24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Türkçem Benim Ses Bayrağım” (F. H. Dağlarca) SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz ne”, “Küçük Ressam”, “Yazarına Direnen Öyküler”; (2004) “Çocuk ve Leylek”, “Mavi Irmak” adlı kitapları yayımlandı... “T encere kapağına benzer dil, / Kıpırdayınca, pişen yemeği anlarsın / Aklı keskin kişi dumanından, kokusundan bilir, / Tencerede tatlı mı var ekşi mi. / Yiğit yeni bir çömlek mi alacak, / Şöyle bir vurup anlar, çıkan sesten çatlak olup olmadığını.” (Mevlana) 3 Haziran 1277’de Karamanoğlu Mehmet Bey bir fermanla “Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşulmaya” diyerek Türkçenin resmi dil olarak kullanılmasını emreder. Dil bilinci kazandırma çabası insanoğlunun yaşamında bitmez tükenmez bir çaba gibi. “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?” sorusuna Konfüçyüs de, “İşe, önce dili gözden geçirmekle başlardım” der. “Çünkü dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki bir toplum için hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” Yabancı dil bilmek de elbette önemli. Ama anadilinde yetkin olamayan biri yabancı bir dil öğrenebilir mi?.. Bir dili biliyor, konuşuyor olmak sizce ne demek? “En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin / En azından üç dil / Birisi anadilin / Elin ayağın kadar senin / Ana sütü gibi tatlı / Ana sütü gibi bedava / Nenniler, masallar, küfürler de caba / Ötekiler yedi kat yabancı / Her kelime arslan ağzında / Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla / Kök sökercesine söküp çıkartacaksın / Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek / Her kelimede bir kat daha artacaksın / En azından üç dil bileceksin / En azından üç dilde / Canımın içi demesini / Kırmızı gülün alı var Eğlenceli Dilbilgisi Emin Özdemir, Kök Yayıncılık, 2003, 168 sayfa “Eğlenceli Dilbilgisi” ilköğretim öğrencilerini eğlenerek anadilimizi keşfetmeye çağırıyor. Türkçenin yapısını, işleyiş düzenini ve sözcük türlerini tanıtan bu kitap seçilen okuma parçalarının ve eğlenceli etkinliklerin yardımı ile güle oynaya anadilimizi kullandırarak anadil bilinci oluşturma amacına da hizmet ediyor. demesini / Nerden ince ise ordan kopsun demesini / Atın ölümü arpadan olsun demesini / Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini / İnsanın insanı sömürmesi / Rezilliğin dik alası demesini / Ne demesi be / Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin” (“Üç Dil”, Bedri Rahmi Eyüboğlu) Oysa kuşaklar boyu efsanelerin, türkülerin, ninnilerin, masalların içinde büyüyen, yabancı dili artık anaokulunda öğrenmeye başlayan günümüz çocuğunun durumu bugünün şartlarında ele alındığında pek de iç açıcı görünmüyor. “Tüketimin” diline (reklamların, eğlence programlarının, dizilerin vb.) terk edilen Türkçe can çekişiyor. Ne yazık ki “dilinden utanan” çocuklar yetiştiren popüler kültür değerleri dil bilincinden yoksun olmanın getirdiği ve getireceği sorunlarla mücadeleyi de bu konuda duyarlı olan kişilere bırakıyor. Yolumuz uzun... DİL DERNEĞİ www.dildernegi.org.tr Rıfat Ilgaz Çocuk Edebiyatı “Roman” Yarışması Rıfat Ilgaz’ın Türk edebiyatına verdiği emeği, sanatçı kimliğini, özellikle çocukedebiyat etkileşimindeki temel sanatsal önceliklerini gelecek kuşaklara tanıtabilmek amacıyla Çınar Yayınları tarafından düzenlenen Rıfat Ilgaz Çocuk Edebiyatı “Roman” yarışması sonuçlandı. Prof. Dr. Sedat Sever, Doç. Dr. Selahattin Dilidüzgün, Yrd. Doç. Dr. Necdet Neydim, Dr. Kemal Ateş ve Zekeriya Kaya’dan oluşan seçici kurul dosyaları değerlendirdi. Başarı ödülü, “Küçük Tay” adlı dosyası ile Hamdullah Köseoğlu’na değer görüldü... Çınar Yayınları tarafından yayımlanacak olan “Küçük Tay” çok yakında çocuklarla buluşacak. Hamdullah Köseoğlu’nun sihirli kitapları: (1997) “Saksı ile Çekirdek” (Bu Yayınevi Mansiyon Ödülü), “Aynalı Geyik” (Mevlüt Kaplan Roman İkincilik Ödülü); (1998) “Canı Sıkılan Kitap” (Vedat Dalokay Öykü Ödülü); “Kar Çiçekleri” (Bu Yayınevi Masal İkincilik Ödülü); (1999) “Çocukluğum Hoşça Kal” (Mevlüt Kaplan Öykü Ödülü); “Barış Koyağı” (Tömer Masal Üçüncülük Ödülü); “Sevgi ile Barış”, “Okuma Sevgisi”; “Yiğit’in Arkadaşları”; (2000) “Uzak Yaz” (Bu Yayınevi Roman Ödülü); “Kardelen” (Bu Yayınevi Roman Dördüncülük Ödülü) “Trenler Nereye Gider”; “Başı Bulutlu Uçurtma”; (2001) “Ne Bu Sevda Olaydı, Ne de Bu Ayrılıklar”, “Mavi Balık”, “Akıllı Kalem”; (2002) “Dağ Masalı”, “Uçan Çocuklar”, “Ay Dede”, “Güneş Ana”, “Yıldız Kardeş”, “Caner’in Kedisi”, “Kar Kuşları”, “Çöl Çiçeği”, “Az Gittim Uz Gittim”, “Elimi Bırakma An Oyun ve Etkinliklerle Türkçe Neriman Gökçegöz Karatekin, Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak, Bilgitek Yayıncılık (Nobel Yayıncılık / Edam Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi), 2005, 118 sayfa Çocuklara Türkçeyi sevdirmek o kadar da zor değil. Hele işin içinde oyunlar varsa! Okuma, yazma, dinleme, konuşma ve görsel okuma becerilerini geliştirmeye yönelik 179 oyun ve etkinlik aracılığıyla Türkçe dersleri artık daha keyifli olacağa benziyor. BÜYÜKLERE ÖDEV “Dilimiz, Dillerimiz”, Necmiye Alpay, Metis Yayınları “Öğretenlere ve Öğrenenlere Türkçe Dilbilgisi”, Feyza Hepçilingirler, Remzi Kitabevi “Yeni Bir Binyıla Doğru Türk Eğitim Sistemi”, İrfan Erdoğan, Sistem Yayıncılık “Eğitimde Yeni Arayışlar”, Zehra İpşiroğlu, Adam Yayınları Etkinliklerle Türkçe Öğretimi Prof. Dr. Sedat Sever, Öğrt. Gör. Zekeriya Kaya, Arş. Gör. Canan Aslan, Morpa Yayınları, 2006, 199 sayfa Türkçeyi bir de çocuk yazını aracılığıyla öğretirseniz kim sevmez ki! Şiirler, öyküler, bilmeceler, bulmacalar, karikatürler, fotoğraflar, oyunlar ve daha neler neler... “Yeni Programa Uygun Türkçe Öğretim Yöntemleri”, Doç. Dr. Hayati Akyol, Kök Yayıncılık Öğrenciler İçin Türkçe Sözlük, Tudem Yayınları / Dil Derneği (ilköğretim /ortaöğretim) KONUK SİHİRLİ DEĞNEK “Selen” dizisi, Aysel Gürmen, Uçanbalık Yayınları (6+ yaş) “Selen” (çizgi roman), Aysel Gürmen, Uçanbalık Yayınları, 2007 Resimleyen Uğur Köse Bugün çok mutluyum. Evime dünyanın en güzel konuğu geldi. Adı Selen Abla… Selen Abla dört yaşında mı, beş yaşında mı yoksa on beş yaşında mı, anlayamadım. On beş yaşındaymış gibi davranıyor. Ama beş yaşında kadar görünüyor. Kapı çalındığında vakit çok erkendi. Doğrusu homurdandım. “Bu saatte beni kim, niçin rahatsız ediyor?” diye… Kapıyı açıp da karşımda Selen’i bulunca sevinçten uçtum. O ise içeriye rüzgâr gibi doldu. Bir sevinç rüzgârı desem daha iyi olacak buna. Yalnız gelmemişti evime Sevgili Selen Ablam. Annesibabası, ablasıyla gelmişti. Hatta yanlarında “Kırmızı Şemsiyeli Adam” bile vardı. Hepsi de hoş geldiler, safa getirdiler. Beni mutlu ettiler. “Kırmızı Şemsiyeli Adam” sessizce bir köşeye çekilip oturdu. Tabii kırmızı şemsiyesi açıktı yine. Selen Abla sızlanıp duruyordu. Herkes ona artık büyüdüğünü söylüyormuş. Ama hiç kimse “abla” demiyormuş. Acaba kendisine “abla” demeleri için yeni bir küçük kardeşinin mi olması gerekiyordu? Bu iş için gidip Leylek Amca’yı mı bulsaydı acaba? Yok, daha neler! Bebekleri leyleklerin değil, annelerin getirdiğini bil Fevzi Günenç meyen çocuk mu kalmıştı?.. Hayır, evin içi yeteri kadar kalabalıktı zaten. Yeni bir kardeşi çekemezdi Selen Abla. Yeni küçük bir kardeş gelsin, tamam… Ama bu kardeş Selen Abla’nın bütün oyuncaklarına da ortak olurdu. Ah daha önemlisi vardı! Annesiyle babasının sevgileri… Yok, bu kadarını da vermezdi Selen Abla kimseye. Ama annesi ona paylaşımcı olmayı öğretmişti. Babası da söylerdi bunu ikide bir. Nasıl olacaktı şimdi? Ya, yeni bir kardeş gelmeden herkes “abla” diyemez miydi ona? Sahi konuşup duruyorum. Tanıştırmadım sizi. Bu Selen Abla, çocuk kitapları yazarı ünlü Aysel Gürmen Teyze’nin küçük kızı. Şimdi bu “küçük kızı” lafıma da bozulacak Selen Abla. Amaaan, kızarsa kızsın. Küçük kızı işte! Büyük kızı mı yani? Onu çok öncelerden beri tanıyorum. Aysel Teyze’nin bir öykü dizisi var. Selen’in serüvenlerini anlatıyor. Durun bakalım, o kitapların adlarını anımsayabilecek miyim? Uçanbalık Yayınları’ndan çıkmıştı onlar da… Anımsadım adlarını: Benim Adım Selen, Selen’in Şarkısı, Selen’in Çiftliği, Selen’in Ormanı, Selen’in Arkadaşları, Selen’in Doktor Dedesi… Başka neler vardı? Selen Kıbrıs’ta, Selen Okulda, Selen Tatilde, Selen’in Anneannesi Geliyor, Selen Abla olmaktan vazgeçti… Bu sonuncusunu duy da inanma. Hiç abla olmaktan vazgeçer mi Selen? Ben sizin yerinizde olsam ne yaparım biliyor musunuz çocuklar? Anneme babama söylerim. Bana bu “Selen Öyküleri Dizisi”ni alsınlar. Alsınlar da, siz de Selen’le birlikte serüvenden serüvene koşun. Okumaya zaman yok demeyin sakın. Evet, biliyorum, çok dersiniz var… Ama su gibi, gürül gürül okuyamazsanız öbür derslerinizi anlayamazsınız ki… Dahası, bu yeni Selen baştan sona çizgi öykü. Her sayfası renkli. Uğur Köse’nin resimleriyle cıvıl cıvıl... Su gibi, gürül gürül okuyabilen çocuklar olabilmek için, bol bol öykü okumanız gerek arkadaşlar. Sevgi dolu kitaplarda buluşmak dileğiyle... ? Yaratıcı Yazma / Yaratıcı Yazma Çalışmalarında Yazınsal Metinlerin İşlevi Zehra İpşiroğlu, Morpa Yayınları, 2006 Yazabilmek için elbette öncelikle iyi bir okur olabilmek gerek. Yazınsal metinleri çözümleyebilmek, alt metni ve satır aralarını okuyabilmek de... ? Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cd. No: 47 Bilgi Üniversitesi Dolapdere/İstanbul nilayy@bilgi.edu.tr Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 CUMHURİYET KİTAP SAYI 903 SAYFA 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle