Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kalbinin atışlarını… memelerim henüz beslemediyse tohumlarını göğsünde atmadıysa daha kalbim esinim kollarının menziline girmediyse henüz… Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Abir Zeki/ Şiirler/ Çeviren: Metin Fındıkçı dönüp duracak şiirlerim doğuşum yeniden keşfedilinceye dek yüreğinde… BELKİ düşün ki, sana olan sevdamdan öldüm. sen bir fidan diktin mezarıma o fidan büyümüş ağaç olmuş. Gün geldi o ağacı kesmiş biri ondan top top kağıt yapmışlar, sana aşık olacak başka kadınlar için; bedenim ve ruhumla beslenecek başka şiirler yazılacaksın o kağıtlara… ve ben her şiirin, kafiyesinde uyağında, soluk alıyor olacağım yalnızca bunu düşün… İSTİYORUM Ay ışığında vuran gölgeler bende ruhunu yansıtır ve soluğunun ritmi dans eder yüreğimin atışlarıyla derin uykuma uzanırsın uyandırıp yanan tenimi gülümsediğini görürüm karanlıkta bir başıma düşünürüm bizim aşkımız nasıl büyük bir aşk olacağını birbirimizi onca istiyorken İstanbul İKSİR rengine serptin bahçemin, öten kuşların nağmelerine bağımızda yaşadığımız aşkın ölümsüzlüğüne elindeki iksiri… o iksiri sonra; damarlarımdaki tatlı yağmura döktün suyun yüzeyinden dibine doğru sonsuzluğun batışına döktün dönüşümsüz paylaştık bizi yakan alevlerin serinliğini… davet eden dudaklarının büyüsüyle iksiri yıkılışım için akıttın nefesimi tutsak ettin ruhumu öldün bütün nedenleri dondurdun mutluluk dizginleri elindeydi senin. derdim oldun dermanım sana olan sevdamın kıyısından döndüm… yıkımım olacak ÖZGÜRÜM UÇARKEN YENİDEN Ayağımın altında yayılıp dağılan Dalgaları dinlerken Anıları düşlüyorum Özgürüm uçarken yeniden. Sağanak yağmurla süzülürken Giysilerimde ıslak gri, Karışır ışkılarla Göğün derinlerine, Mavinin tüm görkemiyle Bir tüy gibi ulaşırım rüzgârla, Fazlası değil, Sonsuzluktur istediğim Özgürüm ve uçuyorum yeniden. 30 Nisan 2005 istanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 903 ‘paylaştık bizi yakan alevlerin serinliğini...’ 1965 İstanbul doğumlu. Babası S. Arabistanlı, annesi Türk. Eğitimini dünyanın çeşitli bölgelerinde tamamladığı için Arapça, Türkçe, İngilizce ve Fransızca dillerini biliyor. İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. Şiirlerini İngilizce ve Arapça yazıyor. İlk şiir kitapı “Poetic Aroma” Amerika'da İuniverse Publishing House yayınlarından yayımlandı ve kitabın gelirini UNICEF’e bağışladı. Ürdün'de yaşıyor. ÖZGÜRLÜK… DİYE HAYKIRIYORUM Şiirlerim gibi; gramersiz, imlasız kafiyesiz, uyaksız … hayatı yok sayılmış ve her şeye yeni başlayan… tutsak bir kuşun uçuşunu andıran; yüreğimde saklı hiçbir zaman ulaşamadığım, soylu düşlerimden ayrı; kendime tutunmanın çığlığı … örf ve adetler adına bedenimde tutsak edilmişim; elimden alınmış özgürlüğüm… ne seçme ne de seçilme hakkım var; erdemli olmak gibi günah işlemeye de hakkım yok, özgürlük… diye haykırıyorum; kırılsın diye zincirlerim; ellerimden uçup giden kutsal anların düşlerine uzanıp dokunabilmek için… arzularla coşarken kalbim fısıltılarla doluyor özgürlük kavgamın yollarını anlatan… ve ben, elleri ayakları zincirli bir kölelik için değil; gerçek özgürlüğü haykırıyorum… 23 Eylül 2004 ÇÖLÜMÜN GÜLLERİ Bazıları kırmızı Beyaz bazıları Ama her biri bir giz Ve anlatılmamış bir öykü... Solmuş ve kurumuş bazıları, Ve boynu bükülmüş, Bazıları da bir o kadar vahşi, Narin ve ortaya çıkmaktan Tedirgin... Tomurcuğa durmaları zordur... Özen isterler, Su ve hava, Uyandırılmak Fısıltıyla SAYFA 30 Çığlıkla Hatırlanmak, Anımsatmak isterler Anlatılan öykülerinde… Böyle tomurcuklanırlar… İncedirler, Ama güçlü; Umursanmasa da Korundukları dikenleri Ölü kökleri Dallarına yayılınca Düşen taç yaprakları Çekilen sudandır… Ama bir defa çiçeğe durdular mı Buğuları havayı dolduruyor Kuşların nağmelerine çanak oluyorlar En derin maviliklerinde Çölün. Daha onurlu bir şey görmeyecek dünya Işıldayan yapraklarından… Aşkın mekânıdırlar Simgesidirler… BARIŞ ADINADIR EZGİM 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Küçük dünyamın karanlık bir köşesinde oturur izlerim gümüşten iri parıltılarla yanan yıldızlarla dilimlenmiş gecenin göğünü zora koşulmuş kavgaların, terörün ve tehditlerin kurallarıyla beslenmeyi elimin tersiyle iterim anlamaya çalışarak sürüp giden şiddeti bedenimde doğum mucizesinin dölünü ve doğal arzularımı bastırmak için, yenilgilerin ve zaferin yolunda yol alacak insanlara kılavuzluk etsin diye taşırım ruhum acır kalp atışlarını duyduğunda aynı yöne akar, aynı şeye dokunur, çıplak toprağa basar kanatlarının altında ısınmak için bir kumruya yakarır bu yaşama çığlığı atan çocukları doğururken BEDENİM ŞİİRİMDİR gözlerim henüz yansıtmadıysa düşlerini dudaklarım tatmadıysa daha olgun meyvesini kulaklarım işitmediyse henüz