Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yasadõşõ dinlemelerin ihbar
mektuplarõna dönüştürüldüğünü
belirten Avcõ, özetle şöyle konuş-
tu: “Bazı soruşturmalarda şunu
görüyoruz, önce o insanlar din-
lenmiş, daha sonra ihbar mek-
tubuna dönüştürülmüş ve ar-
dından dava açılmış. Öyle ih-
bar mektupları var ki, 20 kişi-
lik bir ekip o bilgileri 1 yılda
bir araya getiremez. Şu açık,
bazı insanlar izlenmiş veya din-
lenmiş, ardından önleri kesil-
mek için düğmeye basılmış. Be-
nim için de aynı şey geçerli, açı-
ğımı bulmak için telefonlarımı
dinlediler. Ben her şeyi çok açık
yaşayan bir insanım, dinleme-
den korkum yok, tedbirimi alı-
rım. Ama gidişat o ki, cemaat
örgütü ileride tüm muhalifleri
dinleyebilir. İşadamlarını, her-
kesi dinleyebilir. Beni dinleyen-
ler arasında çok yakınım olan
birisi var, benim yakınlarımı
da tanıyan biri. Bu olay sade-
ce savcılara havale ede-
cek kadar basit
değildir, bura-
da herkesin
görev al-
ması gere-
kiyor.
Hükü-
met, şu
an işbaşında ve bu sistemin sorum-
lusu. Bu sistem şu anda hükümetle
ilgili bilgileri de depoluyor. Bun-
dan hiçbir tereddüdüm yok. Araş-
tırılırsa kitaptaki bilgilerin daha
fazlası ortaya çıkar. Kitaptakileri
çok daha insanı kırmamaya çalı-
şarak yazdım. Samimi bir tahki-
kat yapılacaksa çok fazla belge
gelir, çok fazla tanık da bulunur.
Bazı insanlar kitapta yazdıkla-
rımdan daha fazlasını biliyor.”
Ergenekon’da pervasızlık
ve hedef seçme var
“Şunu savunuyorum, kim olur-
sa olsun, ben de dahil, dürüstçe
ve adalet için soruşturma yapıl-
sın. 28 Şubat’ta muhafazakâr ke-
simler mazlumdu, militaristler
muhafazakârlara zulmediyorlar-
dı. Ben o gün buna karşı çıktım
ve muhafazakâr kesim beni alkış-
ladı. Bugün muhafazakârlar hâ-
kim ve zulmediyorlar, karşı çıktı-
ğım budur. Ergenekon soruştur-
masında uygulanan yöntemde
‘pervasõzlõk’ ve ‘hedef seçme’ var.
Ergenekon tutukluları bugün
mazlum pozisyonunda. Danıştay
saldırısıyla Ergenekon arasında
bağlantı kurulacak net bir delil
yok. Ergenekon örgütse yargıla-
nacağı yer farklı. Burada şu zor-
lanıyor, ‘bu örgüt silahlõdõr ve ey-
lem yapmõştõr’ denilerek zorla özel
yetkili mahkemelerin görev sahası-
na sokuluyor. O sahaya girdiğiniz
zaman herkes hakkında dava
açarsınız.”
Hukuk
çıldırmış olmalı
“Siz bir jandarma alayını basamazsı-
nız, bir savcıyı makamında tutuklaya-
mazsınız, MİT bürosuna baskın yapa-
mazsınız. Bu hukukun çıldırmış ol-
masıdır. Müfettiş istersiniz, öyle araş-
tırırsınız. Siz devletin İstanbul, Anka-
ra ve İzmir savcılarını dinleyemezsi-
niz. İlhan Cihaner’i makamında tu-
tuklayamazsınız. Eskişehir’deki Jan-
darma Alay Komutanı’nın evini Erzu-
rum’da alınan bir kararla arıyorsu-
nuz, bunu yapamazsınız. Erzu-
rum’daki özel yetkili mahkeme, Eski-
şehir’de arama kararı veremez.”Avcõ, canlõ yayõnda PKK
ve Öcalan konusuyla ilgili sorularõ ya-
nõtlarken de özetle şu değerlendirmeyi yaptõ:
“PKK 4 ayrı devletten toprak alarak bir
Kürt devleti kurmak için yola çıkmıştı, ancak
bu taleplerinin üçünden vazgeçti. Sadece kültürel
haklarını istiyor. Bu bir fırsattır. Çözülemeyecek
sorun değildir, cesaret gerekir. Bunlar eşkıyadır, al-
çaktır bakış açısıyla
bu sorun çözülmedi.
Günah sadece PKK
ve Öcalan’da mı, bi-
zim günahımız yok
mu? Bence devletin
günahı daha fazla. 1990’lı yılların sonuna kadar
devletin tek sorgu tekniği işkenceydi, bir insanı
alarak sorgulamaktı. Burada şahısları suçlamak
kolay, bugün Türkiye’nin hiçbir yerinde işken-
ce yapılmıyor ancak 1999’a kadar her yerde
yapılıyordu. Başka delil ve emare toplama
yöntemleri kullanıyor artık polis.”
CMYB
C M Y B
27 AĞUSTOS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ölçüyü Kaçırmamaya
Dikkat!
Şunun şurasında sandık başına gitmeye,
16 gün kaldı. Anayasa oylamasını, bir genel
seçim gibi algılayan liderlerimizin konuşmaları
baş döndürecek kadar hızlı vaatler içeriyor. Bu
konuda kimsenin eline su dökemeyeceği
bilinen Başbakan, Halk Bankası’nın esnafa
verdiği kredilerin faiz oranlarının 1 Eylül’den
itibaren yüzde 13’ten yüzde 10’a
indirileceğini söylüyor. O, yüzde 10’luk faizin
yüzde 5’lik bölümünü de Hazine’nin
üstleneceğini, öylelikle Esnaf Kredi
Kooperatifleri’nin kefaleti ile bir yıllık kredi
alacak olan “esnaf kardeşlerimizin”
ödeyeceği faiz oranının yüzde 5’e düşürülmüş
olacağını Tokat konuşmasından verilmiş bir
“müjde” olarak öğreniyoruz.
O müjdeyi aldıktan sonra, bilgisayarımıza
gelen bir e-posta ile Başbakan’ın Tokat
konuşmasında esnafa yaptığı jestin 3 aylık bir
gecikmeyle olduğu ortaya çıkıyor. Mersin’de
konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker,
“Erdoğan, 3 ay önce esnaf paketini açtığını
söylemişti. Demek ki faizleri indirmemiş. Şimdi
referandum rüşveti olarak kullanıyor” diyor.
Erdoğan’a asist yapılacak mı?
Biraz avam söylemine dönüşecek ama,
tarımda kullandıkları girdilerdeki baş
döndürücü fiyat artışlarından sızlanan
“çiftçilerin başı kel mi ki” diye soralım ve
yine bir kamu bankası olan Ziraat Bankası’na
bugünlerde benzer bir görev yüklenilip
yüklenilmeyeceğini bekleyelim.
Ağanın eli tutulmaz denir ama, memurların
haklı beklentisi olan ücret artışı için yapılan
görüşmelerin son gününün 28 Ağustos
olduğunu unutmadığımızı da göstermemiz
gerekiyor.
Kamuda çalışanlarla “toplu görüşme”leri
yürüten Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın
elinin sıkılığı, o görüşmelerin sonuncu günü
olan yarın da sürecek midir?
Yoksa “memur kardeşlerimizin sorunlarını
da çözse çözse Erdoğan çözer” dedirtmek
için, top son dakikada bir asist ile Erdoğan’a
mı atılacaktır? Tabii, emeklilerin de sırada
beklediklerini en iyi bilmesi gerekenlerin
başında halkoylamasında sandıktan çıkacak
“evet” ya da “hayır”ların tahminleri için
araştırma yapan kuruluşların raporlarını tek tek
değirlendiren AKP Genel Başkanı
gelmektedir. Ve “orta direk” olarak, geçmiş
genel seçimlerde çoğunlukla partisini
destekleyen esnafın 12 Eylül halkoylaması
için, çantada keklik olarak
algılanamayacağının göstergelerini öğrenmiş
olduğu ihtimali akla gelmektedir.
Esnafa verilen kredi faizlerinin aşağıya
indirilmesinden doğacak faiz farklarını
sübvanse etme görevi verilen Hazine’nin,
çiftçiler, memurlar, emekliler ve işçiler için de
kesenin ağzını açmasını bekleyen milyonların
sırada oldukları, özellikle iktidar cenahında
unutulmasın.
Sonuçta, 13 Eylül sabahından itibaren, bu
tür davranışların yükü nasıl olsa, ekmek
fiyatlarından başlayarak hepimize
yüklenmeyecek midir?
Bir anayasa referandumu için yürütülen
kampanyanın, genel seçim ortamına
dönüşmüş olmasının kime ve ne yararı var?
Aynı sorunun yanıtını, son konuşmalarında,
ne getirip ne götüreceği hesap edilmeden
cömertçe genel af vaat eden CHP Genel
Başkanı’ndan da öğrenmek gerekiyor.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Avcõ, Gülen’in emniyet, asker ve adliyedeki örgütlenmeden haberdar olduğunu söyledi
Gülen her şeyi biliyor
İstanbul Haber Servisi - Eskişe-
hir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı,
Gülen cemaatinin devlet içindeki ör-
gütlenişini belgeleriyle açõklayan
“Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün
Devlet, Bugün Cemaat” kitabõyla
ilgili tartõşmalara NTV’de yayõmla-
nan “Yazıişleri” programõnda açõk-
lõk getirdi. Kitabõnda birçok delil ol-
duğunu ve yargõnõn başlatacağõ bir
soruşturma içinde delillerin yerini
gösteren birçok açõklama bulundu-
ğunu vurgulayan Avcõ, cemaatin ür-
kütücü boyutlara varan örgütlenme-
sini “Bu cemaati engellemek kolay
değildir. Cemaatin asker ve poli-
sin içerisindeki hareketleri bilinir,
ancak görünmeyenler de vardır.
Hiç tahmin edilmeyen insanlar
hareketin içerisindedir. Yasal
merciler isterse elimdeki belge ve
delilleri veririm. Hem idari hem
de adli makamlara gerekli desteği
veririm” sözleriyle anlattõ.
Neden yazdım?
Bütün başvurularõna karşõn iktida-
rõn gerekli incelemeyi yapmadõğõnõ,
bu nedenle kitap yazma kararõ aldõ-
ğõnõ belirten Avcõ, şöyle devam etti:
“Çünkü Türkiye’de devlet bu şe-
kilde işler. Devlette en geç 60 gün
içinde dilekçelerin işleme konul-
ması gerekir. Benim tüm başvu-
rularım hiçbir şekilde işleme geç-
medi, o yüzden de kitap yazdım.
Benim dilekçelerimi de okursa-
nız, ben bunları hem Adalet hem
de İçişleri Bakanlığı’na sundum.
Sayın Adalet ve İçişleri Bakanlı-
ğımızın ben bu konuda istekli ol-
duklarını da hissettim. Ancak 8
aya kadar bir inceleme yapılma-
dı. Ben cemaatin kendi okulları-
na, kendi yaptıklarına karşı deği-
lim. Ben onların polis ve adliye
içerisine girerek suç soruşturma-
sına karşıyım. Kitabı yazmadan
önce cemaatin ileri gelenlerinden
bazılarıyla görüştüm. Onlara de-
dim ki, ‘Bakõn, bugün polis içeri-
sinde cemaatin yaptõğõ olaylar var,
birtakõm insanlara iftira atõlmakta-
dõr. Bunlar yanlõştõr. Ben size karşõ
tavõr alacağõm, beni dost olarak bili-
yorsunuz.’ Mesajımın Fethullah
Gülen’e gittiğini düşünüyorum,
gitmemesi düşünülemez. Cemaa-
tin ileri gelenleri bana bunu ilgili
yerlere taşıyacaklarını, konuyla
ilgileneceklerini söylediler. Ara-
dan 2 ay geçmesine rağmen bana
bir cevap gelmedi.”
Kitapta çok delil var
Gülen cemaati örgütlenmesine
ilişkin kitabõnda birçok delil bulun-
duğunu vurgulayan Avcõ, bu konuda
şu bilgileri verdi: “Elimde yete-
rinden fazla delil var, kitaba ekle-
sem cilt cilt kitap çıkardı. Ayrıca
şu an kimsenin Türkiye’de delil
toplama yetkisi yoktur. Bunu an-
cak mahkemeden izin alarak ya-
pabilirsiniz. Kitabımda yeterince
delil vardır, en basiti, diyorum ki
mesela İstanbul Özel Cumhuriyet
Savcılığı’nın dinleme kararı aldır-
dığı iki telefonu ben kullanıyo-
rum. Bu tip işlemler savcılarla
halledemezsiniz. Bu bir kamu
göreviyle ilgilidir. Bu görevlerin
yüzde 95’i kamu göreviyle ilgili-
dir. Tek başına bunu müfettiş ve
savcı da halledemez. Buraya çok-
tan müfettiş atanması gerekiyor-
du. Bu denetlemenin yapılması
lazım. Her şey çok kolay değil-
dir. Bu cemaatin çok basit
gibi gözüken faaliyetleri-
ni bir anda durdur-
mak kolay değil-
dir. Ancak
bir de
görünmeyen insanlar vardır. Bu
cemaati engellemek kolay değil-
dir. Ben bu işi biraz bilen bir in-
san olarak, bu göründüğü kadar
kolay değildir. En önemli şey ce-
maatin kendisine rol
biçmesi gerekir. Ce-
maat kendine yö-
nelik faaliyetleri
yapması lazım.
Onlar polisin,
askerin, adliye-
nin içine gire-
rek bir yere va-
ramazlar. Ya-
sal merciler is-
terse elimdeki
belge ve delilleri
vereceğim. Hem
idari hem de adli
makamlara gerekli
desteği veririm.”
Bilinmeyen
cemaat
üyeleri var
Avcõ, cemaatle ilgili bil-
diği her şeyi açõklamasõ-
nõn çok kolay olmadõğõnõ
da belirterek örgütün dev-
letin en üst düzeylerine
kadar örgütlendiğini söy-
ledi. Devlet içindeki ör-
gütlenmenin birkaç ata-
mayla safdõşõ bõrakõlama-
yacağõna da dikkat çeken
Avcõ, “Cemaatin asker
ve polisin içerisindeki
hareketleri bilinir, bili-
nen insanlar vardır. An-
cak görünmeyenler de
vardır, hiç tahmin edil-
meyen insanlar hareke-
tin içerisindedir. Burada
cemaat kendine rol biç-
mesi gerekir, cemaatin
görevi bu değildir. Siz
gizli bir faaliyetle, hele
de önyargılarla bazı so-
ruşturmalara karışırsa-
nız, soruşturmadaki
haksızlıklara da neden
olursunuz. Fethullah
Gülen, emniyet, asker ve
adliye içerisindeki örgüt-
lenmeden haberdar. An-
cak oradaki insanların
örgütsel faaliyetlerini
bilmiyordur. Teferruat-
tan haberi yoktur, uma-
rım bundan sonra mü-
dahil olur” diye konuştu.
Avcõ, açõklamalarõnõn
“komplo teorisi” olmadõ-
ğõnõ, bildiklerinin çok da-
ha fazla olduğunu belirtti.
Kitaba yönelik en yo-
ğun eleştirilerin anayasa
değişikliği referandumu
öncesi yayõmlanmasõ ol-
duğunu kaydeden Avcõ,
bu açõklamalarõn komplo
teorisi olduğunu belirte-
rek “Kitabın yayımlan-
ması özellikle referan-
dum öncesine getiril-
meye çalışılmadı. Kita-
bı geçen yıl mayıs ayın-
da yazmaya başladım.
2010 Mart’ta bitirdim
ve yayınevine teslim et-
tim. Ancak redaksiyon
işlemleri çok uzun sür-
dü. Zamanlamayla ilgi-
li bir düşüncem yoktu.
Kitabı yazmaya başla-
dığımda Türkiye’nin
gündeminde anayasa
referandumu dahi yok-
tu” dedi. Bu kitapla
kimsenin hedef alõnma-
dõğõnõ, devlete bir bütün
halinde bakarak yanlõşla-
rõ ortaya koymaya çalõş-
tõğõnõ kaydeden Avcõ, ki-
tabõnda “Terörle veya
yolsuzluklarla mücade-
le yöntemlerinin yanlış
olduğunu” kaydetti. Av-
cõ, kitabõnda eleştirdiği
diğer bir noktanõn da
“Devlete aşırı bağımlı-
lığı ve devleti aşırı yü-
celtirken insanı ıskala-
mak olduğu” değerlen-
dirmesini yaptõ. Susurluk
soruşturmasõnda ifade
verdiği zaman Emniyet
teşkilatõ ve devletin tüm
kurumlarõnõ karşõsõna al-
dõğõnõ anõmsatan Avcõ,
bugün de Gülen cemaati-
ni karşõsõna aldõğõnõ söy-
ledi. Avcõ, “Yeşil” kod
adlõ Mahmut Yıldı-
rım’õn da yaşamadõğõnõ
düşündüğünü söyledi.
E
skişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ, Fethullah Gülen
cemaatinin devletin emniyet, TSK ve yargõ kurumlarõnõn
üst düzeyine kadar sõzdõğõnõ söyledi. Avcõ, cemaatin
kendilerine muhalif tüm kadrolara yönelik karalama
kampanyasõ yürüttüğünü belirterek devletin güvenlik
birimlerinin yeterince denetlenmediğini ve yasal boşluk
kullanõlarak keyfi dinlemeler yaptõğõnõ söyledi.
A
vcõ, “Siz bir jandarma alayõnõ basamazsõnõz, bir savcõyõ
makamõnda tutuklayamazsõnõz. MİT bürosuna baskõn
yapamazsõnõz. Devletin savcõlarõnõ dinleyemezsiniz. İlhan
Cihaner’i makamõnda tutuklayamazsõnõz. Eskişehir’deki Jandarma
Alay Komutanõ’nõn evini Erzurum’da alõnan bir kararla
arayamazsõnõz. Bu hukukun çõldõrmõş olmasõdõr. Ergenekon
soruşturmasõnda pervasõzlõk ve hedef seçme var” dedi.
Kitabı
martta
bitirdim
Emniyet
müdürlerine
iftira atıldı
Avcõ, cemaatin Emni-
yet’in önde gelen isimle-
rine yönelik de iftiralarla
dava açõlmasõna neden
olduğunu da söyledi. Es-
ki Emniyet Genel Müdür
Yardõmcõsõ Emin
Aslan’õn davasõnda sav-
cõnõn sadece 2 saatte 7
dosyalõk evrak ve telefon
dinlemelerini okumuş ve
karar vermiş göründüğü-
nü belirten Avcõ, “Bu
imkânsızdır. Emin As-
lan, Sabri Uzun, bunlar
benim üstüm insanlar.
Benim cemaat içerisin-
de çok daha samimi
dostlarım var, en çok
onlara üzülüyorum,
bunlar çok düzgün in-
sanlardır. Ancak bir
noktadan verilen emir-
le bu insanlar başkala-
rına suç attılar. Vic-
danlı olmak apayrı bir
olaydır, siz hiç kimse-
nin onurunu, şerefini
karalayamazsınız. Ben
Mustafa Gürcü’yü çok
sevmem. Gürcü, hiçbir
şekilde suça karışmaz.
O kadar pervasızlar ki,
benimle uğraşacakları-
nı daha önce bazı med-
ya organlarına açıkla-
dılar. Telefonlarım din-
lenerek şantaj malze-
mesi toplamaya çalıştı-
lar, adımı karalamak
için” dedi.
Avcõ, devlete sõzmõş ce-
maat üyelerinin yasa dõşõ
ve keyfi dinlemelerle, ce-
maat karşõtõ insanlar hak-
kõnda fişleme yaptõğõnõ
söyledi. Devletin, yasadõşõ
dinleme yapanlarõ ve inter-
nete sõzdõrõlmõş konuşma-
larõn sorumlularõnõ hemen
bulabileceğini belirten Av-
cõ, “Bazı küçük aletlerle
kişilerin dinleme yapma-
sı mümkün ama GSM
sistemi, devlet imkânları
olmadan dinlenemez.
Özel kişiler dinleme yap-
sa bile devlet bunu he-
men bulabilir, A ve B ki-
şileri arasındaki konuş-
ma internete sızdırılmış-
sa dinlemeyi kimin yaptı-
ğı bulunabilir. Benim or-
taya çıkardığım şu oldu,
‘IMEI’ numarası üzerin-
den dinleme yapıyorlardı
ve bunu deşifre ettim.
Devlet güvenlik birimle-
rini yeterince denetlemi-
yor. Türkiye’de iftira at-
mak için keyfi bir dinle-
menin söz konusu olduğu
gerçektir” dedi.
Dinlemede
devlet
yardımı
Devletin
günahı fazla
‘Ergenekon da zorlama var’
“Hrant Dink olayına ge-
lirsek... Savcılar cinayet
işleyene mermi satanı bi-
le bulup konuştular. Bu
kişinin her şeyi tespit
edilmiş, aldığı simite ka-
dar belli. Siz neyi zorlu-
yorsunuz. Dink, devlet
içindeki bazı kesimlerin
tepkisini çekiyordu. An-
cak olayın faili belli.”
Ergenekon soruşturmasõnda da ben-
zer yöntemlerin uygulandõğõnõ ve soruş-
turmalarõn hukuk dõşõ yürütüldüğünü
belirten Avcõ, özetle şunlarõ kaydetti:
“Ben Türkiye’deki demokrasi dışın-
daki bütün yöntemlerin karşısında-
yım. Ergenekon gibi yapılanmalarla
mücadele ederken hukukun doğru iş-
lemesi gerekiyor. Benim kadar askeri
şimdiye kadar kimse açıkça karşısına
almamıştır. Ancak bugün soruştur-
malar hatalı yürütülüyor. Bugün
yargılanan insanlar bizim tahmini-
mizden çok daha fazla suç işlemiş de
olabilir ancak soruşturmalar belge-
lerle yürür.”
Askerler yanlış yargılanıyor
Hanefi Avcõ
merkeze alõnõyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka-
muoyunda yankõ uyandõran “Haliç’te yaşa-
yan Simonlar: Dün Devlet, Bugün Cema-
at” adlõ kitabõn yazarõ Eskişehir Emniyet Mü-
dürü Hanefi Avcı merkeze alõndõ. Avcõ hak-
kõndaki kararnamenin bugün Resmi Gaze-
te’de yayõmlanmasõ bekleniyor. Avcõ, merke-
ze alõnmasõ talebini içeren dilekçeyi önceki
gün Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ulaştõrdõ.
Dün saat 11.00’de NTV canlõ yayõnõna katõ-
lan Avcõ, burada “Şu andaki görevimden
merkeze atanmak için İçişleri Bakanlığı’na
başvurdum. Dilekçeyi tamamen kendi iste-
ğimle verdim, kendi tarafsız irademle bu
başvuruyu yaptım” dedi. Bu açõklamanõn ar-
dõndan Avcõ’nõn merkeze alõnmasõ ile ilgili
hazõrlanan kararname Başbakanlõk’a sevk
edildi. Kararnamenin, bugünkü Resmi Gaze-
te’de yayõmlanmasõ bekleniyor. Kararname-
de, Avcõ’nõn yerine herhangi bir atamanõn ya-
põlmadõğõ, Eskişehir’den bir emniyet müdür
yardõmcõsõnõn vekâlet edeceği öğrenildi.
DEVLET DİNK’E
TEPKİLİYDİ
Cihaner
‘Evet’ isteyen Bağõş’õ
protestoya 3 gözaltõ
İstanbul Haber Servisi - Sarõyer’de iftar
programõna katõlan ve anayasa değişikliğine
ilişkin yurttaşlardan “evet” oyu isteyen Dev-
let Bakanõ Egemen Bağış, Halkevleri üyesi
bir grup tarafõndan protesto edildi. “İftar sof-
ralarını siyasetinize alet ediyorsunuz” di-
yen 3 Halkevleri üyesi gözaltõna alõndõ. Sarõ-
yer Karakolu’na götürülen Halkevleri üyeleri
ifadeleri alõndõktan sonra serbest bõrakõldõ.
JET KARARNAME
HALKEVLERİ ÜYELERİ