19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - HSYK Baş- kanvekili Kadir Özbek ve üye Ali Suat Ertosun, kurulun ya- põsõnõ değiştiren anayasa deği- şikliği paketinin “yargıyı ta- mamen yürütmenin güdü- müne sokmayı amaçladığını” kaydetti. Özbek ve Ertosun, düzenlemeyle, “Yargı teşki- latının her iktidar değişikli- ğinde bir sarsıntı geçirerek si- yasi oyunların oynandığı bir arenaya dönüşebileceği” uya- rõsõnda da bulundu. Özbek ve Ertosun, HSYK’nin yapõsõnõ değiştiren anayasa pa- ketiyle ilgili “analitik bir in- celeme” kaleme aldõ. Yüksek yargõ kurumlarõ içerisinde da- ğõtõlan kitapçõkta özetle şu eleş- tiriler yapõldõ: Yargıya yürütme hege- monyası: Kurul üyelerinin önemli bir kõsmõ yürütme organõ tarafõndan belirlenmektedir. Kanun ile cumhurbaşkanõ, hiç- bir sõnõrlamaya tabi olmaksõzõn hukukçular arasõndan üye be- lirleme hakkõna sahip olmak- tadõr. Bakan ile müsteşar da ku- rul üyesi olduklarõ için kurulun 22 üyesinden 6’sõ yürütme or- ganõ tarafõndan belirlenmekte- dir. Türkiye Adalet Akademisi (TAA) Genel Kurulu’nun ağõr- lõklõ olarak bakanlõk bürokrat- larõndan oluştuğu dikkate alõn- dõğõnda, yürütme organõnõn doğrudan seçtiği üye sayõsõ 7’ye yükselmekte; hatta ba- kanlõk mensuplarõndan birisinin kurula seçilme ihtimali de bu- lunmaktadõr. Bu da kuvvetler ayrõlõğõ ilkesine aykõrõ olup yü- rütme organõnõn, kendisini de- netlemekle görevli olan yargõ organõnõ hegemonyasõ altõna almasõ anlamõna gelmektedir. Siyasi arenaya dönüşür: Kurul 3 daireden oluşacak olup dairelerin oluşumu ve işbölümü kanunla düzenlenecektir. Bu durumda TBMM’de çoğunluğu oluşturan yürütme organõ, yar- gõ bağõmsõzlõğõ açõsõndan en önemli iki konu olan atama ka- rarnamesini yapmak ve hâkim- lerin mütemir yetkilerini belir- lemekle görevlendi- rilen dairede çoğun- luğu sağlayacak şe- kilde bir kanun çõ- kararak yargõ üze- rindeki etkinliğini daha da arttõrabi- lir. Bu durumda yargõ teşkilatõ, her iktidar deği- şikliğinde bir sarsõntõ geçirerek siyasi oyunlarõn oynandõğõ bir arenaya dönüşebilecektir. Yü- rütme organõnõn ve bir siyasi partinin üyesi olan bakanõn, kendi partisini veya hükümetin üyelerinin istekleri, beklentile- ri veya dünya görüşlerine uygun hareket eden kurul üyelerini ko- rumak, aksi durumdakileri ise baskõ altõna almak için yetkisi- ni kullanma ihtimalinin bulun- masõ da yargõ bağõmsõzlõğõ ve ta- rafsõzlõğõnõ zayõflatacaktõr. Hukuka aykırı eylemle- re garanti: Kanun ile kurul, yürütme organõnõn temsilcisi olan bakanõn yönetimine bõ- rakõlõp bakan- lõğõn bir dairesi haline dönüştü- rülmektedir. Başkanõn (baka- nõn) yetkilerin- den bir kõsmõnõ başkanvekiline devredebileceği öngörülmektedir. Bu durumda bakan, istediği za- man belirli yetkilerini devrede- cek, istediği zaman geri alacak- tõr. Kuvvetler ayrõlõğõ ve yargõ ba- ğõmsõzlõğõ ilkelerine aykõrõ bu dü- zenlemelerle bakanlõğõn hukuka aykõrõ eylem ve işlemlerine ana- yasal garanti getirilmektedir. Yurttaşın hakkı elinden alınıyor: Hâkim ve savcõlar hakkõndaki soruşturmalarda be- lirleyici yetki bakana geçmek- tedir. Bu durumda uygulamada halen görüldüğü gibi bakan is- tediği hâkim ve savcõyõ baskõ al- tõna alabilecek, istediğini ise koruyabilecektir. Demokrasi sona erer: Yargõyõ, tamamen yürütmenin güdümüne sokmayõ amaçla- yan bu kanun, mevcut anaya- sanõn da gerisinde olup deği- şikliğin siviller tarafõndan ya- põlmasõ tek başõna öngörülen düzenlemelere haklõlõk ve meş- ruluk kazandõrmaz. Kanunun tek amacõnõn, kurul ve AYM’nin yapõsõnõ değiştirmek olduğu anlaşõlmaktadõr. Hu- kuk devletinin temeli bağõmsõz yargõdõr. Yargõnõn bağõmsõz ol- mamasõ, anayasanõn 2. maddesi uyarõnca değiştirilemeyecek olan hukuk devleti ilkesinin ortadan kaldõrõlmasõ anlamõna gelir. Bu da demokrasinin so- na ermesi demektir. CMYB C M Y B 27 AĞUSTOS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Aklın zincirlerini çözmek, sevdanın tohumlarını atmak, havayı solumak, göklerin koynunda uyumak... Yeni bir ateşin aydınlık sabahından uyandığınızda düşlerinizle avunmak, insan olmanın onuru değil midir? Yaşadığımız coğrafya, demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler... Serin bir yaz akşamında, eylül yine kapımızı çalıyor işte... 15 gün sonra sahil kasabaları boşalacak, kendi yalnızlığını çizecek... Çocukların şarkılarıyla uyandım dün sabah... Çocukların gözlerindeki sevinci ve umudu gördüm bahçede çiçeklerin arasında dolaşırken. Mavi serin bir ufkun çizgisinde yaşamı düşündüm, Meriç kıyısından önce Çukurova’ya, sonra Ağrı eteklerine, Aras Irmağı’na, oradan da bir kuşun kanatlarında Kızılırmak’a uçtum... Malabadi Köprüsü’ndeki çocukları düşünürken, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde iki ayda altı genç kızın neden intihar ettiğini düşündüm uzun uzun. Bir toplumda genç kızlar neden intihar ederdi? Bu soruya yanıt ararken, çekilen çileleri, kan emicileri, aklımıza vurulan zincirleri, feodalizmi, adına töre denilen o vahşeti anımsadım her zamanki gibi. Benim ülkemde genç kızlar, kadınlar intihar ediyordu... Neden? Yoksa, aşiret reisleri, şeyhler “ölüm buyruğu” verdikleri genç kızlar için “aile meclislerini” uyarıyor muydu? “Öldürmeyin, intihara zorlayın onları!..” Haberleri okudum, bir araştırma yaptım... 21 Ağustos’ta Diyadin’e bağlı Yeniçadır köyünde anne ve babası küçük yaşta ölen S.Ç, birlikte yaşadığı dedesi Alican Ç. tarlada olduğu sırada av tüfeğiyle kendisini vurup yaşamına son vermişti... Bir kız çocuğunun av tüfeğiyle intihar etmesine ben inanmadığım gibi, kadın dernekleri de inanmıyor. Diyadin Belediye Başkanı Celal Tanrıverdi’yi bir TV kanalında dinledim... Şöyle diyordu: “İlçemizde son iki yıl içinde altı kadın ve kız, çeşitli nedenlerden dolayı intihar etti. Bu olaylar bizi derinden yaraladı. İlçemizde ve köylerde ergenlik çağındaki kız ve erkek çocuklarına yönelik bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır. Feodal yapıdan kurtulmak için gençlerimiz mutlaka bilgilendirilmelidir.” Belediye başkanı BDP’li... BDP’liler feodal yapıdan hiç söz etmezlerdi... Aslında o kanayan yara, içimizi acıtan, yüreğimizi derinden vuran töre cinayetleri feodal yapının, aşiret geleneğinin ürünüdür. 15 yaşındaki kızların yaşlı erkeklerle evlendirilmesi, çocuk annelerin bölgede çığ topuna dönüşmesi bu yüzdendir. Toprağa teğellenmiş bir çimen gibidir oralarda yaşam. Dal parçasının geçirildiği dalganın desenine benzer. Aşkını yüreklerine gömen genç kızların öyküsünü çok yazdım... O öykülerde hep acı ve gözyaşı vardı... Nazik el Melaike’nin dizelerinde olduğu gibi: “Akşam geçip gitti ve neredeyse kayboldu ayın yüzü. Yazık! İkinci akşam da birinciye eklenmek üzere. İşte gözlerimizin önünde sona eriyor mutluluk. Sen gelmedin ve yitirdik seni, Öteki dileklerimizle birlikte. Sen yoksun, yerin boş kaldı. Darmadağın olmuş bizler soluğumuzu kesip, Sabırsız ve sıkıntılı, sorup durduk gelmeyen ziyaretçiyi.” İkinci akşam değil, yıllar birbirine eklendi ve feodal yapı kırılmadı Güneydoğu’da... Tüm dilekler asılı kaldı, toprak damlı evlerin duvarlarında... El Melaike’nin dizelerinde olduğu gibi sahranın derin hayatında kumun alevi üzerinde öldü kadınlar ve kızlar... Öldürüldü! Tacize uğradı! Sokak ortasında ağabeyleri, babaları tarafından vuruldu! Bir kentin ışıltısı, mezraların, köylerin yalnızlığı düştü gece yarısı düşlerimize... Hep baktık... Yazılar yazdık... Toplantılar düzenledik... Filmler çektik... Dizilere konu yaptık... Bol paralar kazandık dizilerden... Sömürdük onları, sömürdük! Düşler nasıl donarsa zehirli dalgalarda, onların ölümleri de öyle oldu. 1995-2000 yılları arasında Batman’ın kırsalında 28 genç kadın ve kız intihar etti... İntiharlar o bölgede Türkiye ortalamasının tam iki katıdır... Acaba bunlar intihar mı yoksa “intihar süsü” verilmiş töre cinayetleri mi? Ya Ağrı’nın Daldalık köyünde yaşayan ve Muğla Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı ikinci sınıf öğrencisi Ömer Çetin’in dramı?.. Bir babanın gözyaşları... Ömer inşaat işçisi değildi ama müteahhit onu üçüncü kata çıkarmıştı duvar ustası gibi... Okumak için yazın çalışan bir genç... Açlık sınırı altında yaşayan 10 milyon insan... Ufukta ince bir bulut, kimsesiz bir gölge arıyorum sığınacak... Beni anılarımdan arındıracak... Bulamıyorum! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yalnızlığın Fotoğrafı... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Başkanvekili Özbek ile üye Ertosun, HSYK’nin yapõsõnõ değiştiren düzenlemeyi yazdõklarõ kitapçõkla eleştirdi ‘Yargısiyasiarenayadönüşecek’ ‘Genel af’ açıklamasına BDP desteği Kõlõçdaroğlu’nun af ve Öcalan’la görüşme konusundaki tavrõnõ “Devlet adamõnõn göstermesi gereken tepki” olarak yorumlayan BDP’li Yõldõz, CHP’nin tekrar sosyal demokrat bir parti olacağõnõn sinyalleri olduğunu düşünüyoruz” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda- roğlu’nun, Kürt sorunu- nun çözümü konusunda “genel af ve terörü bi- tirme olasılığı varsa dev- letin Abdullah Öcalan’la görüşülebileceğine” iliş- kin açõklamalarõna, uzun süredir bu görüşü savunan BDP’den destek geldi. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, Kõlõçdaroğ- lu’nun bir haftada bölge- ye yaptõğõ gezilerdeki açõklamalarõnõn son dere- ce önemli olduğunu belir- terek “Bu açıklamaların CHP’nin tekrar sosyal demokrat bir parti ola- cağının, sosyal demok- rasiye döneceğinin sin- yalleri olduğunu düşü- nüyoruz” dedi. Yõldõz, şu görüşleri dile getirdi: “Sayın Kılıçdaroğ- lu’nun, hem Kürt soru- nunun bir tarafı olan PKK ve Öcalan’la gö- rüşülmesinin devletin il- gili kurumlarıyla görüş- mesinin normal olduğu yönündeki sözleri, hem de genel af açıklamasını, bir devlet adamının gös- termesi gereken bir tep- ki olarak değerlendiri- yoruz. Gerçekçi, soru- nu anlayan, sorunun çö- zümünün nerede oldu- ğunu anlayan bir yakla- şım ortaya koyuyor ki bu sorunun en önemli parçası. Kılıçdaroğ- lu’nun Öcalan’la görüş- me olayını abartmama- sı ve bunu normal de- ğerlendirerek, bunun üzerinden siyaset yap- mamasını önemsiyoruz. Sorun çözülecekse şüp- hesiz bizim ‘toplumsal barõş yasasõ’ dediğimiz, Kılıçdaroğlu’nun, ‘af ya- sasõ’ dediği yöntem bü- yük katkı sağlar. O ne- denle Kılıçdaroğlu’nun son bir haftadır yaptığı açıklamaları, sorunun çözümü için atılmış çok önemli bir adımdır. Umarım referandum- dan sonra hem CHP, hem AKP ve diğer mu- halefet partileri bu ko- nuda bir araya gelme becerisini gösterir. ” ‘UMARIZ SÖZDE KALMAZ’ Kõlõçdaroğlu, ‘Genel af’, ‘Öcalan’la görüşülebilir’, ‘Muğlalõ Kõşlasõ’nõn adõ değişsin’ dedi CHP’denGüneydoğuaçõlõmõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu seç- menine sõcak mesajlar verdi. Kõlõçdaroğlu Abdullah Öca- lan’la görüşme tartõşmalarõyla ilgili olarak “Devlet bu tür te- maslar yapabilir, ama bu iliş- kiler iktidarda kalmak için ya da referandumda ‘evet’ al- manın bir aracı olamaz” der- ken Tunceli’de “Hayır deyin, toplumsal mutabakatla do- ğudan batıya, kuzeyden gü- neye genel affın yolu açılsın” çağrõsõ yaptõ. Van Özalp’teki kõşlaya 33 köylüyü kurşuna dizdiren Mustafa Muğlalı’nõn adõnõn verilmesini eleştiriren Kõlõçdaroğlu, kõşlanõn adõnõn değiştirilmesini istedi. CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Haluk Koç başkanlõğõnda bir komisyon tarafõndan hazõr- lanacak yeni Güneydoğu rapo- runun en önemli başlõklarõn- dan birinin genel af konusu ol- masõ bekleniyor. Kõlõçdaroğlu, uçakta gaze- tecilerin sorularõnõ yanõtlarken “81 ilden sorumlu olan kişiler referanduma kadar ekip ha- linde dolaşacaklar. Doğuda görev alanlar batıya, batıda görev alanlar daha sonra do- ğuya gidecek. Böylece karşı- lıklı düşünceler partiye akta- rılmış olacak. Hem örgütleri harekete geçiriyoruz, hem de milletvekillerini. Bölgede gö- rev yapan arkadaşlarıma ri- ca ettim, insanları dinleyin, hiçbir düşünceye itiraz et- meyin, ne düşünüyorlarsa açık yüreklilikle söylesinler, dedim. Bu yapacağımız bi- rinci tur. Daha sıklıkla gide- ceğiz bölgeye” dedi. Kõlõçdaroğlu, Güneydoğu ra- poruyla ilgili komisyon üyele- rinin Şõrnak’tan Kars’a, Mar- din’den Ardahan’a dek gidip yurttaşlarla konuştuklarõnõ ifa- de ederken “Rapor ne zaman yayımlanır” sorusu üzerine “Seçimlere doğru olabilir” karşõlõğõnõ verdi. Mart ayõnda grup başkanve- killiği döneminde Batman’da “Toplumsal barışın bir par- çası olacaksa genel affa ‘evet’ deriz” diyen Kõlõçdaroğlu’nun bu sözleri partiyi karõştõrmõştõ. CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal, af konusunu gündeme ge- tirmenin ve buradan bir arayõşa girmenin doğru olmadõğõnõ söy- ledi. Kõlõçdaroğlu ise “Bugün- kü koşullarda bir genel affın olabileceği gibi bir düşünce söz konusu değil. Bugün terör var. Terör bitti mi ki biz bir affı gündeme getirmiş ola- lım” açõklamasõnõ yapmõştõ. Mustafa Muğlalı Kışlası Meclis gündeminde ABİDİN YAĞMUR MERSİN - CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, 30 Temmuz 1943’te Van’õn Özalp ilçesinde, 33 köylünün gözaltõna alõndõktan sonra 3. Ordu Komutanõ Or- general Mustafa Muğlalı’nõn emriyle mahkemeye çõkarõlmadan kurşuna dizil- diğini anõmsattõ. Muğlalõ’nõn bu olayõn ardõndan ölüm ce- zasõna çarptõrõldõğõnõ ancak temyiz aşamasõ tamamlanmadan vefat ettiğini belirten Öztürk, 2004’te Genelkurmay Başkanlõ- ğõ tarafõndan Özalp’taki Jandarma Sõnõr Ta- buru’nun adõnõn Mustafa Muğlalõ Kõşla- sõ olarak değiştirildiğine dikkat çekti. Bu durumun bölge halkõnõn tepkisine neden olduğunu vurgulayan Öztürk, önergesin- de Başbakan Erdoğan’a şu sorularõ yöneltti: “16 Mart 2004 tarihinden bu zamana kadar bölge halkının tepkisine rağmen kışlanın adını neden değiştirmediniz? Mustafa Muğlalı Kışlası’nın adını de- ğiştirmeyi düşünüyor musunuz? ” Meclis’i toplayõp seçim barajõnõ düşürelim ADNAN AVUKA MARDİN - BDP Genel Başkanõ Sela- hattin Demirtaş, “Türkiye demokratik özerklikle yönetilecek. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Böl- ge parlamentolarımız da olacak, kent mec- lislerimiz de olacak. Ve bölge halkı kendi kendini yönetecek. O zaman kendi anava- tanımızda bir nefes özgürlük solumanın mutluluğunu hep be- raber yaşayacağız” dedi. Demirtaş, seçim barajõ düşürüldüğünde BDP’nin 80 milletve- kili çõkaracağõnõ savundu. BDP Genel Başkanõ Demirtaş, re- ferandum mitinglerine Mardin’in Midyat ilçesinde devam etti. Otogar Alanõ’ndaki mitinge yaklaşõk 3 bin ki- şi katõldõ. Referandumu boykot çağ- rõsõnõ yineleyen Demirtaş, “Sürya- nisiyle, Arap’ıyla, Türk’üyle, Kürt’üyle bütün Midyatlılar di- yeceğiz ki, madem sen bu anaya- sadaki Kenan Evren ruhuna do- kunmuyorsun, madem herkes Türk’tür, madem herkes Türkçe konuşmak zorundadır, madem tek anadil Türkçedir, madem tek mil- let vardır, o halde al- sana boş sandıklar, al sana boykot” diye ko- nuştu. Yeni anayasayõ desteklemek için ta- lepleri olduğunu yine- leyen Demirtaş, şunlarõ söyledi: “Meclisi toplaya- lım, iki günde seçim barajını düşürelim. O zaman BDP 80 milletvekili ile Mec- lis’e gelir. Saadet Partisi de gelir, o da gelsin. Meclis dışında kalan partiler gelsin, o zaman Meclis’te el ele verelim, Kürt so- rununu çözelim. Başörtüsü sorununu çözelim. Alevilerin sorununu çözelim. Emekçilerin, iş- çilerin, öğrencilerin sorununu çö- zelim, yeni anayasayı o zaman be- raber yapalım. Peki Başbakan ne diyor? ‘Baraj düşmez’ diyor. ‘Ana- dilde eğitim olmaz’ diyor. ‘Özerklik olmaz’ diyor. ‘Anayasal vatandaşlõk olmaz’ diyor. Peki senin bu boş va- atlerine karşı biz de sana boş san- dıkları göndermez miyiz Tayyip Erdoğan. Yeni bir anayasa olmaz- sa kendi anavatanınızda özgürce nefes almanız imkânsızdır. Ve biz yeni anayasayı dilene dilene değil, direne direne kazanacağız.” BDP GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Boykot çağrõsõnõ yineleyen Demirtaş, Erdoğan’a “Madem anayasadaki Kenan Evren ruhuna dokunmuyorsun, o zaman al sana boş sandõklar, al sana boykot” diye seslendi. OKAY: AF İÇİN TOPLUMSAL MUTABAKAT ŞART ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun ge- nel afla ilgili sözleri tartõşma yaratõrken Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay dün MYK toplantõsõndan sonra yaptõğõ açõk- lamada “Toplumsal mutabakatı bir şart olarak öne süren bir af beyanıdır” dedi. CHP MYK’nin dünkü toplantõsõnda Kõlõçda- roğlu’nun son gezisi değerlendirildi. Okay, CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’ya gidemeye- ceğine ilişkin söylemlerin ardõndan, Bin- göl’de AKP’li küçük bir grubun protesto ey- lemi yaptõğõnõ ifade etti. Okay, “Başbakan Tayyip” ve “Kahrolsun CHP, Kılıçdaroğ- lu” sloganlarõ atõldõğõna dikkat çekerken “Protestocuların AKP ilçe yöneticileri, be- lediye meclis üyeleri ile belediye personeli olduğu” tespit edildi. İktidar partisinin refe- randum çalõşmasõ sõrasõnda devletin tüm im- kânlarõnõ kullandõğõnõ öne süren Okay, “Acı- masız bir harcama içindeler. Buna devle- tin otobüsü, uçakları, helikopterler dahil. CHP mütevazı koşullarda halkın büyük desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle