02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Saki’den ‘İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar’ Semih Poroy karikatür dünyamızın önemli adlarındandır. Çizgilerinin yanı sıra düşünsel üretimiyle, duruşuyla da böyledir bu. Onunla birlikte olmak insanı, dünyayı yeniden ve yeniden keşfetmek gibidir. Hele aynı odada çalışıyorsanız zenginliklerin en büyüğü yanınızdadır. Semih’in dergimizde her hafta yayımlanan ‘FEKLAVYE’ esprilerinin ortaya çıkışı ise yaşanması gereken bir mutluluktur. ‘Feklavye’deki esprilerin bir bölümü geçen aylarda kitaplaştı. Şubat Ayında İstanbul Schneidertemple’da açılan ‘Feklavye’ sergisi TÜYAP Bursa Kitap Fuarı’nda tekrarlandı, Şimdi de TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’da sürüyor. Semih Poroy’la ‘Feklavye’nin serüvenini konuştuk. Turgut Özakman yeni kitabı “DirilişÇanakkale 1915”le çıktı bu kez okur karşısına. “Şu Çılgın Türkler” gibi “DirilişÇanakkale 1915” de Bilgi Yayınevi tarafından yayımlandı. Öncelikle belirtelim ki bu, bir askeri tarih kitabı değil. Çanakkale’yi bir bütün olarak anlatabilmek umuduyla cepheyi, cephe gerisini ve karşı cepheyi anlatmaya, Çanakkale’yi bir bütün olarak yansıtmaya özen göstermiş Özakman. Özakman’la Gamze Akdemir konuştu. Metis Yayınları, edebiyat üzerine değerli kitaplar yayımlamayı sürdürüyor. Nurdan Gürbilek’ in yeni çıkan ‘Mağdurun Dili’ adını taşıyan kitabı da edebiyat alanında düşünce üreten en önemli yaratılardan biri olmaya aday. Gürbilek’in kitabını Erendiz Atasü değerlendirdi. Geçen sayımızda Mehmet H. Doğan’la ilgili ‘Yanlız bir Avcıdır Yürek’ adlı yazı Murat Şahin’e aittir. Bol kitaplı günler… eposta: [email protected] [email protected] Dünyayı olduğu gibi kabul etmek İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar adlı öykü kitabını okurken Saki’nin (Hector Hugh Munro) ince alayının ardında karamsar bir kişiliğin izlerini sezdim. Yanılmamışım. Bazen bir yazarın yaşamıyla yazdıkları birbirine öylesine bağlıdır ki, biri olmazsa öteki hakkında söyledikleriniz hep bir yanıyla eksik kalır. Bu, her yazar için az çok geçerli olsa da, kiminde can alıcıdır. Saki’nin yaşamından uzun uzun söz etmeyeceğim, çünkü İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar’ın çevirmeni Fatih Özgüven’in kitabın sonunda yer alan “Saki Kimdir?” yazısı, bu konuda okura yeterince bilgi veriyor. “SchartzMetterklume Yöntemi”, “Tobermory” ve “Açık Pencere” öykülerini ayrı bir dikkatle okudum; ama diyebilirim ki, “Lady Anne Susuyor”, “Laura”, “Bizans Usulü Omlet” ve öbür öyküleri de Nöel Coward’ın adını andığı öykülerden aşağı kalır yanları yok. Saki’nin öyküleri için, ‘alaycı peri masalları’ tanımlaması abartı olmasa gerek, çünkü bu öyküler hem çocuksu özelliklerini koruyor hem de aynı nedenlerle çocuksuluğunu aşıyor. Değil mi ki, mizah yazınının eğlenceli olması başattır; gücünü buradan alır, işte Saki bunu başaran yazarlardan. İnsanın kendini, bireyliğini, doğasını keşfetmesi de bu öykülerin başka bir özelliğidir ki, toplumsal değerlerin ikiyüzlülüğü yüzeyde bir kavrayışla verilir. Duygusallığa boyun eğmiyor Saki, tersine ele aldığı konuları zekice sistemli bir taşlamaya ve birörnek olmayan buluşlarla eğlenceli hale getiriyor, yalnız bu yönüyle bile Saki’nin mizahı kolayca tüketilecek, bir kenara itilecek mizah değildir. Saki’nin öyküleri kışkırtıcıdır; Saki nasıl öykülerinde çocuk ve hayvan karakterleri tarafından sosyete hanımlarıyla ev kadınlarının gösteriş budalalıklarının canına okuyorsa; sözgelimi “Ceza” ve “Kötülük Bayramı” adlı öykülerinde de aynı biçimde sahte değerle Ë İnan ÇETİN ek az mizah yazarı yüz yıl sonra da ilk günkü heyecan ve zevkle okunmuştur, buna da şaşmamak gerekir elbette; çünkü zamanla, okurun gönül indirmediği bir dil ve mizah anlayışı kalır çoğundan geriye. Saki özgünlüğü, mizahındaki parlaklığı ve müthiş hayal gücüyle hak ettiği yeri günümüzde de koruyan yazarlardan. Onun mizah anlayışının kökeninde düşüncenin geçici yapaylıkları olmadığı gibi, öyküleri koşulların yarattığı buluşlarla doludur. Keşfediyor Saki; yüzünü hem masalsılığa, fantastik olana hem de somut alanlarda keşfedilmiş edebi şakalara çeviriyor. Yetişkinlerin dünyasını sağlam taşlamalarla eleştiren ve yarattığı karakterlerle düş dünyasının sınırlarını zorlayan Saki, döneminin sosyal, toplumsal ve kültürel özelliklerini de zorlamalara başvurmadan öykülerine yediriyor. Dili sivridir, mizahı yakıcıdır, eğlendiricidir, ama daha da önemlisi Saki, döneminin koşullarını ilginç, incelikli gözlemlerle yansıtmaktan ve bunu buluşlarıyla ölümsüzleştirmekten alıyor gücünü. Bunun içindir ki “Mizah ciddi iştir” sözünü hakkıyla haklı çıkaran yazarlardandır Saki; döneminde yaşananlara öyle göndermeler yapıyor ki, hayal gücü oldukça gelişkin kız ve oğlan çocuklarının sıradan muziplikleri bile insan bilincine işlenen değerlerle biçimleniyor öykülerinde. Mizahın gücü tarih boyunca sınanmış ve pek çok alanda bu eğlenceli ve zehirli dilin neler yapabileceği kanıtlanmıştır. Saki ise toplumsal olaylara kayıtsız kalmayarak öykülerindeki mizahını bireyin çıkmazları üstüne kurmuştur. Bunun nedenleri üstünde düşündüğümüzde karşımıza öncelikle Saki’nin yaşamı çıkıyor: Kasvetli bir çocukluk, hastalıklar, serüvenci bir ruh, daha sonra kendi halinde sessiz sedasız bir hayat ve Birinci Dünya Savaşı’na gönüllü katılması… Aslında Saki’nin kendisi bir çelişkiler adamıdır. Öykülerinden bunu sezmek olasıdır, bazen de açık seçik görülebilir bu. Yaşamı, toplumsal değerleri, kendini ciddiye alma P yan; çevresindeki ikiyüzlülükleri, üstünSaki lük taslamaları, içi boş söylevleri zehirli alaycılığıyla altüst eden bu kara mizah ustasının öykülerinde eğlenceli bir kötücüllük vardır, ama bu kötücüllük onda en beklenmedik biçimlerde ortaya çıkar. Sözgelimi kurtçocuklar, hain susamurları, konuşan kediler, hınzır çocuklar vb. aracılığıyla. Okuru düşsel bir dünyaya davet ederken, somut olayları soyutlayarak etkileyici kılmasını başarıyor Saki ve okura bambaşka bir dünya sunuyor. Öyle bir dünya ki bu, yaşadığımız dünyanın alternatifidir ve umarsız bir karanlıktan doğmuştur adeta. Öyle ya, Fatih Özgüven’in “Saki Kimdir?” yazısında belirttiği gibi: Bu kara mizah ustasının ölümü de bir kara mizah örneğidir. Saki, kırk dört yaşındayken Birinci Dünya Savaşı’na gönüllü olarak yazılmış, savaşta birçok başarı elde etmiş ve 14 Kasım sabahı siperde, yanındakine, “Söndür şu uğursuz sigarayı” dedikten hemen sonra başına yediği bir kurşunla cansız yere yığılmıştır. GİZLİ ÖLÜM İSTEĞİ Sanırım, Saki’nin yaratım sürecine sığmayan pek çok anlamı bu metinlerin gizilgücünde aramak gerekir ki, bu metinler taşıdığı değer bakımından buna elverişlidir. Belki de her yaştan okurun eğlenerek okuyacağı, gerçekle hayal gücünün iç içe geçtiği bu öykülerdeki dünyalar, Saki’nin gizli ölüm isteğini düşündürür mü bilemem; ama bunun olabilirliği bile bizi farklı bir okuma düzeyine çekebilir. İnsan yıldan yıla gitgide daha sarsıcı, daha doyurucu yeni metinlerle karşılaşsın ister, ama çoğun da eski metinlerin çekiciliğine kapılır. Bunun birçok nedeni var ki, ilki bazı edebi metinlerin gücünden hiçbir şey yitirmeden hem tarihsellikleri bakımından önemli sayılmaları hem de bir solukta günümüze seslenmeleridir. Saki’nin çoğu öyküleri Kral Edward döneminin İngiltere’sinde geçmesine karşın günümüzde de aynı zevkle okunabilir oluşlarıyla zaten önemlidirler, ama yeniliğini de yitirmemiştir onun öyküleri. Kuşkusuz ki bunda Saki’nin eğlenceli, fantastik ve aynı ölçüde gerçekçi oluşunun payı büyüktür, yoksa şu ya da bu düzeyde varolması olanaksızlaşacaktı. İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar yanılmıyorsam Saki’nin öykücülüğünde doruk noktası sayılıyor, pek çoklarınca. Ünlü oyun yazarı Nöel Coward’ın birer başyapıt olarak değerlendirdiği “Sirendi Vaştar”, Saki’nin kitabını dilimize Fatih Özgüven kazandırdı. TURHAN GÜNAY rin canına okuyor ve okuru kışkırtıyor. 1900’lerin ilk yarısında yazdığı öykü ve romanlarıyla İngiliz mizah edebiyatının ayrıksı mizah yazarlarının başında gelen Saki’nin özgünlüğü has okura çekici gelecektir. Ben Saki’yi ilk kez Borges’in hazırladığı Babil Kitaplığı dizisinden okumuştum; yine de Saki’nin ününden ve mizah edebiyatındaki yerinden tümüyle habersiz değildim. Artık okura Saki’nin öykülerini okumalarını önerebiliyorum. ? İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar/ Saki (Hector Hugh Munro) Çeviren: Fatih Özgüven/ Notos Kitap/ 162 s. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Güray Öz?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve YayıncılıkA.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 949 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle