25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Erendiz Atasü'yle "Hayatın En Mutlu An'ı" üzerine 'Mazi içimizde sürüp gider, hiçbir zaman tümden silinmez' Sıradanlığın sıra dışılığını yazdı hep. Hayattaki o çoğu zaman gözden ka- çan anları ve atakları iş- ledi inceden. Hepimizi kahraman kıldığı öyküle- rinde sahiciliği hiç ıskala- madı. En acıklılarında bi- le veryansın etmedi, edebiyat1 parçalamadı. çağdaş edebiyatımızın usta yazarlarından Eren- diz Atasü yeni öykü kita- bı Hayatın En Mutlu An'tnüa kadın, erkek, genç, yaşlı öteki bizi an- latıyor bu kez. var oluşa ilişkin temel ahlaksal so- ruları göz ardı etmeden1 insanın her an tökezle- meye hazır hayatını ve ödenen bedelleri hatırla- tıyor. Maziyi deşerken anılarla geri gelen mut- luluk hayalinin hüznünü duyumsatıyor. Mutlulu- ğun tanımını sorguluyor, hesaplaşıyor, kavilleşi- yor. Atasü ile Hayatın En Mutlu An'tru konuştuk. n camze AKDEMIR ""JL Ikin en klasik soruyu sormalt, hangi duygu- lar baskındı ya da ne- ler esin oldu kitabı ka- leme alırken? - Öykü kitabı, romandan çok farklı bir düşünsel süreçte oluşu- yor. Her öykünün ayrı bir iklimi, kendine özgü bir düşünsel arka planı var. Bu öykülerin kaleme alını- şında ortak olan nokta, onların bir ya- şam hesaplaşması dönemine rastlama- sı. Günün hesaplarını yarına ertele- yenlcrden değilim. Kendimle sık sık hesaplaşır, çözümsüzlükleri biriktir- mem. Gene de, bazen insanın belli ya- şam dönemeçlerinde geriye, tüm ha- yatına bakıp bu hayatı o an'a dek fark etmediği bir ışıkta incelediği zamanlar olabiliyor. Hikâyeler kişisel yaşam iz- lenimlcrimden ya da anılanmdan oluştu demek istemiyorum. Tüm me- seleleri irdelemeci bir bakışla gözden geçirdiğim bir zamana rastladılar de- mek istiyorum. "Hanımefendi ve Ko- SAYFA 4 -.**- cakarı" hikâyesini, çevrenin indinde hanımefendilikten ko- cakarıya dönüşmcnin ne kadar kolay aşılabilir bir sınır oldu- ğunu örnekleyen tanıklıklar esinledi. "Üniformalı Adam" öyküsünü ise bir film. Filmin konıısu, benim öykümden ! bambaşkaydı. Pek ahım şahım bir ı film de değildi üstelik. Fakat bir sahnesi vardı ki bana do- kundu: Yaşlı bir kadın ölüm döşeğin- de, i) güne dek adını ağzına almadığı ve yakınlarmın kim olduğunu hiç bile- medikleri gençlik aşkını sayıklıyor- du... Bu sahncnin bendeki etkisi "Üniformalı Adam" hikâyesindeki imgeleri dogurdu. "Hkir Ayrılığı" öy- küsü ise, bir anlamda Türk edebiyatı içindeki kendi konumumun eleştirel irdelenmesi olduğu kadar, edebiyatın günümüzün kâr güdümündeki reka- bet dünyasında düştüğü durumla bir hesaplaşma, daha doğrusu bu duru- mun ağır bir eleştirisi ve gözümüzün önünde can çekişen Türkçe için bir ağıttır. HİÇBİR DURUMUN GARANTİSİ, SİCORTASI YOK' - "Hanımetendi ile Kocakan " öykünüz... Yalnızhk, yılmışhk, za- manın eğesi, cskimişin o boğuk, keskin, küfîü kokıısu... Bir hanım- etendi kocakan... Haş- metli, zengin evinin çö- küşüyle, her tahtasının çürüyüşüyh koşut çö- küyor narin, damarlı, beyazca, ince kemikli bedeni ve ikddarı... Çoluk çocuk desen savrulmuş gitmiş küs- künce... Arkadaşı bir zamanlar çocuk gördü- ğü komşıısuyla izdü- şümleri alabildiğince... Yaşamm ne kadar farklı saysak da insanı- mıza gaileli kültürü- müzde ortak biçebildi- ği bir kader... Mesela kim derdi ki bu yaşlı, yalnız hanımcfendide ben de kendimi göre- bileceğim? - Dilerim hiçbir za- man kendini öyle bir durumda bulmazsın. Belli ki hikâye seni et- kilemiş. Yaşam tuhaf bir döngü; insan bir anda tepctaklak olabi- liyor. Ingilizlerin bir sözü vardır: "Kimse için sonunu görmeden, iyi yaşadı, deme." Gerçekte hiçbir konumun, hiçbir du- rumun bir garantisi, sigortası yok. Belki bunıı unutmamak ve altüst oluşlara hazır olmak gerek, olabüdiğince tabi ya da mevki, servet ve güce ve bu üç unsurun sağladığı sahte ilişkile- re aldanmamak. - Zaman kavramı... Geçmiş ilegele- cek... Genç veyaşltnm diyalogları... Kıyasları... Birinin boşverdiklerinden öbürünün hâlâ kaygı duyabiliyor ol- ması hali... Tükenme ve henüz tüken- memiş olma hali... Bir ortak nokta gi- bi duyumsadım öykülerinizde... - Zaman beni hep çok düşündür- müş bir kavram. Geçmişle geleceğin iç içeliği... tkisinin kcsişme noktasın- daki oynak "şimdi..." Oykü kişileri de bir tür hesaplaşma içinde. Zaman he- saba katılmadan hesaplaşma olamaz ki. Tükenme ama hâlâ tükenememe meselesine gelince. Görüşünde çok haklısın. Mesela "Kabulleniş"teki ka- dın.. . Çevre ve günün adabı ondan köşesine çekilmesini bekliyor. Kendi süperegosu da bunu bekliyor ama vü- cudu isyan ediyor. Ancak, kadımn gövde isyanını hayata geçirebilecek gücü yok. tşte tam bir tükenmişlik ve- ya tükenememişlik çelişkisi. Zamanın geçişi gençlikte pek fark edilmez. Geçmiş, şu anda yaşananların geçmi- şin bir türevi oldugu idrakinin geliş- mesiyle önem kazanıyor. "Üniformalı Adam" işte tam da bu bağlamda bir hesaplaşma öyküsü. Haliyle gcnçliğin kuşkuları, güvensizlikleri, yaşlılığın acılaşması yansımış o öyküye. - "Üniformalı Adam "la devam eder- sek, memleketinden sonra, sevdiğin de seni kandırmış diyen hani belki bi- razcık da olsa halt ctmiş yaşlı kadın. Genç halinin güven bunalımmda de- belenmesi... Yinc de pişmanlık duy- maması ve zamanla kovalamaca. Aşk bir insanın kaybını, coşkusunu, yaşını başını, azmediş ya da pes ediş evrele- rini en bariz ve en güçlüce niteleyen metafor olsa gerck... - Evet, ne kadar güzel yorumladın. Aşkın kişiyi etkileme biçimi -daha doğrusu atılganlıkla mı yaşanacağı, yoksa çekingenlikle mi bastırılacağı- gençlik enerjisi ile yaşlılık yorgunlu- ğunu (buna olgunluk, der iyimserler) ayıran bir belirteç galiba. MAZİYİ DÜŞÜNMEK... - Ahşkanlıklar zincirinde olagelen bir kırılma, hayalkınkhğı, küskünlük sonucu başlayan hesaplaşmalar... Ah vah demeler değil ama kuşkusuz ah mazi demeler, hani kıyısmdan içsel in- ziva, burulmalar... Hayattaki en mut- lu o an a adanan ömürler... Ozele gir- mek gibi olacak ama sizin de böyle bir anınız oldu mu? Kcndinizden refe- rans aldınız mı, kaleme ne kadar yan- sıdı (mı?) - Maziye yönelik yaşamam ama ma- ziyi sık sık düşünürüm; kendimi ve bana yakın olnıuş insanları daha iyi anlamak için. Mazi içimizde sürüp gi- der, hiçbir zaman tümden silinmez. ( )nun izlerini taşır, onunla birlikte ya- şamayı öğreniriz. Gençliğine dönmek ister misin, deseler, 'kesinlikle iste- mem' derim. Gençlik çok acılı bir dö- nemdir. Bu meselenin bir yönü. Bir de öbür yönü var; o da şu: Scott Fitz- gerald Gece Güzeldir (sanırım dilimi- ze böyle çevrilmişti) romanında şöyle der: "Ruhun yaraları yanlışlıkla deri- deki yaralara benzetilmiştir. Oysa yiti- rilmiş bir insan ya da yitirilmiş bir ha- yat parçası, kaybedilmiş, bir organa benzer. Onsuz yaşamak öğrenilir; yıl- larca akla gelmeyebilir. Ama günün birinde bu organı özleyecek olursanız, bu sızınm devası yoktur." - Her kahraman kendi öyküsünde kurban gibi görünse de kitabınız- mf m daki öykülerde kurban yok. Öyle lw C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 6 0
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear