22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şükrü Erbaş'la yeni kitabı “Unutma Defteri”ni konuştuk… Yaşamı kutsayan bir keder: Unutma Defteri suz bir söyleyişle, içinde çaresizce yaşadığım ve anlamaya çalıştığım yaşantı parçasını çok daha katmanlı hale getirmekti. Bir süredir yazılan şiirin gevşek dokusuna bir gizli tepki belki de… Dil baştan sona şiirin dilidir. Hangi biçim içinde şiire çıkarsam çıkayım, şiirin dilinden, gereklerinden, gücünden ödün vermem mümkün mü? Kaldı ki söz, biçimsel varoluşunu yazılırken oluşturuyor zaten. Noktalar'daki söz, ancak bu biçim içinde var olabilirdi. Yaratacağı algılama güçlüğünü bilerek, göze alarak bir yoğunluğa varmaya çalıştım. Belki şöyle bir duygunun gizli payı da vardır: otuz üç yıldır yazdığım şiirin, zaman zaman sıkıldığım biçiminden biraz uzaklaşmak; derdi, bir de böyle mayalandırmak… Genellikle çaresizlik ve bu çaresizliği kabullenmişlik örgüsü üzerine kurulu bu kitaptaki şiirleriniz. Neden? Bu biraz ağır bir yargı. Çaresizlik bizim için yeni bir şey değil elbette. Ama çaresizliği mutlaklaştırmak ne benim, ne de şiirin işidir. Evet, yoğun bir karamsarlık var, denebilir. Bu lime lime olmuş, insanı içerden dışardan çürüten gerçekliğin karşısında insan nasıl karamsar olmaz ki… esas bu karamsarŞükrü Erbaş şiirimizin lığı duyumsamayüzaklarından. yan insandan korkmak gerekir. Yeni şiirlerini Ancak bu kitapta'Unutma Defteri'nde ki karamsarlık, topladı. Hemen bir söyleşi kazandırıyor şiir ölümle yaşamın gerçekleştirdik Erbaş'la kitabına? nasıl birbiri için Çizimler, çok den var olduğunu; sevgili Semih Posonsuzlukla geçicicilik duygusunun naroy'un. Düşünce benden geldi. Semih, sıl birbirini büyüttüğünü; insanın, üzeduruşunu, oluşturduğu hayat değerlerinden atlayarak geçtiği her şeye sonrarini, çizgisini, kişilik yapısını saygıyla dan nasıl tutunmaya çalıştığını; doğaysevdiğim bir dostum benim. Dosyayı la insanın ilişkisinin nasıl bir trajediye gönderdim, içinden seçtiği on iki şiire ve yaşama bilgisine dönüştüğünü görçizimler yaptı. Şiiri, çizgiyle yeniden mekten kaynaklı bir karamsarlıktır. yazdı demek daha doğru sanırım. SözTam da bu nedenle hayata tutunma cüklerin yarattığı çağrışım alanını, çizçırpınmasıdır bu karamsarlık. Dönüp, ginin çağrışım alanıyla bir daha boyutyaşamı kutsayan bir keder halidir. Bellandırmaktı düşündüğüm. Gerçekliği ki biraz iddialı olacak ya, benim düniki ayrı alanın algısıyla ve diliyle yeniyayla en barışık olduğum kitabım diyeden kurmaktı. Kitapta otuz üç şiir var. bilirim. Çizimlerle, şiir sayısı kırk beş oldu de Hemen her şiirde bir sesleniş var, mek yanlış olmasa gerek. “ey” nidasıyla başlayan. Neyi amaçlıyor ŞİİRİN BİLDİK BİÇİMİ bu kullanım? Şiirin dile getirdiği “küçük hayat Kitabın ilk bölümü Noktalar'daki şilar”ın, insanların başını çevirince yok irler kısa ve kesik cümlelerden oluşuyor. saydığı, kurtulduğunu sandığı sıradan Dize diyemiyorum, çünkü düz yazıyı ayrıntıların büyük acısını, içerdiği evtercih etmişsiniz. Neden? rensel gerçeği bir genelliğe taşıma, gö Kısa, kesik cümlelerin her biri elrünür duyulur kılma çabası olsa gerek. bette birer dizedir. Sadece alt alta yaSessiz dizelerin, tevazuyla söylenmiş zılmadı. Şiirin bildik biçimini bozmakyalnızlığın, bir seslenişle can bulduğutı derdim. Biçimin boşluklarını kaldına, çoğaldığına inanmaktan kaynaklı rarak, art arda gelen, neredeyse solukbir tutum, bir söyleyiş olanağı. Aslında bir kendine sesleniş. Dışarının içerde süren yankısı. Şiirin yükünden kurtulma, duygunun düğümünü çözdüğünü sanma çığlığı. Deniz Gezmiş'e yazılmış şiir, Unutma Defteri'nin neresinde duruyor? Tam orta yerinde. İçine gömülmüş bireyle, salkım saçak dışına savrulmuş bireyin kesişme noktasında. Bu iki yalnızlıktan, bu iki yoksulluktan, bu iki yenilgiden, insan onuruna yakışır bir toplumsallığa varma düşünün kavşağında. Anımsamanın elifi olarak yer alır kitapta. İlk gençliğin heyecanını, devrimci ruhunu, bugünün kalbiyle ve aklıyla yeniden anlama arzusudur Deniz şiiri. Beni şiire, sola, başkalarının hayatlarına götüren, benden 45 yaş büyük, ortak adı Deniz olan bir kuşağa gönül borcumdur. BİR ÇEŞİT HAİKU Kitabın ikinci bölümü Eşikler, biçim olarak da içerik olarak da ilk bölümden ayrılıyor. Unutmaktan arda kalan notlar mı yazılı Eşikler'de? Kitapta otuz Nokta var. Okurdan yoğun ilgi isteyen, yukarda da söylediğim gibi, biçimin boşlukları olmayan, blok metinler halinde yazılmış bir bölümden sonra, okura biraz rahat nefes aldırma düşüncesidir Eşikler… Noktalar'daki yoğunluğun, birkaç dizelik şiirlerle çınlayarak sürmesini istedim. Bir çeşit haiku biçimi. Birkaç dizelik şiirler halinde kurulmuş yeni bir yapı. Birkaç fırça darbesiyle çizilmiş bir resmin tamamlanmasını okura bırakan şiirler. Kitapta Antalya için yazılmış bir şiir de var. Yaşamınızı Antalya'da sürdürüyorsunuz. Bir şehir nasıl etkiliyor şiir yazma sürecini? Gündelik hayatın diğer kentlerden çok farklı olduğunu düşünmüyorum Antalya'da. Büyüdükçe yabancılaşan bir yalnızlık burada da sürüyor. Şu farkla belki, kente gelen turist sayısıyla biraz renklenerek. Kenti özel kılan coğrafyasının olağanüstü güzelliği ile tarihsel ve kültürel varlığının büyük zenginliği. Biraz kent merkezinden uzağa gidebilirseniz, bir sonsuzluk duygusu sizi içine alıp götürecektir. Bir sedir ağacıyla götürecektir; bir Likyalı mezarla götürecektir; bir antik tiyatroyla, onbiray çiçeklerinin cümbüşüyle, denizin çın çın öten sessizliğiyle götürecektir. Dağın değil de sizin başınız bulutlara değmektedir. Birdenbire bütün bunlara dönüştüğünüzü duyumsayacaksınız; ya da hayatınızın ne kadar kısa, yoksul, sıradan olduğunu düşüneceksiniz… her iki duygu da sizi bu dünyaya sarılmaya götürecektir. Antalya'yla ilişkiyi böyle bir yerden kurmaya çalıştım, çalışıyorum. İsteyerek ve bana rağmen şiirime girdi bu kent. ? Unutma Defteri/ Şükrü Erbaş/ Kanguru Yayınları/ 88 s. KİTAP SAYI 905 ? Mehmet ÇAKIR eleri yazdınız Unutma Defteri'ne? Şaşarak baktığım, anlamaya çalıştığım, kederle boğulduğum, anımsayarak var ettiğim, kurtulmak istediğim, değer duygusu edindiğim, hiçliğini canımda duyduğum, zamanın elinden kurtarmak istediğim, yıllardır önemsiz diye geçip gittiğim, insan ancak bunlarla bir büyüklüğe varır anlam edinir dediğim neler varsa onları… yazdığım şiirin beni getirdiği yerde bir boşluk, bir eksiklik, bir gecikme olarak yaşadığım “küçük acıları”, gürültünün içinde çırpınan sessizliği, doğanın büyük bir alçakgönüllülükle sunup durduğu yaşama bilgisini, ayrıntının ve ânın içinde çınlayıp durduğuna inandığım sonsuzluğu yazmaya çalıştım. Ne kadar becerdiğim ayrı bir konu elbette; ama yapmak istediğim buydu en azından. Kendimi dil içinde bir daha var etme, yaşadığım gerçekliği düzeysizliğin azabından kurtarma denemesi özetle… Çizimlerin varlığı nasıl bir anlam N SAYFA 4 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle