22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 46 / 10 Haziran 2008 Kahramanmaraş’ta Tarım İl Müdürlüğü çilek festivali düzenledi. Çiftçi, çileği zenginlik kaynağı olarak görmeye başladı Sermet ÇUHADAR AHRAMANMARAŞ Hububat ekiminden beklediği verimi elde edemeyen Maraş çiftçisi, “çilek” ekimine yöneldi. 30 yıl önce tesadüf olarak Bursa’dan getirilerek Osmanlı cinsi çilek fidesi ile tanışan Maraş çiftçisinin bugünkü hedefi günde bir tır çileği dünyaya ihraç etmek. Buğday ekiminden aynı tarladan elde ettiği gelirin kat kat fazlasını çilek ekiminden elde eden çiftçi, çileği geçim kapısı olarak değil, zenginlik kaynağı olarak görmeye başladı. Kahramanmaraş’ta geçtiğimiz günlerde Tarım İl Müdürlüğü’nden gelen ‘çilek festivali’ davetiyesi aldığımızda gazeteciler olarak bir hayli şaşırdık. Maraş’ta festivali yapılacak çapta çilek üretiminin yapıldığını bilmiyorduk. Festival alanı Fatih Kasabası’na gittiğimizde bölgenin tamamının modern çilek tarlalarıyla kaplandığını gördüğümüzde gazeteciler olarak hayretlerimizi gizleyemedik. Yetkililer, sadece bu bölgede değil, ilin her bölgesinde çilek tarlası olduğunu belirttiler. Maraş’ı diğer bölgelerden ayıran çilek havzalarının olmasının nedeni ise rakımının 300 metreden 3000 met K reye kadar farklılık göstermesi. Hasat dönemi nisan ayından başlayarak bölgelere göre Ağustos ayına kadar devam ediyor. Uzmanların en iyi ürünü elde etmenin en önemli etken olarak gösterdikleri iklim şartları Maraş yöresinde hakim. Tesadüf olarak 30 yıl önce ekilen Osmanlı cinsi çileği, sahip olduğu kıymetli aromaya karşın raf süresinin kısa olması ve yola dayanıklı olmaması nedeniyle çiftçi bu işten beklediği geliri elde edememiş. Çiftçilerin bu şikayetini değerlendiren Tarım İl Müdürlüğü 1993 yılında raf süresi uzun, dayanıklı, gösterişli ve ihracata elverişli pazar değeri yüksek olan Amerikan çileği olarak bilinen “frigo fidesi’ni çiftçiye dağıtmış. Bugün artık bu yörelerde geleneksel tarım yerine İl Özel İdaresi ve Tarım İl Müdürlüğü’nün desteği ile modern çilek bahçeleri yerini almış. Tarım İl Müdürlüğü mühendislerinden Ali Kalaycı, Kahramanmaraş’ın çilek üretimi ile gelecekte milli ekonomiye ciddi bir katkı sağlanacağını ifade ederek, “Şu anda 4000 dekara yakın bir alanda çilek üretimi yapılıyor. Bu yıl 12 bin ton üretim bekliyoruz. Sofralık çileğin kilogramını 2 YTL’den alıcı bulunduğuna göre 12 ton çilekten toplam 24 milyon YTL gelir getirir. Yapılan proje sosyoekonomik olması bizim en büyük hedefimiz. Bu da yapılan çalışmalar neticesinde gerçekleşiyor” diye konuştu. Kalaycı, Kahramanmaraş’ın 300 metreden 3000 metreye kadar farklılık göstermesinden dolayı geniş periyotta üretim alanı sağladığına dikkat çekerek, şu görüşlere yer verdi: “Bugün Türkiye’nin çilek üretiminde kalbi Silifke’dir. Silifke’de yaklaşık 12 bin dekar alanda 50 bin ton sofralık çilek üretimi yapılıyor. Denize yakın olan bu bölgede mart ayının ikinci haftasında başlayan hasat, nisan ayının ortalarında bitiyor. Maraş’ta ise beş ayrı yörede değişik periyotlarda ürün hasat ediyoruz. İlk hasat dönemi nisan aynın 10’unda Türkoğlu ilçesinin Akçalı köyünde başlıyor. Son hasat dönemi ise Göksun ilçesinin Kınıkkoz ve Korkmaz köylerinde son buluyor. İklim şartlarından kaynaklana hasat etme süresi, ilin çilek üretimi açısından önemli bir olanak.” Türkiye’de bu kadar çilek üretiminin karşısında bu ürünlerin nereye pazarlanacağı konusu gündeme geldi. Kahramanmaraş’ın ürün pazarlama konusunda da büyük bir şansı bulunduğunu anlatan Kalaycı, şunları söyledi: “Gerçekten kırılma noktası üretim sonrası pazar. Biz bu konuda Silifke’yi örnek aldık. Silifke 50 bin ton çileği nasıl pazarladığını araştırdık. Her şeyden önce Silifkeli çilek üreticileri bir birlik altın toplanmış. Tarladan toplanan çilek ilk olarak birliğe geliyor. Burada ürün sıcaklığı 22 derece olan meyve sıcaklığını 2 dereceye indiriliyor. Böylece çileği 14 gün saklama imkanı elde ediliyor. Kazanılan bu süre öncelikle ihracat açısında önemli kazanım sağlıyor. Saklama süresi uzayan çilek, bu özelliği ile Avrupa ülkelerine yollanıyor. Tabi Avrupa’ya yollanan ürünlerde kullandığınız ilaçlar ve kimyasallar son derece önemli. Kesin olarak Avrupa standartlarının belirlediği ölçülerde kimyasal kullanmak gerekir. Bunun dışına çıktığınız zaman malınız tekrar iade ediliyor. Silifke’de ürün fiyatını yine birlik belirliyor. Böylece fiyat düşmeden satma olanağı elde ediliyor. Bizde Silifke’yi örnek alarak burada yapılan uygulamaları Kahramanmaraş’ta uygulayacağız. Böyle Maraşlı çilek üreticilerin yüksek kazanç elde etmelerini sağlayacağız.” Kalaycı Kahramanmaraş’ın pazar açısından en önemli şansının da MADO ve EDO gibi büyük dondurma imalatçılarının olduğunu hatırlatarak, “bugün bu büyük dondurma üreticileri meyveli dondurma talepleri nedeniyle ciddi meyve alımı yapıyorlar. Bizim daha önce ürettiğimiz aroması fazla olan ama dayanıklılık süresi az olan kokulu Osmanlı çileğine dondurma imalatçılarında büyük talep geldi. Meyveli dondurmaya renk veren sofralık çilekte yine büyük talep görüyor. Üretimin belli bir kısmı bu dondurma imalatçıları tarafından tüketiliyor.” Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri gelecekte Kahramanmaraş’ın bu iklim potansiyelinden en iyi şekilde yararlanarak değişik ürün havzaları oluşturacaklarını ve böylece çiftçilere daha iyi gelir getirecek yeni alanlar oluşturacaklarını ifade ediyorlar. Ekolojik pazar büyüyor 24 İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) Başkanı Atilla Ertem, 2006 dünya ekolojik tarım ürünleri ticaretinin 38.6 milyar dolar tutarında gerçekleştiğini, 2007 tahmini pazar büyüklüğünün ise 46 milyar dolar olduğunu aktardı. Organik tarım ürünlerinin tüm pazarlarda üretim ve tüketim anlamında hızlı bir büyümesini sürdürdüğü bilgisini veren Erten, şunları söyledi: "2005 yılından sonra hızlı büyümeden kaynaklı arz ve talep dengesi bozulmaya başladı. Dünyada üretilen organik gıda ürünlerinin yüzde 98'ini Kuzey Amerika ve Avrupa tüketiyor. Asya, Latin Amerika ve Okyanusya ise üretimde dünyada ağırlığı olan bölgeler. Dünyada gıda sektörü yüzde 5 büyürken, organik gıda sektörü yüzde 21 büyüdü. " Türkiye'nin organik tarımda ideal ülkelerden biri olduğunu söyleyen Ertem, geniş ürün yelpazesi, yaygın tarım geleneği, iklim koşullarının ülkeye bu özellikleri kazandırdığını vurguladı. Türkiye'nin 1986 yılında organik tarım faaliyetlerine başladığı bilgisini veren Erten, "Türkiye'de 2006'da yaklaşık 14 bin üretici 192 bin hektar arazide 207 ürünle 458 ton ekolojik tarım yaptı. Türkiye' taze sebze meyve, kurutulmuş meyve, kabuklu meyveler, pamuk ve buğdayı da ürün çeşitliliğine katarak dünya organik tarım pazarında etkinliğini artırmaya çalıştı. Türkiye, organik ürün ihracatının yüzde 33'ünü Almanya'ya yüzde 17'sini de ABD'ye yapıyor. Türkiye'de son 10 yılda üreticiye verilen destekler ve düşük faizli kredide sektörün büyümesini hızlandırdı" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle