10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN B ir evin dağı- nıklığına, acımasız doğaya. uzayıp gi- den yola bakarken bile insandır bir öy- kücünün gördüğü: Yaşamanın içinde savrulup duran in- san. 0 insana kendi birikiminden bakan öykücü, kişiliğini geliştirirken kendi- ne göre bir yaşama biçimi benimsemiş- tir. 0 yaşama biçi- minden bakar insa- na. Bağışlayan, acı- yan, öfkelenen bir bakış olabilir bu! Yaşamanın akışı bir öykücünün kişili- ğiyle bütünleşir. Demet Eşrefoğlu Vardar'ın öykülerini okurken o bakışa ka- dınsı bir duyarlığın dağıldığını da görü- yoruz. Demet Eşre- foğlu Vardar yeni bir öykücü. Bir kitapta topladığı 19 öykü- süyle edebiyatımıza ilk adımları atıyor. (SAMSUN ASFALTI, Çİ- viyazıları Yayınevi, 2010). Kadın duyarlı- ğı biçem özelligi sa- yılır mı? Bir yazarın kişiliğini oluşturan öyle ayrıntılar var ki, yaşamanın akışına bakarken bunlardan kurtulması olanak- sızdır. "Samsun Asf- altrndaki öykülerde arayalım bu özellik- leri: Öyküde kadın duyariığı PENCEREDE SAKSIÇİÇEKLERİ Baskı alttnda geçen bir çocukluğu anla- tan kadın, dövmeyi alışkanlık haline geti- ren bir babayı, bu davranışa duyarsız ka- lan annenin mutfağa sığınarak kendini ko- rumaya çalıştığını anlatıyor. Erkek çocuğa duyulan sevgi, kız kardeşin içinde gizli bir kine dönüşmüştür. Ağabey ağaçtan düşüp ölünce kız kardeş sevincini de gizler. Ken- dini yetiştirip evlenince kurtulacak mıdır? Kurtuluş, döven bir kocadan ayrılmaktır. Kurtuluş, babasının ölümünden sonra an- nesini daha iyi anlamaktır. Kurtuluş, sabun kokulu çarşaflara sığınmaktır. (Sabun Ko- kulu Çarşaflar). Kendimizi önyargılardan kurtaramaya- cak mıyız? Içimizdeki kötülüklerle mi bü- yüyeceğiz? Zaman, kırgınlıkları yumuşat- mayacak mı? "Sabun Kokulu Çarşaflar"ı okurken bu sorular içimizde yankılanıp duracak. "Samsun Asfaltfnın kıyısında bir gece- kondu mahallesi. Pencerelerini saksı çi- çekleri süsleyen bir ev. Kızlarına sevgişini gösteremeyen bir baba. Evin önündeki tahta somyaya kurulup sigarasını tüttürür, yoldan geçen taşıtlara dalardı. Kaçırmak zorunda kalarak evlenmişti karısıyla. Uzunca bir evlilik. Sonra da yüreğine yenik düşünce, bakırcı dükkânının karanlığında evin sorumluluğunu yüklenen bir erkek ço- cuğu. "Samsun Asfaltrnda bir adam mı var? Kurtarılması gereken biri mi? Yoksa babasının hayali mi? Oğlanın bir kazada ölmesi gecekonduyu karanlığa gömecek- tir. Artık evin önündeki tahta somyaya otu- rup uzaklara dalan anne şöyle düşünecek- tir: "Çünkü doğan bu yeni bebeğin, babası ile barışmanın iyi bir yolu olacağını san- mıştı. Yüzü asıldı birden, gözleri bulandı. Ne zalim, ne kalpsiz adamdı şu babası. Hiç ama hiç yumuşamamıştı." Bir anne geçmişiyle ödeşedursun, yaşa- manın anlamsız akışı yeni insanlarla sürüp gidecektir (Samsun Asfaltı). EN İYİSİÇEKİP GİTMEK Demet Eşrefoğlu Vardar bir olay öykü- sü mü anlatıyor? Ama aklımızda kalan öy- kü değildir. Bir kadının ezikliği, bir genç kı- zın davranış biçimidir. Aynı evde birbirinden uzak yaşayan in- sanlann dağınıklığını anlamaya çalışırız. Demet Eşrefoğlu Vardar o dağınıklığı şöyle anlatıyor: "Taş kesilmiş iki vaıiık gibi yemeğe oturduklarında ya da koridorda karşı- laştıklannda birbirlerine "İyi geceler!" bile demeden odalarına çekildikleri günkü gibi gergin bir geceydi." Odadaki nesnelerin durumu, karı-ko- ca arasındaki gergin ortamı yaşatan bir biçim alıyordu. Demet Eşrefoğlu Var- dar bu sıkıntıyı şöyle açıklıyor: "Sessizlik, salonda var olan tedirgin- liği sanki daha da artırıp huzursuz edi- yordu her ikisini de. Aslında üzerine giydiği suçluluk duygusu değil de, ye- nilmişliğin sıkıntısıydı." Bir kocanın yenilgisi miydi bu? "Bir akşamüstü kahvesini içmek için, belki de ilk kaçamağını yapmak için oturduğu kafede, karşısındaki genç ka- dının ta derinlerine dalarken, karısının camdan onları gördüğü günü anımsa- dı." Sessizliklerdir araya giren, çözüm- süzlüklerdir. Kadının kendi gövde öz- gürlüğünü bir başkasında sınamasıdır. Giderek, konuşmadan, duyumsama- dan geçen bir zaman girer araya. Kadının kocasını sevmesi artık yeterli değildir "Seni seviyorum ama yetmiyor bana. Ruhum biraz hırpalanmak, acı çekmek ve yorulmak istiyor." Birinin evi bırakması gerekecektir. Demet Eşrefoğlu Vardar bu uzaklaşmayı okurların yorumlarına bırakmaktadır: "Bir kadınla erkeğin arasındaki bu uzak- lığı tarif etmek imkânsızlaştırmıştı artık" (En lyisi Çekip Gitmek). O ESKİYALNIZLIK Her yüzün kendine özgü bir öyküsü var mıdır? Yoksa bizim düşlem gücümüzde yaşayan bir öykü mü? Oyküye dönüşen hiçbir ilişki yaşandığı gibi değildir. Yaratıcı güç sözünde gülüm- seten bir yalan vardır. Bütün iş öykünün kurgusunda yeni bir ilişkiye girişmektir. Otobüsün koltuğuna gömülmüş, mor renkli gözlüklerinizin arkasına çekilmişsi- nizdir. Bir otobüs firmasının bürosunda, servis otobüsüne binen bir kadına, onu uğurlayan adama, otobüse atılan sırt çan- tasına bakıp yeni bir öyküye dalmışsınız- dır. Sevi, belki de dokunmaktır. Otobüsteki kadın onların ilişkisini düşlem gücünde ya- şatır. Kendini kadının yerine koymaya çalı- şır. Karmaşık ilişkilerin burgacında kendini dinlemek ister: "Işte Üsküdar'ın o telaşlı kalabalığında- yım yine. Yapayalnızım. Genç adamın otobüsü çoktan otobana çıkmıştır, değii mi?" (Barbaros Bulvann- daki Düşler). Bir öykü kahramanı kendi yalnızlığından çıkıp, yeni bir ilişkinin aldırmazlığına karış- mak isteyebilir. Kendinde çoğalmak iste- yen herkesin böyle bir özlemi olabilir. De- met Eşrefoğlu Vardar bu iç gerçeğin giz- lerine yarmak istiyor. Belki de bilinçaltında yaşadığımız bir gerçeği denemek istiyoruz. Belki de bu gerçek kendimizi yeniden tanımaya yara- yacak, o eski yalnızlıktan kurtaracak bizi. Sıradan alışkanlıklar sevi ilişkisine dönü- şünce araya giren bir başka sevgiliye kat- lanmak kolay olur mu? Gene de beklemek gerekir, kimi bekledi- ğini bilerek beklemek. Oysa sevdiği adamın bir başka kadın- dan döneceğini sezerek beklemek, çelişkili düşünceler içinde kendinde küçülmek, onu bir başka kadınla paylaşmaya katlan- mak, onursuzluk içinde yaşamak sayılma- yacak mı? (Tarçınlı Çay). KADIN DUYARLIĞINDAKİ AYRINTILAR Demet Eşrefoğlu Vardar'ın öykülerinde değişik kadınlar var. "Küskün gidişlerin terkedişlere dönüştüğünü bilen" kadınlar- dan tutun da, ölümün kıyısındaki bir ağa- beyi öte dünyaya yolculayan, yorgun bir kız kardeşe kadar nice kadın var bu öykü- lerde (Güle Güle Gidin Hocam). Demet Eşrefoğlu Vardar sevecen bir yürekle bakıyor onlara. Bir kadın yaşama serüveninde kaç erkek tanımış olabilir? Onların önemli bir bölümü düşlem gücünde yaşayacak da, değişik olasılıklarla uzak birlikteliklerin yakınlaşma- sı düşünülecek (Hayır Böyle Olmayacak). Gerçek ilişki tensel yakınlaşma mıdır? Başka yakınlaşmalara aldırmadan tensel ilişkinin tadını çıkarmak mı gerekecektir? İçinde yıkılmalar olsa da bir kadın cinselli- ğe mi sığınacaktır? (Ankara'ya Kar Yağı- Öyküde kadın duyarlığının sınırlannı be- lirlemek kolay değil. Belki ne kadar kadın varsa, o kadar başka kadın anlayışını tanı- mak gerekecek. Ancak Demet Eşrefoğlu Vardar gibi bir öykücü bilinmeyen kadını tanıtabilir. Oysa aramıza yeni katılan bir öykücü o! Kadına bile yabancı olan kadın dünyasını iyi bili- yor. Söylenmesi zor ayrıntıları da göster- meyi göze alabiliyor. Yunanlı ozan Athina Papadara'nın di- zelerini anımsayalım: "Kadınım ben, geceyansı gibi birşey Hâlâ bir hammadde değerli karanlığım." Demet Eşrefoğlu Vardar'ın öyküleri yal- nız sevi ilişkilerinde sınamıyor kendini. O öykülerde ezilmişlik kimliğine sığınanlar da var, yenilgilerden yeni bir güçle çıkanlar da. Bir kadın yazar insanı anlatırken değişik etkileşimler altındadır. Doğurduğu çocukta anlam ayrıntılan sezen bir anneyi, evli bir adamla ilişki kuran bir kadını yorumlamaya çalışırken, kendi kişiliğinin açmazlarından yola çıkar. Belki de öykü kahramanının ağzından yaşamayı şöyle yorumiamak isteyecektir: "Şöyle kocaman bir çukur açmalıyım. Bütün yaşadıklarımızı doldurmalıyım ora- ya. Ihanetlerimizi, ağlayışlarımızı, sevişme- lerimizi, yalanlarımızı, canımı yakışlarını, ruhunu yaralayışlarımı. Ellerimde, bedeni- me büyük gelen kürekle debelenmeliyim, o kahverengi toprağın üzerinde" (Hadi Rahat Bırak Beni). Demet Eşrefoğlu Vardar kadının gizli dünyasına girmeyi göze alan bir öykücü. Ancak böyle bir yazar öyküde kadın du- yarlığını gerçekçi bir biçimde yaşatabilir. "Samsun Asfaltfndaki öyküler 15 yıla yaklaşan bir çalışmanın ürünü. Demet Eş- refoğlu Vardar'ın öyküleri azımsanmaması gereken bir birikimi gösteriyor. Yazıyı Füruzan'ın değerlendirmesiyle noktalıyorum: "Demet Eşrefoğlu Vardar'ın dünyası kişi- lerinin kendilerini içtenlikle ortaya koyuşla- rından güç alıyor. Hayatla bağ kuran bu öykülerin sevileceğini düşünüyorum." • Bu savfayla iletişim kurabilmek için dergilehnizi ve kitaplannızı aşağıdaki adrese gönderiniz: MustafeŞerifOnaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. Afo: 8 06800 Omitköy-Ank. Tel.: (0312) 235 91 11-236 23 46 SAYFA 38 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle