Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İklim koşulları devekuşu yetiştiriciliğini olumsuz etkiliyor Aziz DEMİRCİ (Veteriner Hekim) on yıllarda yazılı ve görsel medyada devekuşu yetiştiriciliğine yönelik çok çeşitli yazılar ve görüntüler yayınlandı. Aslında biraz da propagandası yapıldı ki bütün bu yayınların bilimsel temelden yoksun ve yeterince bilgi birikimine dayanmadığı zamanla anlaşılacaktı ama bu arada kurbanlar da olmadı değil. Sırf bu yayınlar nedeniyle devekuşu yetiştiriciliğine başlayan ve bu işe çuvalla para yatıran bir çok kişi bu gün yatırdığı paranın çoğunu geri alamadığı gibi düştüğü zor koşullardan da kolayca kurtulabilecek gibi görünmemektedir. Örneğin bir gazetede 1 yıl kadar önce bir haber yayınlandı. İçeriğine baktığımda şok oldum, bizim Temel Karadeniz iklimine dayanıklı devekuşunu üretmişti. Nasıl yapmış dersiniz; Hollanda’dan soğuğa dayanıklı bir devekuşu ile Avustralya’dan EMU ırkı devekuşunu getirmiş (oysa ki EMU bir devekuşu ırkı değil, koşucu kuşlar grubundan ayrı bir tür kuş olup kesinlikle devekuşu sınıfına girmez) ve Karadeniz’e özgü devekuşunu üretmiş. Tabii mümkün olsa bile en az 20 yıllık bir çalışmayı gerektirir ki, Temel bunu bir yılda başarmış! Elbette medya böyle asılsız haberler yayınlarken dillendirilen gerçekler de duyulmaz oldu. Gelinen noktada Türkiye’de devekuşu üretimi konusunda henüz bir kurumsallaşma olmadığı anlaşılıyor. Her işte oldu S ğu gibi Türkiye devekuşunu tanımadan devekuşu üretimine başladı. Devekuşu nasıl yetiştirilir? Çeşitli yetiştirme sistemleri arasında, sistemin nasıl seçileceği, arazinin varlığı ve fiyatı, üretim kapasitesi, işçilik ve yem temini esaslarına dayanır. Temel olarak üç tür yetiştirme sistemi vardır; İlkel yetiştirme: Bu sistemde genellikle geniş ve açık araziler müsait olup çok çalılık türü ağaçlıkların olmamasına dikkat edilmelidir. Otlatmaya bağlı olarak yem tüketimi az olmakla beraber kontrolsüz bir üretim biçimidir. Bu sistemde orta seviyeli bir işletme için en az 40 hektar kadar araziye ihtiyaç vardır. Avantajları olduğu gibi dezavantajı da çoktur. Yarı modern yetiştirme: Bu sistemde devekuşlarına otlatmanın yanı sıra yemleme de yapılır. Döllü yumurta oranı bu sistemde kapalı sisteme göre daha yüksektir. Ancak geniş alanlara ihtiyaç duyulur. Aynı zamanda kuşların doğal yaşamı taklit edildiğinden başarılı bir yetiştiricilik biçimidir. Kuş sayısına bağlı olarak 2060 hektar arasında değişen bir araziye gereksinim vardır. Arazi içinde padok şeklinde bölmelere ihtiyaç vardır. Bu sistemde kuşlara özgürce çiftleşme ve eşleşme şansı tanınır ve böylece birbirleriyle geçimli olurlar. Modern yetiştirme: Bu sistemde hayvanların yem tüketimi tamamen kontrol altındadır ve kaba yem ihtiyacı daha çok taze yeşil yoncadan karşılanır. Mevsime bağlı olarak kuru yonca ve silaj da kaba yem ihtiyacını karşılamaktadır. Fakat yine gezinme alanı için etrafı çevrili geniş araziye ihtiyaç vardır ki zorunlu olmadıkça kapalı alana ihtiyaç duyulmaz. Hayvan sayısına bağlı olarak 20 hektardan az araziye ihtiyaç duyarlar. Avantajı tamamen kontrollü oluşu ve kayıt tutmaya elverişli bir üretim sistemi olduğundan tercih sebebidir. Görüldüğü gibi hangi üretim biçimi seçilirse seçilsin zorunlu olarak doğaya bağımlı bir yetiştiricilik yapılmak zorundadır. Çünkü devekuşları kapalı ortamda uzun süre kalmayı sevmezler ve özellikle yaz mevsimlerinde tamamen doğada olmayı ve bolca gezinmeyi severler, en ufak gezinme alanı ise en az 50 metreden başlar. Kapalı ortamda yeterince çiftleşme gerçekleşmediği gibi erkekler arası rekabet daha çok olmaktadır. Çünkü bunlarda eşlere sadakat ve kıskançlık da oldukça had safhadadır. Bir devekuşu eşi ölse bile kolay kolay diğer bir devekuşunu eşliğe kabul etmez. Türkiye’de devekuşu yetiştiriciliğini olumsuz etkileyen en önemli faktör iklimdir. Şöyle ki devekuşu sıcak ve kurak iklimleri sever. Ülkemizde bu iklim kuşağı Ege ve Akdeniz sahilleriyle Adana ve Gaziantep dolaylarında bulunmaktadır. Ancak buralarda da ekilebilir verimli arazilerin olması, bu değerli arazilerin devekuşlarına ayrılmasını pek mantıklı kılmıyor. Karadeniz bölgesi çok yağış aldığından, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri çok soğuk oluşu, kışların kar yağışlı ve uzun geçmesi nedeniyle de başarılı devekuşu yetiştiriciliği için elverişli değildir. Kısaca ülkemizde olsa olsa sadece hobi amaçlı ergin devekuşları beslenebilir. Yıllarını bu işe vermiş ve daha sonra sektör değiştirmiş bir kişi olarak önerim bu işe bulaşılmaması ve yapılacaksa bile çok iyi bir fizibilite raporu hazırlanması ve en az 2 yıl boyunca hiçbir kâr beklentisi olmaması yönündedir. Bu işe yatıracağınız parayla başka neler yapabileceğinizin ve daha kaç kişiye istihdam sağlayacağınızın hesabını yaptığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. 11