19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğiu (tano1turkoglu@gmail .com) CÛ O Ertuğrul Özkök'ün "Arta Kalan Zamanda" adlı arya seçki- sinde bahsettiğio Borges öyküsünün sonunda yazargele- cek yüz yıl içinde yüz ciltlik efsanevi ansiklopedinin ikinci baskısınm birisi tarafından ortaya çıkarılabileceğini umu- yor. Bugün aradan 70yılgeçmiştirve TlönAnsiklopedisi'nin 2. Baskısı'nın dijitalkültürün sunduğu imkanlardikkate alın- dığında, kısa süre içinde "bulunup"ortaya çıkarılmamasıiçin birneden kalmamıştır. Bir Borges Ansiklopedisi: VVikitlon Ertuğrul Özkük'ün sevdiği aryalardan derlemiş olduğu Arta Kalan Zamanda isimli müzik seçkisiyle (iki yıl gecikmeyle) yeni tanıştım. Her ne kadarzürafalı bir öyküyle taçlandırılan arya favori listeme girdiyse de baş- ka bir aryanın arasına sıkışmış olan o Borges öyküsü dikkatimi çekti. Belki de öncelikle seçkinin formatmdan bahsstmek gerek. Aynı iki CD'den oluşan seçkinin ilk CD'sinde Özkök seçtiği her aryayla ilgili birer anı-öykü de eklemiş. Kenan Işık da bunları seslendirmiş. Özellikle Tuhaf isimli son kitabını okuduktan sonra bunlara anı-öykü demenin daha doğ- ru olacağını düşündüm. Yani gerçekile fantezinin birbirine kanştı(nldı)flı metinler. Borges öyküsüne ismini belirtmeden atıfta bulunuyor Özkök. Öyküdeki bazı detayları anımsadığı kadarıyla alıntılıyor. Öykü Erzurum dolayların- da (kurulduğu sanılan) bir medeniyetten bahsediyor. Işin ilginci bu uy- garlıkyazann evinde yer alan bir Britannica Ansiklopadisi'nin bir cildi- nin son maddesi olarak geçiyor, ama o ansiklopedinin başka hiçbir nös- hasında o maddeyokl Bunu da daha sonra kapısına gelen bir okurla olan dialogundan anlıyoruz. Okur böyle bir ansiklopedi maddesinin olmadığını belirttiğinde, Özkök'e göre, Borges şöyle yanıtlıyor: "Hayret! Bendeki Britannica'da var". 1986'nın 1 Haziran Cumartesi günü, kısa süre önce ölmüş olması ne- deniyle, Cumhuriyet'tetam sayfa kendisinden bahsedilen birmakale ve- silesiyle tanışmıştım Borges ile. 0 gün öğleden sonra Ankara Zafer Çarşısı'ndaki bir kitapçıdan aldığım (o zamana dek Türkçe'ye çevrilmiş olan) iki Borges kitabından birisi olan Yollan Çatallanan Bahçe'de geçer Özkök'ün anımsadığı öykü. Geçtiğimiz günlerde Thasos Adası'nda bir hafta sonu geçirmek üze- re yola çıkarken sırt çantama sayfaları artık sararmış o kitabı da koydum. Adanın güney batı tarafındaki Potos kıyı kasabasında güneşin altında tem- bellik yaparken önce bu öyküyü okumayı tercih ettim. Beklediğim üzere öykü Özkök'ün "am" kısmına giriyordu; gerçekti (hat- ta Borges'in yazdığı ilk öykülerdendir). Ancak ansiklopedi maddesiyle il- gili detaylar gerçeğin yorgun bellek tarafından zorunlu modifiyeye tabi tutulmuş hali gibiydi; fanteziydi. Borges'in kapısına dayanan bir okuru yok- tu ama başka nüshalarda bulunmayan, ancak tek bir nüshada yer alan, ansiklopedi maddesi vardı. Söz konusu ansikopledi Britannica değildi ama onun 1902tarihli baskısınm korsanı olan Anglo Amerikan Ansiklopedisi idi. "Korsan madde" Borges'in (kiraladığı) mobilyalı evdeki ansiklopedi- de değil, yakın arkadaşı Bioy Casares'teki nüshada yer alıyordu vs. Öykü geliştikçe, bu uygaıiığın belli bir yörede kurulmuş bir ülke (Uqbar) değil, tüm dünyaya yayılmış bir uygarlık (Tlön) olduğunu öğreniriz. Bu uy- garlığı anlatan (her biri bin