26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A. Munis Armağan’dan ‘Asya’dan Anadolu’ya Türklerin Anı Defteri’ Türkler eski Şaman yapıyı koruyorlar mı? ? Dr. ALEV COŞKUN A nadolu, İslamlığı Suudi Arabistan ya da Irak’taki Sünni kesimlerdeki gibi mi algılıyor? Yoksa her türlü dış düzenleme ve etkilere karşın Anadolu İslamı adı verilen uygulama sürdürülüyor mu? Anadolu insanı baskılara direniyor mu? Kentlerin varoşlarında, özellikle kasabalarda yaşanan ve son yıllarda yoğunlaşan etkilerle tarikatçı örgütlerin giderek yükselmesi ve yayılması ile bu direnç kırılıyor mu? Kent varoşlarında, kasabalarda ve kırsal kesimde yaşanan İslam uygulamaları farklılık gösteriyor mu? Anadolu İslamının kökleri ve kültürel altyapıları nelerdir? Araştırmacı yazar A. Munis Armağan, Asya’dan Anadolu’ya Türklerin Anı Defteri (*) adlı araştırmasında, bu yaşamsal soruların güncel tartışmaları yerine, kültürel altyapılarını vermeye çalışmış... Araştırmacı yazar Armağan, 15 bölümü kapsayan ve 496 sayfadan oluşan çalışmasında, başvuru kaynakları olarak 16. yüzyıla ait 1530 Yılı Tapu Tahrir Defterleri, Vakıflar Bölge Müdürlükleri Arşivleri, Tire İlçesi Şer’iye Sicilleri ile Necip Paşa Vakıf Kütüphanesi Yazma Arşivi’nin “Bani” ve “Diğer” envanterleri esas almış. daha belirgindir. Arap etkili İslamiyetin etki egemenliği, özellikle köylerde kültürün güçlü yapısı nedeniyle oldukça zayıftır. Örneğin, Ata Kültü’ne dayalı, yatırlardan umulan şifalar, dilekler, beklentiler, İslamiyete aykırı olmasına karşın hâlâ varlığını sürdürmektedir. Bugün, kuraklık nedeniyle dedelere gidilerek “yağmur duası” istemi, buna en çarpıcı örnektir. Neden “yağmur istemi”nde dedelere koşulur? Neden “adak” hâlâ varlığını korumaktadır? Yazara göre yüzlerce yıldır, kırsal kesim, Horasani baba ve dedelerin kontrolünde yaşamıştır. Şamanist altyapılı baba ve dedeler korumasında, aynı örf, âdet, gelenek ve görenekleriyle bir bütünlük oluşturan kırsal kesimler, aynı dili konuşan, aynı sazısözü kullanan birimler zinciri oluşturmuşlardır. Bu nedenle yüzlerce yıl, Alevi köylerde cami oluşumu gerçekleşmemiştir. Camilerin köylere girişi 23 yüzyıldan öteye gitmez. A. Munis Armağan ŞAMANİST KÜLTÜR Yazara göre; yüzlerce yıl Şamanizmin etkisinde yaşayan ve buna bağlı olarak “Ata Kültü” oluşturan bir toplumun, yeni bir dinin tesiriyle ne gibi değişimler geçirdiği, sağlıklı bir bilimsel araştırma ve incelemeden geçirilmediği için, bugünkü gerçek “inançsal konum” tespiti yapılamamaktadır. Ancak kent ile köylerde bu farklılık İKİ AYRI İNANÇ Yazara göre araştırmalarda ortaya çıkan gerçek, Anadolu’da bugün İslamiyet adı altında iki ayrı inancın varlığının sürdüğünü göstermektedir. Doğayla iç içe yaşamış, hayvanlarla özdeşleşmiş, disiplini sevmeyen ve özgürlüğüne düşkün bir anlayışı benimsemiş bir toplumu, yabancıl bir kültüre taşımak kolay değildir. Örneğin, Şamanların etkin aracı “Rakı” Türk toplum yaşamında hâlâ varlığını tüm canlılığıyla korumaktadır. İslami anlayışta yasak kapsamına alınan “Rakı” neden yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede varlığını korumaktadır? Neden Diyanet “Rakı”ya savaş açamamaktadır? Yasağa direnen bu içkiye neden karşı koyamamaktadır? Neden türbe ve yatırlara ilgiyi önleyememektedir? Neden imamhatipleri çoğaltma uğraşları daima gündem konusu olmuştur siyasette? İslami genişlik ve kabulün yetersizliğine neden araçlar aranmaktadır? Türklerin yaşam ve düşünüş formu, Arabistan coğrafi kültürü ile uyuşmazlıklar mı içermektedir? Fark edilemeyen derinlik bu zeminlerden mi kaynaklanmaktadır? Yazarın belirttiği gibi, bu konu derinlerdedir ve uzun bir zaman dilimine dayalı altyapısı vardır. O nedenlerledir ki, Osmanlılar yüzlerce yıl bu unsurlara karşı savaş açmışlardır. “Türk” sözcüğü bu nedenle “Karşı” kesimler için kullanılmıştır. Onun için ki, Anadolu’da, “Türk Köyü”, “Türk Eli”, “Türk Boyu” ve “Türk Eri” ifadeleriyle yerleşimler oluşmuştur yüzlerce. Son yüzyıla girildiğinde bu kez “Osmanlı Türkü” diye ayrımların dinsel istatistiklerde yer aldığını görüyoruz. ARAŞTIRMA BELGELERE DAYANIYOR Araştırmacı yazar Armağan’ın, 15 bölümü kapsayan ve 496 sayfadan oluşan bu çalışmasında, başvuru kaynakları olarak 16. yüzyıla ait 1530 Yılı Tapu Tahrir Defterleri, Vakıflar Bölge Müdürlükleri Arşivleri, Tire İlçesi Şer’iye Sicilleri ile Necip Paşa Vakıf Kütüphanesi Yazma Arşivi’nin “Bani” ve “Diğer” envanterleri esas alınmıştır. Çalışmada, Selçuklular ve Osmanlılarda “Türk” kimliğine bakış, Anadolu’ya taşınan Asyatik kültür, Türk kültüründe doğa ve hayvan sevgisinin enginliği, Horasani ve Sünni nasihatnamelerinin karşılaştırılması, AhiMevlevi mücadeleleri ile dönemin dinamik kurumları zaviyeler verilmeye çalışılmıştır. Bunlara ek olarak, Alevi kültürünün Türk kültürünü temsili, babalar ve dedeler aracılığıyla yerleşime ve fetihe katkıları örnekleriyle incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada, 21’i kadın olmak üzere toplam 250 dede ve baba biyografisi verilmiştir. Öte yandan, Türkiye Alevi köyleri genel dağılımı da ilk kez geniş olarak ele alınmıştır. Araştırmacı yazar Armağan’ın, daha önce Şeyh Bedrettin, Batı Anadolu Tarihinde İlginç Olaylar, Ege’nin Gizli Tarihi Horasaniler ve Bozmenderes’ten Bozdağlar’a adlı kitapları da vardır. TARİHİ SÜREÇ Yazar, “Tarihsel süreç, Türk’e hakaretleri, dile uzanan alaycılığı, inanca karşı girişilen saldırıları, kültürle alay edilmesini ve ulusal gururu hiçe sayanları bize belgelerle sunan bir tanıktır” diyor. Bu tarihsel sürece gerçekçi yanıt Mustafa Kemal gibi bir yüce önderden gelecektir. O, yüzlerce yıl, kültürüne, inancına, diline ve ulusuna yapılan saldırıları, yeni devletin adını “Türkiye Cumhuriyeti” koyarken, bu Cumhuriyeti besleyen, dolduran değerleri de yine tarihten seçecektir; “Türk Dil Kurumu”, “Türk Tarih Kurumu” gibi... Tarihçilerin, “İdraksiz Türkler”, “Noksan Akıllılar” ve “Aptal” gibi nitelikler yükledikleri Türkler için, Mustafa Kemal’in “Türk Milleti zekidir”, “Türk Milleti çalışkandır”, “Türk, övün, çalış, güven” ve “Yüksek ahlaklı Türk” gibi değinmelere neden gereksinim duyduğu da anlaşılmaktadır. Türk’ü horlayan, aşağılayan ve İslamiyet adı altında “Arabi kültür motifleriyle” beyni yıkanmak istenen, geleneklerinden, dilinden ve kültüründen koparılarak sinsice bir cazibe alanı oluşturmaya çalışan belli kesimlerin, özellikle son dönemde çabalarını en üst düzeyde sürdürdüklerini görüyoruz. Bugün siyasette ve inançta oynanan oyunları anlayabilmek için, tarihsel süreci iyi izlemek gerekmektedir. Bu araştırma, tarihsel süreci belgelerle yeniden veren, bu konuda yeniden düşünmemizi sağlayan bir kitaptır. Bu yapıt, bu konularda çok önemli bir kaynak kitap olarak ortaya çıkmaktadır. Yazarını, son derece hassas ve ilginç olan bu konudaki ciddi çalışma ve çabaları nedeniyle kutluyoruz. ? (*) A. Munis Armağan, Asya’dan Anadolu’ya Türklerin Anı Defteri (Kendi yayını, 496 sayfa. İletişim: 0232 512 30 83, 0533 419 82 74) KİTAP SAYI 905 SAYFA 6 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle