Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İstanbul Haber Servisi - CHP
İstanbul Milletvekili Çetin Soy-
sal, İstanbul 2010 Avrupa Kül-
tür Başkenti Projesi’ni yürüten
İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansõ’nõn, (AKB) yan-
daşlarõna milyon liralõk bütçeler
aktararak rant yaratan bir ajans
haline geldiğini söyledi. Basit
projelere dahi yüksek bedelli
bütçelerin ayrõldõğõnõ belgele-
riyle açõklayan Soysal, “AKP ye-
timin, emeklinin, dulun hak-
kını yiyor” dedi. Kültür ve Tu-
rizm Bakanõ Ertuğrul Gü-
nay’õn, 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Yasasõ TBMM’de gö-
rüşülürken benzer eleştirilere
yanõt olarak söylediği “Kamu-
nun parası çarçur edilecek di-
ye somut bir örnek çıkartır-
sanız hep beraber mücadele
edelim” sözlerini anõmsatan
Soysal, “Günay’ı göreve çağı-
rıyorum. Bu projeleri, yağ-
mayı durdurun” çağrõsõnda
bulundu. Ajans’tan yapõlan açõk-
lamda da sözkonusu iddialarõn
gerçeği yansõtmadõğõ savunuldu.
CHP İstanbul Milletvekili
Soysal ve CHP İstanbul İl Baş-
kanõ Gürsel Tekin, dün konuya
ilişkin CHP’nin Şişhane’deki
İstanbul İl Başkanlõğõ’nda basõn
toplantõsõ düzenledi. Soysal,
2010 Avrupa Kültür Başkenti
projelerine ayrõlan kaynağõn
benzin ve motorine yapõlan kü-
çük zamlarla karşõlandõğõnõ ve bu
yolla yõllõk 250 milyon TL’lik
kaynak yaratõldõğõnõ belirtti.
Gider sponsordan,
rant ajanstan
Soysal, rant dağõtõlan projele-
re ilişkin de belgelerle örnekler
verdi. 500 öğretmen ve 1500
öğrencinin İstanbul’daki müze-
leri gezmesi için teklif veren ki-
şinin, bu küçük organizasyon
için 626 bin 636 TL istediğini be-
lirten Soysal, “Ajans ise bu
proje için 2 milyon 132 bin 772
TL ödenmesini istiyor. Proje
sahibi 636 bin TL’ye yaparım
diyor, ama ajans 2 milyon
TL’yi aşan parayı ödemekte ıs-
rarlı” dedi. Yine benzer bir ran-
tõn Boğaziçi Festivali’nde ger-
çekleştiğini belirten Soysal,
“Bütçenin 3 milyon 963 bin
TL’lik kısmı ajanstan talep
edildi. Bütçenin en önemli ka-
lemlerinden olan 907 bin
TL’lik pano ve açıkhava tiyat-
rosunun kiralama giderini İBB
organize etti. Kültür Bakanlı-
ğı Aya İrini ve Topkapı Sara-
yı’nın kiralama bedellerini
üstlendi. BKM, Semah göste-
risi ve Zülfü Livaneli konseri-
ne sponsor oldu. Peki tüm bu
önemli giderler sponsorlarla
karşılanıyorken, 2010 Ajansı
neden bu projeyi ihalesiz ola-
rak, ‘ASİA Organizasyon’ şir-
ketine verdi. Yoksa şirketin
sahibi olan Nesibe Meriç’in, in-
ternette AKP’nin basın da-
nışmanı olarak geçmesinin
bu projenin kabulünde etkisi
mi oldu” diye sordu.
Sünnet törenine
11.7 milyon TL
Soysal, Osmanlõ padişahlarõn-
dan 3.Murat’õn oğlunun sünnet
törenin anlatan “Surname-i Hü-
mayun” adlõ eserin, yeniden can-
landõrõlmasõ projesinde de aynõ
anlayõşõn yaşandõğõnõ söyledi.
ARGE İnşaat Şirketi’nin 8 milyon
670 bin TL’ye sünnet törenini ye-
niden canlandõrmak için ajansa
teklif verdiğini belirten Soysal,
“Şimdi ajansın önünde toplam
11.7 milyon TL’lik Surname-i
Hümayun projesi duruyor. Bu
kadar büyük bir para, bu pro-
jeler için fazla değil mi?” diye
sordu. Soysal, benzer durumlarõn
“Avrupa Gençlik Parlamento-
su” ve “Türkiye Üniversiteleri
Tiyatro Şenliği”projelerinde de
yaşandõğõnõ söyledi. Beyoğlu Be-
lediyesi’nin de bu ranttan “Altın
Eller” projesiyle faydalandõğõnõ
savunan Soysal, projenin top-
lam maliyetinin 3 milyon 524 bin
TL olduğunu ancak bu projenin
de 80 bin TL ile gerçekleştirile-
bileceğini belirtti.
‘Bütçe 2 milyar
değil 151 milyon TL’
İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansõ’dan dün yapõlan
yazõlõ açõklamada da, Soysal’õn
iddia ettiği gibi bütçenin 2 mil-
yar TL olmadõğõnõ, bugüne ka-
dar gerçekleşen 151 milyon
TL’lik bütçenin ancak 93 milyon
TL’sinin kullanõldõğõ belirtildi.
Açõklamada bütçeye ilişkin bil-
gilerin ajansõn internet sitesinde
bulunduğu vurgulandõ.
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ermenistan’la imzalanan protokol, bir bakıma
yeni bir başlangıç gibi görünüyor ama, ucu açık.
Nasıl sonuçlanacağını öngörmek zor. Her şeyden
önce ABD ve Rusya’nın arkasında durduğu bir
protokolü çok da yabana atmamak gerekir. Belki
de Cumhurbaşkanı Gül, sorunları biz
çözemezsek başkaları çözer derken bu ya da
benzeri durumlardan söz ediyordu.
Ermenistan, 1991’de Sovyetler Birliği’nin
çökmesinden sonra dünya sahnesine çıkmış bir
ülke. 1990’ların ilk yarısında ilişkilerimiz ılımandı.
Keşke Levon Ter Petrosyan dönemini Türkiye
ve Ermenistan iyi değerlendirseydi. Ancak başta
Ermeni diyasporası olmak üzere, pek çok
karıştırıcı etken devreye girdi.
Kafkaslar, savaşın barıştan daha kolay olduğu
bir coğrafya.
Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini geliştirmesi
olumludur. Ancak Ermenistan açılımının yumuşak
karnı Azerbaycan.
Azerbaycan topraklarının altıda biri Ermeni
işgali altında. Bu yüzden bir milyonu aşkın Azeri
“kaçkın”, yani göçmen durumunda...
Türk Dilli Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi’nin
ev sahibi Nahcivan’dı.
Bu yıl dokuzuncu zirve yapıldı. Gazetelerdeki
haberlerde zirvenin ortak dilinin ne olduğuna
ilişkin bilgi yoktu.
Şunu söyleyebilirsiniz:
Türk dilli ülkeler dendiğine göre bu da soru mu;
elbette Türkçe’dir.
Önceki zirvelerin tümünde ortak dil Rusçaydı!
“Türk Dilli” tanımı bizim yaptığımız bir benzetme
değil. Türkologlara göre ilk, 13. yüzyılda İtalyan
gezginler kullanmış bunu.
Genel bir anlatımla bugün 11 milyon
kilometrekarelik bir alanda 250 milyon kişi 25 ayrı
biçimde Türkçe konuşuyor.
Nahcivan zirvesinde ortak mekanizmalar
kurulmasına ilişkin kimi yeni kararlar alındığı
belirtiliyor. Önceki zirvelerde de alınmıştı ama, ne
yazık ki çoğu yaşama geçmedi.
Çağımızda bölgesel işbirlikleri ayrıca öne çıktı.
Küresel anlamda tek kutupluluğun öne çıkmasıyla
birlikte bölgesel ortaklıklar da dalgalanmaya
bırakılmış durumda. Kimi yerde yükseliyor,
kiminde inişte...
Türkiye’nin bu coğrafyada kuracağı kardeşlikle
örülü iyi ilişkiler Batı’da da elini güçlendirecek.
Sadece Batı’da değil, kuzeyde, güneyde ve
uzakta da... Zira Orta Asya coğrafyasıyla ABD,
AB, Rusya, Çin, Japonya, İran ve S. Arabistan da
ilgileniyor.
Ermenistan’la açılırken Azerbaycan’la
kapanacak mıyız?
Günlük gelişmeler bir yana...
21. yüzyılda çevremizdeki bütün sınırlar öyle ya
da böyle tartışmalı hale geldi. Çevremizdeki her
değişim doğal olarak Türkiye’yi de etkiledi...
Ermenistan’la Azerbaycan gerildi, Türkiye diken
üstünde...
Irak’ta iç savaş havası esti, Türkiye diken
üstünde...
Boşnaklarla Sırplar çatıştı, Türkiye diken
üstünde...
Öyle anlaşılıyor ki, bütün bu coğrafyada taşların
yerine oturması için birkaç sarsıntı daha
yaşanacak.
Türkiye bu oyunun neresinde?
Herkesin net olarak bilmek istediği bu...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
yargı” kavramını gündeme getiriyor.
Ne yazık ki medyamız, olayların üzerine gitmiyor.
Kuşkusuz medyamız yargı bağımsızlığı üzerinde
çok duyarlı. Yargı erkinin siyasal etkilerden uzak
tutulmasını her zaman savunuyor.
Ne çare medyamız, Hürriyet’te Yalçın Doğan’ın
yargıya siyasetin bulaştığını örnekleyen yazısında
ortaya çıkardığı gerçekleri -önceki gün ve dün-
görmezlikten geldi.
Yalçın Doğan köşe yazısında; “Dağdakiler Habur
Kapısı’na gelmeden önce, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay Demokratik Toplum (Kürt) Partisi’ne
güvence verdiğini” ve “Merak etmeyin gelenler
tutuklanmayacak” dediğini yazdı.
Ayrıntı da verdi yazısında:
“...Tek başına bir bakanın verdiği söz değil,
devlet sözü. Bu sözün pratiği var. Terörle
Mücadele Yasası -gelenlere- uygulanmayacak.
Yani: 1- Dört günlük gözaltı süresi yok. 2- Kolluk
güçleri devreden çıkıyor, ifadeleri doğrudan
savcılar alıyor.”
Önceki sabah yayımlandı bu yazı. Aynı gün saat
11.00’de gazete ve TV’lerin Ankara temsilcileriyle
buluşan İçişleri Bakanı Atalay’a, tek bir gazeteci
Yalçın Doğan’ın yazdıklarının doğru olup
olmadığını sormadı.
Tabii Bakan da bu konulara girmedi, yazılanlara
açıklık getirmedi.
Bakan medyanın eline 150 kişi daha gelecek
diyen horoz şekeri kabilinden bilgi verdi. Bürolarına
gönderdi.
Öğleden sonra Habur Kapısı’na lüks bir jiple
dayanan 5’i dağlı 34 kişi; İçişleri Müsteşarı’nın
nezaretinde... bir savaşın karşı tarafıyla barış
görüşmeleri yapmaya gelen bir heyet gibi
karşılandı.
Dağdan inenleri Habur’a kadar giderek kapıda
bekleyen savcılar sorguladı.
Orada ifadelerine başvurdu; lakin dağdan inenler
Terörle Mücadele Yasası’na sığınmayacaklarını ve
‘sayın’ diye andıkları İmralı’dakinden aldıkları
talimat üzerine geldiklerini söylemekte direndiler.
Savcılar -gazetelerin dünkü haberlerine göre-
İmralı’dan ‘sayın’ diye söz ederler, “önderlikten
(İmralı’dan) aldıkları talimatla geldiklerini”
ifadelerinde yineleyecek olurlarsa...
tutuklanacaklarını ima ederek, zar zor bu
söylemlerinden vazgeçirdiler.
Mahkemede İmralı’ya ‘sayın’ demeyi sürdürecek
oldular, ne ki yargıç, bu söyleme devam ederlerse
tutuklanma olasılığını anımsatan uyarılarda
bulundu dağdan inenlere.
Ve... terör örgütünden beşi tutuklanmadı,
serbest bırakıldı.
Bu gelişme neyi kanıtlıyor:
Bakan Atalay, bir gece önce bir gün sonra
yargıda olacakları biliyor ki; DTP’ye -Ahmet (Kürt)
Türk’e- dağdan gelenlerin tutuklanmayacağını,
serbest bırakılacaklarını söylüyor.
Gelenlerin pişmanlık yasasından yararlanmak
istemeyeceklerini daha önceden bildiği için DTP’ye
dört günlük gözaltının olmayacağını ve kolluk
güçlerinin devreden çıkarılacağını, ifadeleri
doğrudan savcıların alacağını bildiriyor.
“Hükümet Kürt açılımını özünde Apo ile birlikte
yürütüyor. DTP’nin arkasında Apo var. Hükümet
Apo ile DTP üzerinden konuşuyor. -Yalçın Doğan-”
Dağdakileri “tıkanan sürecin açılması için”
Habur’a indiren hükümetin dirayetli Kürt politikası
mı yoksa hükümet kendi dışında hazırlanan bir
senaryoyu mu uyguladı?
Soruyu İmralı’dakinin 9 Ekim’de avukatlarıyla
yaptığı görüşmede söyledikleri yanıtlıyor.
İmralı’daki; “Kürt sorununun çözümünde askeri
ve siyasi yöntemlerde tıkanıklık yaşandığını”
söylüyor ve “...siyasetin önünün açılarak
demokratik çözüm sürecinin gelişmesi için bir kez
daha barış gruplarının devreye konulması”
çağrısında bulunuyor ve:
Dağdakilerle birlikte 34 kişi 20 Ekim günü
Türkiye’ye geliyor!
Hükümetin açılım yolundaki büyük başarısının
kaynağı böylece açığa çıkıyor.
RTE’nin övdüğü ilk adım, işte böyle bir adım!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul PB 20
Edirne B 22
Kocaeli PB 23
Çanakkale B 21
İzmir B 24
Manisa B 25
Aydın B 27
Denizli B 27
Zonguldak PB 20
Sinop Y 20
Samsun Y 19
Trabzon Y 22
Giresun Y 21
Ankara PB 21
Eskişehir B 21
Konya B 21
Sıvas PB 23
Antalya B 28
Adana B 30
Mersin B 29
Diyarbakır PB 29
Şanlıurfa PB 28
Mardin PB 26
Siirt Y 29
Hakkâri Y 20
Van Y 18
Kars PB 19
Oslo B 6
Helsinki B 8
Stockholm B 10
Londra Y 14
Amsterdam Y 14
Brüksel B 14
Paris B 15
Bonn Y 14
Münih Y 12
Berlin Y 12
Budapeşte Y 16
Madrid Y 18
Viyana Y 14
Belgrad Y 18
Sofya B 20
Roma Y 21
Atina Y 22
Zürih Y 14
Moskova B 9
Aşkabat PB 23
Astana PB 9
Taşkent PB 27
Bakû PB 20
Bişkek PB 22
Tiflis PB 22
Kahire B 27
Şam B 29
Ülkemizin kuzey ve doğu
kesimlerileri parçalı ve
çok bulutlu, Orta ve Ba-
tı Karadeniz, Güneydoğu
Anadolu’nun batı ve gü-
neyi ile Sinop, Kastamo-
nu, Karabük ve Batman
çevreleri sağanak ve gök
gürültülü sağanak diğer
yerler az bulutlu geçecek.
Hava sıcaklığı doğu böl-
gelerinde 4 ila 6 derece
azalacak.
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2009 PERŞEMBE
8 HABERLERİN DEVAMI
Ergenekon’da gerginlik
İP lideri Perinçek’in mahkeme heyeti salondan ayrõlõrken ‘Küstahça tehdit
ediyorlar’ diye bağõrmasõyla başlayan tartõşma, küfürleşmeye kadar uzandõ
İstanbul Haber Servisi - Birinci Erge-
nekon davasõnda Cumhuriyet Savcõsõ Meh-
met Ali Pekgüzel, Ergenekon soruştur-
masõna bakan ve davaya giren savcõlara kar-
şõ iftira kampanyasõ yürütüldüğünü belir-
terek “Kimseden talimat almadık, kim-
senin etkisi altında kalmayız” dedi Pek-
güzel, İşçi Partisi (İP) üyelerinin avukatõ
Servet Bora hakkõnda suç duyurusunda bu-
lunulmasõnõ isterken İP Genel Başkanõ
Doğu Perinçek de savcõlar hakkõnda suç
duyurusunda bulunulmasõnõ talep etti. Es-
ki MİT Kontrterör Daire Başkanõ Mehmet
Eymür, müdahil olmak üzere dilekçe ver-
diği ve 2. Ergenekon davasõnda skandala ne-
den olan avukatlarõn bilgisayarlarõndaki gö-
rüntüyü, avukat Vural Ergül’ün yerleştir-
diği ortaya çõktõ.
Silivri’de görülen Birinci Ergenekon da-
vasõnõn 116. duruşmasõ önceki gece yarõ-
sõndan sonra tamamlandõ.
Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, İP Genel Baş-
kanõ Perinçek’in duruşmada yaptõğõ konuş-
mada Ergenekon davasõnõn AB ve ABD’nin
planõ olduğu ve bu ülkelerden talimat gel-
diğine ilişkin sözlerini anõmsattõ.
AB İlerleme Raporu’nunda Ergenekon
davasõnõn övüldüğüne ilişkin eleştirilere de
göndermede bulunan Pekgüzel, “Bizi, Av-
rupa Birliği’nin övmesi ya da eleştirme-
si etkilemez” dedi. Savcõ Pekgüzel, Perin-
çek’in, 2001’de AB Türkiye Temsilcisi
olan Karen Fogg’un o dönemde çok yankõ
uyandõrmõş olan elektronik postasõndaki yo-
rumlarõnõ anõmsatarak “Ergenekon soruş-
turmasının ilk tasarımını ve ipuçlarını Ka-
ren Fogg’un e-postalarından açıkça sap-
tayabiliriz” değerlendirmesine karõşõklõk
da “Bu bağlantının nasıl kurulduğu iddia
makamınca anlaşılmadı” diye konuştu.
‘O sözcüğü duymadık’
Pekgüzel, Ümraniye’de 12 Haziran
2001’de bulunan bombalarõn görüntü ka-
yõtlarõnda polis memurlarõnõn “Ergenekon”
soruşturmasõndan söz ettiğine ilişkin iddia-
larõna ilişkin de “Uzman olmamakla bir-
likte kayıtları defalarca izlememize kar-
şın ‘Ergenekon’ sözcüğünü duymadık. Bi-
lirkişi heyeti incelemesini sürdürüyor” de-
di. Savcõ Pekgüzel, Perinçek’in avukatõ Ser-
vet Bora’nõn geçen duruşmadaki “Mahke-
me Başkanı Köksal Şengün’ün heyetin di-
ğer üyelerine muhalif olduğu, ancak alı-
nan ara kararlarda görüş birliğinde olun-
duğu görüntüsü vermek çabasına girdiği
ve korkusundan muhalefet şehri koyma-
dığı” beyanõ anõmsattõ. Pekgüzel, “Bu beyan,
başkanlık makamına hakaret anlamına
gelmektedir” diyerek suç duyurusunda bu-
lunulmasõnõ istedi. Eski MİT Kontrterör
Daire Başkanõ Eymür’ün avukatõ aracõlõğõyla
davaya müdahillik talebinde bulunduğuna
dikkat çeken Pekgüzel, bu talebin reddedil-
mesi yönünde görüş bildirdi. Alparslan
Arslan’õn 19 Ekim ve 20 Ekim’deki çapraz
sorgusunda iddianamede bulunmayan ve
soruşturma açõlmayan suçlarõ anlattõğõna
işaret eden Pekgüzel, bu konuda suç duyu-
rusunda bulunulmasõnõ istedi. Arslan hak-
kõnda Atatürk hakkõndaki sözleri nedeniy-
le suç duyurusunda bulunulmasõnõ talep et-
ti. Pekgüzel, Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve öğ-
rencilerinin doktora tezi çalõşmasõ içen da-
vayõ izleme taleplerinin de kabulünü istedi.
‘Buradan çıkamayacaksınız’
Mahkeme heyeti ve savcõlar, salondan ay-
rõlmaya hazõrlanõrken Perinçek, “Küstahça
tehdit ediyorlar. Türkiye’ye karşı savaş
ilan ediyorsunuz” diye bağõrmaya başladõ.
Tutuklu sanõk Hayrettin Ertenkin’in “Sa-
kin olun” demesi üzerine Perinçek, “Sizin
için yapıyorum. Aklınızı başına alın. Bu-
radan çıkamayacaksınız” diye çõkõştõ. Ve-
li Küçük’ün Ertekin’e küfür etmesi üzerine
ise izleyici sõralarõnda oturan Ertekin’in
kardeşi, “ayıp” diye bağõrdõ. Küçük’ün yi-
ne küfürlü bir söz söylemesi üzerine Perin-
çek durumu yatõştõrmaya çalõştõ. Salon, gö-
revliler tarafõndan hemen boşaltõldõ.
ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) -
Bombalõ suikast sonucu katledilen gazete-
miz yazarõ Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı,
aramõzdan ayrõlõşõnõn 10. yõldönümünde çe-
şitli etkinliklerle anõldõ.
Aracõna konulan bomba ile 21 Ekim 1999’da
öldürülen eski Kültür Bakanõ, Ankara Üniver-
sitesi (AÜ) İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Ahmet Taner Kõşlalõ için ilk tören dün sa-
at 09.30’da saldõrõya uğradõğõ Çayyolu Engürü
Sitesi’ndeki evinin önünde yapõldõ. Törene Ye-
nimahalle Belediye Başkanõ Fethi Yaşar, Çan-
kaya Belediye Başkan Yardõmcõsõ Ali Ulusoy,
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Se-
kreteri Suay Karaman, gazetemiz yazarõ Işık
Kansu, Kõşlalõ’nõn eşi Nilüfer Kışlalı, ağa-
beyleri Mehmet Ali ve Mahmut Tankut
Kışlalı, eski CHP Milletvekili Mustafa Ga-
zalcı, CHP ve DSP Ankara İl örgütleri, ODTÜ
Atatürkçü Düşünce Topluluğu (ADT), Başkent
Üniversitesi ADT’den öğrenciler, gazetemiz ça-
lõşanlarõ ve çok sayõda yurttaş katõldõ.
İstanbul’da da ADD Şişli, CHP Beyoğlu İl-
çe Başkanlõğõ, TGB, CUMOK İstanbul, 68’li-
ler Birliği, Öncü Gençlik ve Yeni Parti üye-
lerinin de aralarõnda bulunduğu bir grup, me-
şaleli yürüyüş gerçekleştirdi.
‘Unutmayacağız’
Taksim Meydanõ’ndan Galatasaray Lise-
si’ne kadar yürüyen grup adõna açõklama ya-
pan Oktay Özer, “Gerçekleri dürüstçe akta-
ran, örgütlü bir toplum yaratmak için mü-
cadele eden yazarlarımızın, bilim insanları-
mızın ve toplum önderlerimizin öldürülüşleri,
karşımızda bir utanç abidesi olarak dur-
maktadır. Dün öldürerek yapmak istedikle-
rini, bugün sindirerek yapmaya çalışıyorlar”
dedi. Yere ateşten “unutmayacağız” yazõsõ
yazan gruptakiler, Kõşlalõ’nõn fotoğrafõnõn bu-
lunduğu yere karanfiller bõraktõktan sonra dağõldõ.
Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay’a çağrõ: Bu yağmayõ durdurun
‘2010 yağma projesine döndü’
Ahmet Taner Kõşlalõ’yõ andõk
Kanal 7 yöneticileri
adliyede suskun kaldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kanal 7
Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Karaman,
Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ ve Genel
Yayõn Yönetmeni Mustafa Çelik, Yönetim
Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardõmcõsõ İs-
mail Karahan ve Mali İşler Daire Başkanõ
Harun Kapıyoldaş, Almanya’daki Deniz Fe-
neri e.V. soruşturmasõnõ yürüten Frankfurt Böl-
ge Mahkemesi Savcõlõğõ’nõn istemi doğrultu-
sunda talimatla ifade verdi. Almanya’daki yol-
suzluk davasõnda “Türkiye’deki asıl failler”
suçlamasõ yöneltilen Kanal 7’nin üst düzey yö-
neticilerinin tümü susma haklarõnõ kullandõ.
Sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayõ’na gi-
den Karaman, Talimat Bürosu Savcõsõ Mehmet
Taştan’a ifade verdi. Adliyeden ayrõlõşõ sõrasõn-
da gazetecilerin sorularõyla karşõlaşan Karaman,
“Susma hakkınızı kullandınız mı” sorusunu
“evet” diye yanõtladõ. Gazetecilerin õsrarlõ soru-
larõ üzerine Karaman, “Dosyada gizlilik kararı
var biliyorsunuz. Savcıya sorun” dedi.
Karaman’õn ardõndan Çelik, Karahan ve Ka-
põyoldaş da aynõ çerçevede ifade verdi.
‘İfade verdik gidiyoruz’
Çelik, Karahan ve Kapõyoldaş’õn da susma
haklarõnõ kullandõğõ bildirildi. Karahan, Adalet
Sarayõ’ndan ayrõlõrken gazetecilerin sorularõ
üzerine, “İfade verdik, gidiyoruz” dedi. Kanal
7 Hukuk Müşaviri Ersan Şen, de adliye önünde
yaptõğõ açõklamada, Alman makamlarõnõn talep
ettiği adli yardõm kapsamõnda ifade verdiklerini
belirtti. Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derne-
ği soruşturmasõ kapsamõndaki suçlamalarõn ken-
dilerine yöneltildiğini bildiren Şen, bu konuyla
ilgili sorular sorulduğunu kaydetti.
Yargıç babadan
YÖK’e katsayı davası
İZMİR (AA) - İzmir’de kõzõ da üniversiteye
giriş sõnavõna katõlacak yargõç baba, tek katsayõ
düzenlemesinin 2010 yõlõndaki sõnavda uygu-
lanmamasõ istemiyle Danõştay’a başvurdu. İz-
mir 29. Asliye Ceza Mahkemesi yargõcõ Erhan
Atlı, uygulamanõn Matematik-Fen grubu öğ-
rencilerine avantaj sağladõğõnõ savundu.
Dilekçesinde kõzõnõn Türkçe-Matematik bölü-
münü seçtiğini ifade eden Atlõ, “Kızım, 2007-
2008 yılındaki kurallara göre alan seçmiş ve
geleceğine yön vermiştir. Bu yıl sınava katıla-
caktır. Yarışın son bölümünde kural değişik-
liğiyle karşılaşmıştır. Yeni kurallar kızımın
durumunda olan öğrenciler yönünden değil,
bir yıl sonra üniversite sınavına girecek, yani
2010-2011 yılında sınava girecek öğrenciler
yönünden uygulanması gerekir” görüşüne yer
verdi. Eskisi gibi kendi alanõnõ tercih eden öğ-
renciler için 0.8, alan dõşõ tercihler için de
0.3’lük katsayõ uygulamasõnõn bu yõl da sürme-
sini talep eden Atlõ, dilekçesinde, “Kamu ku-
rum ve kuruluşları yaptıkları işlemlerde, hu-
kuk devleti, eşitlik, güvenilirlik ilkelerini ze-
delememelidir” dedi. Atlõ’nõn kõzõ Banu’nun
babasõ gibi hukukçu olmak istediği öğrenildi.
Dün, Kışlalı’nın mezarı başında da tören düzenlendi. Yurttaşlar gömüte çiçekler bıraktı.
Fotoğraf:NECATİSAVAŞ
DENİZ FENERİ e.V. SORUŞTURMASI
ÜNİVERSİTE SINAVINI ETKİLEYEBİLİR