26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Küçük Sinemacılar Banu Bozdemir Kelime Yayınları, 2007, 92 sayfa Resimleyen Neşecan Gündüz SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz Perdelerin ardındakiler... Sinema yazarı Banu Bozdemir’in çocuklar için hazırladığı “Küçük Sinemacılar” kitabı on bir bölümden oluşuyor: Oyunculuk; Film Türleri; Sinema Salonlarında Şenlik Var; Teknik Bilgiler; Film Formatları; Sanat Ekibi; Sinema Ne Zaman Renklendi; Hollywood ve Yeşilçam; Film Ekibiyle Tanışalım; Çizgi Film ve Animasyon; Film Şirketleri ve Film Festivalleri. İllustrasyonlarla, film afişleriyle, resimlerle ve fotoğraflarla desteklenen yazılar hem bilgilendirici hem de eğlenceli. 120 dakikalık bir filmin senaryosunun yaklaşık 120 sayfa olması gerektiğini; “Savaşın Bir Günü” isimli filmde 160 kamera kullanıldığını; ilk kameranın Lumiere kardeşler tarafından 1895’te icat edildiğini biliyor musunuz? Film yıldızlarıyla ilgili ilginç haberlerle, anlatılan konuyla ilgili tarihsel bilgilerle, tanımlarla ve röportajlarla tam bir sinema rehberi “Küçük Sinemacılar”. Çocuklar bu rehber ile sinema tarihine yolculuk yaparken, hayallerindeki bir şeyi film olarak nasıl çekebileceklerini de öğreniyorlar. Bir sinema filminin sahne arkasında nasıl bir emek yattığını, bir filmin oluşma sürecinde kimlerin, hangi işleri yaptığını adım adım öğreniyoruz. Tam bir seyir kitabı... Keşke tiyatro için de buna benzer bir kitap yapılsa... Çocuklar sinema ve tiyatro ile erken yaşlarda buluşabilseler... İyi bir okur, iyi bir tiyatro ve iyi bir sinema izleyicisi olabilseler... Türkiye’de CIFEJ (Uluslararası Çocuk Filmleri Merkezi) üyesi tek festival olan Dördüncü Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali pedagogların izleyip onayladığı 100’ün üzerinde çocuk filmi ve kamera arkasını anlatan atölye çalışmaları ile 1430 Kasım 2006’da çocuklarla buluşmuştu. Her yıl nisan ayında gerçekleşen Garanti Mini Bank Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali de TÜRSAK işbirliği ile gerçekleşiyor. Çocukların yaşlarına ve algılarına yönelik sanatsal içerikli filmlerin gösterildiği festivaller çoğalıyor. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, ilkini Ekim 2003’te gerçekleştirdiği Uluslararası Çocuk ve İletişim Kongresi’ni her yıl düzenleyerek iletişim araçlarının çocukların sosyal iletişimlerini nasıl etkilediğini akademik açıdan ele alıyor. Kongrede film gösterimleri de yapılıyor... Sihirli sanatlar, sihirli dünyalar... Karagöz ile Hacivat Turan Yüksel, Serhat Yayınları, 2006, 240 sayfa, (10+ yaş) 18. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar İstanbul ve yakınlarında halkın en sevdiği seyirlik eğlence türü olan Karagöz oyunları hakkında bilmek istediğiniz her şey “Karagöz ile Hacivat”ta var. Dört bölümden oluşan kitap hemen hemen her şeyi anlatıyor. Birinci bölümde geleneksel Karagöz oyunlarından örnekler veriliyor. İkinci bölüm ise günümüz Karagöz oyunlarına ve ustalarına ayrılmış. Daha sonra yine tarihsel bir yolculuğa çıkılıyor. Karagöz Hacivat oyununa (gölge oyununa) ilişkin aklımıza gelebilecek her türlü sorunun yanıtına karşılık bulacağımız bu bölümde gölge oyunundaki tasvirler, tipler, bölümler, kullanılan müziğin özellikleri ve gölge oyunlarının tarihsel gelişimi anlatılıyor. Son bölümde ise Karagöz oyunlarına ilişkin yerli ve yabancı SAYFA 33 yazarlardan çeşitli dergilerde ve gazetelerde yayımlanmış yazılar sunuluyor. Resimlerle, fotoğraflarla, karikatürlerle, tablolarla ve afişlerle desteklenen her bölüm rengârenk bir dünyaya götürüyor insanı. Kaynakçadan, arşiv niteliğindeki belgelerden, fotoğraflardan, kısacası “Karagöz ve Hacivat”ın her sayfasından emek pırıldıyor. 100 Temel Eser listesinde önerilen kitaplardan biri olan “Karagöz ve Hacivat”, çocuklara yakışan bir özenle hazırlanmış... Hâlâ devam etmekte olan 100 Temel Eser uygulaması içimizi karartmaya devam etse de çocukların algılarına, ilgilerine ve dünyalarına uygun olarak hazırlanmış yapıtlarla karşılaşmak biraz olsun sevindiriyor. Sihirli Değnek, 100 Temel Eser ile ilgili olarak hâlâ şu sorulara yanıt arıyor, arıyor, arıyor... Birçoğu temel kitap sayılamayacak kitaplarla mı çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılacak? Bu listeler yeni öğretim programı ile nasıl ilişkilendirilecek? Bu işi kim, ne zaman yapacak? Bu listedeki kitapları hiç okumamış ya da okuyamayacak olan öğretmenlere hangi kitabın, hangi yaşa uygun olduğunu, hangi amaçla kullanılacağını söylemeden ve bir “okuma programı” oluşturmadan bu listeyi okullara vererek okuma alışkanlığı kazandırabileceğine gerçekten inanılıyor mu? Kitap seçimi konusundaki inisiyatifi ve sorumluluğu öğretmenlere bırakmakla, yaşanan ve yaşanacak olan sorunları çözmek mümkün olabilir mi? Kitap seçme ölçütleri ve okutma yöntemlerini konularında bilgi sahibi olmayan veliler ve öğretmenler bu uygulamaya nasıl katılacaklar? Liste uygulamasının amacı çocuklara kitapları sevdirmek mi, yoksa yaşlarına, ilgilerine, algı düzeylerine uygun olmayan yapıtları zorla okutarak onları okumaktan uzaklaştırmak mı? Okuma listeleri, yayıncılık sektörünü nasıl etkiliyor? Hangi yayınevleri zarar görüyor, hangileri yaratılan ranttan pay alıyor? Talim Terbiye geri mi geliyor? Bu okuma listeleri, önce bir kargaşa yaratıp sonra bu kargaşadan bir “düzen” çıkarma siyasetinin çocuk yazınına yansıyan yüzü mü? Aklımıza takılan sorular hiç bitmiyor... Harry Potter’ın yeni bölümü vizyona girmeden önce düşündüklerimiz... MEKTUBUNUZ VAR! “Sihirli Küre” Fatih Erdoğan, Mavibulut, 2004 (1. Baskı) (710 yaş) Aytül Akal Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü’ne, Günlerdir kentteki bütün parkları dolaşıyorum. Okuduğum bir kitapta sözü edilen meşe ağacını henüz bulamadım. Size tarif edeyim: Kocaman bir meşe ağacı bu. Ozan ve arkadaşları parkta genellikle onun altında buluşuyorlar. Yaprakları rüzgârda hışırdıyor. Palamutları da iri iri. Ağacın nerede olduğunu bana söylerseniz, hemen gidip altında duracağım ve başıma bir palamutun düşmesini bekleyeceğim. Sonra da ne dilesem gerçekleşecek; nereye gitmek istesem göz açıp kapayana kadar orada olacağım, oh ne güzel! Kitapta, Ozan Avustralya’ya, anneannesinin yanına gitti. Üstelik orada nefes kesen bir macera yaşadı. Kitabı elime alır almaz, o kadar hızlı okumuşum ki, bitince çok üzüldüm. O ne harika maceraydı öyle... Hem kitabın dili de çok hoştu. Sözcük ve anlam tekrarları, tren gibi birbiri ardına eklenerek, ne hoş bir dil yaratılmış. Geçen gün sınıfta ben de buna benzer bir dil oluşturup yazdım kompozisyonumu, öğretmenim çok beğendi, sınıf panosuna astı yazımı. Kitabın kalınlığını görünce, ablam “Sen bu kitabı kesinlikle okuyamazsın!” diye benimle alay etti. Ama ne kadar çabuk okuduğumu görünce de şaştı kaldı tabii. Bilmiyor ki, 184 sayfa kocaman bir roman ama, harfleri çok iri. Satır aralıkları da tam benim takip edebileceğim gibi geniş aralıkla yazılmış. Şimdi arkadaşlarına “İnanamıyorum ya, çocuk 184 sayfa kitabı lüp diye okudu” diye söylenip duruyor. Geçen akşam baktım, o da bir kitap almış eline. İlle beni geçecek. Ama geçemez! Ben bu sihirli dizinin bütün kitaplarını aldım: Sihirli Kaykay, Sihirli Şapka, Sihirli Şemsiye, Sihirli Kitap… Onları görünce bakalım ablam ne yapacak… Ak şu palamut benim başıma düşse… Şu ağacın yerini bulur bulmaz lütfen beni hemen arayın olur mu? Sevgilerle Macera meraklısı bir çocuk ? g Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cd. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul [email protected] Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 KONUK SİHİRLİ DEĞNEK Yard. Doç. Dr. Şükran Kara “Harry Potter” YKY Doğan Kardeş Yayınları, 2003, 1100 sayfa Türkçeleştiren: Sevin Okyay, Kutlukhan Kutlu “Narnia Günlükleri” İş Bankası Kültür Yayınları, 2003, 495 sayfa Türkçeleştiren: Müfit Balabanlılar Çocuk kitaplarının renkli, eğlendirici evreninde çocuğun masum dünyasını yok sayan olumsuz bir olguyu; şiddeti aramak ilk bakışta karşıtlık yaratmak gibi görülür; oysa günümüz fantastik çocuk kitapları incelendiğinde hiç de masum olmadıkları görülür. Harry Potter serisinde, modern dünyada yaşamını sürdüren bir cadı ve sihirbaz toplumu betimlenir: cadılar, safkan büyücüler (doğuştan anne ve babası büyücü olanlar), sihirbazlar (Sihir Bakanı ve bakanlıkta çalışan görevliler), vampirler, kurt adamlar, ruh emiciler, cinler, periler, ölüm yiyenler (suç işlemiş büyücüler). Bütün bunlar “iyi” ve “kötü” diye ayrılmaktadır... Harry Potter’ın anne ve babasını öldüren zalim Voldemort örnek alınmaması gereken “kötü” ve kara büyücü; Harry de doğaüstü güçlere sahip “iyi” büyücüdür. Harry Potter serisinin beşinci kitabı, Harry Potter ve Zümrüdü Anka Yoldaşlığı’nda Harry, insanı kötü ruhlardan koruyacak olağanüstü güçlere sahip “seçilmiş kişi” olarak kendisine aykırı gelen “öteki”, kötü büyücüyü. Voldemort’u korku, dehşet ve gerilim yaratarak yok etmeye çalışır. Tıpkı “Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap”ta, Aslan’ın insanı kötü ruhlardan korumak için öteki kötü gücün simgesi Beyaz Cadı Jadis’i öldürmesi gibi… Harry, “seçilmiş kişi” olarak “Harry Potter ve Zümrüdü Anka Yoldaşlığı” adlı kitapta karşımıza çıkar. Dombledore, Harry’ye “seçilmiş kişi” olduğunu şöyle anlatır: “Lord Voldemort’u sonsuza dek yenme şansı olan tek kişi, yaklaşık on altı yıl önce temmuz ayının sonunda doğdu. Bu oğlan o vakte kadar Voldemort’a üç kere karşı çıkmış bir anne ve babanın çocuğu olacaktı.” “Harry: Yani beni mi kastediyor? Dombledore: Sen olduğuna hiç şüphe yok” (s.1079) “Harry Potter ve Zümrüdü Anka Yoldaşlığı” adlı kitapta, Voldemort, kendisine itaat etmeyen Harry’nin anne ve babasını öldürür, ama Harry’iy öldüremez. Voldemort yaşanan bu olaylardan sonra bir kehanetin varlığını öğrenir; ancak kehanet hakkında tam olarak bilgi sahibi olamaz. Çünkü kehanet, Voldemort öğrenmeden esrar dairesine kapatılır. Kehanet’in aslı şudur: Büyüyü kötüye kullanan Voldemort’a karşı çıkan bir ailenin oğlu büyücülük okuluna gelecek, burada bir hükümranlık kuracak ve Voldemort’la bir mücadeleye girecektir. Bu mücadele sonucunda taraflardan biri diğeri tarafından öldürülecektir. Harry Potter serisinin temel özellikleri: Komplo saplantısı, yabancı düşmanlığı, ortak iradeyi belirleyen seçilmiş kişi, farklı olana karşı duyulan korku, akıl ve bilimi yadsıma, kahramanlık kültünün ölüm kültüyle sıkı bağı, akıldışı, uydurma bir gelenekçilik anlayışı içinde oluşturulmuş farklı bir gruba ya da bir topluluğa hitap eden kurgusal bir dil kullanma. Reklamlar, oyuncaklar, çikolatalar, aksesuvarlar, “Hepimiz Birer Harry Potter’ız” başlıklı haberler vb. derken somut bir gerçek haline getirildi bu “masal”... Masal ne kelime, dünya çapında bir sanayi demek daha doğru olur (Harry Potter adını kullanan Coca Cola, filmin yapımcısı Warner Bros.’a 150 milyon dolar ödemiş). 200 ülkede milyonlarca satan Harry Potter serisi fantastik diye şiddet öğeleri rahatsız edici olmayabilir. Fantazya düzeyinde bile olsa şiddete tanıklık eden çocuklar ve gençler psikolojide öğrenme ve taklit etme yoluyla, gördüklerini içselleştirme sonucunda şiddeti gündelik yaşamlarının ve davranışlarının bir parçası olarak kabul ederler... ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 887
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear