dinde öyle bir hak görmüş hcrhalde. Sözcülüğünü yapacağım diye düşünmüş sanıyorum. - Salih Zeki'nin ikinci eş almak iste- mesi falan... Yine de en çok onu sev- miş... - Tabi rezalet bir durum. Üstelik bakı- yorsunuz o dönem böyle ikinci eş alma falan çok yaygın bir şey de değil ve Ha- C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1057 Mustafa Kemal ile Cebze Tren Istasyonunda... 1923 Oçak; Izmltte Mustafa Kemalin gazeteci- lerie yaptığı ilk basın toplantısına Hallde Edib de davetllydi. Işgal yıllannda Ingilizlertarafından öldürülecekleri korkusuyla ABD'ye yolladığı oğulları Ali Ayet ve Hasan zekl ile 1924 yazında Münlh'te... lide gibi bir kadının başına geliyor. Bu konuda yıllar sonra Mina Urgan'la dert- leşmiş. Bir tek erkeği sevdiğini ama o tek erkeğin de altı ay sonra aldatmaya başladığını ama eşi ikinci bir kadına ni- kah luymaya kalkınca oğullarını da dü- şünerek sineye çekemediğini anlatıyor Urgan'a. - "Handan"m sonrası nasıl geliyor? - 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı sıralarında Halide karamsar ruh halini yansıtan önemli romanı "Vurun Kahpe- ye"yi yazıyordu. Bu romanda Milli Mü- cadelede kadmlara yapılan haksızhklan kendine yapılan haksızlıklarla birleştir- mişti. 1924'te tefrika edilen "Kalp Ağrı- sı" ise başkahramanı Kürt olan bir aşk romanı. Halide'nin Kürt yakınlarından izler taşıyor. Bu arada en sevdiği şair Yahya Kemal, en sevdiği hikayeci ise Ömer Seyfettin. YAŞAR KEMAL VE NAZIM SEVCİSİ - Halide Edib in edcbiyatının tümünü değerlendimıeye yerimiz yetmez ama Yaşar Kemal'i ve Nâzım 'ı sormadan ol- - Şöyle, Vedat Günyol'u ilk Paris'ten tanıyor Halide ve bir söyleşi yapıyorlar. Günyol, "Bugünkü gençlik için ne dü- şünüyorsunuz" diye soruyor. Halide de "lçlerinde 'Taranta Buba' ve sırf ideolo- ji için olan parçalar çıkarılırsa 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü?' derecesindeki eserleriyle gençler arasında, hatta bu de- virde 'dahi' sıfaünı alabilecekler vardır" diye cevap veriyor. Nâzım'ın şiirlerinin yüksek sesle okunmasını da seviyor. Sonra 1950 seçimleri zamanı hapiste aç- lık grevine başlıyor Nâzım. Halide de aydınlarla birlikte Nâzım için imza ve- renler arasında. Yaşar Kemal ile ilgili de şöyle; 1958'de Yunus Nadi Jürisi'nin Başkanı Halide Edib. Gazeteye yollanan dosyalan önce Yaşar Kemal ile Burhan Felek okuyor. Orada bir iletişimleri var. 1959'da da Yaşar Kemal, "Sevda Sokağı Komedyası" kitabıyla ilgili bir söyleşi j için evine gidiyor. Sonra Halide bir gün [ sansüre uğruyor. Istanbul Radyosu'nda, cunta döneminde bir programa katılı- yor, "En sevdiğiniz yazar kimdir sorusu- na", "Yaşar Kemal" deyince o bölüm askerin sansürüne takılıyor. Çıkaralım burasını diyorlar Halide de kabul etmi- yor ve röportaj da yayınlanmıyor. Bir de Yaşar Kemal bir gün "Beni neden çok seviyorsunuz" diye sormuş, anne tara- findan Kürtlük olan Halide Edib de "Seni Kürt olduğun için çok seviyo- rum" demiş. - Milli Mücadele anılanndan oluşan "The Turkish Ordeal"ı ise hayli gürültü koparıyor... - Türkiye'de hemen yayımlanamıyor zaten. Halide Amerika'ya giderken Lon- dra ve Ne\v York'ta eş zamanlı yayımla- • nıyor. Mustafa Kemal'i eleştirmesine büyük tepki gösteriliyor ve cadı kazanı kaynatılmaya başlıyor, Yahudi kökeni mevzu ediliyor, sonra namusuna dil uza- tılıyor. Kitapta bu konudaki yazılardan örneklere de yer veıdim. Kitap Türki- ye'de, Halide'nin o günlerin Türkiye'si- ne göre yeniden düzenlediği şekliyle "Türkün Ateşle lmtihanı" adıyla tam 34 yıl sonra, 1962'de yaymılanabUiyor. MEŞHUR AMERİKAN MANDASI OLAYI! - Halide Edib ile ilgili su "Amerikan mandası"konusunu da konuşahm iste- rim. - Önce, 1918 sonlarında Wilson Pren- sipleri Cemiyeti kuruluyor... Halide ku- rucusu diyebiliriz. Ama yalnız değil Ha- lide, derneğin yöneticileri arasında Cela- leddin Muhtar, Ali Kemal, Hüseyin Hu- lusi ve Refik Halid de var. Etkin üyeleri içinde de Ahmet Emin, Yunus Nadi, Celal Nuri, Necmettin Sadık gibi tanın- mış yazarlar bulunuyor. Bu süreçte Ha- lide Amerikalılarla görüşmeler yapıyor, olanakları araştınyor. Ağustos 1919'da, manda üzerine biri Amerikan kamuoyu na, diğeri Mustafa Kemal'e iki önemli ipek çaiısi* İle Camze Akdemlr... mektup yazıyor. 10 Ağus- tos 1919'da Mustafa Ke- mal'e yazdığı ve sonraları aleyhine propaganda mal- zemesi olarak kullanılacak mektupta, imparatorluğun o günkü sınırlarını koruya- cak bir çözüm olarak öne- riyor Amerikan mandasını. - ABD'nin mandacıhk anlayışı o dönem tarkhydı diyorsunuz. - Farklıydı, o zaman ABD'nin yayılmacı bir po- litikası yoktu ve başında da son derece düzgün bir baş- kan vardı. Onlann talep et- tiği manda bugünden ba- kınca anlaşıldığı gibi bir manda değil. Zaten ABD'de çok pahalıya mal olacak diye manda teklifini kabul etmiyor. Halide'ye göre Anado- lu'daki mücadeleyi dikkat ve sevgiyle iz- leyen bir Amerika var. Halide, Wil- son'un 12. prensibinden 'Türklerin ço- ğunlukta olduklan yerlerde, istiklalleri- ne dokunulmayacağı'nı anlıyor. Onun ve birçok aydının bu prensipleri benim- semesinin nedeni, Ermeni ve Yunanlıla- ra toprak verilmemesini garantiye al- mak. -Hah'de'nin Wilson'a serzeniş dolu birmektubu var... Çok sonraları kendi- siyle yapılan bir söyleşide, emperyalist hevesîerinin engin çıktığmı vurgulaya- rak ABD'ye sitem ediyor. - ABD Başkanı Wilson felç geçiriyor, etkisiz kalıyor ve önerileri de bir bakıma kadük kalıyor. Ayrıca şu da bir gerçek ki politikaları kendi ülkesinde de pek benimsenmiyor Wilson'un. Halide man- dacı ruhuyla hareket eden biriyse, man- da da bugün tarif ettiğimiz kadar kor- kunç bir şey ise nedcn sonra iki çocuğu- nu bırakıp Milli Mücadele saflarına gi- diyor. Manda macerası 1919, Halide'nin Milli Mücadele'ye gitmesi 1920-22 arası yani üç sene cephede bu kadın. Ayrıca Halide, Heyet-i Temsiliye adma konu- şuyor yani görevli gibi. Once Erzurum sonra Sivas Kongresi'nde bir büyük devletin yardım ve dayanışması istcnebi- lir şeklinde ABD kastedilerek bir mad- de konuyor. Bu daha sonra manda ve himaye kabul edilemez şeklinde Nu- tuk'ta geçtiği için kafa karışıyor. Evet, manda ve himayeyi zaten kabul etme- mişler Milli Mücadeleyi vererek ama başta gerekirse diye bir ihtimal olarak da düşünmüşler. Halide de bu kervanın hep bir parçası yani tek değil. - Mustafa Kemal ile iletişimleri nasıî- dı? - Kafasında iki Mustafa Kemal var. Bi- rine hayranlık duyuyor, diğerinden kor- ku ve öfkeyle söz ediyor. Onun dönemi- nin en önemli lideri olduğunu kavnyor tabi. O günün asli görevinin Mustafa Kemal Paşa'ya destek vermek olduğu- nun bilincinde. Sakarya Savaşı'nda "on- başı" rütbesi veriliyor. 21 gün cephede kalıyor. Mustafa Kemal ile yan yana si- perdeler. Her zaman aynı fikirde olamı- yorlar, kimi zaman uzaklaşıyorlar. Bir de Mustafa Kemal'e şu suikast olayı var. Suikast girişimiyle ilgili Mustafa Ke- mal'in suikastçılann arasmda geçmişte siyasi danışmanlığını yapmış bir kadın bulunduğunu açıklaması dikkatleri ister istemez Halide'nin üzerine çekiyor. O sıralarda Halide ise yurtdışında. • [email protected] i _ Halide Edib-Biyografisine Sıgmayan Kadın/ZpeA: Çalışlar/Everest Yayınlan/ 556 s. SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle