10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
kuduğum Kitaplar METİNCELÂL "" REWl VE" KORKU »- HESELLEm "K omünist şair Iskender Sof, 'yarı resmi karanlık çevre- ler' tarafından takip edilmektedir. Peşinde- ki iki MİT ajanından kurtulmak için trende tamştığı ihtiyar kalpa- zan Sincap'ın önerisiy- le Iğdır'a gider. Amacı, kışları buz tutan Aras Irmağı üzerinden Sov- yet Rusya'ya kaçmak- tır. Oysa Iğdırda onu bekleyen başka tehli- keler de vardır: Bir vampir... onu öldür- mek için peşine düşen Mit Osman... Cörür görmez kalbini çala- cak bir güzel... Ve kor- kunun ta kalbine ya- pacağı bir yolculuk..." diye tanıtılıyor Isma- il Cüzelsoyunyeniro- manı Değil Efendi'nin Renk ve Korku Mesel- leri Msan 2010, Doğan Kitapçılık). Değil Efendi'nin Renk ve Korku Meselleri Ismail Güzelsoy, Banknot Üçlemesi'nin ilk kitabı Sincap'ta da (Ekim 2005, Everest yay.) aynı konuyu işlemiş. 0 romanda da esas kah- raman şair Iskender Sof, ülkesini, dostlannı bı- rakıp kaçmak zorunda bırakılmıştı. Birlikte yol- culuk ettiği kalpazan Sincap'tı ve peşlerinde gizli polis vardı. Sincap 1966 yılında geçiyordu ve eleştirmen ömerTürkeş'in özetlemesiyle konusu şöyley- di, "Istanbul'un soğuğuna rağmen, roman kahramanımız Iskender, arkasındaki Milli Istih- barat ajanlannı atlatmak için var gücüyle koş- tuğundan kan ter içinde. Iskender, ünlü bir şa- ir. Pek çok aydın gibi yazdıklan nedeniyle - ama hapislikle, ama serseri bir kurşunla- o da susturulmak isteniyor. Neyse ki bu seferlik şansı yaver gidiyor kahramanımızın. Peşinde- kileri atlatmayı başanp bir zamanlar yanında çalıştığı Nazif Usta'nın matbaasına, Ankara'ya atıyor kapağı. Yakayı kurtarmış ama en sevdiği üç yakınından birisinin ihanetinden kuşkulan- dığı için huzura kavuşamamıştır. Işte tam bu sırada karşılaşırlar Sincap'la... (...) Yeni bank- notlann çıkmasıyla yaşanacak karmaşadan yararlanmak isteyen Sincap, malzeme temini için Nâzım Usta'nın matbaasının kapısını çaldı- ğında Iskender'le karşılaşacak, farklı dünyalar- da da olsa hayatlarının kararlarını almak üzere olan iki adam, birlikte yola koyulacaklardır. Son hazırlıklar Iğdır'da yapılacaktır. Ne var ki Iskender'in şiirlerine hayran milli istihbaratçı Metin izlerini bulmuş, peşlerine takıl- mıştır bile. Kahramanlanmız kaderi ve olayların akışı Varto depremiyle değişe- cektir..." Son meddahlardan "Kendisi dünya- nın gelmiş geçmiş en renkli ve en mü- tevazı meddahı (ya da kendi deyimiyle meselperdazı)" diye tanıtılan Değil Efendi'nin şey ve hiç, renk ve karanlık üzerine meselinde Iskender Sof'un hi- kâyesi anlatılmaktadır. Iskender ve Sin- cap trende karşılaşırlar. Kansı, yayımcı- sı ve en iyi dostu tarafından ihanete uğrayıp kaçışı polise ihbar edilmiş olan Iskender'in niyeti Sovyetler Biıiiği'ne il- tica etmektir. Sincap, Iskender'i Iğdır'a gelmeye ikna eder. Değil Efendi'nin epik ve fantastik anlatımı ile postmo- dem bir anlatı gibi başlayan Değil Efen- di'nin Renk ve Korku Meselleri ilerleyen sayfalarda polisiye bir macera romanına dönüşüyor. Kitaba adını veren "renk meselleri"nin kaynağı Iskender Sof'un gizli bir renk körü olması. Çocukluğunda geçirdiği bir kaza nedeniyle renkleri göremez olmuş, dünyası solmuş, kararmış ama Iskender renk körü olduğunu kimseye söyleme- miş, kimse de fark etmemiş. Iskender renkleri yıllar sonra tekrar Iğdır'da Nuh'un boyadığı tabelalara bakarken görür ve o renkleri bir daha görmemek- ten korkar. Oysa korktukça renkleri kay- bedecektir o nedenle korku'nun üste- sinden gelmesi gerekmektedir. Bu kor- ku da 'korku meselleri' kısmını oluştura- caktır. Renkleri kaybetmek bir yana Is- kender Sovyet Rusya'ya kaçamayaca- ğından ya da yolda öldürüleceğinden kork- maktadır asıl ve bu korkuyu yenemezse başa- nlı olamayacağına inanmaktadır. iskender'in korkuyu yenmesinde ona kılavuz olacak kişi de Iğdır'ın kanaat önderi ve Nuh'un dedesi 90'lık Ahund'dur. iskender, Ahund'un yol gös- tericiliği ile korkunun tersinin ne olduğunu an- layabilirse, korkuyu da anlayıp ondan kurtula- bileceğini kavrar. Yavaş yavaş karlarla kaplanıp Dünya'dan kopmakta olan Iğdır'da Iskender korku ve renk mesellerine kaynaklık edecek birçok kişiyle karşılaşır, olaylar yaşar. Hemen herkesin ken- dine has ilginç bir hikayesi vardır ve geleceğe ilişkin bir şeyler planlamaktadır. Ama Isken- der'in hayatını birebir etkileyebilecek olan en önemli kişi Mit Osman'dır. Gözden düşmüş, Iğdır'da adeta unutulmuş bir istihbaratçı olan Mit Osman, daha görür görmez Iskender'den kuşkulanır ama titizlikle (!) tuttuğu dosyalar ona Iskender'in bir magazin gazetecisi oldu- ğunu ve istihbarat teşkilatına bir çok faydaları dokunduğunu söylemektedir. Bu yanılgıdan faydalanan Iskender, Mit Osman'ın tuttuğu dosyaları okur, hatta en kalın olanını okumak için ödünç bile alır. Sincap, Nuh ve Ahund başta olmak üzere hayatında ilk kez tanıdığı birçok kişi Iskender'e yardımcı olmaya çalış- maktadırama Mit Osman'ın Iskender'in kimli- ğini çözmesi ve görevini yerine getirmesini çok fazla geciktirmek mümkün değildir. Şehrin genel korku kaynağı ise insanların geceleri sokağa çjkmaktan çekinmesine ne- den olan vampirdir. Vampir önce kaymakamı, sonra şehrin telgraf memurunu ısırmıştır. Tel- graf memurunun görevini üstlenen Sincap, Mit Osman'a gelen Iskender'in öldürülmesini em- reden şifreli telgrafı yanlış okuyarak kahrama- nımızı bir süreliğine korur. Ama yeni telgrafla- nn gelmesi kaçınılmazdır ve Aras'ın bir an ön- ce donması için dua etmekten başka yapacak bir şey yoktur. Biryandan Iskender Sovyetler'e kaçmaya hazırlanırken diğer yandan şehirde birbirinden ilginç olaylar da yaşanmaktadır. Geceleri Vam- pir faaliyetlerine devam etmekte, Ahund'un evinde uzun süredir konuk olan Adalet Hanım Nuh'un Gemisi'ni korumak için bombalı eylem planları yapmakta, oyuncakçı Hayati kayma- kam için oyuncaktan geliştirilmiş bir helikopter SAYFA 14 imal etmeye çalışmakta, Nuh resim sanatında ilerlemek için Istanbul'a gitme planları yap- makta, Sovyetler'den kaçmış bir bilim adamı olduğu tahmin edilen Ninno okuduğu kitapla- nn kahramanlarının kimliğine bürünmekte ve hayat bir anda kendisine gönlünü verecek Sel- vi'yi en olmadık yerde, bir randevu evinde Is- kender'in karşısına çıkartmaktadır. Bu yan hi- kâyeler hem romanın okuma keyfini artıracak hoşluklar olarak gelişir, hem de ana hikâyeye görünür görünmez katkılarda bulunur. Ismail Güzelsoy, postmodem romanlarda alıştığımı- zın aksine hiçbir şeyi boşuna yazmıyor. Roma- nın başında duvara asılı bir tüfek varsa Çe- hov'a uyarak mutlaka onu bir yerde patlatıyor. Romanın sonuna doğru anlatıcı Değil Efendi de hikhayeye dahil olur. Iskender'in kaçış pla- nında önemli bir rol oynar. Ismail Güzelsoy, Değil Efendi'nin Renk ve Korku Mesellerinde iyi bir kurguyla postmo- dem anlatıyı polisiye bir maceraya dönüştürür- ken yakaladığı mizahi dille de okuruna keyifli bir okuma sağlamış. Tavsiye ediyorum. PRENS ADALARI Joachim Sartorius, 1946'dadoğmuş.Tu- nus'ta büyümüş. Diplo- matik görevlerinden dola- yı yirmi yılını New York, ıstanbul ve Lefkoşa'da geçirmiş. 2000'e kadar Goethe Enstitüsü'nün ge- nel sekreterliğini yapmış. 2001 yılından beri de Berlin'de çeşitli sanat tarzlarının buluştuğu bir etkinlik oian Berliner Festspiele'nin yöneticisi. 2008 yılında son şiir kitabı Hötel des Estrangers ve derlediği şiir antolojisi Für die Sehnsucht nach dem Meer yayımlanmış. Geçen yıl Uluslararası Istanbul Şiir Festivali'nin konuğu olmuş. Joachim Sartorius, Büyükada'da Splendid Otel'de geçirdiği günlerin öyküsünü anlatıyor Prens Adalarfnda (Çev. Sezer Duru, Everest Yay.). Yazlan Köprüaltı'nda serserilik edip kış- lan Büyükada'daki Con Paşa Köşkü'nün bek- çiliğini yapan Selçuk'un kılavuzluğunda son- bahann dinginliğinde sessiz sakin bir adalar gezisi yaptınyor Sartorius. Sartorius, Büyükada'dan başlayıp Hayırsız Ada'ya kadar uzanan gezilerinde adalar hak- kında yazılmış kitaplan da yanında bulunduru- yor, anlatısını onlardan aktardığı güzel bilgiler- le güçlendiriyor. Ve tabii Sartorius'un Türki- ye'de geçirdiği uzun yıllarda dostluk kurduğu Demir Özlü, Sezer Duru, Ferit Edgü, Orhan Pamuk ve Ara Güler gibi yazar ve sanatçılar da hem anıları tekrar canlandınyor hem de Prens Adalan anlatısının renklerini çoğaltıp, kuvvetlendiriyor. Prens Adalan iyi bir edebiyatçının kalemin- den çıkmış 95 sayfalık küçük ve keyifli bir an- latı. Anılar, gözlemler ve bilgilerin iç içe geçtiği türlerarası bir yapıt. Özellikle adalara gitme zamanı olan bu günlerde insanda bu kitabın kılavuzluğunda geziler yapmak isteği uyandın- yor. Tabii sessiz sakin bir sonbahar akşamı tek başına yola koyulup, o muhteşem Splen- did Otel'de konaklayarak... • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1057
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle