25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Eric Hobsbavvm'dan 'Sıradışı insanlar' 'Sıradan' insanlar, sıra dışı yaşamlar Eric Hobsbavvm, günümüzün en önemli tarihçilerinden biri. "Direniş, isyan ve Caz" alt başlığı ile yayımlanan Sıra Dışı İnsanlar, emek tarihine ilişkin yirmi altı Hobsbavvm makalesi içeriyor. Kitap, işıtan Cündüz çevirisiyle okurla buluşuyor. • All BULUNMAZ I f m f arih yazımına Marksist I pencereden bakan Eric I Hobsbavvm'ın tarihçiliği- J _ ni anlatmaya gerek yok. Çünkü o, yazdıklarıyla, konuşma ve eleştirileriyle ne yapmaya çaba- ladığını, nerede durduğunu zaten belli ediyor. Ürettiklerinin hâlâ okunuyor (ve aynı zamanda okutuluyor) olması, onun ağırlığını gösteriyor. Dolayısıyla 1950- 1980 arası yazdığı makalelerden derle- nen Sıra Dışı tnsanlur da aynı ağırlığa sahip. Kitabın alt başltğı "Direniş, tsyan ve ("a/"; bu başlık bizi "sıradan" insan- ların sıra dışı yaşamlanyla buluşturuyor. "KÜÇÜK İNSANLAR" Kitaptaki yazılar, Hobsbawm'ın yakın geçmişte kaleme aldığı 26 makaleden bir seçki. Ana tema, emek ve toplumsal ha- reketler. Makalelere başlık olan kimi "küçük insanlar", son derece büyük. Önsözde Hobsbavvm onlar için şu cüm- leyi kuruyor: "Bu kitapta adlannı, aileleri vc komşuları dışında kimsenin bilmediği, modern devletlerde doğumlan, evlilikleri ve ölümleri kayda geçirilmiş insanlar an- latılıyor (...) Bazılan küçük ya da yerel sahnelerde rol aldi: Sokakta, köyde, kili- sede, bir sendika şubesinde (...) Onlar, insan soyunun çoğunluğudur." () çoğunluktan biri, "özgürlüğün yo- lunu kesen şeyin ayrıcalıklar olduğuna" inanan ve bunun değişmesi için müca- dele eden Thomas Paine. Yoksulluğu, çözülmesi gereken bir sorun biçiminıle görenlerin gizli önderi Paine'den bahse- diyor Hobsbavvm; onun cesaretini kut- luyor öte taraftan. Aynı cesaretin bir başka örneği ise makioe kırıcılarda (ludistlerde) görülü- yor. Hobsbavvm, "bir sendikalaşma yöntemi" dediği bu eylemi de kitabına almış. Söz konusu eylemin makine düş- manlığı değil, "örgütlenme ve dayanış- ma" anlamı taşıdığını da not ediyor. "Bırakınız yapsınlar"ı kırıp geçmek de- mek aynı zamanda bu. On dokuzuncu yüzyılda siyasetçi ve felsefeci olarak anılan ayakkabıcılann politikaya ağırlığını koymaya başlaması, Hobsbavvm'ın dikkatinden kaçmaz. Ver- diği ayrıntdı bilgiler bizi, ayakkabıcılann diğer zanaatkârlara oranla daha aydın ol- duğu gerçeğine ulaştınr. Üstüne üstlük, bir "ayakkabıcı kültürünün" varlığı da aynı satırlarla iyice belirginleşir. Hobsbawm'ın ele aldığı konular ve ki- şiler Britanya merkezli. Işçi sınıfı, emek- çi kesimi ve onları ohışturan "sıradan" SAYFA 14 insanları meydana getiren bireylerin ne- redeyse tamamı Britanyalı. Buradan ha- reketle Hobsbawm'ın kendi toprakların- dan çıkıp, dünyayı dönüştüren hareket- leri yaratan isimsiz kahramanlar aracılı- ğıyla insanlığa seslendiği söylenebilir. Işçi sınıfı bilincinin doğuşunun anla- tıldığı satırlar, gelecek için adımların atılmaya başlandığı ve "başka bir dünya mümkün" deyişiyle süren mücadelcnin filizlerini de gösteriyor. Burada anılan isim de kasketiyle ünlenen maden işçisi Herbert Smith. Barnsley Belediye Baş- kanlığı döneminde bile kasketini çıkart- maması, onun mücadeleyi ne denli iç- selleştirdiğini gözler önüne serer. Hobsbawm, onu şöyle anlatır: "Mil- yonlarca ka.sketli insan arasında o, ke- sinlikle bir istisnaydı; ancak yalnızca, büyük bir ormandaki heybetli bir ağaç gibi. Onun imgesinde kendisini tanıyan daha az önemli, daha az siyasi, daha az etkin sayısız başkaları vardı ve bizim de onları aynca tanımamız gerekir." TARİHİN ÇOK BİLİNMEYEN İSİMLERİ Hobsbawm'ın işçi sınıfı ve onun olu- şumuna geniş yer ayırmasının önemli bir nedeni, belki de gerçekte tarihi on- ların yazdığına, gelecekte de yazacağına dair inancı veya öngörüsüydü. Hak ara- manın, isyanın ve mücadelenin, baskın olduğu bir tarihin yanında durması, Bri- tanya'daki işçi sınıfını uzun uzadıya ir- deleyişini tetikliyor. Burada kadınlara da ayrı bir parantez açıyor. Erkekler tarafından önder seçi- len özgürleşmiş kadına ve bunun nasıl resimleştiğine değiniyor. Bahsedilen re- simlcştirmenin, sosyalist etkiyle eşza- manlı olduğunu belirtiyor. Soldaki im- geleştirmenin ayrıntılannı ifade eder- ken, kadının buradaki konumunun son derece önemli olduğunu da vurguluyor. Bedenin kullammından çok, kadının özgiir birey kimliğiyle ikonografilerde yer buluşunun üzerinde duruyor. Ancak burada, Hobsbawm'ın da altı- nı çizdiği bir şeye değinmek zorundayız: O, devrim ve sosyalist hareketlerdeki kimi erkek egemen eğilimlere yönelik eleştirilerini de esirgemiyor. Erkek işçi, erkek emekçi imgelerinin sıklıkla kulla- ndmasına karşı tavrını koyuyor. Hobsbavvm'ın kitaba kattığı bir başka isim, mitomanisiyle (yalancılık hastalı- ğıyla) tanınan Harold Laski. Onun ne- den önemli olduğuna gelince: Hobs- bawm'a göre Laski, Hitler'e karşı bir- leşmenin reddedilmesine ve 1940-45 arasında değişim olanağının görülme- mesine ses çıkaran bir kişi. Yani solda bir şeyler yapmak için çırpınan ama se- sini yeterince duyuramayan bir çığlık; "solun megafonu." Hobsbawm'ın, solun megafonlarının çoğaltılması adına ele aldığı bir başka kesim ve bu kesimin isimsiz kahraman- lan köylüler ile onların gerçekleştirdiği toprak işgalleri. Peru'da And Dağları çevresinde örgütlenen köylüler, ne ya- pabileceklerini sınadık- ları eylemleriyle tarihe geçti; bu eylem başarısız olsa da önemli bir hare- ketlenme yarattı. Işte r iobsbawm onları da ele alarak geleceğe ve sonraki kuşaklara, bu eylemin dünya tarihin- de nerede durduğunu gosterıyor. Mario Puzo'nun Baba'sındaki Don Corleone karakteri tüm dünyada tanın- sa da, Slvatore Giuliano'nun o kadar büyük bir hayran kitlesinin bulunduğu söylenemez. Hobsbawm'ın aktardığına göre, Cîiuliano'yu Giuliano yapan şey, onun "halkın haydutu" olması. Pu- zo'nun Corleone'sinden önce (1922- 1950) yaşayan Cîiuliano, Sicilyalılar ara- sında, yoksulların yanında yer alnıası vc onlara yardım etmesi nedeniyle "Tann" olarak görülmüş. Ama diğer kimliği, eli kanlı bir katil; 430 kişiyi öldüren bir Robin Hood! KÜLTÜR KAZISI Hobsbavvm'ın kitabının sonunda yer alan makalelerin neredeyse tamamı caza aynlmış. Burada cazı rayına oturtan önemli isimlerle karşılaşıyoruz. Sidney Bechet, Duke Ellington, Count Basie... Hobsbavvm, cazın kimliğine ilişkin bazı bilgiler aktararak yola koyuluyor: "Caz, tüm diğer şeylerin yanı sıra, di- aspora müziğidir. Tarihi, Eski Güney'in verdiği büyük göçün parçasıdır ve caz, psikolojik nedenlerin yanı sıra, ekono- mik nedenlerden ötürü de, vakitlerinin çoğunu yollarda geçiren başıboş in- sanlarca yapılır. in- sanlar, ellerinde üf- lenıeli çalgılarıyla cazı önccden bilin- ınediği yerlere so- mut olarak taşıma- salardı, bu denli er- ken bir sürcde ulu- sal Amerikan müzi- ğine kesinlikle dö- nüşmezdi." Sonra yeniden isimler: Ticariliğe ve ırkçılığa karşı gelen müziğin etkin kahramanı Sidney Bechet; cazın bir sanat dalı olarak keşfinde en büyük rolü oynayan Count Basie; gizem- li, konser bestecisi, kendini "Tann tara- fından üstün yetencklerle donatılmış" gören "işlenmemiş doğal yetenek" Duke Ellington... Amerika'da doğup kök salan caz, Av- rupa'ya (daha doğru deyişle Britan- ya'ya) nasıl adım attir 1 Hobsbavvm bura- da şöyle bir belirleme yapıyor: "Caz, en- telektüeller için müzik olarak değil, dans etmek ve özellikle Britanya orta ve üst sınıfların dönüştürülmüş, devrimci- leştirilmiş toplumsal dansı ile hemen hemen eş zamanlı olarak Britanya işçi sınıfı dansı için bir müzik biçimi olarak gelişti ve zafer kazandı." Hobsbavvm'ın incelemesi orada nok- talanmıyor; cazın Britanya özelinde Av- rupa'ya adım atışını anlatmasının ardın- dan, 1960'lardan sonraki gelişim çizgisi- ne yoğunlaşıyor. Burada hem Hobs- bavvm'ın hem de okurun karşısına çıkan şey, 60'lann müzik ortamının cazın geli- şimini bir ölçüde geriye çektiği. Çünkü 50'lerin ortalarından başlayarak rock müziğinin atılım yapması, cazcıların bü- yük çoğunluğıınun bu türe göz kırpma- sına neden olııyor. Hobsbavvm'ın Sıra Dışı /nsan/ar'da yapmaya çalıştığı bir bakıma kültür ka- zısıı. Kitaptaki son makale bunu kanıt- lar nitelikte. Yenidünyanın, Eskidün- ya'ya nüfuz etme sürecini kültürel açı- dan clc aldığı bu yazıda Hobsbavvm, Amerika'nın Avrupa'ya popüler kültürü ağır ağır nasıl yerleştirdiğini; popüler kültürün "evrensel kültür" haline nasıl geldiğini tartışıyor: "Aslında, Yenidünya ile Eskidünya arasında gerçek bir 'kültür çatışması' varsa buradadır; ana gücü ve dinamizmi popüler nitelikte bir Yenidünya ile Ye- nidünya üzerindeki etkisi ezici bir yo- ğunlukla seçkinler ve yönetenler aracılı- ğıyla yaratılmış Eskidünya arasında." Sıra Dtşı tnsanlnr\h, her ne kadar Hobsbavvm'ın çeşitli yer ve zamanlarda yayımlanmış makaleleri bir araya getiril- mişse de ortak olan, tarihin kimilerince pek önemsenmeyen ya da yeterince ele alınmayan kişi ve olaylartna değinilmesi. Hobsbavvm, bunu yaparken başka olay- larla bağlantı kuruyor ve yer yer ayrıntı- h bilgilerle kazıyı derinleştiriyor. • buluntnaz_ali@hottnail.com http://bulunmazali81.blogspot.com Sıra Dışı insanlar/ Eric Hobsbavrm/ Çeviren: Işıttuı Gündüz/ Yordam Ki- tap/352 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 0
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear