28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
JosePabloFeinmanndan Heidegger'inCölgesi1 Tarihsel yanılgının peşinde Ünlü birfilozof, Martin Heidegger; bir baba ve Heideg- ger'in çalışma arkadaşı, Dieter Müller; onun, Heideg- ger den etkiienerek ismini Martin koyduğu oğlu; bir mektup, bir tabanca ve bir soru. itiraflar, pişmanlık- lar ve tarihin ağır hayası. Boenos Aires üniversite- si'nde felsefe dersleri veren, Arjantin'in en önemli felsefeci ve romancılarından biri sayılan JOSĞ Pablo Feinmann, Heidegger'in Gölgesfnöe derin sorgula- maların kapısım aralarken, dehşetin akılla nasıl bir araya getirildiğini gözler önüne seriyor. D AIİ BULUNMAZ "Yalnızca gelecek, 1933'te hakiki Almanya'mn hanghi ve gerçek Al- rnanhırın da kimlcr olduğunu söylc- yebileccktir: Zamanın az ya da çok materyalist-mitik trkçı önyargılannı onaylayanlar mı yoksa geçmişteki Almanlarm hiirmct edip ebedi/eş/ir- diklerı geleneklerin mirasçisı olan kalbi ve aklt temiz Almanlar mı?" Edmund Husserl, 4 Mayıs 1933 "Delirmesine ramak kalmak, deli- liktett be/er. Deliren kaçar. Çekip gi- der. Delirmesine ramak kalansa, bir parças/rıı geride, gerçekler dünyasın- da bırakır. Bu kalan parça dehşetin varlığtndan haberdar eder onu. On- da dehşeti soruşturma arzusu uyan- dırır." Jose Pablo Feinmann T arih denilen koca kitap, biraz da yanılgıJann; hata ve yanhşların satırlarını sunmaz mı kendisini ! okumak isteyenlere? Yaşanmışlık- 1 ların öncmini ve yanılgı (tarihsel hata) olup olmadığını insanoğluna yine zaman gösterir. Varoluşçu felsefenin ağır topla- rından Martin Heidegger'in yaptıkları da zaman mahkemesinde değerlendiril- miş, belli tartışmalarla beraber onunla ilgili kimi iikirlerin oluşmasını sağlamış- tır. Heidegger'i telseli söylemiyle birlik- te tartışılır kılan, 1933'teki rektörlük konuşmasıdır. Bu konuşmayı anlamanın yolu, o dönem Almanya'da olup biten- leri kavramaktan geçer. REKTÖRLÜK KONUŞMASI 1933'te liitler iktidarı ele geçirdiğin- de tüm kurumlarla beraber üniversite de baskı altına alınır. Nasyonal Sosyalist Parti, üniversitelerden "ulusal devrimi" desteklemesini isterken aynı zamanda Yahudi araştırmacı ve öğretilerden kur- tulmasını da emreder. Freiburg Üniversitesi rektöriinün protesto amaçh istifası sonrasında öğre- tim üyeleri bu göreve oybirliği ile Hei- degger'i seçer. Rektörlük konuşması, onun Nazizme destek konuşması biçi- minde değerlendirilir. "Alman Üniver- sitesi'nin Kendini Doğrulaması" başlığı- nı taşıyan konuşma, o dönem ve ileriki SAYFA 10 yıllarda büyük fırtına koparır. Nazi kühür politikalarma yenilmeyen, felsefesini de tam anlamıyla benimseme- yen Heidegger, Hitlerciliği sonradan "insanlığın yapısal bir hastalığmın tarih- sel bir patlayışı" şeklinde iiade etse de, rektörlük konuşması ve Hitler'e yazdığı mektupta yer alan "Führerim, siz bizim insanlığımızın ihtiyaç duyduğu kurtarı- cısınız" satırları onu hep kovalar. Jose Pablo Feinmann, Heidegger'in Gölgesi isimli romanmda düşünürün tartışmalı yaşamı ve eylemlcrinden bir kesitle birlikte, ondan etkiienerek Nas- yonal Sosyalizme yönelen bir babayı, onun itiraflarını ve oğlunun, o dönemi ve babasını anlamak üzere savaş sonra- sında Heidegger'e ulaşma çabasını okurla buluşturuyor. HER SEYt DURDURAN FIRTINA Dehşetin sayfalan rektörlük konuş- masıyla açılır. Anlatıcı, oğluna Martin ismini koyuşunu da Nasyonal Sosyalist oluşunu da Heidegger'in o konuşması- na borçlu olduğunu belirtir. Ne de olsa Heidegger'in konuşmada geçen son sö- zü her şeyi açıklar: "Bütün büyük şeyler fırtınada durur." O günler, Hitler'in "ulusal gurur" olarak görüldüğü gün- lerdir aynı zamanda. Büyük bir savaşta alınan yenilgi son- rası "umut" aranan ve bulu- nan; Nazizmin yayıhp insanla- rı hipnotize ettiği zamanlar. Beri yandan Heidegger'in yükseliş dönemi. Felsefî söyle- mi, kitapları ve seminerleri gençleri peşinden sürüklüyör. Varhk ve Zaman, o günlerin kült eseri, elden ele dolaşır. Anlatıcı Dieter Müller oğluna yazdığı mektupta, Varlık ve Zaman'ın kendisini "kör ettiğini" söylüyor ve bu kitabı okumadan dünyadan göçüp git- memesini öğütlüyor. Tüm bunlar olur- ken, Heidegger'in "Almanya'yı kurtara- cak" hareketin "metafizik ruhu" biçi- minde algılanışı da anlatıcı Müller'e gö- re aynı zamana denk geliyor. Romanın ilk sayfalarında geçen "Tari- hin bu yol kavşağında insanları tanımak mümkün mü? (...) Hepimiz bizi aşan, sürükleyen olaylar ağında yaşamıyor muyduk?" (s. 26) sözü, fırtınalı günleri tanımhyor gibi. "Üstat" Heidegger, Rainer, Müller... Tam anlamıyla tanınıyor muydu? Keş- mekeşin içinde kimin kim oldu- ğunu anlamak güç. Anlatıcı böyle diyor. Bir de şunu: 1930'lar Almanya'nın kadeıinin sokaklarda çizildiği yıllardı. Rainer ve Dieter düşmanı iyi ta- nıyordu: Bolşevizm. "Ulkeyi kurtarmak'' adına girişilen bir Jose Pablo Feinmann, Heidegger'in Cölgesi isimli romanın- da düşünürün tartışmalı vaşamı ve eylemlerlnden bir kesit sunuyor okura... mücadelenin parçasıydı ikisi de. En azından öyle hissediyorlardı. Yahudi kapitalizminin Almanya'yı Sovyetlere teslim edeceğinden emindiler. Luger marka tabanca bu noktada devreye giriyor; okuyucu onu masanın üstünde dururken görüyor. Nefretin te- tiğini çeken, Dieter Müller'in yol ayrı- mına gelişini göstcren ve Rainer'in SA'ları bir varlık olarak; neiretin meşru- laştırılma aracı biçiminde gördüğü bir silahlanmadır, öfke patlamasıdır büyü- yen. Filozofların savaşçılara "gerçek var oluşu ve ölüme yönelik varlığı öğrete- cek öğretmenler" gibi görüldüğü bir or- tam aynı zamanda gelip karştmıza diki- len (s. 38). Heidegger'in Nazizmin öncüsü; rek- törlük konuşması ve partiye üyeliğiyle gerçek anlamda felsefi bir önder olarak görüldüğü anla- şılıyor. Hiç olmazsa Rainer ve belli oranda Müller için. Şu söz bunu gayet iyi açıklı- yor: "Heidegger bizi kökleri- mize götürdü; Alman büyük- lüğünün gerçek köklerine, Eski Yunan'a" (s. 53). Hitler "kurtarıcı" iken, Heidegger de "asalet" kazandırır Al- manya'ya göre; manevi bir aristokrasi yaratır. Romanm ilk bölümü Müller'in oğluna itirafları, açıklama ve olayları sıralayışını yansıtır. Pek çok şey arka arkaya sırala- nır: Nazilerin iktidara gelişi, Heideg- ger'in rektör seçilişi ve yaptığı konuş- ma, ertesi yıl rektörlükten ayrılışı; onun Nasyonal Sosyalizmin teorisyeni ya da "Freiburg Führeri" olarak görülüşü... "Üstat" Heidegger'in "ulusumuzun ta- rihsel misyonu Batı'nın merkezinde bu- lunmak" sözü, bu bakış açısını doğrulu- yor Müller'e göre (s. 99). Belli bir süre sonra Müller'in Nasyo- nal Sosyalizmin bayağılıklarından tiksi- nip, bunlara "felsefe" demekten vazge- çişi ve Aknanya'yı terk edişi de sıraladı- ğı olaylardan biri. Oğluna bıraktığı mektubun sonuna doğru Arjantin'de bulunduğu anlaşılan Müller, savaşın bitişini ve insanların o günkü koşullarının "ölüme âşık olma" durumunu gözler önüne serer; Nazile- rin düşmanları değil, nesne haline geti- rilen insanları öldürüşünü vurgu- lar. "Bağışlanmaya ihtiyacım var" C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 2 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear