Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> söylemlerinden hangi ölçüde haberdar? Türkiye’yle dünyayı karşılaştırdığımızda nasıl bir sonuçla yüzleşiyoruz? n Bu soruyu bana değil, siyasetçilere sormak gerek. “BELLİ BAŞLI FİLOZOFLARIN KİTAPLARI BAŞTAN SONA OKUNMALI” n Hemen her yerde “büyük cümlelerle”, tepeden bakışlarla karşılaşıyoruz; neredeyse herkes kendini şair, yazar, eleştirmen ve düşünür olarak görme eğiliminde. Sokrates, “kendini bil” der, o anlarda bu söz ne olduğumuzu veya olmadığımızı kavramada işe yarar mı? n Kendini bilmek, ilk başta zor bir iş. Kimdir bu “kendi”? Ama bu, çocukluktan itibaren çeşitli derecelerde öğrenilebilir. Her şeyin “demokratikleştirilmek” istendiği bir dönemde yaşıyoruz. Çoğunluğun yaptığı niteliksiz olunca niteliksizlikler normal düzey olur! Daha önce başka bir bağlamda söylemiştim: Yaptığımız işi iddialı yapmak (benzerinin en niteliklisiyle ölçmek) ile kendimiz hakkında iddialı olmak birbirinden çok farklı iki huy. n Felsefeyi merak eden ve bu alana ilgi duyan pek çok insan genellikle nereden başlayacağını bilemiyor. Sizin bu kişilere ve üniversitede felsefe okumak isteyenlere ne gibi önerileriniz olur? n Doğrudürüst felsefe eğitiminin yapıldığı bir felsefe bölümünde okumak, yani sistematik bir eğitim almak. Sistematik eğitimin bir koşulu da belli başlı filozofların ana kitaplarını baştan sona kadar okumak. Öğrenciler herhalde anlar bu son cümleyi neden söylediğimi! İOANNA’DAN “İYİ ANA”YA n Kimi filozofların ve düşünürlerin lakabı var, yanılıyorsam düzeltin, size de “Bilge Anne” diyenler oldu. Bununla ilgili neler söylersiniz? n Bana “bilge anne” dendiğini bilmiyorum ama “iyi ana” dendi. Bunun hikâyesini size anlatabilirim: Sevgili meslektaşım Prof. Dr. Zuhal Kara, 2002’nin Haziran ayında Dünya Felsefe Günü’nü kutlamak için Harran’da, tarihsel kalıntılarda, İstanbul’dan gelen lise öğrencilerinin katılımıyla ve Valilik ile Harran Kaymakamlığı’nın desteğiyle bir toplantı düzenlemişti. Ben de UNESCO’nun bir temsilcisiyle birlikte bu toplantıya katıldım. Çok başarılı bir kutlama olmuştu. İşte bu toplantı sırasında, bana anlatıldığına göre, bir çocuk koşa koşa harabelere gelirken ona “Nereye gidiyorsun?” diye sorulduğunda, “İyi ana geliyor, oraya gidiyorum” demiş. “İoanna”yı, “iyi ana” şeklinde duymuş olsa gerek. Bu Harran kutlamasıyla ilgili başka bir olayı da anlatayım, benim için çok anlamlı: 2008’de, Türkiye Felsefe Kurumu, Antalya’da Uluslararası Felsefe Olimpiyatı’na ev sahipliği yapmıştı. Harran Felsefe Günü’nü düzenleyen Zuhal Hanım’ı Antalya’ya gelirken bir savcı aramış ve kendisine; Harran Felsefe Günü sırasında liseyi bitirmek üzere olduğunu ve o toplantıda kendisinin de İstanbul çocukları gibi bir şeyler yapabileceğinin farkına vararak hukuk okuduğunu anlatmış. Bu kişi, savcı olarak göreve başladığı gün de Zuhal Hanım’ı arayarak teşekkür etmiş. Bu hikâyeyi duyduğumda çok sevindim tabii. Yaptıklarınızın yarattığı olumlu ve olumsuz sonuçların nereye kadar varacağını o anda göremiyorsunuz. Bu nedenle, değerli amaçlar peşindeyseniz inatla umutlu olmanız gerek. n TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki teması “Felsefe ve İnsan”. Bunu ilk duyduğunuzda neler düşündünüz? n Buna karar verenlerin önemli bir ihtiyacın farkında olduğunu ve tam şu anda çok isabetli bir karar verdiğini düşündüm. Bunun için TÜYAP yetkililerini kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. n TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın onur yazarısınız. Bununla ilgili duygularınızı da öğrenmek isterim. n Ayrıca beni “onur konuğu/onur yazarı” seçtikleri için de çok teşekkür ederim. Doğan Hızlan Bey beni arayıp bunu bildirdiğinde şaşırdım. Tabii ki memnun oldum. Umarım böylece felsefeye daha çok dikkat çekilir, özellikle de dikkatlerinin çekilmesi en gerekli olanların dikkati çekilir. n Mutlak Monarli ve Frans^z Devrimi Taner Timur TÜRKİYE’DE SOSYALİST DÜŞÜNCENİN KLASİKLERİ Behice Boran Türkiye ve Sosyalizm Sorunları Sunuş: Cem Eroğul Behice Boran, 464 sf., 26 TL Kapitalizm Sonrası Geleceğimiz İçin Bir Kılavuz Paul Mason Ñngilizceden Çeviren: Şükrü Alpagut Çeviri: Şükrü Alpagut, 416 sf., 25 TL Türkçü Faşizmden “Türkİslam Ülküsü”ne Fatih YaılÒ Feodalizmden Kapitalizme, Osmanlı’dan Türkiye’ye OÀuz Oyan Oğuz Oyan, 416 sf., 24 TL Orta Sınıf Efsanesi Haluk Yurtsever Haluk Yurtsever, 224 sf., 16 TL DünyayÛ De?i?tiren Dü?ünürler III. Cilt: AydÛnlanma, FransÛz Materyalizmi ve Devrimler Ça?Û HazÛrlayan ve Çeviren: SadÛk Usta KItap İoanna Kuçuradi ve Ali Bulunmaz... 1910 Kasım 2016 Fatih Yaşlı, 176 sf., 15 TL Çeviri: Sadık Usta, 352 sf., 24 TL www.yordamkitap.com