29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Memet Baydur'un anısına saygıyla ES m Orhan Pamukun "Celmiş geçmiş en büyük tiyatro yazarımızdır" yargısıyla selamladığı Memet Bay- dur'un yegâne hikâye ki- tabı Cözün Kahverengi Su- yu ilk yayımlanışından on beş, yazarının zamansız ölümünden ise yaklaşık on yıl sonra nihayet kitapçı- lardaki yerini aldı. Bay- dur'un 1974-1994 yılları arasında Nairobi. Ankara ve istanbul'da kaleme aldı- ğı kitap, yine Pamukun deyişiyle "Memet Bay- dur'un yalnızca Türk tlyat- rosunun en parlak yazarı değil, ne yazmışsa alıp okunacak, saklanacak ola- ğanüstü yazarlarımızdan" biri olduğunu gösteren küçük bir mücevher. O Allşan ÇAPAN "Bir gün, bir uzun gün hep denize baktık/ miller ve ağtrlıklar bitti/ gelip geçmeler bitti, gemilerin/ be- yaz ve kocaman gövdeleri/ gözün kahverengi suyuna geldik." Edip Cansever 1 ^4 951 doğumlu Memet Bay- I dur'ıın en önenıli tiyatro ya- I zarlarımızdan biri olarak " ^ parladığı dönem, 1981 yılın- da ilk oyunu Limon'un Devlet Ti- yatroları'nda Müşfik Kenter tara- findan sahnelenmesine denk düşer. Baydur'un otuz yaşında görücüye çıkan yazarlıgımn ürünleri elli ya- şında aramızdan ayrıldığı 2001 yılına ka- dar geçen yirmi yılda 26 tiyatro oyununa ulaşır. Baydur Yalnızhğın Oyuncaklan, Yangın YcrinJe Orkideler, Cumhuriyet Kızt, Tensing, Düdüklüde Kıymah Bam- ya, Katnyon gibi her biri kendi adına bi- rer başyapıt olarak kabul edilebilecek bu oyunlann yanı sıra biz okurlann yirmi yı- lını paylaşabildiğimiz kısa ama olağanüs- tü verimli yazarlık serüvenine sağlığında yayınlanan bir hikâye kitabı Gözün Kah- verengi Suyu, Cumhuriyet gazetesindeki "Kuşbakışı" köşesindeki yazılarından bir seçki Hepsini Okudunuz mu?, ve ünlü tspanyol yazar Max Aub'dan bir çeviri, Örnek Suçlar sıkıştırmıştı. TİYATRO. EDEBİYAT VE SİNEMA Ölümünden sonra Memet Baydur'un yapıdannı "bütün eserleri" başlığı altın- Edebiyatımızın son büyükyazanda yayınlamaya başlayan tletişim Yayın- lan ilk olarak yazarın son kaleme aldığı oyun olan Lozariı yayımladığında yıl 200î'tü. Bu oyunu sırasıyla Cumhuriyet yazılarının tamamını içeren Uçdlo'nun Kuşlnrı ile Sessiz Güvercinler ÜlkesinJe izledi. Ardından Memet'in vazgeçemedi- ği aşklanndan biri olan sinemaya bakışı- nı anlatan Sincma Yazılan. Memet Bay- dur'un Uğur Mumcu Araştırmacı Gaze- tecilik Vakh'nda verdiği sinema dersleri için kaleme aldığı bu yazılar belki de en yetkin oyun yazatımızın yedinci sanat hakkındaki engin bilgisini, tükenmek bilmeyen merakını kendine özgü miza- hıyla benzersiz bir şekilde ortaya koyar. Sinema Yazılıırim izleyen kitap ise Me- met Baydıır'ıı yakından tanıyanlar için bile bir sürpriz olur. Adalet Ağaoğlu ile 1978 yılında başla- yıp 1986 yılına kadar süren mektuplaş- malanna tanıklık eden 412 saytalık kitap, Memet Baydur'un neden ülkemizde az rasdanır türden bir entelektüel, aydın ve yazar olabildiğini birinci elden anlatan, Baydur'un aklının, yeteneğinin, gönlü- nün ve edebiyatmın ipuçlarını barındı- ran, yine edebiyatımızda eşine pek rast- lanmayan bir yazar dostluğunun ürünü- dür. Memet Baydur'un bütün eserleri seri- sinin beşinci kitabı yazarın müptelalarını sahaf sahaf dolaşıp biçare bir şekilde oyunlarını toplamaya çalışmaktan kurta- ran Tiyatro Oyıınlaridn. Baydur'un yir- mi yıla sığdırdığı yirmi oyunun yer aldığı bu 869 sayfalık yekparc başyapıt, kütüp- hanedeki rafta ya da masanızın üstünde durduğunda bile kolay kolay aşılamaya- cak bir doruk olduğunu hissettirir me- raklı okurlara. Bütün eserleri serisinin altıncı kitabı olaraksa nihayet meraklılarının sabırsız- lıkla bcklediği bir başka sahaf öznesi Gözün Kahverengi Suyu çıkageldi geçti- ğimiz günlerde. Memet Baydur'un tek hikâye kitabının öbür yapıtlarına göre daha çok satmaya aday olduğu düşünü- lürse tletişim Yayınlan gibi ülkemizin önde gelen bir yayınevinin "Bütün Eser- leri" mertebesinde ele aldığı Baydur'un Gözün Kahverengi Suyu'nu on yıl bo- yunca bekletmesinin yayıncılık mantığı açısından savunulacak pek bir yanı ol- masa da içinde bulunduğumuz ahval ve şerait dikkate alındığında böyle bir geliş- meye yine de sevinmek gerek. Şüphesiz amacım Gözün Kahverengi Suyu'nu bahane edip bu satırlarda ilkel bir Memet Baydur haritası çizmek değil. Beni Memet Baydur'un yapıtının bütü- nüne yönelten aslında bütün büyük ya- zarlarda gözlemleyebileceğimiz bir özel- lik. Ne yazarlarsa yazsınlar, hatta sanatın hangi alanında ürün verirlerse versinler büyük sanatçıların yapıtlarının tamamma sinmiş bir insanhk, bir dünya ve hayat al- gısı vardır. lşte bu bütüncül bakışı, (ge- rek evrensel ölçekte gerekse yerel ölçek- te) kuşanabilmiş belki de son yazarımız olması nedeniyle Memet Baydur'un ya- pıtının toplamı için söylenebilecekler bü- yük ölçüde Gözün Kahverengi Suyu için de geçerlidir. Eksiği olabilir o ayn. İDEOLOJİK BİR DURUŞ Cevat Çapan, Baydur'un yapıtlannı değerlendirirken şöyle bir saptama yapı- yor: "Ilginç bir kimyasal madde kullanı- yor sanki Memet Baydur. Oyle durum- larla, sözlerle karşı karşıya gctiriyor ki in- sanları, önemliymiş, değerliymiş gibi gö- rünen sözlerin ne kadar sahte olduğu, ne kadar gülünç olduğu ortaya çıkıyor. Ta- bii bunun acıklı bir yanı da var." Jale ' Parla'nın Gözün Kahverengi Suyu için yazdıkları Çapan'ın bıraktığı yerden de- vam ediyor: "Baydur'un mizahı türün zorunluluğundan kaynaklanarak bir miktar hicve yaslanır ama çok az yasla- nır. Buna karşın ironi dozu yüksektir. Hicvinin okları ise ukala aydtnlara, gör- memiş zenginlere, kendinden hoşnut burjuvalara, aptal vc kültürsüz, ama en çok duygusuz, güç düşkünü zalimlere yönelir." Bu bağlamda Baydur'un duruşu ideo- lojiktir şüphesiz. Ama bu ideolojinin basmakalıp bir didaktikliğe de kurban olrnadığını hemen belirtmek gerekir. "Tiyatro sahnesi ahlaki bir ders alanı ol- mamalıdır seyirci için. Günümüz insanı- na oyun yazarının vereceği hiçbir ders yoktur. Tiyatro bir dershaneden çok 'bü- yülü bir haz alanı' olarak düşünülmeli- dir," diyen Memet Baydur'un bu bitmek tükenmek bilmeyen, sevecen, aydın me- rakı Everest fatihi ünlü Sir Edmund Hü- lary'nin rehberi olan Tibet yerlisi Ten- sing için yazdığı oyunun başına düştüğü notta en berrak ifadelerinden birini bu- lur: "Tensing belki de Batıh insanın ka- çırdığı ve yüzlerce yıldır yakalamaya çalı- şıp, durmadan ıskaladığı bir fırsattır. Bu C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 0 noktada Batı'ya karşı Doğu'yu yüceltip, olup biteni mistik bir tül perde arkasına çekmemek gerekir. Oyunumuzda anlatı- lan Doğu, bazı kişilerin anlayabildiğin- den daha batıdadır... Oyunu yazmaya başladığım zaman Tensing'i seviyordum. Şimdi \ üllary'yi de sevmeye başladım." lşte Memet Baydur'un bu dünyanın bütün kıymetlerini kucaklama çabası onu evrensel ölçekte bir yazar yapar. Şüphesiz bu evrensellik Tarkovski'nin Bunuel ile ilgili bir yazısında çok yerinde bir şekilde tespit ettiği gibi sanatçının önce kendi etratındaki, anadilindeki ya- pıtları özümsemesiyle mümkündür. Bu noktada Memet Baydur'un sağlığında yayımladığı tek hikâye kitabma Edip (^ansever'in bir dizesinin adını vermesine şaşmamak gerekir. Ne de olsa o başrolle- rinde Edip Cansever'le Turgut Uyar'ın olduğu Menekşe Korsanlart adlı bir oyun kaleme almış, henüz yirmili yaşlan- nın başındayken bira ve patates kızart- ması eşliğinde Yılmaz Güney'le Berg- man tartışmış, Haldun Taner'le prova arasında Japon kale maç yapmış yegâne yazanmızdır. Biraz magazinleşmek paha- sına Oğuz Atay'ın şiir seven, bir nevi şa- irliği de banndıran bir uzantısı, Türk edebiyatının geleceğe doğru dünya ölçe- ğinde bir adımı olarak tanımlanabilir Memet Baydur. Gözün Kahverengi Su- yu'nun üçüncü hikâyesi olan "Bir Haya- let Hikâyesi"nin başlangıcı, Baydur'un gizil şairliğinin yabana atılmayacak bir örneği: "Batık bir gemiydim eskiden. Bir sürü çatal bıçak yarası O ırmak senin, bu ır- mak benim dolaşır dururdum. Batık bir gemi olarak. Sağrılarıma yapışık midye- ler. Bir iki kaptan kasketi. Yeşil mor del- talarda konaklardım. Bir bira ısmarlanır- dı bana. Gezinirdim. Bauk bir gemi ol- duğum için..." Gözün Kahverengi Suyu ile ilgili söy- ı lenmeden geçilmemesi gereken bir nokta da bu kitapta yer alan toplam on altı öy- künün okurda hemen hemen tamamının farklı yazarlar tarafından yazılmış olduğu izlenimi yaratacak kadar farklı olduğu. Memet Baydur belki zaman bulamadı- ğından, belki de saygısından, ünlü Porte- kizli şair Fernando Pessoa gibi farklı öz- geçmişleriyle, farklı şairler yaratıp onla- rın ağzından kaJem oynatmaz ama yaratı- cılıkta ve şiirsellikte ondan pek geri kal- dığı da söylenemez. Şimdi Memet yanımızda olsa, "Abi hi- kâye kitabını basmak için on yıl bekledi- ler, üstclik arka kapağma da senin hcr fırsatta dalganı geçtiğin postmoderniz- min tckniklerini yetkinliİde kullandığın notunu düşmüşler, zaten kitaplarını da biner biner basıyorlar, bütün eserleri se- risi tamamlandığında kitapların çoğu çoktan sahaflara düşmüş olacak" diye kendisini kışkırtsam, o her zamanki gibi bütün gözlüğü ve sakalıyla güler, "Boş- ver patron, gel biz birer cin tonik koyup Red Garland dinlcyelim, olmadı Tati'ye geçeriz, hem geçenlerde NaipuPun mek- tuplarım okuyordum, ne diyor biliyor musun..." diye bu atağımı tatlı tatlı sa- vuşturur, onun o sevecen sağaltıcı sanat- kârlığı bütün çevremizi sarıp sarmalardı. Gözün Kahverengi Suyu'nu okursanız anadilimizin bu büyük ustasının sizi de kâh güldürüp kâh ağlatıp çaktırmadan iyileştirdiğine şahit olacaksınız. lyisi mi biz yine sözü ustasma bırakalım: "Yağ- murun ne zaman duracağim biliyor mu- sun? "Mümkün müdür patron? Böyle güzel bir şeyi hilmek?" • Gözün Kahverengi Suyu, "Tarzan"/ Mehmet Baydur/ Hetifim Yayınlan/ 60 s. SAYFA 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear