Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? amacı. İstanbul’un harap olmuş ahşap evlerine, düzensiz sokaklarına aynı gözle bakar. On dokuzuncu yüzyılın ortalarındaki şehre ilişkin betimlemelerinin gücü ve berraklığı silinmeyecek şekilde zihinlerde yer eder. Şehir duvarlarının etrafında ağırbaşlı atlı araba gezileri, ramazanın şenlikli geceleri, şehrin büyük kısmını yok eden büyük yangınlar, mezarlıkların arasında gezintiler, Küçüksu’daki piknikler... Hepsi, bir Doğu bilimcinin aşırı tutkusundan öte, bir rüya şehri yaratan sanatsal dille anlatılmıştır. Gautier’nin ince dili Batılı bir gezginin merakını yansıtır ve o yere şiirsellik katar” diyor Alev Aksoy Croutier. Barışın Şairi Nâzım Hikmet/ Kıymet Coşkun/ Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yayınları/ 240 s. “Nâzım Hikmet, savaşı ve işgal yıllarını yaşadı, yoksul, direngen ve onurlu Anadolu’nun direnişine katıldı, sosyalist devrimin coşkusuna tanık oldu, ideali uğruna Komünist Parti’ye girdi ve yaşamını örgütlü mücadeleye adadı.” Kıymet Coşkun’un yayına hazırladığı “Barışın Şairi Nâzım Hikmet” adlı bu kitap, Nâzım Hikmet’i barışçı yönüyle ele alıyor. Şiire başladığı çocukluk yıllarından ölümüne değin şiirini ve yaşamını etkileyen, çevreleyen koşullar irdelenerek; savaş ve barış üzerine yazdığı şiirleri, oyunları ya da yazıları ve belgeleriyle yaşamı, mücadelesi gözden geçiriliyor. Türkçenin Gizemi/ Fuat Bozkurt/ Kavim Yayıncılık/ 178 s. Bu kitapta Türkçe, sözcüklere göre değil, eklere göre sondan başa doğru çözümleniyor. Sözcük türleri karmaşası ortadan kalkıp işlevler öne çıkarılıyor. Birbirini izleyen kurallar kendiliğinden çözülerek anadil düşüncesi bilinç düzeyine çıkarılıyor. Öteden beri yinelenmekte olan dilbilgisi kitaplarından apayrı bir yol izlenen yapıtta ses, yapı, anlam ve anlatım özellikleri bütünüyle tümce bağlamında, devingen örneklerle ele alınarak irdeleniyor. Yapıtta, Türkçenin doğru ve etkili biçimde kullanımının yolunu açmak, yeni kuşakların anadil bilinciyle donanmış olarak yetişmelerini sağlamak amaçlanıyor. Bir Güzellik Öyküsü/ Dominique Paquet/ Çeviren: Orçun Türkay/ YKY/ 128 s. Yaratılış’ta güzelliğin melek Azazel’den kalma bir sanat olduğu söylenir. O, Havva’nın günahından sonra kadınlara gözlerinin çevresine sürme çekmeyi öğretmiştir. Ölçütleri, inançları, ahlakı, uygulamaları dönem dönem değişen bir sanattır bu. Mısırda banyolarla merhemler, düzgünün ve rengin ortaya çıkışı, Roma’daki çekicilik düşkünlüğü, kırmızıyla beyazın zorbalığı; Hıristiyanlığın ilk döneminde yeniden göze giren sadelik; Ortaçağdaki Haçlı Seferleri’nden dönüşte getirilen ürünler sayesinde Doğu güzelliğiyle masalsı tanışma; Klasik Çağ’da üstübeç, allık ve yapay benler, XVIII. yüzyılda doğal güzelliğe dönüş; son olarak da XIX. yüzyılda ilk kozmetik sanayiinin ortaya çıkışı ve çağdaş güzelliğin başlangıcı. Dominique Paquet, bir hayranlık ve umut öyküsü anlatıyor, antikçağdan beri kadını erkeği her insanın, doğaya ve dolayısıyla öteki cinse karşı baş tacı ettiği güzelliğe ışık tutuyor. Amorium/ Chris & Mücahide Lightfoot/ Çeviren: Mücahide Lightfoot/ Homer Kitabevi/ 180 s. William Hamilton, 1836’da Amorium’un yerini teşhis ederek, tarihi kalıntıları ilk tanımlayan kişi olmuştur: “Bir zamanların kalabalık şehri olan terk edilmiş, kasvetli yere ulaştık… Kalıntıların yer aldığı vadinin merkezi yakınında... çevresi yaklaşık yarım mil olan bir tepe üzerinde Akropol surlarının bir kısmı hâlâ görülmekte... Kentin ana bölümü Akropolün güney ve güneybatısında... Bu kalıntılar... Erken Bizans veya Hıristiyanlık dönemine ait görünüyor... ve Anadolu’nun bu bölümünde, Araplar ve Iconium’daki [Konya] Selçuklu hükümdarlarının saldırıları sonucunda harap edilen büyük ve önemli kentlerden birinin varlığına işaret ediyor.” Hamilton’un tanımladıklarının çoğu bu ? 903 SAYFA 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI