22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Aslında çok da yadırganacak bir durum değil. Çünkü Türkiye’de pek çok kesim soğuk savaş mantığından, o dönemin düşünme biçiminden kurtulabilmiş değil. Bu tabloyu küresel ölçeğe şöyle yansıtabiliriz. 21. yüzyılın nasıl şekilleneceği henüz netleşmedi! Afrika’dan Asya steplerine Grönland’dan Latin Amerika’ya genel kaynamanın başlıca nedeni bu! 21. yüzyıl kimin yüzyılı olacak? Soruyu açmadan önce son birkaç yüzyılı özetleyelim: 16, 17 ve 18. yüzyıl, Avrupa’nın burnunda biçimlendi. Portekiz ve İspanya karada, denizde dünya ölçeğinde imparatorluk kurdu. Bugün bile o imparatorluklardan izler var. Brezilya’nın resmi dili Portekizce, başta Latin Amerika olmak üzere dünyada 20’yi aşkın ülkenin resmi dili İspanyolca, Filipinler adını, İspanya kralı II. Filip’ten almıştı, öylece duruyor. 19. yüzyıl tartışmasız İngiltere’nin. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk o dönemin enerjisini bugün de kullanıyor. Avustralya bir koca yüzyıl sonra İngiltere’den ayrılıp bağımsızlığını ilan etmeyi oyladı; hayır çıktı. 19. yüzyıl biterken Afrika’nın tam 3.7 milyon milkarelik bölümü İngiliz sömürgesiydi. 20. yüzyıla Amerika damgasını vurdu. Önce uzun süren iç savaşların ardından kendi iç barışını kurdu, sonra dünya hâkimiyeti kurdu. 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle iki kutupluluk sona erdi. ABD, tek başına yeni bir dünya düzeni kurmaya girişti. 2000’lerin başında ABD’nin 21. yüzyıla verdiği ad şuydu: Yeni Amerikan yüzyılı! Buna karşılık Çin’in tezi de şu: Uygarlık gelini 4 bin yıl önce Çin’den yola çıktı. Ön Asya’ya geldi, Ege üzerinden Avrupa’ya ulaştı. Oradan Amerika’ya geçti. dünya yuvarlak olduğuna göre Amerika’dan yeniden Çin’e geldi! ABD, Çin’i ikincilleştirmek için kimi alanlarda kendine ortak etmekten kimi alanlarda yok etmeye kadar her yöntemi deniyor. Rusya elinde vana, bana mısın demiyor; küresel rollerini zorluyor. Avrupa Birliği için şu tanım kullanıldı: Ekonomik dev, siyasal cüce! Başta Yunanistan olmak üzere kimi AB ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz bu tanımı sarsıyor. Doğu Bloku’nun çökmesinin ardından rol kapma telaşıyla genişleyen AB, bunun hakkını verecek politikalar üretemiyor. Bu yarışın ortasında Türkiye ne yapacak? Komşularla bütün sorunları sı-fırlama diye bir “buluş” ortaya atıldı, olmadı. Sıfır gibi bir mutlak rakam sadece matematikte vardır. ABD, Rusya gibi büyük ülkelerle ilişikilerimizde ise, denge sorunu var. Ya kafa tutma ya çanak tutma! Türkiye’nin tutabileceği yol kuruluş kökenlerinde apaçık duruyor. Atatürk, Doğu’da Kâbil’e uzanan Sadabad Paktı’na, Batı’da Belgrad’a uzanan Balkan Paktı’na öncülük etmişti. Bugün de aynı anlayışla çevremize ve dünyaya açılabiliriz. Ama gittiğimiz ülkenin kalıbına girerek değil, biz olarak! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada anayasa değişikliğini anlatmaları için il il, ilçe ilçe, köy köy, hatta mahalle mahalle gezmeleri emrini veriyor. Birinin derdi “herkese iş, herkese aş!” Ötekinin derdi iktidarı bırakmamak, tek adamlığını pekiştirmek için referandumdan mutlaka evet oylarının hayır’lara baskın çıkmasını sağlamak! Recep Bey diye anılmasından rahatsız olmuş. CHP’deki genel başkan ve yönetim değişikliğiyle söylem farkından ürkmüş. Son konuşmasında ağız dolusu hakaret yağdırıyor Kılıçdaroğlu’na, “Sabah rüzgârıyla gelen akşam rüzgârıyla gider”miş. Ya karşısındaki “Sabah namazı ile gelen ikindi namazıyla gider” derse, RTE’nin siyasal meşrebine uygun bir benzetme yapmış olmaz mı? Medyayı “candaş medya, yoldaş medya” diye tanımlıyor. Candaş medya bir an önce iktidardan gitmesini içten, candan duygularla isteyen, bekleyen medya! Yoldaş medya yıllardır halkın yaşam sıkıntılarına candan sahip çıkan bir genel başkan gördüğü için destek veren medya! İster candaş diye, ister yoldaş diye sınıflandırsın medyayı; bugün medya, RTE’ye yandaşlık ve yalakalık etmeyen medya. AKP iktidarının sağladığı olanaklarla yaşamayanların, RTE’ye yalakalık ederek rahat yaşamayı yeğlemeyenlerin medyası. Medya egemenliği milletin egemenliği karşısında her zaman avucunu yalayacaktır derken, milletin egemenliği karşısında bugün küçük dağları ben yarattım havasında konuşanların avucunu yalayacağını düşünüyor mu acaba? “Yelkenleri manşetlerle şişirenler açık denize çıkınca alabora olacaklar” diyor. “Yelkenlerini dinle şişirenlerin gün gelip çattığında oy denizinde boğulmayacaklarını mı” sanıyor? “Herkes cibiliyetinin gereğini yapar” sözü, uzun, çoğu martaval konuşmasındaki tek doğru söz. Herhalde bu cümleyi aynaya baktıktan sonra söylemeyi düşünmüş olmalı! Bir saat konuştu grupta. Konuşmanın dörtte birini yine övünmelere, bu arada “dünyanın her köşesinde büyük yankı uyandırdığına” ayırdı. Öyle yankı uyandırıyormuş ki “dünyanın hemen her köşesinde takdirleri üzerinde topluyormuş”. “Sesimiz artık dünyada yankılanıyor… Türkiye’yi geleceğe taşıyoruz” cümleleri, dünya çapındaki değerini kendi özetleyen, özetlediğine kendi inanan bir insanın cümleleri. One minute tartışmasında RTE’nin hedef aldığı İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, bakın ne diyor: “Bir liderin halkını etkilemesinin en iyi yollarından biri, halkına, gerçekte olduğundan çok daha büyük olduğunu kanıtlamaktır. Bu bir ideoloji mücadelesi değil. Bu bir hırs mücadelesidir.” İran’dan bir örnek verdikten sonra “muhteşem olmanın” peşine düşen RTE’yi de aynı sınıfa sokuyor ve “… Erdoğan kendi tarzıyla Ortadoğu’yu gülümseyerek fethedebileceğini sanıyor” diyor. İçeride de muhaliflerine hakaret ederek ülkeyi fethettiğini sanıyor. RTE medyaya ne denli yüklenirse yüklensin, iyi şeyler de oluyor. Babası Turan Güneş dostumdu; onunla çok ilginç, renkli günler yaşadık. Prof. Hurşit Güneş, babasının oğlu. Aynı zekâ, aynı bilgisi olmadan fikrini söylemeyen insan. Yıllardır CHP içinde. Parti meclisine seçildi ve dün “Milliyet’e veda” yazısıyla ne denli erdemli olduğunu, etik değerlere ne kadar önem verdiğini kanıtladı. Bir partinin programlarına bağlı siyaset yapan bir insanın gazetede köşe yazarlığı yapamayacağını; zira yazacaklarının bir partinin görüşlerini veya propagandasını yaptığı biçiminde algılanacağını düşündü ve 8 yıldır Milliyet’teki köşesine veda etti. Bu davranış bilmem içimizdeki başkalarına da gazetedeki köşelerinden, TV’deki siyaset yapan programlarından ayrılmaları gereğini anımsatıyor mu? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 27 MAYIS 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Mayıs Oslo Y 14 Helsinki PB 15 StockholmPB 16 Londra Y 16 AmsterdamY 15 Brüksel Y 16 Paris Y 19 Bonn Y 14 Münih Y 20 Berlin Y 17 Budapeşte B 27 Madrid Y 26 Viyana Y 20 Belgrad PB 29 Sofya PB 29 Roma PB 21 Atina B 25 Zürih Y 22 Moskova Y 16 Aşkabat PB 29 Taşkent PB 28 Bakû B 27 Bişkek PB 25 Tiflis PB 30 Kahire A 33 Şam A 36 İstanbul B 25 Edirne B 32 Kocaeli PB 25 Çanakkale B 23 İzmir PB 29 Manisa PB 31 Denizli Y 25 Zonguldak PB 25 Sinop PB 23 Samsun PB 28 Trabzon Y 25 Giresun PB 25 Ankara Y 26 Eskişehir Y 24 Konya Y 22 Sıvas Y 24 Antalya Y 28 Adana Y 32 Mersin Y 31 Diyarbakır PB 32 Şanlıurfa PB 35 Mardin PB 29 Siirt PB 30 Hakkâri PB 24 Van PB 21 Kars Y 22 Ülkenin güney, iç ve doğu kesimleri par- çalı bulutlu, Ege’nin güneyi, Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Orta Ka- radeniz’in iç kesimle- ri Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Kara- deniz, Doğu Anado- lu’nun kuzey ve batı- sı ile öğle saatlerinden sonra İç Anadolu’nun kuzeybatısı sağanak ve gökgürültülü sa- ğanak diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacak. Köşe yazarlığı bir çeşit muhabirlik yerine geçti! Ankara’da bir olay oluyor, ertesi sabah yorumu yazarın yazısında... Neymiş, nasılmış, niçinmiş.. bir bilmece! Ama köşe yazarı, anı anına öğrenmiş, okurlarını da aydınlatmak için kaleme sarılmış!.. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni bir umut olarak ortaya çıktığını daha önce yazmıştım. İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinden yüzde otuzdan çok oy almasıyla kendini belli etmişti. Kılıçdaroğlu için yeni yazdığım yazıyı gazeteye göndermeden Ankara’da kurultay toplandı, binden çok partilinin oyu ile Kılıçdaroğlu CHP’nin genel başkanı seçildi. Güzel de bir nutuk attı. Hayalden, düşten çok gündelik acı gerçeklerimize bir merhem gibi... Uygulayabilecekse, uygulanabilirse, halkımız gerçekten kendinden yana bir lideri oylarıyla desteklerse!.. Şimdi “Gandi Kemal” başlıklı yazımı yırtıp çöp tenekesine mi atsam!.. Oysa güzel dilekler belirtmiştim. CHP’nin adının “halk” olmasına karşın yıllardır halktan, gerçek halktan uzak kaldığını sık sık eleştirmiştim. Bir çıkış bekliyordum. Yıllardır bekliyordum... Her seçimde, yüzde yirmilerde kalan, ancak partinin önde gelenlerini ve onların desteklediklerini Meclis’e getiren bir “halkçı” anlayış, bir çeşit komedi gibiydi... Ha AKP, ha CHP diyenler pek de haksız sayılmazdı. Kurultaydaki konuşmasında yeni başkan çözülmedik nice konunun bir iktidar sonucunda, akıl, bilgi, dostluk, iyilik daha doğrusu halka inanmak yoluyla ortadan kaldırılacağını söylüyor. Güzel bir konuşma... Hele Atatürk devrimlerinden biri olan Türk Tarih ve Dil kurumlarının yeniden canlandırılacağını söylemesi, umudumu, güvenimi büsbütün arttırdı... 12 Eylül döneminin büyük yanlışlığı olan Atatürk kurumlarını kuşa benzetmek, anlamsızlaştırmak, bir çeşit rejim düşmanlığıydı. Kültüre, sanata, edebiyata en başta Atatürk’e ihanetti. Kemal Bey iktidar olunca olunca bu sözünü öncelikle anımsamalıdır. Geçen gün yazdığım “Gandi Kemal” yazısını yırtıp attım. Böyle çok olur. Önemli bulur yazarım, bir de bakarım benim yazı daha çıkmadan neler neler olup bitmiş!.. Kemal Bey’in bütün söz verdiklerini yerine getirmek için büyük çaba harcayacağına inanıyorum. EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Kemal Bey’e Başarılar MURAT KIŞLALI ANKARA - BOTAŞ ile Hanak ve Sivas kompresör ihalelerinde davalõ olduğu gerekçesiyle Erzincan kom- presör ihalesine alõnmayan Metot İnşaat’õn sahibi Ru- bil Gökdemir, 21 Mayõs’ta yapõlan Erzincan ihalesi şartnamesinde “tek bir fir- maya ait türbin-kompre- sörün tarif edildiğini” id- dia ederek ihalenin iptal edilmesini istedi. Gökde- mir, avukatõ aracõlõğõyla aç- tõğõ davada, BOTAŞ’õn şart- namede üstü kapalõ olarak Solar firmasõnõn kompresö- rünü tarif ettiğini ve bunu teklif etmeyen iki firmanõn elendiğini iddia ederek bu nedenle maliyetin 73 mil- yon 774 bin dolar gibi çok yüksek bir seviyede gerçek- leştiğini ileri sürdü. Metot İnşaat adõna avu- kat Ali Özdemir tarafõn- dan dava açõldõ. Adrese teslim ihale kriteri 74 milyon dolarlõk fiyat getirdi BOTAŞ’ta ‘tek firma’ tarifi ‘SEKİZ FİRMAYA REKABET ŞANSI TANINMADI’ İhalenin ilan davetinin X. maddesinde “asgari yeterli- lik kriteri” adõ altõnda, “Tür- bin-kompresörler ile aynı modelde gaz türbini ve aynı modelde santrifüj gaz kom- presörü kullanılması” şeklindeki kriter ve oluşturulan işletme pa- rametreleri sonucu 8 farklõ üretici firmaya, farklõ gerekçe ve kri- terlerle tedarikçi olma şansõ tanõnmamõştõr. İlan davetinin IX. ve X. maddelerinde belirtilen bu kriterler, sadece SO- LAR TURBIN firmasõnõn MARS 100 tipi ekipmanõnõ işa- ret etmektedir. Nitekim, MAN türbini ile, ihale tarihindeki kur ile en düşük teklifi veren FA- RAB+ESER iş ortaklõğõ firma- sõnõn yaklaşõk 73 milyon 632 bin dolar tutarõndaki teklifi, türbin verimlilik ve 15 yõllõk yakõt tü- ketimi hesabõ sebebiyle 6. sõra- ya düşmek suretiyle yarõşma dõşõnda kalmaktadõr. İhaleye katõlan 8 firmadan 6’sõ SOLAR TURBIN ekipmanõ ile katõl- mõştõr. Diğer MAN teklifi de çok yüksek çõkmõştõr. Davalõ ida- re görevlilerinin, Çorum Kom- presör İstasyonu ihalesi ile ilgili olmak üzere “tek bir teda- rikçi firmaya göre” şartname hazõrlamaktan dolayõ ihaleye fe- sat karõştõrmak iddiasõ ile An- kara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yargõ- lanmalarõna rağmen an- laşõlmaz bir cesaretle aynõ nitelikte ihale şart- namesi hazõrlamaktan bile kaçõnmadõklarõ gö- rülmektedir. Davalõ İdare tara- fõndan hazõrlanmõş iha- le katõlõm koşullarõnõn ve yeterlilik kriterlerinin, rekabete, eşitliğe, kamu ihti- yaçlarõnõn en ekonomik şekilde temin edilmesi ilkesine ve genel olarak hukuka aykõrõ olduğu için ihalenin iptal edilmesi ge- rekmektedir. CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Kapatõ- lan DTP’nin eski Genel Başkanõ Ahmet Türk’e yum- ruklu saldõrõ olayõyla ilgili tutuklu sanõk İs- mail Çelik hak- kõnda 4.5 yõl, tutuksuz sanõk Uğur Keski- noğlu hakkõn- da da 6 yõla kadar hapis istemiyle dava açõldõ. Muş’un Bulanõk ilçe- sinde 15 Aralõk 2009’da düzenlenen protesto gös- terisinde iki kişinin ölü- münden sorumlu tutula- rak Samsun 1. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nde yar- gõlanan Turan ve Metin Bilen kardeşle- rin 12 Nisan günkü duruşma- sõnõ eski DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün de bulunduğu bir grup DTP’li de izlemişti. Du- ruşma çõkõşõnda Türk, yumruklu saldõrõya uğ- ramõş, olay kamuoyunda büyük tartõşmalara yol açmõştõ. atana 4.5 yıl istendi TUNCELİ / ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Tunceli- Bingöl sõnõrõnda bir grup PKK’liyle çõkan çatõşmada 5 terörist öldürüldü. Öldürülenlerin, Sarõyayla Karakolu’na 30 Nisan’da düzenlenen saldõrõda 5 askeri şehit eden PKK’liler olduğu belirtildi. Nazõmiye ilçesi Sarõyayla Jandarma Ka- rakolu’na 30 Nisan gecesi kalabalõk bir PKK’li grubu saldõrmõş; çatõşmada 5 as- ker şehit olurken, 6 asker de yaralan- mõştõ. Bölgede günlerdir operasyonla- rõnõ sürdüren güvenlik güçleri önceki akşam saatlerinde Nazõmiye ile Pü- lümür ilçeleri arasõndaki dağlõk alan- dan, Bingöl’ün Kiğõ ile Yedisu ilçe- leri arasõndaki dağlõk bölgeye doğ- ru hareket halinde olan kalabalõk bir terörist grubu tespit etti. Özel eği- timli komandolar ile teröristler ara- sõnda gece boyunca yer yer çatõşmalar ya- şandõ. Bölgede 4 saat süren çatõşmada Kõ- zõlmescit köyü yakõnlarõnda 5 PKK’li öldürüldü, bir grup terörist ise kaçtõ. Bölgede operasyonlar ge- niş kapsamlõ şekilde sürdürülürken operasyon bölgesine yeni birlikler sevk edildi. ’li öldürüldü SARIYAYLA OPERASYONU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erdek De- niz Üs Komutanlõğõ’nda şubat ayõ parola ve işaret talimatnamesine ilişkin yürütülen soruşturma so- nunda tutuklanan, daha sonra serbest bõrakõlan De- niz Astsubay Üstçavuş Çağrı Güler, hakkõndaki disiplin soruşturmasõ sonunda TSK’den ihraç edil- di. Talimatnamede “adi” ve “başbakan” ifadele- rinin kullanõlmasõ tartõşmalara neden olmuştu. ‘Adi Başbakan’ parolasına ihraç Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’den ABD dergisine Güneydoğu mesajõ: Sorun demokrasi eksikliği ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Güneydoğu’da yaşananlara “terör”, “Güneydoğu sorunu” ve “Kürt so- runu” gibi tanõmlamalar getirildiğini belir- terek “Sorun demokrasi eksikliği, de- mokrasinin standardı” dedi. ABD’de yayõmlanan Smithsonian dergi- sinde gazeteci Stephen Kinzer tarafõndan ha- zõrlanan “Yeniden Talep Edilen Kürt Mi- rası” başlõklõ bir röportaj yer aldõ. Röportaj dolayõsõyla İstanbul’da Kinzer ile bir görüş- me yapan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “Türk devleti neden 90 yıllık tarihi bo- yunca Kürt vatandaşlarıyla barışı bula- madı ve şu anda bunun şansı nedir” so- rusuna “Kimileri buna terör, kimileri Gü- neydoğu sorunu, kimileri de Kürt sorunu diyor. Sorun şu: Demokrasi eksikliği, de- mokrasinin standardı. Demokrasinin stan- dardını yükselttiğimiz zaman tüm bu so- runlara çözüm bulacağız” yanõtõnõ verdi. Kazakistan’da Kıbrıs çağrısı Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Kaza- kistan’a düzenlediği resmi ziyaret kapsa- mõnda dün Kazakistan Senato Başkanõ Kasımcömert Tokayev ve Kazakistan Meclis Başkanõ Ural Muhammedyanov ile ayrõ ayrõ görüştü. Görüşmelerin ardõndan Kazakistan parlamentosunun ortak oturu- muna hitap eden Gül, iki ülke ilişkilerinin yanõ sõra bölgesel konular, Kõrgõzistan’da- ki gelişmeler ve Kõbrõs sorunu ile ilgili de- ğerlendirmelerde bulundu. Gül, Türkiye’nin, Kõbrõs Türklerinin müzakere sürecindeki yapõcõ çabalarõna tam destek verdiğini belirterek “Kaza- kistan başta olmak üzere kardeş ülke- lerin, Türk dünyasının ayrılmaz parça- sı olan Kıbrıs Türklerinin hakkına, hu- kukuna sahip çıkması ve onları kucak- laması doğal beklentimizdir” dedi. AKDENİZ ÜLKELERİ GAZETECİLERİ Tavşanoğlu’na ödül Haber Merkezi - Yazarõ- mõz Leyla Tavşanoğlu Ak- deniz ülkeleri gazetecileri arasõnda açõlan yarõşmada gazetecilik mesleğine ya- şamlarõnõ adayanlara verilen “Akdeniz Karaveli” (Cara- vella del Mediterraneo) ödü- lüne layõk görüldü. Merkezi İtalya’nõn Bari kentinde olan “Akdeniz Top- rağı” kültür derneği tarafõndan bu yõl ikincisi verilen ödülün dağõtõm töreni Bari’de önü- müzdeki pazar günü yapõla- cak. “Akdeniz Karaveli” bir anlamda Akdeniz kültürleri ve denizlerin kavşak noktalarõ arasõnda oluşturulan köprü demek. Ödülü destekleyen kurumlar arasõnda AB, İtalyan Kültür Bakanlõğõ, İtalya’daki İspanya, Türkiye, Polonya, Portekiz, Macaristan, İsveç, Kõbrõs Rum büyükelçilikleri, RAİ televizyonu da var. ADI ÜNİVERSİTEYE VERİLİYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kayseri’de “Kayse- ri Abdullah Gül” adõyla üniversite kurulma- sõna ilişkin tasarõ tartõşma yarattõ. CHP’li Akif Hamzaçebi, “Bu durum, ‘2010’dan sonra AKP yok ama ben ondan önce adõnõ bir üniversiteye yazdõrayõm’ telaşının bir göstergesidir” dedi. Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu, Kayseri’de yeni bir üni- versite daha kurmadõklarõnõ, tasarõda mev- cut olan Kayseri Üniversitesi’nin adõnõn ve- rilen önergeyle Kayseri Abdullah Gül Üni- versitesi olarak değiştirildiğini söyledi. ‘Gül’ tartõşmasõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle