10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Serdar cakan'la 'Güvercin Beslemek' iizerine 'Romanım tamamen kurgıT iraklı genç Ekrem ve ablası Süreyya, Sad- damın devrilmesinden hemen sonra kurşuna dizilen babası ve ço- cukları uğruna kendini feda eden annesini ge- ride bırakarak Türki- ye'ye kaçmıştı. Bu yal- nız iki kardeş, Türki- ye'ye vardıklarında kendilerini yepyeni bir hayatın karşılayacağı- na inanıyorlardı. oysa, kaderlerinin karanlık tarafı burada da peşle- rini bırakmayacaktı. serdar çakan ilk romanı Güvercin Beslemek'te, okuru- nu irak ile Türkiye arasında gezdirirken sıradan bir insanın başından geçen bir dramı aktarıyor bize. çakan'la romanını konuştuk. ONeşeYAZicı | "w~ TF" er şeyden önce edebiyat dünyast- m m na hoş geldin diyerek başlamak mm M m istiyorum. Bize öncelikle edebi- -JL J~ yata oîan merakını anlatırmısın? - Yazmakla ilgili meraklann başlama yaşını bi- lirsiniz. On beş? Belki on altı... Ben de o yaşlarda defterler dolusu ama kısa kısa, tek sayfahk yazılar yazmış, arkadaşlanma okutmuş, onlarla yazdıkla- nm üzerine tartışmış ve sonra tekrar tekrar yaz- maya devam etmiştim. Ancak üniversite sınavına hazır- lık ile başlayan ve okul, mezuniyet, askerlik, i§, evlilik, çocuk sahibi olmak şeklinde en kısa yoldan tarif edile- bilecek ve şimdi bulunduğunı yerden geriye baktığım- da hızla akıp geçtiğine hayreder ettiğim kuruluş döne- mimde defterleri ve kâğıtları çekmecelerde saklamış- tım. 2007 yılıydı. Hangisi olduğunu hatırlamadığım bir gün tekrar ama bu kez uzun uzun yazmaya karar ver- dim. Edebiyata her zaman merakım vardı. Yılda on-on beş edebiyat kitabı okuma hedefimi yakalamaya çalışı- nm. Genelde bir yerli bir yabancı okumaya gayret ede- rim. Son birkaç yıldır fazlasını yapabüiyorum. - Genç biri gibi konuşmuyorsun, bunlar kaybolan yıllar ardmdan yapılan ahlar, vahlar değil herhalde... - Asla hayır! Kaybolan bir şey yok. Yazmak için oku- manın ve yazmanın gerek şart olduğuna inanıyorum. Ne kadar "kurgu bu" desen de yazılmış bir kitap, mut- lak olarak bir birikim içerir. - Kendinden hiç bahsetmedin. Ben vaşa takâdım hâ- lâ... Yaş 36! Gerisini herkes bilir zaten. Bir eksik bir faz- la fark etmez. Adapazarı doğumluyum. Üniversite ve askerlik hariç hep oradaydım. Kitap da orada geçiyor zaten. • - Öyle olmasa Adapazarı seçimi çok anlaşıhr olmazdı değil mi? - Buna benzer bir eleştiriyi ilk editörüm yapmıştı. Oysa Adapazan, trenle bir ucundan tstanbul'a mıhla- mış belki de tek şehir. Çok eskilere dayanan bu bağ- lantı yaşayanların hayat tarzını da birbirine yaklaştırır. Adapazarldar göç etmeden Istanbullu olabilmek gibi bir meziyete sahiptir. Kurgulama aşamasında özellikle şeçmedim ama her zaman insanların doğup büyüdüğü yere olan bir borcu olduğuna inanırdım. Bu kitapla bunu ödemek adına bir adım atmış olmayı isterim. Ne derler, nasıl derler; "şehrimi seviyorum!" - Yazmak çok vaktini alıyor mu? Hayaünda kapsa- dığt yeri merak ediyorum aslmda? - Yazmak dışında düzenli bir işim var. Yani geçimi- mi yazarak karşılamıyorum. Yazarlık ciddi bir uğraş, hobi diyerek anlamını bozmak istemiyorum ama tatil günleri, hafta sonları ve bazı uzun geceler dışında daha lazlasım yapmaya vaktim yok maalcsef. Bunun dışında çocuklar için okul maçlarında futbol hakemliği yapıyo- rum, üniversitede yüksek lisansımı tamamlıyorum, im- kân bulduğum her vakit tenis oynuyor, bölge turnuva- larına katılıyorum. - Kitap hakkında konuşahm mı biraz; konıı üzerinde uzun bir çahşma süreci geçirdin mi? Ya da kimi yazar- da olduğu gibi, yazarken konu kendi kendini mi oluş- turdu? Hikâyen gerçek olaylara dayanıyor mu? - Güvercin Beslemek'i kaleme almak sekiz ay kadar sürdü. Baskı aşaması da üç ay kadar... Neredeyse 2009 yüının ramamında elimin altındaydı diyebilirim. Ben tarz olarak önce karakterleri oluşturmayı seviyorum. îşe en az üç karakterin, kişilik özelliklerini ve hayat gö- rüşlerini beürleyerek başlıyorum sonra bu karakterleri biryerlerde buluşturuyorum. Karakterlere her türlü kurguyu yaşatabilirsiniz. Mesela, Süreyya romandakin- den farklı olarak Hintli, alt klandan, fakir bir ailenin üvey kızı veya ABD'li bir petrol zengininin karısı ola- bilirdi. Esas itibarıyla önemli olan, Süreyya'nın kaya gibi sert görüntüsünün altrndaki kırılgan ruh yapısı. Okuyucunun merak ettiği ve yazann da işlemesi gere- ken malzeme bence bu olmalı. Bu roman tamamen kurgu ve "kesinlikle gerçek bir hayattan ahnmamış- tır!" Bunu özellikle söylemek istiyorum. Romanın için- deki hiçbir karakter ve yaşam tarzı gerçekte var olan birinin aynası değildir. Ama mekânlar, bildik, tanıdık yerlerdir. Tabii depremden önceki hallerine daha fazla benzer. - Okumaktan hoşlandığın yazarlar kim? Ornek aldı- ğm veya etkilendiğin biryazar var mı? - Rus edebiyatını takdir ediyorum ama televizyonla büyüyen bizler için aşırı sayılabilecek betimlemeci tarzları bazen okumayı zorlaştırabiliyor. Ben sanırım Stendhal, Flaubert, Balzac gibi Fransız yazarlannı be- ğeniyorum çünkü onların eserlerini okuyunca mutlu oluyorum. Daha yakma gelirsek, Vasconcelos, biraz daha gelirsek Halit Hüseyni gibi yazarları da çok beğe- niyorum. Gerçi onları herkes beğeni- yor, öyle değil mi? - tleriye dönük olarak yapmayı planladığm başka yazınsal çalışma var mı? - Elbette var. Baharla birlikte yeni- den başlayacağım. İlk iki karakterim hazır. • Güvercin Beslemek/ Serdar Çakan/ Cinius Yavmları/144 s. am metle fethedilen îstanbul'un kaybe- •* dilmesi, yeniden Hıristiyan dünya- nın eline geçme korkusu, doğuda Şah tsmail batıda Venedik arasında artan baskı, Sultan Bayezid'in kaçak kardeşi Cem Sultan'la birlikte iyice gerilen dış ilişkiler... Kurguya dahil olan karakter zenginli- ği de romanı dikkate değer kılan unsur- lardan. Bir an Şehzade'nin yaşadıklarma şahit olurken, diğer bir an yeniçerilerin veya tüccarların arasında dolaşıyor, Şah tsmail ya da Valide'nin iç konuşmaları- na ortak olurken türlü entrikalann dön- düğü haremde cariyelerin ve de hare- mağalannın iç dünyalannı tanıma nrsatı buluyoruz. Romanın ve aynı zamanda gerçek tarihin bir parçası olan bu insan- lar haline geliyoruz bir bakıma. Bu açı- dan kitabın verili yargılardan çok oku- yucunun yorumuna dayandığını söyle- mek de yanlış olmaz herhalde. Trabzon'daki Kuzgun, Şair Mihri, Molla Sarıgürz, lspanya kraliçesi Isabel- la, Gürcü güzeli, Macar asıllı cariye Gülnevâ, Hekim Ferşat Efendi, Şeyh Hamdullah, Dilfiruz Kalfa, Karanfil Ağa ve daha pek çokları... Anadolu'da- ki Türkmen isyanlan, Şah lsmail'in ha- rekât hazırhklan, şehzadelerin taht mü- cadelesi, cariyelerin şehzadeleri elde edip onlara bir veliaht doğurma çabala- nııın anaforlarına kanşıp gidiyor oku- yucunun gözleri önünde. Okudukları- mız aslında büyük oranda aşina olduğu- muz konular olsa da sahnelemedeki çar- pıcılık, okuyucuda bütün bunlarla ilk defa karşılaşmış izlenimini bile yaratı- yor. Romanın dili de içeriğiyle uyum için- de. Bir yandan eski Istanbul'daki Top- kapı Sarayı'nda II. Bayezid'e, Amas- ya'da Şehzade'ye. Trabzon'da Kuz- gun'a, Hıristiyanlaşan lspanya'dan ka- çan Yahudi mülteciler Sarah ve Jacop'a kulak verirken gerek karakterlerin iç ve dış konuşmalan gerekse karakterler dı- şında olayın ve mekânın tasviri anlatıl- mak isteneni ustalıkla aktarıyor. Her sahneden önce mekân ve tarihin belir- tümesinin yanı sıra bu özeUik de okuyu- cunun anlatıya olan güvenini arttınyor. Bir tarih ve dönem romanı olan Şeh- zade, II. Bayezid dönemine edebi bir ışık tutarken karakter zenginliği, kurgu- nun kıvrakkğı ve ince işlenmiş diliyle okurlara üç yüz elli sayfalık bir macera- dan çok daha fazlasını vaat ediyor. Tari- hin tozlu sayfaları arasında yolculuk ya- parken genç şehzadenin güçlü karakte- rine, yerinde kararlarma ve etrafıyla iyi ilişkilerine rağmen, onun hazin sonuna, daha doğduğunda biçilmiş rolden, ka- derinden kaçamadığma şahit olacaksı- nız. Ya yımcmm pençesindeki hayatlar sizin çalınmış hayatlarmız olsaydı? Şehzade/ Hülya Baygın/ îmleç Kitap/ 360 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 7 SAYFA. 3 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle