Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yazarın 24 Saati Hazırlayan: Asuman KafaoğluBüke MURAT CÜLSOY 'Aklım bilinmezin sınırlarından korkar' G ünler birbirine benzeseydi anlatnıak kolay olurdu. Ancak her güniim difjerlerindcn biraz (arklı geçer benim. Orneğin, ünivcrsitcdcki görevim gcrc^i ofisimdc veya sınıfta geçirdiğim zamanlar mevsimlere güre çok dcğişir. Üniyersite dışuıda verdiğim scmıncrlcr vc at( )lyc çalışmaları yine yllın belli zamanlarında huklı yoğunluklar kazanır. Ancak bu satırların okııru sanırım benim bir yazar olarak yazma sürecimi bir gikıün içinde nasıl yaijadığımı mcrak etmektedir. C) halde gerçeğe yakın genellcmeler yapmalıyım: Kdebiyata ilişkin çalış, malara işgünlerindc akşamüzcri başlanm. Yazı çalışmalanmın ağırlık noktasını defterlerime aldıgım notlar oluşturur. Hcmcn her zaman böyledir bu. () nedenle hiç yanımdan ayırmadığım defterime gün içinde öme£in başka kitapları okurkcn vcya bir suhbet sırasında aklııııa üııemli olduğuıuı sandığım bir düşünce geldiginde notlar alırını. I liç bir şey bıılamazsam gördiiğüm rüyaları yazarım. Deiler laşımak yazma bürccini hayatımın her anına yaymamda en büyük yardımeımdır. Taşınabüir bir kayıt cihazı gibidir deftcrlerim. Düşüncemin resmini yapınakta kullanırım. SESSİZÜĞİ TERCİH EDİYORUM' Akijanı saatlcrinde, masanın başına geçer, bilgisayanmda boş bir sayfa açar, yazmaya basjarım. Çalışma masam kendiliğin den bir diizene sahiprir. Öze! olarak süsle digim, tasarladığım bir masa değildir. Son radan lark etlim: Masama yakın bir yerde hcp bir ayna bıılundıırmuşuırı. Yazarken kafanıı kaldırıp kendimle karşılaştığımtla bu aynanın orada nic,in var olduğunu pek sorgıılamam, sadece bakarım. ()yle anlarda gözlerinı aynadaki aksiıııi görmcz çün kü, daha (,ok i(,'ime çevrilidirlcr. Zihnimin içinde büyümekte oian hikâyeyi izlerler. Ayrıca çalı^ma masasına ba^ımlı biri de sayılmam. Sessiz, be rin ve loş ortamlarda defterim ya da bilgi sayanm varsa saatlerceçalışabilirim. Eskidcn ınüzik de dinlcrdim. Şımdilerde sessizliği tercilı cdiyorum. DÜSUNSEL AYLAKUK' serserflik yapmaya alıstırmak en büyük hedefim. ı ı Belki bir biitiin gün bu şekilde özcdcnebiliı ancak bu anlatım gerçek yazma süreci hakkmda ne kadar aydınlatıcıdır? Yazmak, kıırmaca yapıtlar, yani öyküler ve romanlar yazmak dig'er işlcrdcn biraz tarklıdır. 1 lem herhangi bir iş gibi ciddi bir disiplin ister hem de hicbir i^te kabul edilemez bir aylaklık gerektirir. Ben buna dü^ünsel aylaklık diyorıım. llüşünccmi scrbcst bırakmak kunıısunda kendimi niccdir terbiye ediyonım. Aklımı serseıilik yapmaya alış tırmak en büyük hedetim. Çünkü aklım çogu zaman benim iyiliğim için bana ragmen kararlar alıp uygulayan bir orta kademe yönetici gibi davranır. Bu oruın varlık nedeni, biliyorum ve saygı duyuyorum. Ancak kendiıni ona koşul suz teslim edersem benden geriye ne kalır? Sanırım birtakım yönergeler, ku rallar, süreçlcr, ridevler, normlar... l^te bu nedenle dii süncemi bastan çıkarmaya çalışırım. Onu fclscfcnin karanlık arka sokaklarına, edebiyatın setil mahallelerine, kaldırımla rında dü^ük ve ucuz romanların müşteri beklediği batakhanclcrine, esrar tekkelcri ne dünüşınüş mislik viraıı yerlerine sürük lerim. Kitaplardan söz ediyorum. Özgürce okumaktan ve okurken serbestçe düşünmekten. En olmayacak dü^üncelerin aklımın karşısına dikılip efelenmesındcn... lşte böyle zamanlarda icimdeki kuru dere ya takları canlanmaya başlar, roman taslakları birbiri ardına deiterime dnlıışur, çogu sa dece tasarı olarak kalacaklarının larkında olsalar da bıkıp ıısanmadan aklımı ikna ct meye çalışırlar saylalaı boyunca... AKUMITATİLE CÖNDERİRİM' Yeni bir romanı ya da öykiiyü yazmaya başladığımda aklımı yıllık iznini kullanma sı için tatile gönderiıüıı. Ama çuk uzaklaş masına da izin vermem. Çünkü en olmadık bir saatte "Bak ne yazılım" tliye araya caöım yine odur. Acımasız eleştirilerini sı ralarken kulak kesilirim. Dediklerinı her zaman uygulamabaın da ınutlaka dinleriın, yüzde yüz hak veririm ona başlangıcta ama sonra yine de bildiğimi okurum, bilmedi gimi yazarım. Aklım bilinmezin sıturlanııdan korkar, yaklaşmak istemez. Bense hcp oralara gitmek isteıim, uzaklaıa... Aklım ve ben, bu çekişmeler, kavgalar ve tartısmalaıla giinü tamamladıktan sonra artık mecalimiz kalmadıj^ında uykuya teslim oluyorıız. tkimizin de maceracı olmaktan hiç çckinmedigi bir âleme dalıyoruz. ÜÜ!; lere...* Murat Gülsoy, 2001 Sait Faik Oykii Odülü'nii, 2004te "liu Vilnıin Kö/ii Adamı Benim" romanıyla Yunus Nadi Roman Odülii'nü kazandı. Yazarın son öykii kitabı haziran ayında "Bu Anı Daha Önce Yaşamıştım" vc yaratıcı yazarlık üzerinc "Büyübozumu" adlı kitabl da Ekim 20(M'te Can Yayınları'ndan çıktı. 24saat@yazinsanati.com in bir suratlı anlatıcıdan Sen Petersburg üzerine şiirsel öyküler İngo Schulze "33 hikâye yazarım anyor. Çünkü bütün bu anlatıların arkasında saklanan ya da daha doğru bir deyişle arasına dağılmış olan, yazarın ta kendisi." DieZeit "İngo Schulze Rusya bümecesinin dile geldiği tuhaf öyküler anlabyor." The Independent "İngo Schulze 1993'te Sen Petersburg'da gazeteci olarak çahştı. O günlerde, nice yazarlar yetiştirmiş o büyülü toprakların havasını solumuş olmalı. Bu kanşımı, gücünden hiçbir şey kaybettirmeden edebiyata taşıyor." Süddeutsche Zeitung OOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr SfAY I tJ 7 9 SAYFA 33