Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
¥ Kısa Kısa... Kısa Kısa... Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş Ë A. Şebnem BİRKAN Ö lüm soğuk ve ürkütücü gelir insana; Cemal Süreya’nın dediği gibi de “Her ölüm erken ölümdür.” Jose Saramago sanki bu dizeyi biliyormuş da, bu dizenin üzerine bir roman yazmak istemiş. Ve böylece Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’ ta tüm ölümler erken deyip bir süre için hiç kimseye ölüm getirmemeye karar vermiş yazarımız. İroni hepimizin bildiği gibi söz ve anlamın birbirinden ayrı olmasıdır. Jose Saramago’nun ironiyi son derece yerinde kullanarak, ironik bir tavır, mizahi bir bakış açısı ve gizemli kurgusu, ölümü anlatan birçok eserden daha eğlenceli bir şekilde karşımıza çıkıyor bu kitapta. Ölümün soğuk yüzünü görüp, acısını hissedeceğimize, ölümün insan kılığında karşımıza çıkarak insanca duygularla aramızda yaşadığını görüyoruz. Ölümün romanı, “Ertesi gün hiç kimse ölmedi” cümlesiyle başlıyor. Ve hiç kimsenin ölmediği bir ülkede neler olabileceğini merakla okumaya başlıyoruz. Kimsenin ölmediği ülkenin sağlık bakanı, ölümün ortadan kalktığı anlaşılınca bir açıklama yapıyor. İktidarlarla ve siyasetçilerle hesaplaşmayı seven yazarımız durur mu, hemen siyasetçilere bir gönderme yapıyor: “(…) Ancak özellikle de iktidardaki siyasetçilerde görülen, olur olmaz her durumda insanlara sakin olmalarını telkin etme ve onları her ne pahasına olursa olsun telaşlandırmama güdüsü ya da alışkanlığı içinde, neredeyse mekanik, hatta otomatik bir şekilde hareket eden bakan, açıklamaya koyduğu son nokta ile bir çuval inciri berbat etti.” Sonrasında, kardinal ve başbakanın sözleriyle karşılaşıyoruz. Din baskısıyla dinin nasıl da amacından saptığıyla ilgili düşüncelerini görüyoruz Jose Saramago’nun: “(…) arayan kardinaldi, ‘İyi akşamlar sayın başbakan’, ‘İyi akşamlar kardinal hazretleri’, ‘Sizi büyük üzüntü içinde olduğumu bildirmek için arıyorum’, ‘Ben de fazlasıyla üzgünüm efendim, durum çok vahim, hatta ülkemizde yaşanmış olan olayların en vahimini yaşıyoruz’, ‘Ben ondan söz ediyorum, Sorun nedir o halde kardinal hazretleri’, ‘Biraz önce yaptığınız açıklamada, dinimizin temeline, kilit taşına, vazgeçilmez direğine, esasına değinmemiş olmanız hangi açıdan bakılırsa bakılsın son derece talihsiz oldu’, ‘Bağışlayın kardinal hazretleri, sözü nereye getirmeye çalıştığınızı anlayamıyorum’, ‘Beni iyi dinleyin sayın başbakan, ölüm ortadan kalktığında, diriliş de olmayacaktır, diriliş umudu ortadan kalktığında kilise de yok olur’ (…)” Siyasi ve dini mercilerin alaycı ve komik eleştirilerinden sonra sıra ülkedeki kuruluşlara geliyor. Doktorlar iyileşmesi olanaksız hastaların ölememesi yüzünden hastanelerin karşı karşıya kaldıkları durumu; sigorta şirketleri ölümsüzlük yüzünden karşılayamayacakları ¥ José Saramago SAYFA 28 CUMHURİYET KİTAP SAYI 949