Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Banvit’in hedeflerinden biri ihracat çalışmalarına hız kazandırmak... Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, şirketlerinin sertifikalanmış 6 işletmeden ikisine sahip olduğunu belirtiyor. ‘Sağlıklı ve ekonomik piliç eti tüketiminin artması ülke için şart’ AB ‘‘Duty Free Quota’’, DQF Gümrüksüz Kota vermektedir. AB piliç göğüs eti hedef fiyatı kiloda yaklaşık 3 Euro’dur. Bu değerin altında olan tüm CIF bedelleri 2 çeşit vergi ile bu seviyeye getirilmektedirler. Macaristan, Polonya, Şili gibi ülkelerin ciddi kotaları bulunmaktadır. Mesela, üretimi bizim yarımızdan az olan Macaristan’ın birliğe dahil olamdan önceki AB’ye kanatlı ihracat kotası 118 bin ton idi! AB ile bir organik bağı olmayan Şili’nin bile 7 bin ton gümrüksüz mal sokabilme potansiyeli mevcuttur. Türkiye’nin de ikili görüşmelerde DFQ Gümrüksüz Kota talebi olmalıdır, bu olanak ülkemiz kanatlı üretiminin AB’ye giriş ve yerleşmesini süratlendirecektir. Diğer taraftan maliyetlerimize bakarsak, Türkiye’deki tahıl girdilerimizin dünya fiyatları ile olması gerekir. Biz bugün hala popülist ‘‘Taban Fiyatı’’ uygulamaları ile belki de dünyanın en pahalı mısırını kullanmaktayız. Muhakkak ihraç ettiğimiz ürün için gümrüksüz hammadde getirebilme olanağımız var, ama gümrüklerin sıfırlanması halinde dışarıdan ülkemize girebilecek ürünler ile içeride rekabet edebilmemiz için tahıl maliyetimizin dünya fiyatları ile olması gerekmektedir. Banvit’in 2005 senesi için önemli hedeflerinden biri, AB’ye ihracat kapılarının tamamen açılmasıyla birlikte ihracat çalışmalarına hız kazandırabilmektir. Avrupa yaklaşık 700 bin ton piliç eti alıyor. Gerekli izinlerin alınması ve AB kapılarının açılmasıyla sektördeki yıllık yaklaşık 20 bin ton beyaz et ihracatının bir yıl içinde kolayca AB ithalatından yüzde 10 pay almasını ve 70 bin tona yükselmesini beklemekteyiz. “Türkiye’de de kişi başına gayri safi milli hasıla arttıkça piliç tüketimi de artacaktır. Biz, önümüzdeki 10 yıl içerisinde ülkemizdeki piliç eti üretiminin rahatlıkla 1,5 milyon tona ulaşacağını öngörüyoruz” Ömer GÖRENER (Banvit Genel Müdürü) on yarım asırdır dünyada kullanımı devamlı artan, tek protein kaynağı kanatlı etidir. Tüm dünyada yaklaşık 60 milyon ton piliç üretilmektedir, Türkiye ise bunun 850 bin tonunu üretip tüketmektedir. Üretim şartlarımız gelişmiş ülkelerle hemen hemen aynıdır. Ne var ki maalesef kişi başına yıllık kanatlı eti tüketimi ülkemizde 13 kg’dir. Ülkelerin ekonomik ve sağlıklı protein kullanımı üzerine kurulu ‘‘beslenme stratejileri’’ ne derece başarılı ise yeni nesiller o ülkeyi daha da ileriye götürürler. Piliç eti tüketiminin artması Türkiye için şarttır, çünkü sağlıklı ve ekonomiktir ve de diğer protein kaynakları oldukça pahalıdır. Türkiye’de gayri safi milli hasıla ne kadar yükselirse, protein tüketimi de o oranda artmaktadır. Bir başka deyişle servet ve nüfus bugünkü tüketimi oluşturmakta. Türkiye’de de kişi başına GSMH arttıkça piliç tüketimi de artacaktır. Biz önümüzdeki 10 yıl içerisinde ülkemizdeki piliç eti üretiminin rahatlıkla 1,5 milyon tona ulaşacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde sektördeki en önemli canlanmayı, Avrupa Birliği’ne ihracat konusunda gerekli izinlerin çıkmasının yaşatacağını düşünmekteyiz. Kanatlı etinde dünyada önde gelen bazı ‘‘ithalat zonları’’ vardır. Avrupa Birliği ise bu zonların en önemlisidir, yılda yaklaşık 700 bin ton kanatlı etini dışarıdan S almaktadırlar. Aldıkları ürünler ise ağırlıklı olarak göğüs eti ve türevleridir. Geleceğe dönük olarak da AB’nin ithalatçı konumunun devam edeceği kesindir. Tedariklerini büyük ölçüde Brezilya ve Tayland’dan biraz da Macaristan’dan yapmaktadırlar. Türkiye ise lojistik anlamda çok yakın olmasına rağmen bu potansiyeli maalesef kullanamamaktadır. Ülkemiz önceleri kanatlı sektörünün rekabet gücünün farkında değildi ve kanatlı eti ihracatı ile alakalı hiçbir girişimde bulunmadı. Meselenin önemi daha sonra anlaşıldı ve AB’ye kanatlı eti ihracatı için başvuruldu. Fakat bu sefer de ülkemizin AB’nin fitosaniter sistemine uyabilme hedefi ortaya çıktı. Bununla alakalı olarak Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü ilgili eksikliklerini tamamladı ve 6 işletmenin AB standartlarında üretim yaptığını belgeledi. AB’ye kanatlı eti ihracatı için başvurdu. Bu başvuruyu değerlendirmek için Eylül 2003’te AB’den bir heyet geldi ve bu tesisleri kontrol etti. Sonuçların olumlu gelişmesiyle birlikte takip eden süreçte de ön izinler alınmış oldu. Banvit’in Bandırma’daki tesislerimize ek olarak İzmir Armutlu’da faaliyet gösteren hindi tesisleri de denetlendi, şirketimiz sertifikalanmış 6 işletmeden 2’sine sahiptir. 2005 ilk iki ayında AB yetkililerinin bir kere daha gelip Ankara ve bölgelerde TB Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’nün ‘‘Kalıntı İzleme’’ programının ne derecede uygulandığını kontrol etmeleri bekleniyor. Fakat AB’ye kanatlı ihracatımızın süratle artması için gereken çok önemli bir adım vardır. Bazı ülkelere 16