20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kaleden Hemite Köyü ? lu’dan sonra İmamoğluna çıkılıyor. Yaşam, tüm sahneleri ile karşınızda. Toprağın, çiceğin, suyun çoşkusu, insanın yüreğine akıyor her dem...’ diye içten makaleleri ile fotoğraf albümü görsel ve duygusal bir şölen sunuyor. Hem fotoğraf severlere, hem de edebiyat severlere... Bu yazımı hazırlamak üzere Özgünaydın’la buluştuğumuzda; neden Yaşar Kemal fotoğrafları sergisi ve albümü diye sorduğumuzda; “Dünya’ya adını ve ülkemizin adını duyuran usta yazarımızın hayatta iken ona ne kadar değer verdiğimizi bir nemze olsun göstermek ve onun da bu birliktelikten mutlu olduğunu görmek Yaşar Kemal ile Lütfi Özgünaydın sergide... istedim” şeklinde cevap veriyor. 133 sayfalık, kitap tasarımını Turgay Arslan’ın, kapak tasarımını Halim Kulaksız’ın yaptığı, fotoğrafdeneme kitabı İlke Kitap’dan çıktı. [email protected] ÇukurovaYaşar Kemal (FotoğrafDeneme)/ Lütfi Özgünaydın/ İlke Kitap/ 134 s. Trakya Rüzgârı ? Hasan AKARSU rakya, rüzgârıyla, göçmeniyle, ovasıyla, nehirleriyle, Istırancalar’ıyla, Koru Dağları’yla, Ganoslar’ıyla ünlü olduğu gibi, yazarlarıyla, sanatçılarıyla, ozanlarıyla ve Mehmet Başaran’ıyla da ünlü. Başaran, Trakya’nın diğer ünlülerini de yanına katmayı görev bilip “Trakya Rüzgârı”nı estiriyor. Homeros’un İlyada’sında söylediği “Gül Parmaklı Şafak Dağlara Değdiğinde” neler gözlenmiyor, neler anımsanmıyor ki? Olimpos Dağı, Nemrut Dağı, İda Dağı, Büyük Ağrı, Kaçkar Dağları, Bingöl Dağları, Istırancalar, Istırancalar’da Sazara Deresi, Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü yer, “Benim meskenim dağlardır” dediği çıkmıyor aklımızdan. Gül parmaklı şafakla geçiyoruz dağları. Başaran, bizi Kaynarca Deresi’ne, “Tuna Kızı”na götürüyor. Balkan dağlarından akan suyun sesinde buluşturuyor. Kırklareli’nin ünlü Kakava Şenlikleri’nde Karagöz’le konuşturuyor. Lüleburgaz’da kurulan, Trakya’yı aydınlatan Kepirtepe Köy Enstitüsü’ne götürüyor:”…Şimdi Lüleburgaz’ın yakınında bomboş tarlaları, yıkılmaya yüz tutmuş yapılarıyla bir ören suskunluğuna gömülen Kepirtepe, Kaynarca Deresi gibi akıp çağıldı T yordu Köy Enstitüsü’yken…Kepirtepe’den köylere dağılan binlerce öğretmen, ağzı karalara karşın dirençle, bilinç işçisi gibi çalıştı oralarda; çağdaş eğitimi yaygınlaştırdılar, kooperatifler kurdular, kitaplıklar açtılar, yeni yönlere çevirdiler halkın bakışlarını…” (s.16) Trakya’da her şey nasıl da bozuldu zamanla. Balık tutulan, suyu içilen dereler kararıp koktu, Ergene de. Başaran, çocukluğunda anasından dinlediklerini anlatıyor, onun dil tutkusuna etkisini vurgularken, Rumeli acılarını, göçleri, bozgunları, yoklukları: “Anamın taşında: ‘Merhaba toprak ana’ yazılı. Babamın taşında: ‘Kalanlara selam olsun.’ Deniz’in taşında: ‘Sensiz her bahar hüzün açacak dallar.’ Birsen’in taşında: ‘Seni uyandıracak toprak’…”(s. 29) Sevdiklerin yitirilişi ne çok acılar bırakıyor, “Trakya Rüzgârımız” Mehmet Başaran, tüm acıları göğüsleyip bize yol göstermeyi sürdürüyor dostça. Kepirtepe’nin kuruluş öyküsünü anlatıyor. Karaağaç’taki Küçük Zabit Okulu’ndan Alpullu Şeker Okulu’na, oradan Lüleburgaz Emrullah Efendi Okulu’na gelişleri ve Kepirtepe’yi kurdukları gibi, Ankara’ya Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nü kurmaya gidişleri, çocukluğundan esintileri, yoksulluğu, hele “şılak şeker”i, babasının kasabadan getirdiği ak ekmeği 905 ? SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle