Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 46 / 10 Haziran 2008 Veterinerlik hizmetlerine Ortaçağ kafasıyla bakılmaz eterinerlik ve tarım oldukça birbirlerinden farklı kavramlar olmakla birbiriyle ilgili alanlardır. Eski adı ile ziraat, yeni adıyla tarım, bitki ve hayvan yetiştirme ve elde edilen bitkisel ve hayvansal ürünleri işleyip değerlendirme bilim ve sanatıdır. Tarımsal üretim tüm dünyadaki gelişmiş ülkeler tarafından ele alınıp değerlendirildiği gibi hayvansal üretim ve bitkisel üretim olarak 2 bölümden oluşur. Bitkisel ve Hayvansal üretim hiçbir zaman tarım(ziraat)’ın birer alt dalı olmamış aksine birbirini tamamlayan, tarımı oluşturan asli unsurlardır. Bu iki üretim kolu arasında daima bir denge mevcut olup söz konusu denge belli faktörlerin etkisi altında oluşmuştur. Bu denge yörenin iklim, coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve toprak yapısına bağlı olarak bazen bitkisel, bazen hayvansal üretim lehine değişiklik gösterir. Tek taraflı bir üretim bir tarım işletmesinde eşyanın doğasına aykırı olup aynı zamanda tehlikelidir. Bir tarım işletmesinin sadece tek yanlı bitkisel üretim yaparak kârlılık sağlaması mümkün değildir. Hayvan yetiştirme bitkisel üretime göre katma değeri çok yüksek olduğu için bir tarım işletmesi için çok önemli bir üretim kolu olup işletmenin karlılığındaki etkisi tartışılamaz. Bu nedenle AB ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde hayvancılık tarım işletmeleri için stratejik bir üretim alanı olarak değerlendirilir ve bu nedenle ekilebilir tarım alanlarının yüzde 60’ına yakın bölümü yem bitkileri üretimine ayrılır. Türkiye’deki uygulanan tarım politikalarına baktığımızda daima bunun tersi yapılmış ve yapılmaktadır. Veteriner hekimlik mesleğine baktığımızda oldukça derin bir geçmişe sahiptir. Bu derinlik insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar çeşitli şekillerde devam eden insan ve hayvan ilişkisine dayanır. Çünkü insan oğlunun dünyanın kuruluşundan itibaren ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayvanla haşır neşir olmasıyla beraberinde binlerce yıllık geçmişe sahip zoonozlara bağlı sağlık sorunlarını gündeme getirmesiyle yakından ilgilidir. 13.yüzyıla baktığımızda İsrail oğulları hayvanları kesim öncesi ve sonrası muayene edip ondan sonra tüketime sunarlardı. Fakat buna rağmen trişin hastalığının kavimde ortaya çıkması sonucunda Musa peygamber trişin hastalığını önleyebilmek için domuz eti tüketimini yasaklamış daha sonra bu yasak kutsal kitap Tevrat’ta yer almıştır. Dünyanın kuruluşundan bu yana insan sayısının ve ulaşım olanaklarının gittikçe artması sonucunda zoonoz hastalıkların yayılması ve artması insan sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. 1714 Yılında Avrupa’da yaşanan sığır vebası salgını Avrupa’daki tüm ülkelerin ekonomilerini altüst etmiş veteriner hekimliğin olmadığı o tarihlerde insan sağlığı ile uğraşan V Adnan SERPEN Veteriner Hekim hekimler ve tarımla uğraşan çiftçiler hastalıkla mücadele edemez hale gelmişlerdir. Bu çaresizlik diğer bulaşıcı insan sağlığını tehdit eden hastalıklar için de aynı olmuştur. Bunun üzerine 1761 Yılında Fransa devletinde o zamanın Danıştay’ı Claude Bourge lat’a, Lyon’da “Sığır, at ve diğer evcil hayvanların anatomi ve hastalıklarının öğretim”i için bir okul açması için çok özel bir yetki verir. Bu yetki dahilinde dünyanın ilk veteriner okulu 1762 yılında Lyon’da Claude Bourgelat’ın direktörlüğünde kurulur. 1825 yılına kadar Avrupa ülkelerinde veteriner okulu sayısı otuzu bulur. Türkiye’de ise ilk veteriner okulu Osmanlı İmparatorluğu döneminde silahlı kuvvetler bünyesinde 1842 yılında İstanbul’da Prusyalı bir subay olan Godlewsky tarafından kurulur ve günümüze kadar bir takım aşamalardan geçer. İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar geçen süre içinde insan ve hayvan arasında hiçbir şekilde yok olmayan ilişki sonucunda ortaya çıkan veya çıkabilecek sağlık sorunlarının giderilebilmesi için halka götürülecek sağlık hizmetlerinde sektörler arası işbirliği zorunluluk gerektirmesine rağmen, geçmişte veteriner hekimler, halk sağlığı ve sağlık uygulamaları görevlerinin çoğunu, hükümetlerin uyguladıkları politikalara bağlı olarak tarımsal sektörlerin bünyelerinde yürüttükleri için, halk sağlığı hizmetlerinden istemedikleri halde, II. dünya savaşı sonrasına kadar ayrı kalmışlardır. Bu durum II.dünya savaşı ve onu takip eden kritik süre boyunca devam etmiş ve daha sonra savaşı izleyen yıllarda ortaya Veteriner hekimlik mesleği oldukça derin bir geçmişe sahiptir. Bu derinlik, insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar çeşitli şekillerde devam eden insan ve hayvan ilişkisine dayanır. çıkan yeni “Halk Sağlığı”anlayışı, diğer bazı meslekler yanında veteriner hekimliğin de insan sağlığı konusundaki önemini ortaya çıkarınca, ülkelerin çoğu veteriner hekimlik ile diğer halk sağlığı kuruluşları arasında sektörler arası ortak bir çalışma ortamının yaratılmasının önemini anlamışlar ve harekete geçmişlerdir. Böylece 1948’de WHO’da veteriner halk sağlığı bölümü kurulmuştur. Dolayısıyla dünyada veteriner hekimlik mesleği şu veya bu mesleğin etkisi altında veya bağlı olarak ortaya çıkmış değildir. Bilakis tamamen bağımsız olarak her ne kadar obje hayvan olsa da temelde insan sağlığının korunmasına yönelik olarak doğan zaruri ihtiyaca bağlı olarak ortaya çıkan ve sağlık hizmeti veren başlı başına bir bilim haline gelmiştir. Nitekim şekilde görüldüğü gibi ABD’li veteriner bilim adamı, modern epidemiyolojinin babası sayılan Prof. Dr. Calvin W. Schwabe birkaç baskı halinde yayınlanan “Veterinary Medicine and Human Health” adlı eserinde, tüm dünyada kabul edilip geçerli kılındığı üzere veteriner hekimlik mesleğini insan tıbbı ile tarım arasında ilişki kuran ve her iki alana hizmet veren bağımsız bir meslek ve bilim olarak belirtmektedir. Çünkü veteriner hekimlik biyoloji ve tıbbi bilimlerin bütünleştiği bir bilimdir. Veteriner hekim’in en önemli vazifesi, salgın hastalıklara karşı koymak, salgınların önüne geçmek ve çıktığı an en kısa zamanda söndürerek hayvansal orijinli gıdalardan kaynaklanabilecek sağlık sorunlarını önlemek ve böylece gıda güvenliğini sağlamaktır. Veteriner Hekim, daima bu faaliyetleriyle insan hekimliğine ve halk sağlığına katkıda bulunurken diğer taraftan tarımı oluşturan önemli üretim kollarından biri olan hayvancılık üretim koluna ve ülke ekonomisine ekonomik katma değer sağlayacak şekilde katkıda bulunur. Fakat hiçbir zaman tarımın bir alt bileşeni değildir ve olamaz da. Hekimlik, eski adıyla tabip, şimdiki kullanımı ile “doktor”luk, tıp bilimi ile uğraşan, insanı en doğru şekilde anlayarak, ona en zararsızca “yararlı”olmayı hedefleyen, hastalarının sağlığına kavuşması için ne gerekirse yapan bir meslektir. Hekimlik mesleği tıbbın bünyesinde bulundurduğu farklı disiplin alanlarının oluşturduğu uygulamalar sonucunda insan ve hayvan hekimliği olmak üzere farklı alanlara ayrılmıştır. Her iki meslek grubu benzer eğitimi alırlar. 1858 yılında “karşılaştırmalı tıbbın babası” sayılan Rudolf Wirchow “İnsan ve hayvan tıbbı arasında ayrı bir çizgi yoktur, olmamalı da zaten” demiştir. Nitekim yine modern tıbbın temellerini atan, Rudolf Wirchow‘un öğrencisi olan Kanada kökenli insan hekimi Sir William Osler, daha 1800’lü yıllarda “veteriner tıbbı ile insan tıbbı birbirini tamamlar ve bu kavram tek tıp konsepti olarak algılanmalıdır” şeklinde yazdığı tüm yazılarında bunu sürekli gündeme getirmiştir. Bu nedenle veteriner hekimlik alanında ülkemiz dahil tüm dünyada mesleki unvan olarak “Veteriner Hekim” ünvanı kullanılır. Veteriner hizmetleri tarıma ve insan sağlığına olan önemli katkılarından dolayı dünyadaki AB ve ABD gibi tüm gelişmiş ülkelerde bir devlet politikası olarak ele alınır ve uygulanır. Nitekim AB mevzuatının yüzde 28’ini veteriner mevzuatı oluşturmasına ve dünyadaki gelişmelere rağmen ülkemizin ne askeri ne sivil ulusal bir veterinerlik politikası bulunmamaktadır. Veterinerlik hizmetlerine hala ortaçağ zihniyetiyle bakılarak hayvan tedavi eden bir meslek olarak ele alınmaktan öteye bir politika oluşturulmaması yanında tarımın içinde bir alt bölüm gibi gösterilmek istenmektedir. 1985 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığında reorganizasyon adı altında yapılan düzenleme sonucunda ortaya çıkan mevcut heterojen, oligarşik ve çağ dışı yapı bunun en güzel örneğidir. 26