22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kanatlı eti ve ürünlerinde görülen ilaç kalıntıları önemli bir sorun ‘İlaç kullanımında eğitim şart’ Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ (Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı) ilindiği gibi son günlerde gündemi oldukça işgal eden konuların başında, üzerine vazife olmayan bazı kişilerin tavuklarda hormon kullanıldığını ileri süren bazı açıklamaları gelmiştir. Daha sonra diğer felaket tellallarının ‘‘tavukta hormon yok, asıl antibiyotiğe bak’’ diye süregelen açıklamalarıyla tek ayağı üstünde zorlukla durmaya çalışan kanatlı sektöründe, üreticiler zarara uğratılmış, kimileri iflas etmiş, direnenler ise zararına çalışmaya başlamıştır. Şu anda tüketici olarak yararımıza gibi görülen bu olayda, sular durulduktan sonra üreticilerin zararını kimlerin ödeyeceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz. Kamuoyunun tavukta hormon kullanılmadığına ilişkin ikna edildiğini, ama antibiyotik konusunda daha çok yol almamız gerektiğini sanıyorum. Atalarımız boş yere dememişler ‘‘Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış’’. Bir kere şunun bilinmesinde yarar var; hasta olan hayvanda ilaç kullanılmaması hayvan haklarına aykırıdır, ancak bunların gereksiz yere ve bilinçsizce kullanılmaması gerekir. Aksi taktirde kalıntılı ürünleri yiyen insanlar da gereksiz yere ilaç almış olur. Kaldı ki bu durum sadece bizim ülkemiz için değil bütün dünyada halk sağlığının temel sorunlarından biridir. Nitekim AB bile bu sorunun üstesinden gelmek için gıda mevzuatını sürekli değiştirmekte ve güncellemektedir. Bilinçsiz yetiştiriciler tarafından veteriner hekime danışmadan gereksiz yere ve koruyucu amaçla yoğun ilaç kullanımı, yaşama süresi kısa olan (en fazla 45 gün) olan etçi piliçlerde vücuttan atılma süresi oldukça uzun olan ilaçların kullanımı, etikette yazan kullanım alanı ve miktarının dışında ilaç kullanılması, yemlerle verilen ilaçların uygulamasında karıştırılma ve yedirme hataları, yasal bekletme sürelerine uyulmadan, gereken zamandan önce kesim yapılması ve yumurtanın tüketilmesi, ilaç kullanımı konusunda veteriner hekim tavsiyelerinin dikkate alınmaması, veteriner hekimin uyguladığı ilaçların yasal bekletme sürelerine uyulup uyulmadığının takibini yapamaması, ilaç uygulanan hayvandaki gözden kaçan fizyolojik bozukluklar (böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi), veteriner hekim, yetiştirici, yasal kontrolle yükümlü devlet kuruluşları ve tüketici örgütleri arasında yeterli işbirliğinin olmaması kanatlı eti ve yumurtasında ilaç kalıntısı görülmesinin başlıca nedenleridir. Ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış yaklaşık 1200 adet veteriner ilacı bulunduğu ve bunlardan 500 civarında ilacın sahada yaygın bir biçimde kullanıldığı bilinmektedir. Veteriner hekim tarafından kullanılması gereken bir çok ilaç, kolayca temin edilmekte ve yetiştiriciler ve hayvan bakıcıları tarafından rasgele kullanılmaktadır. Yetiştiricilerimizin ilaç kullanımı, yasal bekletme süresi gibi kavramlar hakkında hiçbir eğitimi B bulunmamaktadır. İlaçların üretimi, dağıtımı ve kullanımı ile ilgili devlet etkinliği yok denecek kadar azdır. Piyasa denetimi çeşitli nedenlerle yapılamamaktadır (Yeterli alt yapı ve ekipman olmaması, bakanlıklar arasındaki yetki karmaşası gibi). Böylece yapıcı ve hazırlayıcı koşulların varlığı göz önüne alındığında besinlerimizde aşırı miktarda ilaç kalıntılarının bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Ülkemizdeki gerçek durumu yansıtan bu saptamalar hayvancılığımız ve toplumumuzun sağlığı için hayati önem taşımaktadır. Ancak Bakanlığın son 3 yıldır kanatlı etinde yapmış olduğu kalıntı izleme programı bu rakamların abartılacak bir düzeyde olmadığını göstermektedir. Bu da sevindirici bir olaydır ki, umuyorum bakanlık diğer hayvansal ürünlerde de bu tür izleme programlarını başlatır ve sonuçlarını hep birlikte görürüz. Nitekim 19.1.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ‘‘Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünlerde Belirli Maddeler ile Bunların Kalıntılarının İzlenmesi İçin Alınacak Önlemlere Dair Yönetmelik’’ bu amaçla çıkarılmış olan önemli bir mevzuattır. Umarım bu da Hayvanları Koruma Yasası’na rağmen Kurban Bayramında yaşanan vahşet görüntülerine hiçbir işlem yapılmaması gibi sadece kağıt üstünde kalmaz. ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA), çeşitli kuruluşlar tarafından yapılmış araştırmaları değerlendirerek vardığı sonuçlara göre, antibiyotik kalıntıları en çok rastlanan kalıntılardır ve bu kalıntılara en fazla ergin sığır, dana ve domuz etlerinde rastlanmaktadır. Bu da ülkemizde kanatlı etinde yapılan kalıntı izleme programının sonuçlarıyla örtüşmektedir. Ayrıca bunların en önemli nedeni olarak yetiştirici ve hayvan bakıcılarının hataları görülmektedir. Yasal bekletme sürelerine uyulmaması ve tedavi kayıtlarının düzenli tutulması en fazla belirlenen hatalardır. Dolayısıyla yetiştiricilerin kalıntılardaki sorumluluğu yüzde 80 olarak belirlenmiştir. Besinlerdeki veteriner ilaç kalıntılarından kaynaklanabilecek zararlı etkilere karşı insan sağlığının korunabilmesi için en önce yapılması gereken, bilimsel bir kalıntı izleme ve değerlendirme modelinin geliştirilerek etkili bir biçimde uygulanmasıdır. Böylece hem halk sağlığı korunur ve hem de besin endüstrisi ve tüketici ler için hayati öneme sahip bilgilere ulaşılması sağlanır. Ayrıca böyle bir izleme ve kontrol programına sahip olan ülkelerin ihraç ettikleri besinlerin güvenli olduklarına inanılır ve bu da o ülkeye uluslararası ticaret yönünden önemli kazançlar sağlar. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Uzmanlar komitesi (JECFA) etkili bir kontrol programı geliştirilmesi için ülkelerin yapması gereken uygulamaları tavsiye niteliğinde belirlemiştir. Onun için bizim Amerika’yı yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan tek şey akıl, mantık, bilim ve vicdan muhakemesi yaparak, gelecek kuşaklara sağlıklı bir dünya bırakmak ülküsüne sahip siyasi bir otoritedir. Siyasi otoritenin dışında yetiştiricilerin de yasal bekletme sürelerine titizlikle uyması zorunludur. Bu konuda hem veteriner hekimler, hem yetiştiriciler hem de kamu kuruluşları çeşitli sorumluluklara sahip olmakla birlikte, yasal bekletme sürelerine uyulmaması özellikle yetiştiricilerden kaynaklandığından bu konuda en önemli sorumluluk yetiştiriciye düşmektedir. Ayrıca ürünlerini yasal bekletme süresinden önce satmak zorunda kaldıklarında dürüst satıcı mantığıyla, mutlaka bu durumu alıcıya bildirmelidirler. Şu da bir gerçektir ki, belirlenen tolerans düzeylerinin (yetkili otorite tarafından gıdalarda bulunmasına izin verilen en yüksek kalıntı miktarı) üzerindeki veteriner ilaç kalıntıları insanlar için zararlı kabul edilir ve bu besinlerin tüketilmesine izin verilmez. Fakat bazı durumlarda meydana gelebilecek ekonomik kaybın azaltılması için bu besinler kullanılabilir. Kalıntı tespit edilen besinlerin öncelikli kullanılma seçeneği bu besinlerin hayvan yemi olarak değerlendirilmesidir. Fakat bunun için de tespit edilen kalıntı miktarının hayvanlar için herhangi bir yan etkiye sahip olmaması gerekmektedir. Ayrıca pişirme, ısıtma, soğutma ve salamura yapma gibi işlemlere tabi tutularak bu tür besinlerin insanlarca tüketilebilir hale getirilmesi de mümkündür. Ancak bazı ilaç maddeleri bu işlemlere dayanıklılık gösterirler. O nedenle hangi kalıntılara hangi işlemin uygulanacağı, yetkili otorite tarafından önceden belirlenmeli veya ilacı üreten firmadan bu tür bilimsel bilgiler istenmelidir. 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle