23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mustafa Sancar'dan bir öykü bir roman Ounya Göziu Mustafa Sancar i r , yna Sığınağı İnsan acılarından damıtılanlar AKARSU ı l Hasan Mustafa Sancar, iyi bir gözlemci. insanın iç dünyasını çözümleyen iyi bir anlatıcı. Son yıllarda yaşanan insanlık acılarını, yaşadığı çevrelerde gözlemleyerek başarıyla yansıtıyor. Akıcı, insanı sarıp sarmalayan bir dili var. İnsanı ayakta tutan etkenleri çok iyi özümseyerek tanıtıyor. azar Mustafa Sancar, 1955 Urla Sivcrck doj*ıımlu. tlkokulu, ortaukulu, lise yi Siverek'te okur. 1976'ılan beri Çorlu'da yaşamını sürdürur. Şimdiye degin iki kitabı yayıııılunır: Diinya Gözlü Sevgili (Uzun ()ykü), Palyaço'nun Ayna Sıgınagı (Roman). Y acılarını, köle ticaretini, kendisinin de köle olarak satılıp Afrika içlcrine götürüldüğünü, misyonerlerin gittikçe zeııginleştiklerini, sö ınürüııiiıı arttığını belirtiyor ve sevgüisinc scslenirkcn misyonerleri kınıyor: "...Lanet olsıın onların bu onıırsuz düzeninc, aşkı kabul etmcycn yüreklcrine lanetler olsıın! Sevgili... Yüreg'ımde tütüyorsun burada. Seni öylesine özledim kL.Acılar içindeyim vc öyle yorgıın; öyle dc çok uykum var ki, anlatıJır gibi değil. Gece ayazmda agrıyan sırtımı topraga veriyorum. Ayışığı yok. Gökyüzü yıldız dolu. Göz kapaklarım kayan bir yıldızın gittigi yerdckapanıyor..." (s. 17) Anlatıcı, avcıdan kurtulan karaca ilc özdti) tutuyor kcndini. Bir Yöriik ananın hazırladlğı nzık torbasını alıp Akdeniz'c iniyor. Gcrıç kaçaklaıla kaı^ılaşıyor, yine sevgilisini anımsıyor: "...F,v sevgili; Yüreğim scnin sev dana baglanalı bu ya^lardayım işte. Bu delişmen çağlarda seni aramaya çıkını^tun. Bir gün, bir yerde, hiç olmazsa elini tutabilmek; gözlerınin okyanusunda bir danıla olabilme umuduyla ne çok acılı zamanlar yaşadım...Bırak açlığı, bilck kanatan köle zincirlcıi bilc dizginleyemedı sana tutkumu..." (s.26) Bir kasabaya varıyor sonra, halini görüp acıyanlar ona yardım ediyorlar. Bir çadırda arslanla gösteri yapan ailenin dramına tanık oluyor. Kızıldcrililerin, kötü bcyaz adamlarla savaşlarını düşünüyor. Kızıldcrilı çadırlarına konuk olarak gidiyor, onlarla birlikle göç cdiyor. K15 koşullarında ölenlerc iizüliiyor. Kurulan Kızılderili köyünde yaşa nanları, Ganj Nehri'nin kıyılarını düşlcyip anlarıyor sevgilisine. Himalayalar'a çıkıyor, tapınaklara giriyor: "...1 la buldum ha bulacağım diye seni çok aradını bu renk ve yontular ülkesinde. En çok kırmızıyı tanıdım, bir dc maviyL.Kırmızı önce güııeşteydi, sonra gülde; yoksulluktaydt kırmızı, açlıktaydı...Küllerden sonra Ganj'ın griliğine atilan karanlildeydi veya iki damla kanındaydı ser çenin toprağa düşen!... Şimdi nerdesin sevgili? I langi rengin özündc, hangi kuijun anaç kanadındasın? Uzak zamanların hangi boyutıında, hangi bulutun yağmurusun yüreğc akan? Yoksa, yoksul bir dostun fırın önündc avııcunda mısın ckmeğine açılan, ncrede sin?..." (s.43) Dağlarda gezerek bir çöle ulaşıyor sonıında. Bulduğu bir kervansaraya sığınıyur. üradaki yaşantılara tanık oluyor. Yabancılaşmadan uzak, insan sıcaklıklarını, dostluklan seviyor. I Iancı Nubar'ı ve acılarını tanıdıkça, çocukluğunu aıumsıyor. Kardesi Zeliha'yı, annesini ve köylere giderek günlcrce dönmeyen, çerçicilik yapan babasını unutamıyor. Bir gün babasının cenazesinin gctiriliijini, mallarını alan hırsızların başını da taşla ezerek öldürmelerini, askerliğini, Yemen'e gidişini, döndiiğünde annesinin de öldüğünii, kardeşi Zcliha'nın kotniju köyde bir adama para karşılığı satıldığını, iki yıl sonra da ince hastalıktan öldügünü vb. Anlatıcının okyanus gözlü sevgiliyle bıJuşma özlcmi sürüyor. Kervansaray'dan ayrılıp yollara düşüyor yine. Bir sabahçı kahvesinde sunulan çayı içiyor, gezintiye çıkıyor. Çeşme baştnda gördiiğü yaşlı kadın eve gidip ona yiyecek paketi hazırlayıp getiriyor. Bu kasabada, genelevden kurtardığı kadınla yaşayan bir ayagı kesik adamı tanıyor. Çöpliikte şeytandıı diye çocuklar tarafından taşjanıp yara lanıyor. Bir ya^lı adam onu hamamına götüriip temizlenmesini sa^lıyor. Sevgilisini bula mayınca oradan da ayrılıyor ve bir tren istasyonuna ulaşıyor. Yakındaki bir kulübeye stğınıyor, kargalarla birlikte yaşıyor. Istasyon görevlilerinin yardımını görüyor. Bir gün sevgilisinın bu ıstasyona geleeeğine. iııanıyor. Trenle kasabaya getirilen şehit askerlerin cc DÜNYA CÖZLU SEVGİLİ Diinya Gözlü Sevgili için uzun öykü denilse dc roman ulduğunu söyleyebiliriz. Bu yapıtında yazar, anlatıcının sevgilisini arayışı nı yansıtıyor. Anlatıcı, yıllarca aradıgı sevgilisini bulııyor mu^ Urfa yöresinden çıkıp dünyayı gezerek gördüklerini, dııyumsadıklarını anlatıyor bize. Otomatik silah seslerinden sonra alaııda, kanlar içinde yatan ıki ölü, kan davaları, Nemrut'taki Tanrüar... Birgüveı cinle uçuyor diişjer ülktsine. Roma'da yüzyıllar önce yaşananları düşlüyur, Sezar'ı anınısıyor, geçinmek için ctlcrini satan kadınları gözlüyor. Afrika'yı geziyor, birkin, yılgın insanları göriiyor. Scvgilisinin dc onların arasında olabileceğini düşünüyor. Kölelerin nazelerini görüyor, kardeşin kardeşi kırmasını kınıyor. Zorlu bir kıjjta, bu kez trene biııip Istanbul'a gidiyor. Ekmek arası balık vıyenleri, gecc sarhoij dolaijaııları görüyor, sunulan içkiyi içmeyince sarhoşun sözlerıni dinliyor: 1 "...Neden, nedcn içmiyorsun ilıtiyarr Yoksa, şarabın ve lstanbul'un güzelliginden şuphen tni var?...Durmadan bağırıyordu ılenize. Birden döndü, hızla yanımdan geçip gitti orta yerde durdu, bağırdı: Baksana kar yağıyor, dügün var bu gece, dedi. Şarap güııalıınclan armıyor: Çünkü lstanbul gclin oluyor! Kutlaman gerek bunu ihtiyaı. Isianbul bu gece yeniden aklanıyor! I lerkes içmelL.Herkes içmeli...Herkes..." (s.%) Anlatıcı, geceyi sı ğındığı kayıkta geçiriyor. tnsanlarm acımasızlığına tanık oluyor bu kentte. Çöplükte dolaşırken yakındaki bir ev sahibi onu evine konuk ediyor, yıkanıp arınnıasını sağlıyor, karnını doyııruyor. Sevgilisini birlikte aranıalarıııı öneıiyoı. () evden habersizce kaçıyor, yine dağlara çıkıyor. Bundan sonra, sevgilisi ni Luılnıa umıulunu yitıriyor. Bir akasya a^acının altında, kardeşi Zcliha'nın ıne/arını bulııyor ve yine sevgilisine seslenıyor: "...Sevgili! Yorııldum artık. Oıııiir merdive ninin son ba.sama|*ına geldinı diye bir his var içiınde nedense.. Ne gidebileceğim bir yer nc de derman kaldı dizlerimde sana gelecek. Aslında mutluyum da; kardeşimc kavus,mam, diinya gözüyle yeğeninıi, onıın gül yüzlii çocuğıınıı görmem az bir şey mi.' Sen istersen burada da Imlıışahiliri/... Sana anla tacak öyle çok şeyim var ki... Gclscn de dinlcscn kuş kanadının sesinden bile iirken karaca yüreğimin ağlatısını..." (s.121) Gelcn bir ses ona, sevgilinin adalet olduğunıı sesleni yor sonunda. Yeryüzünde adalcti aramanın mutluluSuyla yaşaını sona ererken sevgilisine kavuştu^unu duyıımsııyor. Yazar, yalnızca yakın çevresinde, yıırdıında yaşananlara tanıklık etmiyor, dünya tarihme bakarak evıende yaşananları da kııcaklıyor bu uzun övküsünde. Bozulnıanıı^ insan ili^kilerinin yanında, diizenin getirdığı ılişkilcrlc yabanctlaşan, acımasızlaşan insanı da tanıtıyor ve sevgili ugrıına, adalet ugrıına savaşım vermenin erdenıini yücelliyor. PALYAÇONUN AYNA SIĞINAĞI Bu romanında yazar, yurdıınıuzun güneydoğusıında ve batısında ya^anaııları bir ailc çevresinde gelişen olaylarla birlikte yansıtıyor. Palyaço Cezmi Aymaz'ın hapiste yaşa dıkları, çıktıktan sonra geriye dönüijlerle anlatılıyor. Hapisteki Vişneci Yazaı'ııı kitabı basıldığı zaman duyduğıı sevincı unutamıyor Cezmi. On bir ay onunla aynı koğu^ta kalıyor. Çıktığında aıiını değiştırip Aydoğan oluyor ya da anasınm Aydo'su. Yasjı anasıyla Çorlu'ya yerlcşip orada yaşamını sürdiirüyor. Çorlu'yu yazarın gözüyle tanımanın mut luluğunu yaşıyorıız. Selvili kahvesinde çaycı Şaban Usta'yı, komşuları Pakize Kadını, seyyar kunıyemiş satıcısı Balkan göçmeni Eira yim Dayı'yı, Urfalı Terzi Omer'i, Meyhaneci Muhsin Abiyi, Balıkçı llhami'yi, Berber Ay dın Ustayı, Bakkal lbrahim Onay'ı vb. Annesi Aygül, Urfa'daki yaşadıklarını anlatıyor oglu Âydoğan'a. Babası lbrahim Halil'in kaçakçıhk sırasında mayuı tarlasında öldüğü nü, kardeşi Azad'ın Beyaz güvercin ardında dagiara kactıgını, hiçbir haber aluıaniadığını, kızkardeşi Duçem'i, Balıklı Göl'dc ycm sattığı çocukluk günlerini, sonra Vanlı Betlir han'la on dört yaşında evlcndigini, Adana'ya göç edip yerleştiklerini, Aydoğan üç yaşın dayken babasının kan davasından vurulup öldürüldüğünü vb. oradaki yaşantılarını anlatıyor. Aydoğan, Adana'da geçen yılları anımsıyor. Ortaokula giderken bir sirkte çalışıyor, palyaçoluga özeniyor vc okulu bırakı yor. Semiramis işi bırakınca, patron Aydoğan'ın annesirıe balıkçı kız olnıasınt öneriyor. Bir süre bu oyıınu oynuyor Aygül Hanım. Sirk Adana'dan taşıntnca, onlar da oradan ayrılmak zorunda kahyorlar. Patron içkıcı ve kıımarcı. Paralarını zamanında ödeınediği gibi, Aygül Hanımı kıımar borcuna karşılık başkalarına satmaya kalkışıyor. Aydoğan, namuslarına yapılan bu sarkıntılığı sindiremediği için bir kış günii kııçırıp çınlçıplak bırakıp bir a^aca baglıyor patronu. Sabahleyin donmuş olarak ölüsü bıılıınuyor. Aydoğan öldürmck niyetinde oluıadığmı, ıc/alan dırmak istediğini söylesc dc uzun yıllar hapis K İ T A P klor/edebiyat iletişim* antropoloji • sosyoloji • müzik • tarih • edebiyat • EnformaHejme Sureçlerinde Genç Göçmen Kadmlar ve Deyarx$ma Ağtan • Türkiyede Çocukluğun Tarihl Üzerlne Gözlemler • Hagop Mıntzurfnin öykülerinde Halkbfllmsel Özellkler • Yazm ve Sanat Dostu: Sami Karaören • Syasal Itotiflm Açısından Eski Yunan Kentleıinde Ortak MmNğln Oluşumuna Etki Eden Kutsal ve Kamusal Alantar • Muğla ve llçelerinde "Baş Bağlama' Adeti • Slvas Kabadayılan • Mösyö u|en Bord (Eugene Borrel) ve Alaturka Musiki •Blr Göçmen Düğiinü • HWt Dünyasınd* Büyü NtOeMeri • Mizaha Muhafaukar Bir YaklajHn: Mustafa Şeldp Tunç • AbdalFıkratan SAYFA 24 C U M H U R İ Y E T S AYI 779
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle