23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Tarihin som kayasındaki’ tablo: i İsyan şiirleri! Tersane’deki ölüm, Bismil şehitleri, Tekel işçilerine sıkılan su, Vasiyet, Türkan Saylan’a yakılan türkü, açık tanıklık, Almanya’da yok olan cenazeler, Okkır’ın son sözleri, özelleştirmeler ve de en sonra, ‘kendi celladı’na şükranlarını sunanlar… Hüseyin Haydar’ın şiirleri, yeni çıkan kitabının adının vurguladığı gibi belki daha bile fazlası zor günlerin verimi, kuşkusuz. ? Uğur KÖKDEN or günlerin düşmanıyla karşı karşıya geldik/ göğüs göğüse de geleceğiz.” Yaşadığımız zamanlar, zaten, onun dilinde bir savaş ortamı ya da o koşullar böylesi bir düzeni getiriyor yanı sıra! Herhalde bu nedenle olmalı ki Hüseyin Haydar, kitabının sunuş yazısında, bu zor yılları, “sırtlan hukukunun geçerli olduğu bir yüzyıl” olarak nitelemiş. Dolayısıyla, savaş düzenindeki kitabının kapağı gibi “evinin kapısı da birliğe, dayanışmaya açık!” Kitap elli beş şiirden oluşuyor, üçte biri kişileri konu almış. Ardından toplumsal olaylar geliyor; ülkede olup bitenler, başlayıp bitmeyenler, kısaca sürekli yaşananlar… Ülkenin Bilge Kağan’dan Ertuğrul Gazi’ye, Oğuzlardan Selçuklulara dektüm tarihini; sonra coğrafyasının her taşını, her akarsuyunu, her dikili ağacını, türkülerle dolu görünen/görünmeyen her höyüğünü şiirine ortak ediyor. Şiirini böylesi bir “kumaş”tan dokuyor. Elinde yaya gerilmiş manda kemiğinden okuyla, nedir bu “isyan”ı şairin? “Başkaldırıyorum, şu halde varım!” mı demek istiyor? Tüm zamanlara karşı durmak, bilincini, belleğini, bedenini ve de ‘bugünü’nü çepeçevre saran o kat kat çemberleri kırmak mı amacı? Bu nedenle mi, önünden giden İsmailoğulları’na sorma gereği duyuyor: “Dostum benim kim, hasmım kim, söyleyin bana!” Ancak, koşullar ne olursa olsun, masum bir gülümseyişe ya da öylece bir sayfada yalnız bekleyen “hecelere vurulmuş kelepçeler”in ne etkisi olabilir? Hem “kelepçenin de bir onuru var”. Ve, dolayısıyla bir utancı! İspanyol iç savaşında, idam edilmek üzere Franco güçleri tarafından hapse atılan, Sıfır ve Sonsuz romanının yazarı Macar asıllı Arthur Koestler’in yaşadıkları ve Ölüm Hücresi (özgün adı, İspanyol Vasiyetnamesi) isimli kitabıyla dış dünyaya aktardıkları geliyor bir bir, gözlerimin önüne. Koestler, o sırada, Londra’da çıkan liberal News Chronicle gazetesinin Malaga’da bulunan İspanya muhabiriydi. İç savaş öncesinde, Cumhuriyetçiler tarafından İspanya’da kurulan ilk kelepçe fabrikası ve o kelepçelerin ilk kez Cumhuriyetçiler’e takılması. Öyle ki, ozanın dediği gibi, evet, “o bir kelepçe, ama onu çevirmişler zalim kelepçesine.” Hiç toplumsal olaylar ozan yüreğine dokunmamış olabilir mi? Öylece, dokunmadan geçebilir mi? Dicle kıyısında bir koyun düşse ırmağa hesabını ondan sormazlar mı? O halde Tersane’deki ölüm, Bismil şehitleri, Tekel işçilerine sıkılan su, Vasiyet, Türkan Saylan’a yakılan türkü, Açık tanıklık, Almanya’da yok olan cenazeler, Okkır’ın son sözleri, özelleştirmeler ve de en sonra, ‘kendi celladı’na şükranlarını sunanlar… Böylece, karanlıkta üstü örtülen tüm yalanları sergiler ozan bir bir! Hüseyin Haydar, her şiiriyle göğsünden kızgın ateş boşaltan bir yanardağ. O, belli bir zaman sona erdiğinde, “nefes almanın bile kendisine ar geldiği”ne inanan bir savaş eri. Çünkü, “gün olur, vur emri bile yürekten kopar” diyor. Onun şiirleri, öte yandan, tüm Türkiye coğrafyasını sanki, bir fiziki atlas seriyor gözler önüne. Başta Karadeniz ve dereleri, Pasinler Ovası, güneyde Ceyhun suyu, Büyük Dicle’yle Fırat, Murat ve Deli Zap, Ağrı Dağı, Çıldır Gölü, Sakarya Ovası, Köroğlu Dağları, Marmara Denizi ve günbatımında Kaz Dağı, Arda boyları, sonra dümdüz Çorum/Vezirköprü/Tokat (Almus)/Sivas/Maraş çizgisi; ayvalı, narlı uzun yollar; ardından Vardar, Üsküp, Manastır! İnsanları, hayvanları, ağaçları, bitkileriyle tüm coğrafya: Şehitler toprağı! Coğrafyanın canlanması, yaşama dönüşmesi, toprağa belirli bir hareket getirmesi. Kıble yelinde uçuşan pervaneler, Toros kartalları, Tuğrul kuşları, kar beyaz kuğu, sarı turna, gövel ördek, keklik sürüsü, şahin kuşu, teleği yedi renk olan ankalar, mor koyun, yaban keçisi, kılıçbalığı; sonra nazlı söğüt, kara kayın, öksüz pelit, beyaz nilüfer, yediveren Asya goncası, acıyla boy ölçüşen papatya, kardelenler, karayemiş, gölgeli gürgen, yağlı meşe direği, çiçek açmış kiraz ağacı, taflanlar, dal uçlarına isyan sütü yürümüş incir ve tarihsel yaşanmışlıklardan sayfalara serpiştirilmiş imgeler: O yiğit yüreğiyle unutulmaz Mehmet Âkif, bilge Tevfik Fikret, Sabahattin Ali, büyülü fırçasıyla Çallı, daha ötede Resneli Niyazi, Ömer Naci! Sonra bin yürekli kahraman itfaiye erinin isimsiz andı: “Yangından ilk önce vatan kurtarılacak!” Zor günlerde yazılmış bu şiirler, aslında, dün/bugün/yarın olarak bir anlamda, memleketimizden önümüze sayfa sayfa açılmış yadsınamaz bilinç manzaraları. Sanki denilecek ki, “Hoş geldin Nâzım!” Türkçenin fedaisi, “ölüm ile kalımın neferi” Hüseyin Haydar, kalemiyle de tüm sahipsiz öğrencilerin gerçekleştirdiği yiğitlik destanı gibi tarihin som kayasına var olan bir tabloyu çiziyor: Havada bir isyan sesi var. Haçlı çanları çalıyor, Ankara’da. Nasihatten anlamıyor, zamane kadısı. Eski köleler yeni kararlar almış. Yere yatırılmış, adalet hanım! Öte yandan, “Doğu hayat! İnsanı yaşatan o”! Öyleyse, kanlı oyunu bozmak için “Aklını Doğu’ya döndür”! Gizli antlaşmaları yırtarak, Lozan Adliyesi’nin pencere camlarını kıracak Birleşik Doğu’ya! “Hoş geldin Asya”! Sèvres’e karşı tek parça olan Doğu! ? Zor Günlerin Şiirleri / Hüseyin Haydar / Kaynak Yayınları / 136 s. 17 KASIM 2011 ? SAYFA 25 şünce921 çevirirekonoarın yük katarzıBenzer 2’nin mal’in z, kaidar kapitadiyor; an siyale o ül“Tüm ‘ekoorusu var. ası adet ser” eser” öneve n sonra le de “Z utbora6 nomi/ rsitesi i ol/ nda” Ozan, rinbildinim/ gü?/ n/ dekaç bir ekruık ok/ ). siyle k” ını iği yüklebarder/ p da bulum erin ecatizanyakaidir 43). reisi ormak ozan, i bumesae gira” . 1135 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1135
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle