Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
r
D eğinmeler
MUSTAFA ŞERİF OffARAN
P
aranıngü-
cüne
inanmak
insanı düşün-
dürür. Para,
yönetim erkini
ele geçirmeye
yarayan bir gü-
ce dönüşünce
sakıncalıdır. şii-
rin gücüne
inanmak insanı
gülümsetir. Şi-
ir, yönetim er-
kini ele geçire-
bilir mi? Ama
siyaseti "aşırı
uçları bağdaş-
tırma sanatı"
olarak nitele-
yenler şiirin ba-
rışçı gücünden
yararlanabilir.
Yıllar önce si-
yasete girmem
önerildiği za-
man boşluğa
birtokatsalla-
mıştım. Siyase-
tin içindeki kör
dövüşü, insan-
ları lekelemeyi
alışkanlık hali-
ne getirince,
şiire sığınmak
bizi kurtarabilir
mi?
Ankara 2010 ŞiirOlimpiyatıKimileri gereksiz bir avuntu sa-
yabilir bunu. Edebiyat ortamında
da yeterince kirlenme olduğunu
öne sürebilir. Biz gene de şiirin ba-
rışçı gücüne inanalım. Bu gücün,
aykırı düşüncede olanları birbiri-
ne yaklaştıracağını umalım.
llköğretim ile ortaöğretim
öğrencilerinin katıldığı şiir
okuma yanşması Anka-
ra'da öyie yoğun bir şiir or-
tamı oluşturdu ki, insan
kendini, içinde yaşadığı kö-
tülük toplumundan kurtul-
muş gibi duyumsamaya baş-
lıyor.
"İKİNDİ YAZILARI'NDAN
SONRA
Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü
bir yıl önce "Şiir Olimpiyatı" adı altında
bir yarışma düzenlemişti. Geçen yıl bu yarış-
mayla ilgili izlenimlerimi yazmıştım.
Şiir seçiminden, okuma biçimi ile davranış
biçimine nelere özen gösterilmesi gerektiğini
bu yazıda açıklamıştım (Cumhuriyet KİTAP,
"Şiir Okumak", 28 Mayıs 2009).
Bu yazı ilgi uyandırmış olmalı ki "Ankara
2010 Şiir Olimpiyatı" daha özenle hazır-
lanmış.
Kuşkusuz Ankara Milli Eğitim Müdürü
Kâmil Aydoğan Şiirle uğraşan bir gönül
insanı olmasaydı bu etkinlik başarıya ula-
şamazdı. Onu tanıtırken "Ikindi Yazıla-
n"nı yöneten bir ozan olduğunu da anım-
satmıştım.
"Ikindi Yazılan", Kahramanmaraş'ın ilçesi
Andırın'da "Andırın Postası" gazetesinin ay-
lık eki olarak çıkan bir edebiyat dergisiydi. Bu
ilçede bir basımevi açan Nedim Ali, Çankı-
n'dan Ankara'ya atanan Kâmil Aydoğan'ı An-
dınn'a çağırdı. Atanmasını Andırın'a değiştiren
Kâmil Aydoğan, Nedim Ali ile "Ikindi Yazılarf'nı
kurdu. H. Ismail Yasin takma adıyla Kâmil
Aydoğan bu derginin 90 sayı yayın yönetmen-
liğini yaptı.
"Ikindi Yazılan", Islam anlayışından gelen,
Sezai Karakoç'tan çok Nuri Pakdil'in izini
süren edebiyatçıların dergisiydi. Nedim Ali hep
küçük harflerle yazmayı seven, Kâmil Aydo-
ğan'dan sonra "Ikindi Yazılan"nın her sayısını
ayn bir yayın yönetmenine veren, ilginç bir ki-
şiydi.
Kâmil Aydoğan'ın dar bir çevrede bile ne
denli yaratıcı olduğunu anımsatmak için "Ikinci
Yazıları" olayına değindim. Ankara Milli Eğitim
Müdürü oiunca, Ankara'nın bütün ilçelerini de
kapsayan ilköğretim ile ortaöğretim öğrencileri
arasında şiirli bir rüzgâr estirmesi, her okulun
en iyisi seçilinceye kadar bu şiir şenliğinin sür-
mesi, "Şiir Kardeşliği" diyebileceğimiz coş-
kulu bir ortam oluşturuyordu.
Sonuçların alındığı 4 Mayıs ile 5 Mayıs gün-
lerinde, ödül törenlerinin yapıldığı 12 Mayıs
günü, Altındağ Belediyesi'nin 600 kişilik Necip
Fazıl Kısakürek salonu tıka basa doluydu.
Bu yıl Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ile Al-
tındağ Belediyesi'nin işbirliği "Şiir Olimpiyat-
larV'nın daha düzenli yapılmasını sağlamıştı.
ŞİİR OKUMA YARISMASINDA
YENİGELİŞMELER
Bu yıl Mart ayında "Altın Portakal Şiir ödü-
lü" etkinliklerine giderken uçakta Altndağ
Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile yanyana
düşmüş'üz. Yol boyunca söyleşiyi koyulaştır-
dık. Kaymakamlık gibi devlet görevlerinden
sonra siyasete giren, Altındağ'ın çehresini de-
ğiştiren, içtenlikli bir Belediye Başkanı.
Aynı aydın insanı Konak Belediye Başkanı
Hakan Tartan'da da tanıdım. Bunlar siyasetle
kirlenmeyen, yaptığı işle-
rin bilincinde oian, halkla
bütünleşmesini bilen
aydın insanlar...
Kâmil Aydoğan'ın
"Şiir Olimpiyatrnda
yerel yönetimle
işbirliği yapma-
sı olumlu bir
gelişmeydi.
Bu olumlu
gelişmenin şiir
okumalarını etki-
lemesi söz konusu
olamazdı. Gene
abartılı, gösterişli oku-
malar vardı ama şiirin
hakkını verenler de var-
dı.
Milli Eğitim Müdürlü-
ğü'nde bir ön kurul an-
tolojilerden seçtikleri
geniş bir listeyi okullara
göndermiş, okunması
gereken şiirlerin belli bir
düzeyde olmasına özen
göstermişti.
Milli Eğitim Müdürlüğü'nün
düzenlediği yönerge; gerekçeleriy-
le, amaçlarıyla öğrencilerin kişiliğini
geliştirirken bir barış ortamının oluşma-
sını da sağlayacaktı.
Yönergede altı çizilen şu özelliklerin
bilinmesi gerekir:
"Edebiyata, sanata ve şiire verilen öne-
min, bu konuda sağlanan imkânların beledi-
yeler ve sivil toplum kuruluşları ile yapılan iş-
birliğinin artınlması, kaynakların bu yönde se-
ferber edilmesi ve projenin giderek ülke gene-
linde yaygınlaştırılması.
Ülkenin geleceğini yönlendirecek, dili iyi kul-
lanan, telaffuzu düzgün, sanat alanında dü-
şünceler ortaya koyabilen, özgüveni gelişmiş
bireyler yetiştirilmesi."
İnsan içinde bulunduğu kötülük toplumuna
bakıyor da, şiirin böyle iyileştiren bir gücü ola-
cak mı diye kuşkuya düşüyor.
Ama Kızılcahamam llköğretim Okulu'nda içi
sevinç dolu, küçük bir kızın Ceyhun Atuf
Kansu'nun "Dünyanın Bütün Çiçekleri" şii-
riyle; Çankaya Lisesi'nden onurlu bir gencin
Ataol Behramoğlu'nun "Yaşadıklanndan
öğrendiğim Bir Şey Var" şiiriyle birinci ol-
duklanna bakıyorum da, yannlara daha bir gü-
venle erişeceğimize inanıyorum.
ŞİİR YAZMA
Bu yıl "Ankara Şiir Olimpiyatf'nın kapsamı
biraz daha genişletilmiş, ortaöğretimden şiir
yazanlar da değerlendirilmişti.
Nice ozanın şiire başlama yıllarının lise dö-
nemi olduğu anımsanırsa böyle bir yarışmayı
doğal karşılamak gerekir. Ancak şiir yazmak
şiir okumaya benzemez. Şiir okuyanı görüyor-
sun. Şiir yazana nasıl güvenilir?
"Şiir Yazma" yanşması bize yeni ozanlar
kazandırabilir mi? Bir ozan iri sözlerin boşlu-
ğundan kurtularak şiirin gizlerine nasıl varır?
Belki de "şiir yazma"da ödül kazanamayan-
lar arasından yannın ozanları çıkacak. Bu ya-
nşmalar şiirin kapısını aralamaya yarıyor. Hele
bir oradan geçilsin, bilinmeyen o şiir ülkesine
doğru hangi ozan, nasıl yol alacak? Bu işin
sonu bilinmez bir yolculuk olduğu nasıl anlaşı-
lacak?
Kendindeki gizilgücün ayrımına varmayan
bir ozanı anlayan, içindeki küllenmiş ateşi can-
landıran belki de biröûretmendir.
Belki de şiir olimpiyatfnda asıl sınava çeki-
len, onları başanya ulaştırması beklenen öğ-
retmenlerdir.
ÖĞRETMENLERİN DURUMU
Bir ön çalışma olarak iyi şiir okumaya okul-
ları alıştırmak gerekir. Böyle bir ön çalışmaya
öğretmenler gereksinim duymalıdır. Çünkü
her öğretmen kendi birikiminden yola çıkıyor.
O birikimin nasıl oluştuğu belli oluyor. Kendini
parçalayarak şiir okuyanlara böyle okumayı
öğretenler sınava çekiliyor demektir.
llköğretimdeki Türkçe öğretmenleri ile orta-
öğretimdeki edebiyat öğretmenleri belli bir
eğitimden sonra kendilerini nasıl geliştirmiş-
lerdir? Değişen dili, gelişen edebiyatı izlemek
gerekir. Edebiyatı donmuş bir kalıp gibi öğret-
mek yeterli olmaz. O dar "müfredat progra-
mı"na nice güzellikler sığdırılabilir.
O zaman öğrencinin dünyaya bakışı deği-
şecek, kendinde yeni bir insan gelişecektir.
Kâmil Aydoğan "Ankara Şiir Olimpiyatı" ta-
sarısının "sunuş" yazısında şu doğruları ilgi-
mize sunuyor:
"Türk kültürünün ve dilimizin zenginliğinin
öğrencilerimize şiir vasıtasıyla hissettirilmesi,
bu estetikle yetişen nesillerde tarihî mirasımı-
za sahip çıkma bilinci doğuracaktır. Dil ve kül-
tür birbirinden ayrılmaz parçalardır. Türk dili-
nin derinlikleri de Türk şiirinde saklıdır. Türk
edebiyatının tarihsel süreci içinde, insanları-
mızın duygu ve düşüncelerini en etkili bir bi-
çimde dile getiren şiir sanatı, geleceğimize de
ışık tutacak bir rehberdir."
öğrencilerimizi bu görüşlere yaraşacak bir
anlayış içinde geliştirmemiz gerekmez mi?
BİRKAÇONERİ
Milli EğitimMüdürlüğü'nde bir ön kurul okul-
ların ilgisine geniş bir şiir listesi sunmuştu. Bu
liste geleneğimizden çağdaş edebiyata doğ-
ru, şiir varlığımızın önemli bir birikimiydi.
Gene de birtakım önerilerde bulunmak ya-
rarlı olabilir.
llköğretim okullarının okuyacağı şiirler ile
ortaöğretim okullarının okuyacağı şiirler ayrıl-
malı.
Şiirlerin çok uzun olmamasına özen göster-
meli. öğrencilerin şiiri ezberlemiş olmaları iyi
de, o ezberde ilgi yoğunluğunu korumaları
kolay değil.
önerilen şiirler arasında Nâzım Hikmet'in
"Kuvayi Milliye" destanı da var. Oysa o des-
tandan kimi bölümlerin seçilmiş olması gere-
kirdi.
Halil Soyuer, Cemal Safi gibi şarkı sözü
yazarları ile kişiliği belirmemiş ozanları listede
göstermek şiirin çıtasını düşük tutuyor.
Her ne kadar şiirin niteliğine değil, şiir oku-
ma biçimine önem verilse de, kötü şiirin iyi
okunması söz konusu olmamalıdır.
Seçici kurulların değişeceği, kimlerden olu-
şacağı bilinmediği için, seçici kuruldaki Hilmi
Yavuz, Arif Ay, Hüseyin Atlansoy gibi ozan-
ların listede şiirlerinin bulunması doğal karşı-
lanabilirdi. Ama geniş ozan topluluğu arasın-
da bunlara da özen gösterilmesi gerekir.
Destansı şiirler, ucuz duyarlıkları kullanarak
göz yaşartan arabesk şiirler, dinsel inanışları
etkileyen gizemli şiirler abartılarak okunmaya
yarayabilir. Seçici kurul doğal okunmalardan
yanaysa, o şiirlerin beğenilmediği anlamına
gelmez.
Yinelemek gerekirse, Mayıs ayında, "Anka-
ra RüzgârTnda şiir kokulu bir serinlik vardı.
Bu esintinin gelenek oluşturması, barış orta-
mının yerleşmesine yarayacaktır.
İyi ki şiirin gücüne inanan bir avuç insan
var. •
8u sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve
kıtaplannızı aşağıdaki adrese göndhriniz:
MustafaŞertfOnanm
Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. Tol.:
(0312)235 9111-2362346
SAYFA 22 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 0