23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2010 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PENCERE ‘Fetih Bayramı’ Başlarken... Fetih nedir?.. “Bir kenti ya da ülkeyi silah zoruyla ele geçirmektir.” Osmanlı’nın dış dünyaya bakışında iki sözcük önemlidir; biri ‘cihat’, öteki ‘fetih’... İkisi de çağdaş devletler hukukunda yasaktır; uygarlığın sözlüğünden silinmiştir; Birleşmiş Milletler Anayasası’na aykırıdır. İstanbul Anakent Belediyesi, bu yıl ‘fetih bayramı’nı görkemli biçimde kutlamaya hazırlanıyor. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u 29 Mayıs 1453’te fethetmişti. O dönemde ‘fetih’ (ya da işgal) konusunda bugünkü gibi ortak bir hukuk oluşmamıştı; ‘uluslararası toplum’ yoktu; devletler, zor gücüyle, topraklarına toprak katıyorlardı; İstanbul’un Türkler tarafından ele geçirilmesi bu ortamda gerçekleştirildi; bir çağ açtı. Evet İstanbul Anakent Belediyesi 1997’de ‘fetih bayramı’nı coşkuyla kutlayacak; ama, anlamı ne bunun?.. Fransız Paris’i, Rus Moskova’yı, İngiliz Londra’yı, İsveçli Stockholm’ü “fethettim” diye bayram yapar mı?.. Bizim yanılgımız, Osmanlı dünya görüşünün Atatürk’ün ölümünden sonra hortlamasından doğuyor. Osmanlı döneminde ‘yurt’ yoktu, ‘mülk’ vardı; ‘vatan’ kavramı, aydınımızın bilincine Namık Kemal’le birlikte işlenmiştir. ‘Mülk’ fethedilen toprakların tümüdür, sınırları belirsizdir, durmadan değişir. Oysa bizim ülkemizin sınırları Lozan’la saptandı. Atatürkçü düşüncede ‘fethetmek’ diye bir kavram yok!.. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi, devletin dünya görüşüdür. Aklı başında olan “Ben ülkemin en büyük kentini fethettim” diye her yıl bayram yapar mı?.. İstanbul bizim yurdumuzun bir parçası!.. Refahçılar bu yıl İstanbul’un ‘fetih bayramı’nı geçen yıllardan daha cafcaflı törenlerle kutlayacaklar; bu yolda geniş bir program hazırlandı. Peki, bu tören ve toplantılarda Mustafa Kemal Atatürk’ün adı geçecek mi?.. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, emperyalist düşman, yenik Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’u 16 Mart 1920’de işgal etti. ‘İşgal’ Kurtuluş Savaşı’nın sonuna dek sürdü. ‘Zafer’ kazanılıp düşman yenilgiye uğratıldıktan sonra, Türk ordusu 6 Ekim 1923’te İstanbul’a girdi. O gün herkes sevinçten ağlıyordu. Güzel İstanbul üç yılı aşkın bir süre, yabancı işgal ordularının boyunduruğu altında yaşamıştı... İstanbul elden gitmişti. Kim kurtardı İstanbul’u?.. Atatürk!.. Gazi Mustafa Kemal, İstanbul’u düşmandan kurtarmasaydı; şimdi ‘fetih bayramı’ yapılabilir miydi?.. ‘Fetih bayramı’nda bu gerçeğin açıklanıp aydınlanması gerekmiyor mu?.. Atatürk olmasaydı, İstanbul’a yeni cami yaptırmak şöyle dursun; camilerin çoğu kiliseye çevrilecek, kubbelerinde kilise çanlarının sesi yankılanacaktı. Bugün “Taksim’e cami” üzerine siyaset yapanlar, bu gerçeği bilmezler mi?.. ‘Fetih bayramı’nda bütün bu gerçekler çocuklarımıza anlatılmalıdır; bu konuda her şeyden önce TV’lere iş düşüyor. (23 Mayıs 1997 tarihli yazısı) Gözüm masadaki kitaplara ilişti. Görmemek için gözlerimi yumdum. Ne kadar çok! Birbirinden önemli kitaplarla ne yapacaksın dedim kendime... Erdal İnönü’nün “Bilimsel Devrim” adlı kitabının önsözünü yazan Orhan Bursalı; “Gençler, babalar, analar, öğrenciler, öğretmenler dahası siyasetçiler... İnönü’nün kılavuzluğunda bilim tarihinde kısa bir geziye çıkacaklar; bilim, siyaset ve toplum ilişkilerinin nirengi noktalarında buluşacaklar; en önemlisi Türkiye üzerine düşünecekler” diyor. Kitapta İnönü’nün çeşitli konuşmaları, her zaman etkisini duyuracak düşünceleri var... “Devletler Hukukla Yaşar” Muammer Aksoy’un yazılarını bir arada okuma olanağı. Kitabı baskıya hazırlayan Işık Kansu, korkunç bir cinayete kurban giden Aksoy’u andıktan sonra kitabı şu sözlerle bitiriyor: “Hey siz? İnsancıklar, çocuklar, gençler. Kardeşlerim, yurttaşlarım. Ne olup bittiğinin gerçekten ayırdında mıyız?” Muammer Aksoy’un yaşamı ve yapıtları, bütün canlılığıyla karşımızda. “Ne yazık o ülkeye de kahramanlara gereksinimi var”. Öner Yağcı, “Gökyüzüne Akan Irmak” kitabına Brecht’in bu sözüyle başlamış. Toplumla sanatın karmaşasında etkileyici yazılar... Öyle çok değerli kitap var ki önümde! Her birinden upuzun söz etmek, değerlendirmek gerek... Sevgili dostum, çok erken yaşta yitirdiğimiz Demirtaş Ceyhun’un “Haçlı Emperyalizmi”. Demirtaş, kitabını şu uyarıyla bitirmiş: “Halk dinimizin içsel dinamiğinin ilerde bilinçsiz patlamalar yapmaması için, ilerici aydınlarımızca bugünden incelenmesi, bilinçlendirilmesi ve halk hareketlerine dönüşecek şekilde yönlendirilmesi artık kaçınılmaz bir zorunluluktur.” Yeni elime geçen iki önemli kitabı sona bıraktım: Prof. Dr. Altay Gündüz’ün “Geçmişe Yolculuk”u ve yargıç, avukat, milletvekili Hasan Basri Akgiray’ın “Mektuplar”ı... Bütün bir yaşam var Altay’ın kitabında... Bir tek insanın değil, toplumun. Son yetmiş yıllık tarihin en önemli olayları, kişileri... Bir şiir gibi okudum Altay Gündüz dostumun anlattığı insanları, anıları, olayları ve onlar konusundaki düşüncelerini... Bir an kendim yazmışım gibi oldu! Her şey o kadar yakınımdaki... “Geçmişe Yolculuk” güzel de, bir de geleceği düşündürmesi var. Gelecek senin, benim, ülkenin yarınları... En iyisi kitabın son sözünden bir parça sunmak: “... ama gelecekte her şey olabilir. Dünyanın siyasal dengesi değişebilir ve Türkiye üzerindeki siyasi baskılar kalkabilir. İşte o zaman binlerce yıllık geçmişi olan ve Atatürk önderliğinde bağımsızlık savaşımızı veren Türk halkı ya aklını başına toplar, içsel çekişmelere son verir, devrim yapar, sömürgecileri ülkesinden kovar.” Yakın tarihten alınacak çok dersler var. Ama anlamak istemeyenler, kölelik çizgisinde kalmakta direnenler de o kadar çok ki! Teşekkürler Altay Gündüz... Hasan Basri Akgiray’ın “Mektuplar”ı ise, yaşantısı sürekli devlet, millet hizmetinde geçmiş bir aydının bizlere, sizlere, hepimize gönderdiği mektuplar. Bir çeşit ayrılış seslenişleri gibi!.. Akgiray, halka, gençliğe, politikacılara, aydınlara, meslektaşlarına, eşine dostuna en başta da Atatürk’e seslenmiş... Yalnız bugün yaşayanlara değil, geleceklerde bu ülkede doğup büyüyecek kuşaklara da... Akgiray’ın “Mektuplar”ı ile “Tünelin Ucundaki Işık” adlı kısa romanı da övgüyü aşan önemli çalışmalar. EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Dostumuz Kitaplar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle