Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Aslında çok da yadırganacak bir durum değil.
Çünkü Türkiye’de pek çok kesim soğuk savaş
mantığından, o dönemin düşünme biçiminden
kurtulabilmiş değil.
Bu tabloyu küresel ölçeğe şöyle yansıtabiliriz.
21. yüzyılın nasıl şekilleneceği henüz netleşmedi!
Afrika’dan Asya steplerine Grönland’dan Latin
Amerika’ya genel kaynamanın başlıca nedeni bu!
21. yüzyıl kimin yüzyılı olacak?
Soruyu açmadan önce son birkaç yüzyılı
özetleyelim:
16, 17 ve 18. yüzyıl, Avrupa’nın burnunda
biçimlendi. Portekiz ve İspanya karada, denizde
dünya ölçeğinde imparatorluk kurdu. Bugün bile o
imparatorluklardan izler var. Brezilya’nın resmi dili
Portekizce, başta Latin Amerika olmak üzere
dünyada 20’yi aşkın ülkenin resmi dili İspanyolca,
Filipinler adını, İspanya kralı II. Filip’ten almıştı,
öylece duruyor.
19. yüzyıl tartışmasız İngiltere’nin. Üzerinde
güneş batmayan imparatorluk o dönemin enerjisini
bugün de kullanıyor. Avustralya bir koca yüzyıl
sonra İngiltere’den ayrılıp bağımsızlığını ilan etmeyi
oyladı; hayır çıktı.
19. yüzyıl biterken Afrika’nın tam 3.7 milyon
milkarelik bölümü İngiliz sömürgesiydi.
20. yüzyıla Amerika damgasını vurdu.
Önce uzun süren iç savaşların ardından kendi iç
barışını kurdu, sonra dünya hâkimiyeti kurdu.
1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle iki
kutupluluk sona erdi. ABD, tek başına yeni bir
dünya düzeni kurmaya girişti.
2000’lerin başında ABD’nin 21. yüzyıla verdiği ad
şuydu:
Yeni Amerikan yüzyılı!
Buna karşılık Çin’in tezi de şu:
Uygarlık gelini 4 bin yıl önce Çin’den yola çıktı.
Ön Asya’ya geldi, Ege üzerinden Avrupa’ya ulaştı.
Oradan Amerika’ya geçti. dünya yuvarlak olduğuna
göre Amerika’dan yeniden Çin’e geldi!
ABD, Çin’i ikincilleştirmek için kimi alanlarda
kendine ortak etmekten kimi alanlarda yok etmeye
kadar her yöntemi deniyor.
Rusya elinde vana, bana mısın demiyor; küresel
rollerini zorluyor.
Avrupa Birliği için şu tanım kullanıldı:
Ekonomik dev, siyasal cüce!
Başta Yunanistan olmak üzere kimi AB
ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz bu tanımı
sarsıyor.
Doğu Bloku’nun çökmesinin ardından rol kapma
telaşıyla genişleyen AB, bunun hakkını verecek
politikalar üretemiyor.
Bu yarışın ortasında Türkiye ne yapacak?
Komşularla bütün sorunları sı-fırlama diye bir
“buluş” ortaya atıldı, olmadı.
Sıfır gibi bir mutlak rakam sadece matematikte
vardır.
ABD, Rusya gibi büyük ülkelerle ilişikilerimizde
ise, denge sorunu var. Ya kafa tutma ya çanak
tutma!
Türkiye’nin tutabileceği yol kuruluş kökenlerinde
apaçık duruyor. Atatürk, Doğu’da Kâbil’e uzanan
Sadabad Paktı’na, Batı’da Belgrad’a uzanan
Balkan Paktı’na öncülük etmişti.
Bugün de aynı anlayışla çevremize ve dünyaya
açılabiliriz. Ama gittiğimiz ülkenin kalıbına girerek
değil, biz olarak!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
anayasa değişikliğini anlatmaları için il il, ilçe ilçe,
köy köy, hatta mahalle mahalle gezmeleri emrini
veriyor.
Birinin derdi “herkese iş, herkese aş!”
Ötekinin derdi iktidarı bırakmamak, tek
adamlığını pekiştirmek için referandumdan
mutlaka evet oylarının hayır’lara baskın çıkmasını
sağlamak!
Recep Bey diye anılmasından rahatsız olmuş.
CHP’deki genel başkan ve yönetim değişikliğiyle
söylem farkından ürkmüş.
Son konuşmasında ağız dolusu hakaret
yağdırıyor Kılıçdaroğlu’na, “Sabah rüzgârıyla gelen
akşam rüzgârıyla gider”miş.
Ya karşısındaki “Sabah namazı ile gelen ikindi
namazıyla gider” derse, RTE’nin siyasal meşrebine
uygun bir benzetme yapmış olmaz mı?
Medyayı “candaş medya, yoldaş medya” diye
tanımlıyor.
Candaş medya bir an önce iktidardan gitmesini
içten, candan duygularla isteyen, bekleyen medya!
Yoldaş medya yıllardır halkın yaşam sıkıntılarına
candan sahip çıkan bir genel başkan gördüğü için
destek veren medya!
İster candaş diye, ister yoldaş diye sınıflandırsın
medyayı; bugün medya, RTE’ye yandaşlık ve
yalakalık etmeyen medya.
AKP iktidarının sağladığı olanaklarla
yaşamayanların, RTE’ye yalakalık ederek rahat
yaşamayı yeğlemeyenlerin medyası.
Medya egemenliği milletin egemenliği karşısında
her zaman avucunu yalayacaktır derken, milletin
egemenliği karşısında bugün küçük dağları ben
yarattım havasında konuşanların avucunu
yalayacağını düşünüyor mu acaba?
“Yelkenleri manşetlerle şişirenler açık denize
çıkınca alabora olacaklar” diyor.
“Yelkenlerini dinle şişirenlerin gün gelip
çattığında oy denizinde boğulmayacaklarını mı”
sanıyor?
“Herkes cibiliyetinin gereğini yapar” sözü, uzun,
çoğu martaval konuşmasındaki tek doğru söz.
Herhalde bu cümleyi aynaya baktıktan sonra
söylemeyi düşünmüş olmalı!
Bir saat konuştu grupta. Konuşmanın dörtte
birini yine övünmelere, bu arada “dünyanın her
köşesinde büyük yankı uyandırdığına” ayırdı.
Öyle yankı uyandırıyormuş ki “dünyanın hemen
her köşesinde takdirleri üzerinde topluyormuş”.
“Sesimiz artık dünyada yankılanıyor… Türkiye’yi
geleceğe taşıyoruz” cümleleri, dünya çapındaki
değerini kendi özetleyen, özetlediğine kendi
inanan bir insanın cümleleri.
One minute tartışmasında RTE’nin hedef aldığı
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, bakın ne
diyor:
“Bir liderin halkını etkilemesinin en iyi yollarından
biri, halkına, gerçekte olduğundan çok daha büyük
olduğunu kanıtlamaktır.
Bu bir ideoloji mücadelesi değil. Bu bir hırs
mücadelesidir.”
İran’dan bir örnek verdikten sonra “muhteşem
olmanın” peşine düşen RTE’yi de aynı sınıfa
sokuyor ve “… Erdoğan kendi tarzıyla Ortadoğu’yu
gülümseyerek fethedebileceğini sanıyor” diyor.
İçeride de muhaliflerine hakaret ederek ülkeyi
fethettiğini sanıyor.
RTE medyaya ne denli yüklenirse yüklensin, iyi
şeyler de oluyor.
Babası Turan Güneş dostumdu; onunla çok
ilginç, renkli günler yaşadık.
Prof. Hurşit Güneş, babasının oğlu. Aynı zekâ,
aynı bilgisi olmadan fikrini söylemeyen insan.
Yıllardır CHP içinde. Parti meclisine seçildi ve
dün “Milliyet’e veda” yazısıyla ne denli erdemli
olduğunu, etik değerlere ne kadar önem verdiğini
kanıtladı.
Bir partinin programlarına bağlı siyaset yapan
bir insanın gazetede köşe yazarlığı
yapamayacağını; zira yazacaklarının bir partinin
görüşlerini veya propagandasını yaptığı biçiminde
algılanacağını düşündü ve 8 yıldır Milliyet’teki
köşesine veda etti.
Bu davranış bilmem içimizdeki başkalarına da
gazetedeki köşelerinden, TV’deki siyaset yapan
programlarından ayrılmaları gereğini
anımsatıyor mu?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 27 MAYIS 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Mayıs
Oslo Y 14
Helsinki PB 15
StockholmPB 16
Londra Y 16
AmsterdamY 15
Brüksel Y 16
Paris Y 19
Bonn Y 14
Münih Y 20
Berlin Y 17
Budapeşte B 27
Madrid Y 26
Viyana Y 20
Belgrad PB 29
Sofya PB 29
Roma PB 21
Atina B 25
Zürih Y 22
Moskova Y 16
Aşkabat PB 29
Taşkent PB 28
Bakû B 27
Bişkek PB 25
Tiflis PB 30
Kahire A 33
Şam A 36
İstanbul B 25
Edirne B 32
Kocaeli PB 25
Çanakkale B 23
İzmir PB 29
Manisa PB 31
Denizli Y 25
Zonguldak PB 25
Sinop PB 23
Samsun PB 28
Trabzon Y 25
Giresun PB 25
Ankara Y 26
Eskişehir Y 24
Konya Y 22
Sıvas Y 24
Antalya Y 28
Adana Y 32
Mersin Y 31
Diyarbakır PB 32
Şanlıurfa PB 35
Mardin PB 29
Siirt PB 30
Hakkâri PB 24
Van PB 21
Kars Y 22
Ülkenin güney, iç
ve doğu kesimleri par-
çalı bulutlu, Ege’nin
güneyi, Akdeniz, İç
Anadolu’nun güney
ve doğusu, Orta Ka-
radeniz’in iç kesimle-
ri Doğu Karadeniz’in iç
kesimleri, Doğu Kara-
deniz, Doğu Anado-
lu’nun kuzey ve batı-
sı ile öğle saatlerinden
sonra İç Anadolu’nun
kuzeybatısı sağanak
ve gökgürültülü sa-
ğanak diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı
doğu kesimlerde 2 ila
4 derece artacak.
Köşe yazarlığı bir çeşit
muhabirlik yerine geçti!
Ankara’da bir olay oluyor,
ertesi sabah yorumu yazarın
yazısında... Neymiş, nasılmış,
niçinmiş.. bir bilmece! Ama
köşe yazarı, anı anına
öğrenmiş, okurlarını da
aydınlatmak için kaleme
sarılmış!..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni
bir umut olarak ortaya çıktığını
daha önce yazmıştım. İstanbul
Belediye Başkanlığı
seçimlerinden yüzde otuzdan
çok oy almasıyla kendini belli
etmişti.
Kılıçdaroğlu için yeni
yazdığım yazıyı gazeteye
göndermeden Ankara’da
kurultay toplandı, binden çok
partilinin oyu ile Kılıçdaroğlu
CHP’nin genel başkanı
seçildi.
Güzel de bir nutuk attı.
Hayalden, düşten çok
gündelik acı gerçeklerimize bir
merhem gibi...
Uygulayabilecekse,
uygulanabilirse, halkımız
gerçekten kendinden yana bir
lideri oylarıyla desteklerse!..
Şimdi “Gandi Kemal”
başlıklı yazımı yırtıp çöp
tenekesine mi atsam!..
Oysa güzel dilekler
belirtmiştim. CHP’nin adının
“halk” olmasına karşın yıllardır
halktan, gerçek halktan uzak
kaldığını sık sık eleştirmiştim.
Bir çıkış bekliyordum. Yıllardır
bekliyordum... Her seçimde,
yüzde yirmilerde kalan, ancak
partinin önde gelenlerini ve
onların desteklediklerini
Meclis’e getiren bir “halkçı”
anlayış, bir çeşit komedi
gibiydi... Ha AKP, ha CHP
diyenler pek de haksız
sayılmazdı.
Kurultaydaki konuşmasında
yeni başkan çözülmedik nice
konunun bir iktidar sonucunda,
akıl, bilgi, dostluk, iyilik daha
doğrusu halka inanmak yoluyla
ortadan kaldırılacağını
söylüyor. Güzel bir konuşma...
Hele Atatürk devrimlerinden
biri olan Türk Tarih ve Dil
kurumlarının yeniden
canlandırılacağını söylemesi,
umudumu, güvenimi büsbütün
arttırdı... 12 Eylül döneminin
büyük yanlışlığı olan Atatürk
kurumlarını kuşa benzetmek,
anlamsızlaştırmak, bir çeşit
rejim düşmanlığıydı. Kültüre,
sanata, edebiyata en başta
Atatürk’e ihanetti. Kemal Bey
iktidar olunca olunca bu
sözünü öncelikle
anımsamalıdır.
Geçen gün yazdığım “Gandi
Kemal” yazısını yırtıp attım.
Böyle çok olur. Önemli bulur
yazarım, bir de bakarım benim
yazı daha çıkmadan neler neler
olup bitmiş!.. Kemal Bey’in
bütün söz verdiklerini yerine
getirmek için büyük çaba
harcayacağına inanıyorum.
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Kemal Bey’e Başarılar
MURAT KIŞLALI
ANKARA - BOTAŞ ile
Hanak ve Sivas kompresör
ihalelerinde davalõ olduğu
gerekçesiyle Erzincan kom-
presör ihalesine alõnmayan
Metot İnşaat’õn sahibi Ru-
bil Gökdemir, 21 Mayõs’ta
yapõlan Erzincan ihalesi
şartnamesinde “tek bir fir-
maya ait türbin-kompre-
sörün tarif edildiğini” id-
dia ederek ihalenin iptal
edilmesini istedi. Gökde-
mir, avukatõ aracõlõğõyla aç-
tõğõ davada, BOTAŞ’õn şart-
namede üstü kapalõ olarak
Solar firmasõnõn kompresö-
rünü tarif ettiğini ve bunu
teklif etmeyen iki firmanõn
elendiğini iddia ederek bu
nedenle maliyetin 73 mil-
yon 774 bin dolar gibi çok
yüksek bir seviyede gerçek-
leştiğini ileri sürdü.
Metot İnşaat adõna avu-
kat Ali Özdemir tarafõn-
dan dava açõldõ.
Adrese teslim ihale kriteri 74 milyon dolarlõk fiyat getirdi
BOTAŞ’ta ‘tek firma’ tarifi
‘SEKİZ FİRMAYA REKABET ŞANSI TANINMADI’
İhalenin ilan davetinin X.
maddesinde “asgari yeterli-
lik kriteri” adõ altõnda, “Tür-
bin-kompresörler ile aynı
modelde gaz türbini ve aynı
modelde santrifüj gaz kom-
presörü kullanılması”
şeklindeki kriter ve
oluşturulan işletme pa-
rametreleri sonucu 8
farklõ üretici firmaya,
farklõ gerekçe ve kri-
terlerle tedarikçi olma
şansõ tanõnmamõştõr.
İlan davetinin IX. ve X.
maddelerinde belirtilen
bu kriterler, sadece SO-
LAR TURBIN firmasõnõn
MARS 100 tipi ekipmanõnõ işa-
ret etmektedir. Nitekim, MAN
türbini ile, ihale tarihindeki kur
ile en düşük teklifi veren FA-
RAB+ESER iş ortaklõğõ firma-
sõnõn yaklaşõk 73 milyon 632 bin
dolar tutarõndaki teklifi, türbin
verimlilik ve 15 yõllõk yakõt tü-
ketimi hesabõ sebebiyle 6. sõra-
ya düşmek suretiyle yarõşma
dõşõnda kalmaktadõr. İhaleye
katõlan 8 firmadan 6’sõ SOLAR
TURBIN ekipmanõ ile katõl-
mõştõr. Diğer MAN teklifi de
çok yüksek çõkmõştõr.
Davalõ ida-
re görevlilerinin, Çorum Kom-
presör İstasyonu ihalesi ile ilgili
olmak üzere “tek bir teda-
rikçi firmaya göre” şartname
hazõrlamaktan dolayõ ihaleye fe-
sat karõştõrmak iddiasõ ile An-
kara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde yargõ-
lanmalarõna rağmen an-
laşõlmaz bir cesaretle
aynõ nitelikte ihale şart-
namesi hazõrlamaktan
bile kaçõnmadõklarõ gö-
rülmektedir.
Davalõ İdare tara-
fõndan hazõrlanmõş iha-
le katõlõm koşullarõnõn ve
yeterlilik kriterlerinin,
rekabete, eşitliğe, kamu ihti-
yaçlarõnõn en ekonomik şekilde
temin edilmesi ilkesine ve genel
olarak hukuka aykõrõ olduğu
için ihalenin iptal edilmesi ge-
rekmektedir.
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - Kapatõ-
lan DTP’nin eski Genel
Başkanõ Ahmet
Türk’e yum-
ruklu saldõrõ
olayõyla ilgili
tutuklu sanõk İs-
mail Çelik hak-
kõnda 4.5 yõl,
tutuksuz sanõk
Uğur Keski-
noğlu hakkõn-
da da 6 yõla kadar hapis
istemiyle dava açõldõ.
Muş’un Bulanõk ilçe-
sinde 15 Aralõk 2009’da
düzenlenen protesto gös-
terisinde iki kişinin ölü-
münden sorumlu tutula-
rak Samsun 1. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’nde yar-
gõlanan Turan ve Metin
Bilen kardeşle-
rin 12 Nisan
günkü duruşma-
sõnõ eski DTP
Genel Başkanõ
Ahmet Türk’ün
de bulunduğu
bir grup DTP’li
de izlemişti. Du-
ruşma çõkõşõnda Türk,
yumruklu saldõrõya uğ-
ramõş, olay kamuoyunda
büyük tartõşmalara yol
açmõştõ.
atana
4.5 yıl istendi
TUNCELİ / ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Tunceli-
Bingöl sõnõrõnda bir grup PKK’liyle çõkan çatõşmada
5 terörist öldürüldü. Öldürülenlerin, Sarõyayla
Karakolu’na 30 Nisan’da düzenlenen saldõrõda 5
askeri şehit eden PKK’liler olduğu belirtildi.
Nazõmiye ilçesi Sarõyayla Jandarma Ka-
rakolu’na 30 Nisan gecesi kalabalõk bir
PKK’li grubu saldõrmõş; çatõşmada 5 as-
ker şehit olurken, 6 asker de yaralan-
mõştõ. Bölgede günlerdir operasyonla-
rõnõ sürdüren güvenlik güçleri önceki
akşam saatlerinde Nazõmiye ile Pü-
lümür ilçeleri arasõndaki dağlõk alan-
dan, Bingöl’ün Kiğõ ile Yedisu ilçe-
leri arasõndaki dağlõk bölgeye doğ-
ru hareket halinde olan kalabalõk bir
terörist grubu tespit etti. Özel eği-
timli komandolar ile teröristler ara-
sõnda gece boyunca yer yer çatõşmalar ya-
şandõ. Bölgede 4 saat süren çatõşmada Kõ-
zõlmescit köyü yakõnlarõnda 5 PKK’li öldürüldü,
bir grup terörist ise kaçtõ. Bölgede operasyonlar ge-
niş kapsamlõ şekilde sürdürülürken operasyon
bölgesine yeni birlikler sevk edildi.
’li öldürüldü
SARIYAYLA OPERASYONU
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erdek De-
niz Üs Komutanlõğõ’nda şubat ayõ parola ve işaret
talimatnamesine ilişkin yürütülen soruşturma so-
nunda tutuklanan, daha sonra serbest bõrakõlan De-
niz Astsubay Üstçavuş Çağrı Güler, hakkõndaki
disiplin soruşturmasõ sonunda TSK’den ihraç edil-
di. Talimatnamede “adi” ve “başbakan” ifadele-
rinin kullanõlmasõ tartõşmalara neden olmuştu.
‘Adi Başbakan’ parolasına ihraç
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’den ABD dergisine Güneydoğu mesajõ:
Sorun demokrasi eksikliği
ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, Güneydoğu’da yaşananlara
“terör”, “Güneydoğu sorunu” ve “Kürt so-
runu” gibi tanõmlamalar getirildiğini belir-
terek “Sorun demokrasi eksikliği, de-
mokrasinin standardı” dedi.
ABD’de yayõmlanan Smithsonian dergi-
sinde gazeteci Stephen Kinzer tarafõndan ha-
zõrlanan “Yeniden Talep Edilen Kürt Mi-
rası” başlõklõ bir röportaj yer aldõ. Röportaj
dolayõsõyla İstanbul’da Kinzer ile bir görüş-
me yapan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül,
“Türk devleti neden 90 yıllık tarihi bo-
yunca Kürt vatandaşlarıyla barışı bula-
madı ve şu anda bunun şansı nedir” so-
rusuna “Kimileri buna terör, kimileri Gü-
neydoğu sorunu, kimileri de Kürt sorunu
diyor. Sorun şu: Demokrasi eksikliği, de-
mokrasinin standardı. Demokrasinin stan-
dardını yükselttiğimiz zaman tüm bu so-
runlara çözüm bulacağız” yanõtõnõ verdi.
Kazakistan’da Kıbrıs çağrısı
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Kaza-
kistan’a düzenlediği resmi ziyaret kapsa-
mõnda dün Kazakistan Senato Başkanõ
Kasımcömert Tokayev ve Kazakistan
Meclis Başkanõ Ural Muhammedyanov ile
ayrõ ayrõ görüştü. Görüşmelerin ardõndan
Kazakistan parlamentosunun ortak oturu-
muna hitap eden Gül, iki ülke ilişkilerinin
yanõ sõra bölgesel konular, Kõrgõzistan’da-
ki gelişmeler ve Kõbrõs sorunu ile ilgili de-
ğerlendirmelerde bulundu.
Gül, Türkiye’nin, Kõbrõs Türklerinin
müzakere sürecindeki yapõcõ çabalarõna
tam destek verdiğini belirterek “Kaza-
kistan başta olmak üzere kardeş ülke-
lerin, Türk dünyasının ayrılmaz parça-
sı olan Kıbrıs Türklerinin hakkına, hu-
kukuna sahip çıkması ve onları kucak-
laması doğal beklentimizdir” dedi.
AKDENİZ ÜLKELERİ GAZETECİLERİ
Tavşanoğlu’na ödül
Haber Merkezi - Yazarõ-
mõz Leyla Tavşanoğlu Ak-
deniz ülkeleri gazetecileri
arasõnda açõlan yarõşmada
gazetecilik mesleğine ya-
şamlarõnõ adayanlara verilen
“Akdeniz Karaveli” (Cara-
vella del Mediterraneo) ödü-
lüne layõk görüldü.
Merkezi İtalya’nõn Bari
kentinde olan “Akdeniz Top-
rağı” kültür derneği tarafõndan
bu yõl ikincisi verilen ödülün
dağõtõm töreni Bari’de önü-
müzdeki pazar günü yapõla-
cak. “Akdeniz Karaveli” bir
anlamda Akdeniz kültürleri ve
denizlerin kavşak noktalarõ
arasõnda oluşturulan köprü
demek. Ödülü destekleyen
kurumlar arasõnda AB, İtalyan
Kültür Bakanlõğõ, İtalya’daki
İspanya, Türkiye, Polonya,
Portekiz, Macaristan, İsveç,
Kõbrõs Rum büyükelçilikleri,
RAİ televizyonu da var.
ADI ÜNİVERSİTEYE VERİLİYOR
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu’nda Kayseri’de “Kayse-
ri Abdullah Gül” adõyla üniversite kurulma-
sõna ilişkin tasarõ tartõşma yarattõ. CHP’li
Akif Hamzaçebi, “Bu durum, ‘2010’dan
sonra AKP yok ama ben ondan önce adõnõ
bir üniversiteye yazdõrayõm’ telaşının bir
göstergesidir” dedi. Milli Eğitim Bakanõ
Nimet Çubukçu, Kayseri’de yeni bir üni-
versite daha kurmadõklarõnõ, tasarõda mev-
cut olan Kayseri Üniversitesi’nin adõnõn ve-
rilen önergeyle Kayseri Abdullah Gül Üni-
versitesi olarak değiştirildiğini söyledi.
‘Gül’ tartõşmasõ