Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE
20 SPOR
Beşiktaşlı futbolcular transfer taksitleri ile maç başına primleri 5 aydır alamıyor
Hocaya var, takıma yok
Beşiktaşlı futbolcular transfer taksitleri ile maç başına primleri 5 aydır alamıyor
Hocaya var, takıma yok
HİLMİ TÜRKAY
Yıldırım Demirören ve arkadaşlarının tekrar
yönetime seçilmesinin ardından 5 ay kadar bir
zaman geçti. Neredeyse bu süreçte yapılan
olumlu hiçbir şey yok. Oysa başkan kongreye
güçlü girmişti. Murat Aksu’ya karşı da
kazandıktan sonra iddialı sözler sarfetmişti. Hani
bu vaat edilenler nerede? Görüyoruz ki henüz
çakılan bir çivi dahi yok. Beşiktaş böyle mi
olmalı, böyle mi yönetilmeli. Başkan Demirören
ile bazı yöneticilerin arasının ‘limoni’ olduğunu
biliyoruz. Aile içerisinde böyle şeyler olabilir
ancak yetki sahibi bir yöneticinin bazı haberleri
medyadan öğrenmesi büyük ayıptır. Bir önemli
hususu daha aktaralım: Siyah - Beyazlı kulüpte
maddi kaynaklar tüketildi, para yok. Sıkıntı
ciddi boyutlara ulaştı. İki ay içinde 20 milyon
dolar para bulunup ödenmesi gerekiyor.
Kadroda yüksek bedelli oyuncular var ve
bunların kontratları devam ediyor. Yapılması
gereken, genç ve maliyeti düşük oyuncuların
transfer edilmesi, verimsiz olanların
gönderilmesidir. Başka çare var mı? Baksanıza
futbolcuların transfer taksitleri ve mart ayından
itibaren olmak üzere maç başına verilmesi
gereken primler halen ödenmemiş. Peki yeni
hocanın isteyeceği yüksek ücret nasıl verilecek?
Denizli’ye yanlış yapıldı
Beşiktaş’ta Mustafa Denizli giderken
kafalarda birçok soru işareti bıraktı. Şu
anda Çeşme’de dinlenmekte olan teknik
adamın ayrılmasına üzülenler, Fulya’daki
personel ve öğrencileri olmuş. Denizli
bilindiği gibi sağlık problemi ile
karşılaşmıştı. Ancak yönetim yine de
önümüzdeki yıl için hocası ile sözleşme
imzalamıştı. Ne var ki bu imza federasyona
ulaşmadı. Sonra bir anda Schuster ismi gündeme
geldi ve ardından da ‘Denizli bırakıyor’ denildi.
Mustafa Denizli, bırakmak için bir teknik
direktörün ismini mi bekledi yoksa gerçekten
kendi isteğiyle mi ayrıldı? Bu hâlâ bilinmiyor.
Denizli’nin yakınları dahi son derece hızlı olup
biten bu gelişmelere bir anlam vermiş değiller.
Ancak tecrübeli çalıştırıcının yakın bir arkadaşı,
yönetimin hastalığı mazeret olarak gösterdiğini
söyleyerek, ‘Kendisine büyük yanlış yapıldı.
Hoca ile sözleşme yenilenirken sağlık durumunu
bilmiyorlar mıydı?’ diye soruyor. Bu nedenle de
yönetime tepki var. Mustafa Denizli, spor
camiasında sevilen birisidir. Hataları yok mudur,
vardır. Ancak her insan hata yapabilir.
Başarısızlıklarda sorumlu olarak hep
kendisini göstermiştir.
Futbolcusuna hiçbir zaman
söz söyletmemiştir. Formayı
hep adaletle dağıtmıştır,
kesinlikle art niyetli değildi.
Ümraniye’deki personel
Denizli’yi çok seviyordu.
Çünkü Mustafa hoca çalışan
personeliyle ayrı ayrı
ilgileniyor ve para
konusunda hiçbir problem
yaşatmıyordu. İşte böyle
birisiydi Mustafa hoca. Şimdi
Yıldırım Demirören, Serdal
Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu harıl harıl hoca
arıyor. Schuster ismi ön planda, Madrid’de
Ramos ile görüştüler ancak sonuç alamadılar.
Takım 23 Haziran’da sezonu açacak. Bugün
itibarıyla 13 gün kaldı, hoca gelecek, takımı
görecek sonra da transfer yapılacak. Nasıl olacak
hemen bu işler. Oysa burada birçok Beşiktaşlı
eski futbolcu hazır bekliyor. Örneğin Samet
Aybaba, Mehmet Özdilek (Şifo) gibi. Bunlardan
birini getirseniz ne kaybedersiniz ki?
2026’ya kadar dõşarõdayõz
Dev organizasyonlara ev sahipliği yapamayan Türkiye, global ekonomik pazarõn dõşõnda kalõyor
GÖRÜŞ
METİN TÜKENMEZ
Başlama
Vuruşuna
Doğru
2010 Dünya Kupası’nda, Özbek hakem İrmatov’un
başlama düdüğü ile mücadeleye girişecek Güney Afrika
Cumhuriyeti ile Meksika ulusal takımları, yarın 1 milyardan
fazla insanı ekran karşısına sabitleyecek. Dünya futbolunda
üretilen güzelliklerin ürünleri, futbolun vitrininde bir ay
boyunca sergilenecek. Bu vitrinde salt futbol oyununun
güzellikleri değil aynı zamanda dünya ülkelerinin ürettikleri
insanlık değerleri, futbol aracılığıyla vitrinin en güzel
yerinde beğeniye sunulacak. Çoğu futbolsever salt futbola
ilişkin güzel hareketlere odaklanırken benim gözüm temel
insani değerlerde olacak.
Örneğin; Dünya Kupası, Birleşmiş Milletler benzeri bir
görkem ve yüce gönüllülüğün, ulusların karakteristik
özelliklerinin sergilendiği, rengârenk bir gösteri olmaktan
geri kalmadı hiçbir zaman. İnsanoğlunun ruhunun
derinliklerinde yatan defoların ya da beklenmedik
yüceliklerin açığa çıkışı; tek bir topun peşinde koşturan
onca futbolcuyu izlemek için gerektiğinde, ulusların
sabahın erken saatlerinde kalkması, hatta işi tümden
unutması, alışılmış bir durum olmasa gerek. Milyarlarca
insanı sabahın erken saatlerinde televizyonun karşısına
oturtan futboldan başka bir etkinlik yoktur kuşkusuz.
İnsanoğlunu tarih boyunca isteklendiren (motive eden)
güçlere bakıldığında, inanç ve para, futbolun dünya
çapında popülerliği insana pek de şaşırtıcı gelmiyor. Futbol
evrensel ama kendine özgü, asla tükenmeyen, yenilenebilir
bir umut kaynağı, zaman zaman anlamakta zorlandığımız
hareketlerin mucize olarak değerlendirilmesi ve çoğunlukla
herkesin izleyebileceği, basit, birbiriyle çatışmayan
kurallarla yönetilen bir spor. Bir yandan endüstrileşmek
nedeniyle mekanikleşen ama öte yandan insan
davranışlarının iç içe geçmesiyle oyun ve eğlence yönü
açık olan güzel bir etkinlik. Futbol farklılıklar arasında köprü
kurma ve ulusal önyargıları alaşağı etme gibi eşsiz bir
niteliğe sahip.
2002’deki Dünya Kupası’nı Güney Kore ile Japonya’nın
yapabilir olması, hoşgörü ve karşılıklı anlayışın zaferidir.
Güney Kore, yarım asırdan kısa bir süre içinde, Japonya
Ulusal Takımı’nın bir Dünya Kupası maçı için sınırlarından
geçmesine izin vermeme noktasından, turnuvaya eski işgal
güçleriyle birlikte ev sahipliği noktasına gelmiştir.
Uluslararası diplomaside sorunlar yaşayan ABD ile İran bir
Dünya Kupası’nda futbol karşılaşması yapabiliyor ve hiçbir
kriz çıkmıyor. Bunlar da futbolun zaferidir.
Futbolun evrenselliği, sadeliğinde, oyunun her yerde, her
şeyle oynanabilir olmasında. Kentli çocuklar beton üstünde
meşrubat kutularıyla, köylü çocuklar toprak üstünde,
bazen çamur içinde, çıplak ayakla birbirlerine sarılmış
çaput parçalarıyla oynayabiliyor. Belki hiçbiri gelecekte bir
futbol yıldızı olmanın hayalini kurmadan anı yaşıyorlar ama
Dünya Kupası’ndaki yıldızlar da, bu çocukların içinden
çıkıyor genellikle.
Almanya 2006’da, savunmadan atağa çıkma son derece
hızlı yapıldı. Bunu en iyi başaran İtalya şampiyon oldu. Bir
önceki Dünya Kupası’nın en dikkate değer gelişmesi; şut
taktikleri oldu. Uzaktan çekilen şutlarla atılan gollerin oranı
yüzde 23 oldu. Daha önceki oran, yüzde 13’tü. Yüzde yüze
yaklaşan bir artış söz konusu. Bu istatistik, orta alan
oyuncularının giderek daha önem kazandığının bir
göstergesidir. Kart isteyen oyuncuya sarı kart gösterilmesi
de yine bir önceki kupanın yeniliklerinden.
Bakalım Güney Afrika’da ne gibi yenilikler sunacak bize
güzel oyun... Dünya Kupası’nı dünyadaki en güzel kupa
yapan şey, takımımız olsun olmasın tüm futbolseverlerin
bir arada olmasıdır belki de…
ERDAL BATMAZ
Time dergisinin son sayõsõnõn kapağõ yarõn
başlayacak dünya kupasõ için “The global game”
küresel oyun, olarak çõktõ. Çünkü spor, özellikle de
futbol çok büyük ekonomik ve siyasi etkiler taşõyor.
Bu dünya kupasõnõn, õrk ayrõmõnõ ortadan kaldõrmõş,
sorunlu da olsa demokratik olan ve 1976 yõlõnda
dünya kupasõnõn TV’de bile yayõnõn yasak olduğu
bir ülkede yapõlõyor olmasõ belki de bu şampiyonayõ
enteresan kõlan detaylardan biri. Ancak dünya
kupalarõnõ küresel bir oyun haline getiren şey bütün
dünyada en çok izlenen spor dalõ olmasõndan çok
yarattõğõ ekonomik etkidir.
Uruguay’da düzenlenen 1930 Dünya Kupasõ’ndan
bu yana özellikle ekonomisi ile dünya kupasõ
inanõlmaz bir boyuta ulaştõ. Bakõn nasõl... Tam 4
milyar kişinin izlemesi beklenen kupa için Güney
Afrika 3 milyar dolarõ aşkõn bir parayõ yeni yapõlan
ya da yenilenen 12 stadyum için harcadõ. Bu paranõn
1.3 milyar dolarõ FIFA tarafõndan verildi. FIFA’nõn
2002 Dünya Kupasõ’nda elde ettiği 260 milyon dolar
kâr rakamõndan sonra, Almanya ve Güney Afrika’da
daha fazlasõnõ almasõ hiç şaşõrtõcõ olmayacak. Bu
nedenle de FIFA, bu dünya kupasõnda 2006’da
dağõttõğõ 260 milyon dolar katõlõm payõ ve ödülü 420
milyon dolara çõkardõ. Bu tutarõn 380 milyon dolarõ
sportif başarõ için dağõtõlacak. Dünya kupasõna
futbolcu gönderen her kulüp, oyuncu başõna günlük
2 bin dolar prim alacak. Kupada ilk dörde kalan ya
da final oynayan ülkenin 50 milyon dolara yakõn bir
kazanç elde etmesi de muhtemel. Güney Afrika’nõn,
Almanya’da yapõlan kupadaki gibi bir ekonomik etki
ve kâr sağlamasõ elbette beklenmemeli. Almanya
2006’da uluslararasõ kuruluşlarõn araştõrmalarõna
göre ev sahibi olarak dolaylõ ya da direkt 7.5 milyar
Avro kazanç elde etti. Duvarõn yõkõlmasõndan sonra
Almanya ekonomisi ve turizmi için en büyük katkõyõ
bu turnuvayla sağladõ; 5 milyar dolar harcama yaptõ,
60 bin kişiye yeni iş yarattõ. Sadece Adidas firmasõ
1.2 milyar dolarlõk satõş yaptõ. Kupanõn resmi hasõlatõ
ise 1.8 milyar dolardõ. Şampiyonaya katõlan
takõmlarõn ülkelerine olan ekonomik etki ise
ortalama olarak milli gelirlerinin yüzde 1 ile yüzde
1.5 mertebesindeydi. Ekonomist dergisinin yaptõğõ
araştõrmaya göre kupada oynayacak 736 futbolcudan
545’i Avrupa liglerinde mücadele etmekte. Bu
futbolcularõn 385’i ise Avrupa’nõn beş büyük liginde
oynamakta. Aynõ görüntü 2006 Dünya Kupasõ’nda
da vardõ. Bazõ finalistlerin, örneğin; Kamerun’un 23,
Fildişi Sahili’nin 21, Nijerya’nõn 20, Brezilya’nõn
20, Cezayir’in 20, Arjantin’in 17, Uruguay’õn 15,
Şili’nin 12 oyuncusu Avrupa liglerinde
oynamaktadõr. Tahmin edeceğiniz gibi bu
futbolcularõn 118’i İngiltere’de oynamaktadõr. Şimdi
herkes soruyordur mutlaka “Biz neredeyiz” diye?
Maalesef Türkiye bu büyük ekonomik pazarõn
içerisinde yok! Futbol olarak son iki dünya
kupasõnda ve onun pazarõnda da yok!
6 dev ülke aday, biz hesapta yokuz!
Avrupa Futbol Şampiyonasõ’nda ev sahibi ülke olma
şansõnõ kaçõrdõğõ pazarõn gelecek 15 yõlõ özellikle
İngiltere, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve ABD
tarafõndan kontrol edilecek. Gelecek Dünya Kupasõ
2014 ve 2016 Olimpiyatlarõ Brezilya’da,
FIFA’nõn son listesinde 2018 ve 2022 Dünya
Kupasõ adaylarõ arasõnda Türkiye yok ve
muhtemelen 2018’in sahibi Rusya ya da 2012
Olimpiyatlarõ’nõ da yapacak olan İngiltere olacak.
2022 Dünya Kupasõ ise var olan adaylar içinde
gözü kapalõ ABD’nindir. Rotasyon nedeniyle
Türkiye’nin bir dünya kupasõ ev sahipliği için en
yakõn tarih 2026’dõr; rakipleri de Çin ile
Hindistan’dõr.
Şimdi herkes Hindistan da nereden çõktõ diyecektir
(ki 2020 Olimpiyatlarõ’nõn en büyük adayõ). Bu
saydõğõmõz ülkeler dünyanõn en büyük 10 ekonomisi
içerisinde olduğu gibi lisanslõ futbolcu sayõsõnda
(amatör ve profesyonel) FIFA verilerine göre; Çin
26.2, ABD 24.5, Hindistan 20.6, Almanya 16.3,
Brezilya 13.2 milyon futbolcuyla ilk beştedir. Biz
mi? Zorlamayla 250 bin!..
Türk sporunu her alanda yönetenlerin önlerine alõp
düşünmeleri gereken tablo budur. Katar’õn bile 2022
Dünya Kupasõ için ev sahipliği adayõ olduğu yerde
“Ama 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ev
sahipliği için en büyük aday biziz” sözleri karõn
doyurmaz! Sayõn Başbakan’õn bence son toplantõsõ
“spor açılımı” olmalõydõ ve dünyada bugün sporun
sadece spor olmadõğõnõ anlatõp bu tabloyu sporu
yönettiğini sananlara sormalõydõ!
Alman teknik adam, ‘En büyük hatam Aykut’un görevini onaylamaktõ’ dedi
Daum, Kocaman’a çattı
Spor Servisi - F.Bahçe’nin yollarõnõ ayõrmak
istediği teknik direktör Daum
suskunluğunu bozdu ve sportif direktör
Aykut Kocaman’õ yerine oynamakla
eleştirdi. İspanya’nõn Mallorca Adasõ’nda
tatilini sürdüren Daum, Türkiye’den kendisini arayan
yakõn dostlarõna, “En büyük hatam Aykut
Kocaman’ın sportif direktörlük görevine
başlamasını onaylamam oldu. Aykut, sportif
direktör olarak kalsaydı, çok başarılı olabilirdi ama
o hep F.Bahçe teknik direktörlüğü koltuğunu
hedeflemiş. Bunu zaman içinde anladım” dedi.
Alman hoca bununla da kalmadõ ve “Bir yere not
edin; F.Bahçe’de benden sonra hangi teknik
direktör göreve gelirse gelsin, Aykut Kocaman
sportif direktör olarak görev yaptığı sürece benim
yaşadıklarımın aynısını yaşar” ifadesini kullandõ.
Daum, üzüldüğü bir başka konunun ise kamuoyundaki
genel görüş olduğunu belirterek, “Ben F.Bahçe’yi
şampiyon yapsaydım bile herkes ‘Aziz Yõldõrõm
takõmõ şampiyon yaptõ’ diyecekti. F.Bahçe’de 4 yıl görev
aldım, iki şampiyonluk elde ettim, iki şampiyonluğu da
son maçta kaçırdım. Başarılı olup olmadığımın takdirini
kamuoyuna bırakıyorum” dedi.
Alman hoca, sözleşmesinin feshedilmesiyle ilgili olarak da
“F.Bahçeli yöneticilere Almanya’daki avukatlarımla
görüşmeleri gerektiğini söyledim. Ayrıca avukatlarımı
arayarak, sözleşmede yazılanlara uyulmasını ve
gereğinin yapılmasıni istedim” diye konuştu.
Öte yandan Sarõ - Lacivertlilerde teknik direktör sorunu
hergün yeni bir boyut kazanõrken, Sportif Direktör
Aykut Kocaman’õn yaklaşõk bir aydõr izleyip beğendiği
Krasic’in Juventus’la her konuda anlaştõğõ öğrenildi.
TRABZON
ARAYIŞTA
BURSASPOR
GOLCÜ PEŞİNDE
ÖZAK, TFF’Yİ
ELEŞTİRDİ
TRABZON
(Cumhuriyet) -
Trabzonspor’da,
Polonya’nõn
Wisla Krakow
takõmõnda forma giyen
stoper oyuncusu
Arkadiusz Glowacki’nin
transferi konusunda henüz
bir netlik yaşanmadõğõ
bildirildi. Önceki akşam
Polonya’ya giden kulüp
genel saymanõ Mahmut
Aksu’nun, Wisla Krakow
Kulübü başkanõnõn sağlõk
problemleri nedeniyle
henüz bu transferde bir
sonuç alamadõğõ belirtildi.
Kulüp Asbaşkanõ
Hayrettin Hacısalihoğlu,
Polonyalõ oyuncu
Arkadiusz Glowacki ile
her konuda anlaşmaya
vardõklarõnõ ve bu
futbolcunun kulübüyle
yapõlan görüşmeleri
sonuçlandõrmaya
çalõştõklarõnõ belirtti.
BURSA
(Cumhuriyet) -
Şampiyon
Bursaspor’da
transfer çalõşmalarõ
aralõksõz olarak devam
ediyor. Yeşil -
Beyazlõlarõn son gözdesi
olan ve Napoli’de forma
giyen 29 yaşõndaki golcü
German Denis’in
transferiyle ilgili olumlu
adõmlarõn atõldõğõ
öğrenildi. Denis için
Napoli’nin 4.5 milyon
Avro istediği,
Bursaspor’un da bu
yüksek bonservis bedelini
2 milyon Avro’ya
indirmeye çalõştõğõ
bildirildi. Kaleci
Ivankov’un menajeri
Mümin Kaşmer,
Bursa’yla görüşmelerin
sürdüğünü söyledi.
Spor Servisi - Spordan
Sorumlu Devlet Bakanõ
Faruk Özak, TFF’nin
yabancõ futbolcu sayõsõnõ
arttõrmasõnõ eleştirdi.
Sinop’ta bir açõlõşa katõlan
Özak, “Federasyonu
yöneten arkadaşlar,
neden böyle karar
alıyorlar, bunu
anlamakta zorlanıyoruz.
Bugün için 6+2+2 bize
fayda getirmez. Bu, milli
takıma olumsuz
yansıyacaktır. Türkiye
yabancı futbolcuya daha
fazla para harcayacak,
futbolcu çöplüğü olacak
ve başarı yukarı
çıkmayacak” dedi.
KISA...KISA...KISA...KISA...
Dünya Kupası için Güney Afrika’ya giden
bir grup gazetecinin, silahlı kişiler tarafından
soyulduğu bildirildi.
Danimarka Ulusal Takõmõ’nda teknik direktör
Morten Olsen’in hastalandõğõ, yerine geçici olarak
yardõmcõ antrenör Peter Bonde’nin geçeceği açõklandõ.
Dünya Kupası’nda forma giyip
giymeyeceği belirsizliğini koruyan
futbolcular: Robben (Hollanda), Drogba
(Fildişi Sahili), A.Pirlo (İtalya), Kewell
(Avustralya), Tim Brown (Y.Zelanda),
Andres İniesta (İspanya).
Şilili hakem Pablo Pozo Quinteros,
sakatlanması sebebiyle Cezayir-Slovenya
maçını yönetemeyecek.
Kupada sakatlõklarõ nedeniyle kadrodan
çõkarõlan oyuncular: Nani (Portekiz),
Ferdinand (İng.), Essien (Gana), Mikel (Nijerya),
L.Diarra (Fransa), Beckham (İngiltere), Adler
(Almanya), Ballack, Rolfes, C.Traesch (Almanya).
Finalist Honduras’ta maç saatlerinde devlet
memurları ile öğrencilere idari izin verildi.
‘FUTBOL FEDERASYONU
AYRIMCILIK YAPIYOR’
SEVİL ARINAN
ANKARA - Özel Sporcular
Spor Federasyonu Tarık Bitlis,
Türkiye Futbol Federasyonu
(TFF) Genel Sekreteri Ahmet
Güvener’e öfkeli sözlerle yanõt
verdi. Bitlis, “Bütçe
sıkıntımızla ilgili derdimizi
kime anlatacağız.
TFF ayırımcılık
yaptığı gibi
yaşadıklarımız
insanlık ayıbıdır.
Böyle giderse istifa
edeceğim” dedi. TFF
Genel Sekreteri Ahmet
Günener’in, Zihinsel
Engelliler Futbol Takõmõ’nõn
Güney Afrika’daki 2010 FIFA
Dünya Kupasõ’na bütçe engeli
nedeniyle katõlamamasõyla ilgili
yaptõğõ açõklamalara, Özel
Sporcular Spor Federasyonu
Tarõk Bitlis’den çarpõcõ yanõtlar
geldi. Özel Sporcular Spor
Federasyonu Genel Sekreteri
Suat Öztin’in, TFF’yi arayarak
görüşme talebinde bulunduğunu
söyleyen Bitlis, “Güvener ile
telefonla görüşme talebimimiz
bile yanıtsız kaldı. Sormak
istiyorum biz derdimizi kime
anlatacağız?” dedi.
‘İnsanlık ayıbı’
TFF’den yardõm talebinde
bulunmadõklarõnõ, sadece
haklarõnõ istediklerini
kaydeden Bitlis, “TFF’nin
bir an evvel hakkımız olan
kaynağı vermesi
gerekiyor. Şampiyonanın
günü belli olduğu için
zamanımız kalmadı” dedi.
TFF’nin ulusal takõmlar
arasõnda ayõrõmcõlõk yaptõğõnõ
kaydeden Bitlis, bu durumun
“insanlık ayıbı” olduğunu
belirtti.
Bitlis
Yıldırım
Demirören