Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
22 EKİM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
UÇK...
Yakın plan izleyebilmemin etkisi olabilir; eski
Yugoslavya toprakları üzerindeki gelişmelerden hep
karşılaştırmalı dersler çıkarma eğilimim oldu... Oldum
olası emperyalizmin ırklar, dinler üzerinden parçalama
tuzağına en çarpıcı örnek olarak eski Yugoslavya
toprakları üzerinde kurulmuş, hiçbiri bağımsız ayakları
üzerinde duramayacak 9 devletçiğin trajik öykülerini
görürüm. AB’nin göreceli koruma şemsiyesinde, zengin
kuzeyden pay alabilen Hırvatistan ve Slovenya’nın bile
uzun soluklu dik durabileceklerini sanmıyorum. Göreceli
en güçlü, Rusya şemsiyesinde Sırbistan dünya
yoksullaşma krizinde payına düşeni fazlası ile almakta,
siyasi krizler olarak da yaşamakta. Eski Yugoslavya
kimliğinden sonra en çok şey kaybetmiş taraf olmanın,
Sırp katliamlarının sorumluluğunu üstlenmenin travması
da cabası...
En mağdurlardan, isyanda çok haklı Kosova, sonuç
gelişmeleri ile Kuzey Irak’ın küçük kopyası gibi bir kaderi
paylaşır. 2 milyoncuk nüfusu, kuşatılmış toprakları ile
bağımsız devletçik olarak ayakta durması elbette söz
konusu değildir. Varlığını ABD’nin çıkarları için çok
önemsediği Priştine’deki üsse borçlu gibidir. Görenler,
uzaydan Çin Seddi’nden sonra görülebilen en büyük
yapılaşmanın günümüzde Kosova-Priştine ABD üssü
olduğunu söylüyorlar...
Savaştan önce eğitim çağı nüfusunun yüzde 65’i
üniversiteye gidebilen bölgede, Yugoslavya
şemsiyesinde yürümüş bağlantılı ekonomik ilişki
ayaklarının da kopması ile bugün güdük bir tarımın
dışında sağlıklı ekonomik üretimin adı bile yok. Üssün
yarattığı pazar canlılığı ile savaş sırasında yurtdışına
kaçmış, yerleşmişlerin gönderdikleri paralar, bir de
mafya düzeni, karaborsa ile işleyen bir sistemden söz
edilebilir ancak. Kosovalıların ağızlarını bıçak açmıyor.
Paylaşımda AB ülkeleri kendilerine yakınları bağırlarına
bastıktan sonra, o tarihlerdeki güç dengeleri bağımlı
oldukları Rusya-Doğu Bloku petrol ilişkileri nedeniyle
Bosna’yı, Kosova’yı Sırbistan egemenliğine terk
ettiklerini unutmayın. Önce Bosna trajedisi sonra
Kosova’da aslında kendi yoksullaşması,
kaybettiklerinden beslenen ırkçı Sırp katliamları, insan
hakları vahşetlerini anımsayın. İşte o koşullarda
Kosova’da örgütlenen Arnavutların kurdukları UÇK,
klasik tanımda bir tür terör örgütü sayılsa da koşullar
nedeniyle en azından bizim topraklarımızda çok sevilmiş,
bağra basılmıştı. Bir tür Filistin Kurtuluş Örgütü sevgisine
benziyordu. Bir biçimde AB ülkeleri, daha net olarak
ABD’nin desteğinde ayakta durdu. Sırp çetelerle zaman
zaman düzenli ordu gibi çatıştı.
İç savaşta kaçınılmaz olarak yüz binlerce Kosovalı
komşu ülkelerde (600 bin üstü Arnavutluk, 450 bin
civarında Makedonya’da) çadır kamplarda ABD’nin
yine BM şemsiyesinde gönderdiği yardımlarla
yaşadılar. Sonunda ABD’nin insan hakları adına bilinen
askeri müdahalesine gereken ortam yaratıldı. Sırbistan,
Kosova bombalandı. Sırplar Kosova’yı terk etmek
zorunda kaldılar. Son aşamada Türkiye’ye de kaçan
yüz binler ülkelerine dönerken, Kosova’da UÇK
görkemli törenlerle karşılandı.
ABD’nin Irak işgalinden bu yana Kuzey Irak
gelişmelerini duygusal bir bağla Kosova’nın büyütülmüş
örneği gibi görmeye başladım. ABD’nin Irak işgali
projesinin alternatifi planlarında yarı özerk, özerk,
bağımsız Kuzey Irak modellerinin hep var olması,
bölgede ABD’nin üs yerleşim merkezi olarak
görülmesinin payı var elbette. Bana sorarsanız
büyüklüğüne, önemli petrol gelirine karşın Kuzey
Iraklıların toplumsal kaderleri Kosovalılardan ileri
olmayacak. Şimdiden Kuzey Irak seçimleri ile birazcık
öğrenebildiğimize göre, akıl almaz zenginleşenler
Barzani- Talabani aşiretleri, onlarla birlikte vurgun
düzeninden pay alanlar, ABD emperyalizmine en büyük
hizmetleri verenler. Halk akıl almaz derecede yoksul, akıl
almaz bir kuralsız vurgun düzeni geçerli. AB sınırları
içinde geçmişinde mafya düzeni görülmemiş Kosova’da
olanından daha yırtıcı, daha çarpık bir düzenin gelişmesi
çok doğal. Ağalık, eğitimsizlik, töre, ilkel İslami akımların
etkisi de eklenince...
Kısa keselim Kosova’ya çok havalı dönen UÇK’nin
ABD çıkarları doğrultusunda düzen içinde nasıl eritilip,
ehlileştirilmekte olduğuna ilişkin sayısız tanıklığım var.
Barzani-Talabani takımı başından ABD siyasetinin
emrinde çok daha kimliksiz, çıkarcı bir siyaset izlediler.
ABD bölge çıkarlarında yeni stratejiler gündeme
geldiğinde, asker çekme zorunluluğu bağlantılı
kendilerine düşen yeni rolleri eksiksiz yapıyorlar,
yapacaklar. ABD’nin Türkiye’ye biçmekte olduğu yeni
roller karşılığında PKK’yi Kuzey Irak’ta barındırmaktan
vazgeçmesi sadece görünen bir sahne.
Özetle Apo’nun, DTP’nin, PKK adına gönderilenlerin
halkımızı inciten şovları aslında bu gerçeğin, travmanın,
onlara yetmeyen güçleri, yansıtamadıkları düş
kırıklıklarıyla, Türk’ü-Kürt’ü ile bizi, en çok da kendilerine
zarar verecek biçimde acıtma hamleleri...
soner@cumhuriyet.com.tr
FT: Finansal piyasalardaki balon riskinin 2004’te yaşanandan tek farkõ daha erken patlayacak olmasõ
Yeni ekonomik kriz kapõda
Ekonomi Servisi - Financial Times
(FT) yayõmladõğõ bir makalede fi-
nansal piyasalarda yaşanan istikrar-
sõzlõğõn yeni bir krize davetiye çõkar-
dõğõ uyarõsõnõ yaparak şu andaki du-
rumun piyasalarda balonlarõn oluştu-
ğu 2003 ve 2004 yõlõna benzediğini
söyledi. Wolfgang Münchau, FT’de
yayõmlanan “Sonraki kriz için geri
sayım” başlõklõ makalesinde, küresel
sermaye piyasalarõnõn uzun bir süre-
dir yeni bir balona sürüklendiğini
bilmek için, Dow Jones Sanayi Orta-
lamasõ’nõn 10 bin puanõ bulmasõnõ
beklemek zorunda olunmadõğõnõ söy-
ledi. Münchau, yaşanan şeylerin bir
önceki gayrimenkul, kredi, emtia ve
sermaye balonlarõnõn oluşmaya baş-
ladõğõ ve düşük gösterge faizleri ve
enflasyon eksikliğiyle tetiklenen 2003
ve 2004 yõllarõnõ andõrdõğõnõ söyledi.
Münchau bu seferki balon riskinde
farkõ ise daha kõsa zamanda patlaya-
cak olmasõnda gördü.
Temel neden düşük faiz
Münchau, yenilenen balonun ar-
kasõndaki tek nedenin, insanlarõ her
türlü riskli varlõğa yöneltebilen, ol-
dukça düşük seviyedeki gösterge fa-
iz oranlarõ olduğunu söylerken, konut
fiyatlarõnda da yeniden bir artõş olduğu
gözlendiğinin altõnõ çizdi.
Yükselen enflasyon beklentilerinin
yeniden başlamasõnõn ardõndan, mer-
kez bankalarõnõn daha hõzlõ bir şekil-
de agresif para politikalarõna yöne-
lebileceğini kaydeden yazar, “Kısa
süreli bir enflasyon balonu yeni bir
ekonomik durgunluk yaratabilir,
yeni bir bankacılık krizine neden
olup, deflasyona sebep olabilir”
dedi. Münchau, makalesinde, eko-
nomist Hyman Minsky’nin mali is-
tikrarsõzlõk hipotezinde tam olarak
böyle bir senaryodan bahsettiğini be-
lirterek söz konusu öngörüden alõntõ
da yaptõ. “Minsky haklı çıkarsa, is-
tikrarsızlık devam edip çok daha
kötü boyutlara ulaşabilir” uyarõsõ
yapan yazar, şu anki durumun iki
önemli senaryoyu ortaya çõkardõğõnõ
belirtti.
Olası iki senaryo
Senaryolardan ilki, merkez banka-
larõnõn 2010’dan korkmaya başla-
masõ ki bu riskli varlõklarõn fiyatla-
rõnda başka bir düşüşün yaşanmasõ-
na neden olabilir. Normal para poli-
tikalarõnda yaşanacak herhangi bir ge-
ri dönüşün, önüne geçilmeyecek bir
şekilde şu anda oldukça ucuz mort-
gage kredileriyle desteklenen gayri-
menkul piyasasõnda yine bir düşüş ya-
ratabilir.
Yazar, alternatif senaryo içinse
“Merkez bankaları finansal istik-
rarı, fiyat istikrarına tercih edebi-
lir ve para akışları için kapıları elin-
den geldiği kadar açık tutabilir. Bu
şekilde bütün finansal krizlerin
babası olabilecek bir kriz ortaya çı-
kabilir. Tahvil piyasalarında ya-
şanacak herhangi bir çöküş, eko-
nomik durgunluk ve deflasyona
davetiye çıkarır” dedi.
Münchau, merkez bankalarõ nasõl
hareket ederse etsin, ortada büyük bir
tehlike olduğunun da altõnõ çizer-
ken, başarõlõ para politikasõ tehlikeli
bir tepede yürümeye benzediğini ve
hangi yönün daha güvenilir olacağõ-
nõn bilinemediğini kaydetti. Yazar
makalesini, “Şimdilik emin olaca-
ğımız şey, güvenli bir yolun olma-
dığı” ifadesiyle sonlandõrdõ.
TÜRKİYE BÜTÇE AÇIĞINDA BÜYÜK SAPMA GÖSTERDİ
ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn
hafif atlatõlacağõnõ öngördüğü kriz döneminde, bütçe açõ-
ğõnda en büyük sapma yaşayan ülkelerden biri Türkiye
oldu. 2009 yõlõnda bütçe açõğõnõn gayri safi yurtiçi hasõ-
laya (GSYH) oranõ 2008 yõlõyla karşõlaştõrõldõğõnda İz-
landa’da 13.5 puan, Rusya’da 10.9 puan, İspanya’da 8.4
puan, ABD’de 6.6 puan sapmaya işaret ederken Türki-
ye’de 4.8 puanlõk bir sapma yaşandõ. 2009 yõlõ başlangõç
bütçesine göre sapma 5.5 puanõ buldu.
Revize edilen tahmini bütçe açõğõnõn Orta Vadeli Plan’da
2009 sonu için öngörülen milli gelire oranõ dikkate alõ-
narak yapõlan hesaplamalara göre yüzde 6.6’ya çõktõ. Böy-
lece genel yönetim bütçe açõğõnõn milli gelire oranõnda-
ki sapma 2009 yõlõnda kriz nedeniyle 5.5 puana ulaştõ. Yüz-
de 1.8 olarak gerçekleşen 2008 yõlõ merkezi yönetim büt-
çe açõğõnõn GSYH’ye oranõyla, hükümetin yüzde 6.6 ola-
rak Orta Vadeli Program’da revize ettiği bütçe açõğõnõn
milli gelire oranõ arasõndaki sapma ise 4.8 puanõ buldu.
KOKOREÇ AMBALAJA GİRİYOR
AB Standartlarõnda Geleneksel Gõda Üretimi Semine-
ri’nde konuşan Türkiye Süt, Et, Gõda Sanayicileri ve Üre-
ticileri Birliği Genel Sekreteri Melek Us, 30 Mart 2005 ta-
rihinde yürürlüğe giren yönetmeliğe göre ayran, boza, ko-
koreç, şalgam, yoğurt gibi
geleneksel gõdalarõõn amba-
lajlanmasõ gerektiğini söyle-
di. Us “İnsanlar geleneksel
ürün dendiğinde hep lezzeti
vurgular, ama yediğimiz şe-
yin lezzerine bakõlmaksõzõn, hijyen kurallarõna uyup uymadõğõ
dikkate alõnmalõdõr. Bilinçli tüketiciler dahi geleneksel ürün-
lerde hüjyeni dikkate almamaktadõr” dedi.
TUSKON AFRİKA YOLUNDA
Türkiye İşadamlarõ ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Baş-
kanõ Rõzanur Meral, Suriye, Irak ve Sudan ile temaslarda bulun-
duklarõnõ belirterek Afrika ülkeleriyle ticaretin artmasõ gerektiğini
ifade etti. Meral, Fransa’da faaliyet gösteren sigorta ara-
cõlõk şirketi Gras Savoye’nin, Gide Loyrette Nouel ve So-
ciete Generale Corporate Investment Bank ile birlikte dü-
zenlediği “Afrika’ya Açõlan Kapõ” seminerinde yaptõ-
ğõ konuşmada, Türk bankalarõnõn Sudan’da yer al-
madõğõna dikkat çekti. Meral, Sudan’da finansman ko-
nusunun nasõl çözüleceği konusunda çalõşmalar ya-
põlmasõnõn gerektiğini vurgulayarak, “Sudan ile ti-
caretimiz 243 milyon dolarlar gibi komik di-
yebileceğimiz miktarlarda” dedi.
KINIK’TAN ‘SICAK’ MADEN SUYU
Maden suyu markasõ Kõnõk, B3, B5, B11 ve C vita-
menleri içeren ve meyve desteği sağlayan yeni ürü-
nü Kõnõk Activ+’yõ düzenlenen basõn toplantõsõyla ka-
muoyuna tanõttõ. Limon, çilek ve elma olmak üzere üç
farklõ çeşidi bulunan Kõnõk Activ+ aynõ za-
manda õsõtõlarak da içilebiliyor. Gün-
lük meyve ihtiyacõnõn yüzde 30’unu,
mineral ihtiyacõnõn da bir kõsmõnõ
karşõlayan ürün 75 Kuruş’tan satõşa
sunuluyor. Doğal meyve içeriği
barõndõran ürün vücudu tazelerken,
hastalõklara karşõ da dirençli olmayõ
sağlõyor ve vücudu yeniliyor.
CHP’den
KEY için
yasa önerisi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP İstanbul Milletvekili
Esfender Korkmaz, 31 Ekim 2009
tarihine kadar KEY ödemesi
yapõlmayanlara, başvurularõna
gerek olmaksõzõn faiziyle birlikte
ödeme yapõlmasõnõ öngören yasa
önerisini dün TBMM
Başkanlõğõ’na verdi.
CHP lideri Deniz Baykal, önceki
gün grup toplantõsõnda “5.8
milyon, 6 milyona yakın insan
KEY alacağını tahsil
edememiştir ve bunu düzenleyen
yasa da yürürlüğünün sonuna
gelmiştir. Ortada hukuki bir
boşluk vardır” demişti. CHP
İstanbul Milletvekili Korkmaz, dün
bu konuda hazõrladõğõ yasa
önerisini TBMM Başkanlõğõ’na
verirken şu açõklamalarõ yaptõ:
“Devletin kimden ne kadar KEY
kesintisi yaptığının kayıt altında
olması gerekir. Başvuru
istemenin gerekçesi, unutulma ve
diğer nedenlerle, bir kısım KEY
ödemesinin devlette kalmasını
sağlamaktır. Bu nedenle ayrıca
başvuru alınmasına gerek
kalmadan, hak edenlerin
ödemesinin yapılması gerekir.
KEY ödemelerinin SGK
kayıtlarından ve ilgili kuruluşlar
tarafından çıkarılması ve
ödemenin yapılmasına imkân
getirilmesi de bu yasa teklifinde
düzenlenmiştir” dedi.
Benzine yine zam
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Akaryakõt ürünlerinden 95 oktan
kurşunsuz benzinin satõş fiyatõ
litrede 8 - 10 kuruş arttõrõldõ.
Kurşunsuz benzin fiyatlarõ 3.36
lirayla rekor kõrdõ. Akaryakõt
dağõtõm şirketleri 95 oktan
kurşunsuz benzinin satõş fiyatõnõ
Ankara ve İstanbul’da litrede 3.25 -
3.27 liradan 3.33 - 3.36 liraya,
İzmir’de 3.24 - 3.26 liradan 3.34 -
3.35 liraya yükseltti.
Dağõtõm
firmalarõnõn
belirlediği
fiyatlar, rekabet ve serbesti
nedeniyle şirketler ve kentlere
göre küçük çaplõ değişiklikler
gösteriyor. 95 oktan benzin fiyatõ 6
Ağustos 2009 tarihinde 3.34 liraya
kadar yükselmişti.
Wolfgang Münchau, FT’de
yayõmlanan makalesinde,
merkez bankalarõ nasõl hareket
ederse etsin, ortada büyük bir
tehlike olduğunun altõnõ çizdi.
Toplumda çevre bilincinin yaygõnlaştõrõlmasõnda liderlik yapmak için kollarõ sõvadõ
Turkcell doğanın çığlığını duydu
Ekonomi Servisi - Turkcell
çevreciliği bir iş yapõş biçimi
olarak benimsediğini ve sürdü-
rülebilir çevreci uygulamalar ile
alternatif enerji kaynaklarõna ya-
tõrõm yapacağõnõ açõkladõ. Turk-
cell çevre kirliliğinin önüne geç-
mek için baz istasyonlarõnda
enerji tasarrufu yapmak amacõy-
la rüzgâr enerjisinden yararlana-
cak, 90 bin eski ve kullanõlmayan
cep telefonunun geri dönüşümü
sağlanacak ve şirket içinde su ve
kâğõt tasarrufuna gidilecek.
Turkcell; bayileri, iş ortaklarõ,
çalõşanlarõ ve tüm paydaşlarõyla
birlikte toplumda çevre bilincini
artõrmak hedefiyle uyguladõğõ
çevreci politika ve projeleri ka-
muoyuyla paylaştõ. Turkcell Ge-
nel Müdürü Süreyya Ciliv,
“Teknolojide olduğu
gibi, top-
l u m d a
çevre bi-
lincinin
yaygınlaştı-
rılması konu-
sunda da liderlik yapmak he-
defiyle kolları sıvadık” dedi.
Turkcell’in çevre projesinde öne
çõkanlar şöyle sõralandõ:
Eski telefonlarõn toplanma-
sõna yönelik olarak Turkcell ba-
yilerinde teslim yerleri oluşturu-
lacak, bu konuda müşterilere yö-
nelik teşvikler getirilecek.
Turkcell baz istasyonlarõ
kulelerinde ilk şebeke destekli
rüzgâr türbini uygulamasõnõ ha-
yata geçirerek sene sonunda 200’e
ulaşacak baz istasyonundaki uy-
gulama ile istasyonlarõn enerjisi-
nin yüzde 65-70’in rüzgâr ener-
jisi ile karşõlanacak.
Bilgi teknolojilerinde, veri
merkezlerindeki sunucu konsoli-
dasyonu ve sanallaştõrma proje-
leri ile 2009’da yüzde 11.4 ta-
sarruf sağlanmasõ ve 3 bin 150 ton
daha az karbondioksit salõmõ he-
defleniyor.
Elektrikte ilk 6 ayda 800 bin
kWh, tasarruflu musluklarda yüz-
de 30 az kullanõm ile ilk 6 ayda
14 bin metreküp, arõtma tesis
kullanõm suyunda yüzde 35, ge-
ri dönüşümle 5.5 ton kâğõt, arka-
lõ/önlü çõktõ ile yüzde 30 kâğõt ta-
sarrufu sağlandõ.
Yüzde 33’e ulaşan dijital
kontör satõşõ ile 45 ton kâğõt, di-
jital föy ile 42 ton kâğõt, e-fatu-
ra kullanan abone sayõsõnõn 1.8
milyona çõkmasõyla 164 ton kâ-
ğõt tasarrufu yapõldõ.
Şirket çevre kirliliğinin
önüne geçmek amacõyla
baz istasyonlarõnda rüzgâr
enerjisinden yararlanacak,
90 bin eski cep telefonunun
geri dönüşümü sağlanacak.
Üretim ve istihdamda açõlõma ihtiyaç var
Ekonomi Servisi - İstanbul Sa-
nayi Odasõ (İSO) Yönetim Ku-
rulu Başkanõ Tanıl Küçük,
sanayi üretimindeki düşüşün,
ekonomideki toparlanma eği-
liminin yavaşladõğõna işaret
ettiğini belirterek, “Dipten
çıkış, normale dö-
nüş, beklenenden
daha uzun za-
man alacağa
b e n z e -
mektedir” dedi.
Küçük, İSO’nun ekim ayõ meclis toplantõ-
sõnda yaptõğõ konuşmada, “Türkiye ekono-
misi için, dipten keskin bir yükselişin ol-
duğu, ‘V’ şeklinde bir iyileşmenin, en
azından üretim boyutuyla, pek mümkün
görünmediğini söyleyebiliriz. Maalesef,
ekonomideki iyileşme sürecinin, kaplum-
bağa hızına gerilediği bir aşamaya gelmiş
gibi görünüyoruz. Oysa Türkiye’nin ya-
vaşlama lüksü yoktur. Ekonomimizin,
özellikle, üretim ve istihdam boyutuyla, çok
daha hızlı adımlarla toparlanması gerek-
mektedir” ifadesini kullandõ.
Ekonominin adeta ateşten gömlek halini
aldõğõ 2009’da Türkiye’nin gündemine ço-
ğunlukla siyasi başlõklarõn hâkim olduğu-
nu kaydeden Küçük şu değerlendirmeyi
yaptõ: “Şunu ifade etmeliyiz ki, ekono-
mide de açılıma ihtiyaç vardır. Üretim-
de, istihdamda da açılıma ihtiyaç vardır.
Güçlü ve sağlam bir ekonomi, sosyal ba-
rışın en büyük teminatıdır. Ayakta kal-
ma, üretimi devam ettirme mücadelesi
verdiğimiz bu dönemde, yatırım sözcü-
ğü ne yazık ki, adeta unutulmuştur. Ya-
tırımlardaki azalmanın bedeli, unutma-
yalım ki, önümüzdeki yıllarda, düşük bü-
yüme, işsizlikte artışı, üretimde azalma
olarak karşımıza çıkacaktır.”
Turkcell yöne-
ticileri Koray
Öztürkler, Mel-
tem Kalender ve
Cihan Nazmi Bı-
yıklı, sürdürüle-
bilirlik ve sosyal
sorumluluk anla-
yışı doğrultusun-
da Turkcell’in
çevre perspektifi,
atık kontrolü, al-
ternatif enerji
kaynaklarına ya-
tırım, çevreci
ofis uygulamala-
rı ve çevreci ser-
vislere yönelece-
ğini açıkladı.
İSO Başkanõ Küçük “Ekonomimizin,
özellikle, üretim ve istihdam boyutuyla,
çok daha hõzlõ adõmlarla toparlanmasõ
gerekiyor” dedi.