sayfa olan) yüz ciltlik bir başka ansiklopedi- nin tesadüfen bulunan XI. Cildi ise üzerinde derin araştırmalar yapma- larına vesile olur Borges ve arkadaşlannın. Böylece pek çok filozof, bi- lim adamı, entellektüelin bir araya gelerek, (idealize edilmiş) bir uygar- lığı ve tarihini (hiç değilse kağıt üzerinde) kurduklarını öğreniriz. Bu öyküyü okurken, dijital küttörün bugOn sunduğu imkanlan kulla- narak Borges'in bu fantazisinin kolayca hayata geçirilebileceği düşünü kurdum. Basitçe bir vviki ortamıdır bu. Wikipedia ya da VVikilaaks gibi. Belki adı da WikîTlon olacaktır. Borges'in anısına, Borges-sever aydınlar, okur- lar oturup kendi meslek alanlarınınn idealize edilmiş modellerini Tlön Uygarlığı'nın o konudaki realitesiymiş gibi bu sanal ansiklopediye ekle- yebilirler. BsHci de Borges'in öykünün sonunda bahsettiği ve gelecekyüzyıl için- de bulunacağına inandığıyüz ciltlik o "Tlön Ansiklopedisi'nin 2. Baskısı" internet üzerindeki bu WikiTlon olacaknr. BILİM TARİHİ I Bilimde otorite üzerine Yüksek Mühendis Mektebi'nde fizik pro- fesörü olan Salih Murat (Uzdilek), Cumhuriyetgazetesinde birsüreden be- ri devam etmekte olan Darülfünun tartış- malarına dört yazıyla katılarak, Darülfünun'un nasıl düzeltilebileceği ko- nusundaki görüşlerini açıklamıştır. 4 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet'teki "Daha iyi bir Darülfünun yapabiliriz" başlıklı üçüncü ya- zısında ise ağırlıklı olarak, bilimde otorite konusu üzerinde durmuştur. Yazısının bu konuyla ilgili bölümü şöyledir: Hazırlayan: Osman Bahadır "...Bu yüksek ilim müessesesinin ıslaha muhtaçol- duğunu hepimiz kabul ectikten sonra tenkide (eleş- tiriye) gücenmemek lazımdır. İrşatları (uyarıları) hüsnü telakki (iyi kabul) etmeliyiz. Geçen gün bir mü- derris arkadaşım Sorbon'daki iki fizik hocası arasın- daki münakaşalardan bahsediyordu. Tamamen şah- si mahiyette olan bu münakaşa 30 sene sürmüş. Şahsi mahiyettc demekle hususi hayatı kastetmiyorum. İlim noktai nazanndan şahsi mahiyet demek istiyo- rum. Hatta biz de böyle konuşsak ne çıkar? Darılmamalıyız. Demokrasiye layık olduğu veçhile mü- nakaşalara alışalım. Ben otoriteyim demek meseleyi hallermez. Bi:de sıkça geçen kelimelerden biri de, ilnıi oto- ritedir. Bizde âlimin mevcut olmadığını kabul ettik- ten sonra, âlime has olması lazım gelen ilmi otorite- nin kuvveti ne kadardır? Bizdcki ilmi otoritelerin ço- ğu bu vasfı sandalye veya kürsüden almıştır. Çünkü ilmi müesseselerimizin çoğu teşekkül devresindedir. Ve otorite de böyle iktisap edilmiştir. (kazanılmıştır.) Buna şeyhin kerameti kendinden menkul denir. Mesela Fen Fakültesi'ni ele alalım. Muayyen za- manda, muayyen bir nazır, muayyen bir zatı davet edip bir fen fakültesi için bir kadro istiyor. O zat arkadaş- larını seçiyor. İşte o otoritenin meydana çıkardığı oto- rite peykleri. Bilir misiniz, ilimde otorite ne kadar teh- likclidir. Bilhassa ilk otorite kendisinden yüksek ve- ya müsavi (eşit) otoriteleri ekarte ederse. İlim tarihinden misaller alayım. Batlamyus oto- ritesi yüzünden zayıf addedilen fakat hakikati gören ilim adamları, güneşi merkeze getiremediler. Nihayet Kopemik bunu yapabildi. Fakat bir asır meccanen (bu- rada, boşu boşuna anlamında) geçti. Hatta Kopemik bile bunu getiremedi, çünkü Engizisyonotoritesi (!) Bruno'yu yaktı ve Galile'yi susturdu. İlim tarihi bize gösteriyor ki, Galile'yi engizisyo- na çeken bizzat engizisyon dcğil, Galile'yi çekemcyen meslektaşlarıdır. Onu zındıklıkla itham ederek engi- zisyona çektiler. Aristo otoritesinin tecrübi ilimler- deki tesirleri hemen 16 asır sürdü. Galile imdada ye- tijmeseydi, kimbilir ne kadar sürecekti? Newton otoritesi İngiltere'yi bir asır riyaziyeci (matematikçi) yetiştirmekten mahrum bıraktı. 18. asır riyaziye tari- hinin İngiltere sahifeleri yevrilirse, Maclaurin'den maa- dasını (başkasını) bula- mazsınız, o da İskoçyalıdır. İlim tarihinde daha buna benzer ne hakikatler var. Bu halde kuru otori- te kalkanmı tutarak taar- ruza geçmek değil, müda- faada bulunmak bile hoş gelmiyor. Bizde bir de dip- lomaya fazlaca ehemmiyet verilir. Bazı yerlerde dip- lomanın rolü yoktur. Mesela, bugün dünyanın büyük mütefckkirlerinden (düşünürlerinden) sayı- lan ve tarih kitabı ellerde dolaşan H.G.Wells, Londra Darülfünunu (Üniversitesi) Fen Fakültesi'nin hayvanat zümresinden rüus (sertifika) almıştır. Otorite olmak için çok okumak, okuduğunu haz- nıetmek ve bunu başkalanna ispat etmek lazımdır. Bazı ahvalde (durumlarda) diplomanınNasrettinHoca'nın kürkündcn farkı yoktur. Statik otorite insanı aldatabilir. Yüksekteki lx^ş ma- deni balonuh kudret-i mekniyesi aşağıdan bakanla- ra belki büyük görünür. Fakat düştüğü zaman anlaşı- lır ki, boşmus,. Onun için statik otoritelere aldanmak doğru değildir..." Salih Murat (1891-1967) SEMİVARİOGRAMLARLA MEKÂNSAL ÇEŞİTLİLİGİN SAYISALLAŞTIRILMASI Dr.Servet Ahmet Çizmeli'nin mastertezi Yayınevi: Lambert AkademikYayınlan Araştırmalarını biyo-optik oşinografi, uzaktan al- gılama ve açık kaynak masaiistü ve web uygulamalan konusunda sürdüren Dr.Servet Ahmet Çizmeli, uydular aracılıyla elde edilen bilgiler yardımıyla deniz bilimleri,tarım, haritacılık, arkeoloji, jeoloji gibi bilim dallarında önem- li adımların atılacağını öngörüyor. Mekânsal Çeşitliliğin Sayısallaştırılması başlıklı mas- tertezi Lambert AkademikYayınlan'ncaya- yına değer bulundu. 2008-2009 öğretim yılında ODTÜ'de ya- rı-zamanlı ders veren Dr. S. Ahmet Çizmeli bu öğretim yılında Kanada'daki Sherbrooke Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapacak. Çizmeli'nin tez/kitabı şu konuları içeriyor: Uyduların ve değişik hava taşıtlarının üzerine yer- leştirilen algılayıcılar, gezegenimiz hakkında birçok değerli bilgi içeren sayısal görüntüler üretir. Bir gö- rüntü, doğal ortamdaki mekânsal detayları sadece belli bir ölçek aralığında gösterebilir. Bu aralığın dı- şında kalan detaylar ise kaybolur. Bir gö- rüntünün içerdiği detay, o görüntünün me- kânsal ölçeği (çözünürlüğü) ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla aynı alan üzerinde de- ğişik çözünürlükte kaydedilmiş çeşitli gö- rüntüler birbirinden çok farklı bilgiler içe- rebilir. Söz konusu karmaşık mekânsal iliş- kileri daha iyi anlayabilmek için mekânsal değişkenliğin sayısal modellenmesi yarar- lıdır. Bunun için mekân istatistiği yöntem- leri kullanılabilir. Mevcut çalışma dahilin- de doğal ortamın mekânsal değişkenliğini semiva- riogram tekniği kullanarak niceliksel olarak ölçen ve bu bilgiyi uzaktan algılamadaki ölçek problemine uyarlayan başit biryöntem geliştirilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle