Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEKEL tütün işçisinin efsanevi
Kõzõlay direnişi, belki tütün-sigara
ve içkideki özelleştirme sürecini
geri çevirmedi; ama bu sürecin bir
gayri-millileştirme ve talandan ibaret oldu-
ğunu tüm topluma gösterdi. Aynõ zamanda,
özelleştirmelerde bir istihdam hedefi gözet-
meyerek anayasanõn sosyal devlet ilkesine te-
melden zõt düşen ve üstelik çalõşanlarõ bir de 4/C
gibi ne iş ne de sosyal güvencesi olmayan bir eğre-
ti statüye mahkûm eden iktidarõn emek karşõtõ yü-
zünü de ele verdi. Bu bakõmdan TEKEL tütün iş-
çilerinin direnişi hem kendileri, hem özelleştir-
me sõrasõnõ bekleyen KİT çalõşanlarõ hem de tüm
toplum için bir ders niteliğinde oldu. İktidarõn
ise bu dersi ancak ilk seçim sonuçlarõna bakarak
alabileceği anlaşõlõyor.
Aslõnda bu dersi 1980’lerin sonlarõnda Cum-
huriyet Dergi’nin kapağõnda yayõmlanan
çok anlamlõ karikatürüyle İsmail Gül-
geç çok erkenden vermeye çalõşmõş-
tõ. Bu karikatürde, atõnõn üzerindeki
Amerikan kovboyu kemendini ha-
vada savururken bir ağacõn dibin-
de sigarasõna tütün sarmaya çalõşan
kasketli Türk köylüsünü hedef alõ-
yordu. Bu köylünün Türkiye’yi
aşarak tüm çevre ülkelerdeki hem
tütün üreticisini hem de tüketicisi-
ni simgelediğini düşünebilirdiniz.
Özelleştirmeler sonucunda sadece yabancõ menşeli tü-
tün ve sigara piyasaya hâkim olmakla kalmayacak,
TEKEL’in hem içki hem de tütün bölümleri gerçekten
ulusötesi Amerikan/İngiliz tekellerinin eline geçecekti.
Tütün/sigara konusunda Türkiye’de gelişmiş ül-
kelerin ulusötesi tütün tekellerinin çõkarõna düzenle-
meler yapmasõ yeni değildi. Birinci Özal hüküme-
tinden itibaren bu alanda ülke ve toplum çõkarlarõnõ
tamamen göz ardõ eden tavizler dönemi açõlmõştõ ve
Gülgeç’in karikatürü de tam bu zamanlarda ortaya çõk-
mõştõ. Süreci özetleyelim:
1984 yõlõnda sigara ithalat yasağõ kaldõrõldõ. Gerekçe
yabancõ sigara kaçağõyla mücadeleydi. Sigara itha-
latõ arttõ. Tütün köylüsü ve işçisi tepki vermedi; hat-
ta önemli bölümü oyunu ANAP’a verdi.
1989 yõlõnda tütün ithalatõ serbest bõrakõldõ. Sonuç:
Tütün ithalatõ hõzla artarak 1999’da Türkiye tütün üre-
timinin beşte birine ulaştõ. Bu ithalatõn yaklaşõk
yüzde 80’i TEKEL’ce gerçekleştirildi. Sigara üreti-
mi için kullanõlan işlenmiş yerli yaprak tütün mikta-
rõ geriledi. Köylü ve işçinin oyu ağõrlõkla özelleştir-
meci sağ partilere gitmeye devam etti.
1989-92 sürecinde yabancõ sigaralarõn yabancõ or-
taklõ özel sektörce dahilde üretilmesine olanak sağ-
landõ. Sonuç: Türkiye’de üretilen sigara içinde ithal
tütünün payõ, 1989 yõlõnda yüzde 6.7’den 1999 yõ-
lõnda yüzde 40’a ulaştõ. TEKEL de yabancõ tütüne da-
yalõ “Tekel 2000”, “2001” gibi sigara üretimine gi-
rişti. Sigara bağõmlõlõğõndan daha koyu bir dõşa ba-
ğõmlõlõk toplumu uyuşturdu.
Amerikan tipi tütünün daha fazla bağõmlõlõk yara-
tõcõ özelliği nedeniyle, iç tüketimde 1990’larda çok
hõzlõ bir artõş görüldü. Buna rağmen TEKEL’in yur-
tiçi sigara arzõndaki payõ azalarak 1999 yõlõnda yüz-
de 70’e geriledi. Ulusötesi tekellerin iştahõ TE-
KEL’in yüzde 70’lik pazar payõndaydõ. IMF’ye 9 Ara-
lõk 1999’de verilen niyet mektubunda tarõmda tüm des-
tekleme kurumlarõnõn özelleştirilmesi veya tasfiye-
si niyeti Türkiye’ye dikte ettirilmişti. Döviz çõpasõ-
na dayalõ ekonomik programõn beklenen çöküşü üze-
rine acze düşürülen 57. hükümete dayatmalarõ kabul
ettirmek kolaylaştõ. Türkiye’de tütüncülüğü bitiren,
tütün/sigara ve alkollü içkilerde devlet tekeline son
veren, TEKEL’in parçalanarak özelleştirilmesinin
önündeki yasal engelleri kaldõran 4685 sayõlõ Tütün
Yasasõ bu gelişmelerin bir sonucu olarak 20.06.2001
tarihinde TBMM’de kabul edildi. Tütün çiftçisi ve iş-
çisi hâlâ olan bitenin tam farkõnda değildi.
Ama Ankara’da Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet
Sezer vardõ; 6 Temmuz 2001’de Türkiye için bir kez
daha tarihi bir karar verdi ve bu kanunu onaylama-
yarak TBMM’ye geri gönderdi. Özelleştirme pas-
tasõna gözünü dikmiş medya pat-
ronlarõnõn IMF programõ lehine
sõnõr tanõmaz tarafgirliği 7
Temmuz’da basõna yansõdõ:
Hürriyet’ten Özkök yazõsõna “Adım
adım kolektif intihar” başlõğõnõ atar-
ken, Milliyet gazetesinin birinci sayfa-
da bilmem kaç punto manşeti, “Ve Sezer
tüy dikti” gibi nezih bir başlõk taşõyordu.
Başbakan Ecevit ve bakanlarõ, Sayõn Sezer’e
ateş püskürüyordu. Meclis’in bu dönemdeki mu-
halif partileri, Saadet Partisi ve AKP ile DYP iç-
tenliksiz muhalefetlerini sergiliyor, AKP’li
Arınç’õn bugünlerde tekrar medyaya yansõyan
kof kõşkõrtmacõlõğõ sadece iktidarõ yõpratmayõ
amaçlõyordu. Bir sermaye partisi olan AKP, tam
da bu dönemde, yani 2001 yõlõnda TES-İŞ’in
merkez binasõnda kuruluş çalõşmalarõnõ yapõ-
yordu! İşçi sõnõfõnõn kafasõnõn karõştõrõlmasõ, sõ-
nõf reflekslerinin köreltilmesi için bütün koşullar
12 Eylül’den bu yana bir araya getirilmişti.
Meclis dõşõndaki tüm sol/yurtsever bağõmsõz çev-
relerden, Cumhuriyet gazetesinden, bu arada
bu dönemin Meclis dõşõnda kalmõş kitle par-
tisi CHP saflarõndan ve sendikalardan yük-
selen uyarõlara/tepkilere kulak asan olmu-
yor ve veto edilen kanun Meclis’ten hiçbir
değişikliğe uğramadan geçiriliyordu.
Prof. Dr. OĞUZ OYAN
CMYB
C M Y B
1 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER
4 Konfederasyon Ayak Sürüyor!
TEKEL işçilerinin eylemi,
bugün yeniden başlıyor. Tek
Gıda-İş Sendikası, 1000
işçinin 1 Nisan akşamı Türk-
İş Genel Merkezi önünde bir
gece sabahlayıp ertesi gün
eylem takvimini
açıklayacağını bildirdi.
Edinilen bilgiye göre, her ay
başı oturma eylemi birer
gün, işçi sayısı da biner
arttırılarak eylem
sürdürülecek. Yani 1-2
Mayıs’ta iki bin kişi, 1, 2, 3
Haziran’da üç bin kişi
oturma eylemi yapacak.
Eylem yedi ay bu şekilde
devam edecek.
Peki, konfederasyonlar ne
yapıyor? Türk-İş, DİSK,
Türkiye Kamu-Sen ve KESK
genel başkanları 22 Şubat
2010’da TEKEL işçilerinin
mücadelesini desteklemek
amacıyla 12 maddeden
oluşan ortak bir karara imza
attı. Güvencesiz çalışmaya
olanak sağlayan 4/C
statüsünün iptali başta
olmak üzere kıdem
tazminatı, asgari ücret,
işsizlik, sağlıktaki katkı
payını da kapsayan bir dizi
konuda AKP’yi uyardılar.
Ortak açıklamada, “Öncelikli
istemlerin karşılanmaması ve
bu etkinliklerin hükümet
nezdinde bir sonuç vermesi
halinde 26 Mayıs 2010’da
dört konfederasyon ve üye
sendikaların genel bir eylem
yapacağı” karar altına alındı.
Yine aynı karar metninde,
26 Mayıs’a kadar emek
kesiminin talepleriyle ilgili
çalışanları ve kamuoyunu
bilgilendirmek amacıyla
sempozyum, konferans,
yürüyüş, miting ve benzeri
eylemlerin ortaklaşa hayata
geçirileceği vurgulandı.
22 Şubat’tan beri altı
haftaya yakın bir süre geçti,
ortak bir panel, sempozyum
ve miting düzenlenmedi. 1
Mayıs geliyor, henüz bu İşçi
Bayramı’nın ortak bir şekilde
kutlanacağına dair bir
çalışma yok. İstanbul’da
Türk-İş’e bağlı sendikaların
bir miting talebi var, genel
merkezden henüz bir yanıt
gelmiş değil.
Özellikle 1 Mayıs’ın güçlü
ve geniş bir katılımla
kutlanması, ardından
gelecek 26 Mayıs genel
grevi için önemli bir
gösterge olacak. Ancak dört
konfederasyonda ciddi bir
çalışma, ortak bir hareket
gözükmüyor. Genel grev,
genel eylem ciddi konular,
çok iyi hazırlanmak gerekir.
Yunanistan’daki emek
örgütleri bu anlamda hayatı
durduruyor, hükümeti ve
kamuoyunu etkiliyor.
TEKEL işçisi, Ankara’da
78 gün önemli bir direniş
gösterdi, emek kesimindeki
ölü toprağını silkeledi, dört
konfederasyonun ortak tavır
almasını sağladı. Ancak
şimdi görev, diğer
sendikalarda, üst
örgütlerde... 78 günlük
direniş sonucunda ne gibi
kazanımlar elde edildi,
hükümete gerçek anlamda
geri adım attırılabildi mi, bu
sürecin daha kalıcı
kazanımlara yol açması için
ne yapmalı, nasıl hareket
edilmeli? Öncelikle dört
konfederasyonun samimi ve
inançlı olması gerekiyor.
4 Şubat 2010’da pek etkili
olmayan bir genel eylemin
benzeri 26 Mayıs’ta da
olursa, 1 Mayıs görkemli bir
şekilde kutlanmazsa 78
günlük direniş ne işe
yarayacak? Tekrar belirtelim,
şimdi görev dört
konfederasyona düşüyor…
Valiliğin izin vermeyeceğini açõklamasõna karşõn Türkel, işçilerin konfederasyona gideceğini söyledi
BİLGİ’DE SENDİKALAŞMA
DİSK’ebağlõSosyal-İşsendikasõ,Bil-
giÜniversitesi’ndeörgütlenmeyebaş-
ladõ.Sendikadanyapõlanaçõklamada,
sayõlarõ32’yibulanveyaklaşõk10bin
500 öğretim elemanõ çalõşmakta olan
vakõf üniversitelerinin 17 No’lu “Ti-
caret,büro,eğitimvegüzelsanatlar”
işkolunda yer aldõğõ hatõrlatõlarak,
örgütlenme çalõşmalarõnõn başladõğõ
belirtildi.
Açõklamada,“İstanbulBilgiÜniver-
sitesi’ndegörevyapanakademik,idari
vedestekpersonel,hemkendilerininhem
demesaiarkadaşlarõnõnhaklarõnavege-
leceklerinesahipçõkarak,takdireşayan
birdayanõşmaörneğisergilemekte;da-
yanõşmanõn bilgisini, bilginin dayanõş-
masõnõ üretmektedir” ifadesi yer aldõ.
TÜRK-İŞ ÇALIŞANINA ZAM
Türk-İşçalõşanlarõnõnörgüt-
lüolduğuTez-Koop-İşSendikasõ
ile yürütülen toplusözleşmesi
imzalandõ. Sözleşmeyle, çalõ-
şanlardan eğitim ve kõdem du-
rumunagöreoluşturulanücret
skalasõnda kendi pozisyonlarõ-
na karşõlõk gelen ücreti alama-
yanlarõn ücretlerinde kademe-
li bir iyileştirmeye gidildi.
Bununardõndantoplusözleş-
menin birinci ve ikinci altõ ay-
larõndaücretleryüzde5’erart-
tõrõlacak. İkinci yõl da ücretlere
2010 enflasyonunun yüzde 25
fazlasõ uygulanacak.
Ayrõcaheray100lirasosyal,
yõllõk300liragiyim,yõllõk300li-
rayakacakyardõmõvebayram-
larda harçlõk verilecek. Çalõ-
şanlar,yõlda4defaaylõkücret-
leri tutarõnda ikramiye alacak.
Ayçin: 26 Mayıs için
yeterli hazırlık yok
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, 1 Nisan’da TE-
KEL işçileriyle olacaklarını belirterek önce 1 Nisan’ı,
sonra 1 Mayıs’ı güçlü kılmak gerektiğini söyledi. Ay-
çin, dört konfederasyonun aldığı 26 Mayıs genel ey-
lemine ilişkin bir hazırlık yapmadıklarını be-
lirterek 1 Mayıs’a yönelik hazırlık-
larını sürdürdüklerini ve 1
Mayıs’ın 26 Mayıs genel
eylem gününün altya-
pısını oluşturacağını
söyledi. Ayçin, bu
nedenle 1 Mayıs’ın
çok önemli olduğu-
nu vurgulayarak
“TEKEL eyleminden
sonra 1 Mayıs’ın o dire-
nişi bir adım öne götüren ya-
pıda olması gerekiyor. Şimdilik 1
Mayıs’ı hedefleyen bir çalışma içindeyiz” dedi.
Genel eylemle ilgili “Konfederasyonlardan talimat gel-
di ya da gelmedi” şeklindeki yaklaşımların ipe un ser-
mek anlamına geldiğini vurgulayan Ayçin, 1 Nisan’ın
TEKEL işçilerinin ortalama 1000 işçiyle 1 gece ka-
lacağı bir tarih olduğunu ve ilk etapta 1 Nisan’ı güç-
lü kılmak gerektiğini ifade etti.
4 Şubat genel eyleminin
başarısızlık sebebini
süre azlığı değil,
konfederas-
yonlar ara-
sında netlik
o l m a m a s ı
olarak değer-
lendiren Ayçin,
kendilerine yö-
nelik eleştirileri de
“Otobüsler çalışır, şal-
terler inmezse, vapurlar yü-
zerse kusura bakmayın uçaklar da
uçar. Haberleşme, iletişim, telekom, bankacılık, sis-
temleri, santrallar cayır cayır çalışacak, sonra da
uçaklar uçtu diyeceksiniz” şeklinde yanıtladı.
Pakette
toplusözleşme tuzağõ
MURAT KIŞLALI
ANKARA - AKP’nin ana-
yasa paketinde yer alan ve ba-
zõ sendikalarca olumlu görü-
len değişikliklerden “kamu
görevlisine toplusözleşme
hakkı getirilmesi”, son sözü
söyleyecek Uzlaştõrma Ku-
rulu’nun yapõsõnõn yasayla
belirlenecek olmasõ nedeniy-
le kamu görevlisinin bir işine
yaramayacak. Uzlaştõrma Ku-
rulu’nu yasayla istediği gibi
şekillendirebilecek olan hü-
kümet, yine son sözü kendisi
söyleyerek kamu görevlile-
rinin grev hakkõnõ engelleye-
cek. Paketteki “aynı anda ve
işkolunda birden fazla sen-
dikaya üye olunabilmesi”
hakkõ ise muhalif sendikalarõn
üyelerinin hükümete yakõn
sendikaya da üye olmasõnõ
sağlayarak muhalif sendikalarõ
zayõflatacak. KESK de “Tas-
lak kamu emekçileri yö-
nünden kabul edilemez” de-
ğerlendirmesinde bulundu.
AKP’nin “Türkiye Cum-
huriyeti Anayasası’nın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Ya-
pılması Hakkında Kanun
Teklifi”nde, çalõşma hayatõna
ilişkin 5, 6, 7 ve 13. maddeler
yer alõyor. Söz konusu mad-
delerden 6. madde memurlar ve
diğer kamu görevlilerine top-
lusözleşme yapma hakkõ ve-
rirken, toplusözleşmede çõka-
cak uyuşmazlõkta son sözü
Uzlaştõrma Kurulu’na bõrakõ-
yor. Yapõlan değişiklik olum-
lu gibi gözükmesine karşõn,
değişikliğinde “Uzlaştırma
Kurulu’nun teşkili, çalışma
usul ve esasları kanunla dü-
zenlenir” hükmü getirildiği
için, burada da son söz yine hü-
kümette kalmõş oluyor.
Türk Büro-Sen:
Memur aldatõlõyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Kamu-Sen Ge-
nel Teşkilatlandõrma Sekreteri ve
Türk Büro-Sen Genel Başkanõ
Fahrettin Yokuş, “Değişiklik
tasarısında yer alan toplusöz-
leşme hakkı, grev ve siyasete
katılma hakkı olmadan hiçbir
şey ifade etmemektedir. Bu-
rada memurlar aldatılmak-
tadır” dedi.
Yokuş, memurlarõn ekono-
mik, sosyal ve siyasal alandaki
haklarõnõn geliştirilmesi için top-
lusözleşme, grev ve siyaset hak-
kõnõ içeren, gerçek anlamda sen-
dikal haklara ihtiyaç olduğunu
kaydetti. Bu haklarõn, anayasa-
nõn 90. maddesi gereği bir yasal
düzenleme ile verilebileceğine
işaret eden Yokuş; hükümetin,
bu haklarõ hemen Meclis’e ge-
tirip kanunlaştõrarak memurlarõ
memnun etmesini istedi. Yokuş,
“Anayasa değişikliği tasarı-
sında yer alan toplusözleşme
hakkı, grev ve siyasete katılma
hakkı olmadan hiçbir şey ifa-
de etmemektedir. Burada me-
murlar aldatılmaktadır. Baş-
bakan, 2004 yılında verdiği sö-
zü tutmalıdır” dedi.
Ankara’da 78 gün direndikten
sonra çadõrlarõ kaldõran TEKEL iş-
çisi bugün yeniden Türk-İş önün-
de toplanacak. Daha önceki süreçte
soğukta ve yağmurlu havada süs
havuzuna atõlmaktan tazyikli su ve
biber gazõ yemeye kadar bir dizi
şiddete maruz kalmasõna karşõn di-
renişini sürdüren işçilere, Ankara
Valiliği eylem izini verilmeyece-
ğini açõkladõ.
Ancak daha önce de izin veril-
memesine karşõn 78 gün çadõrla-
rõnda direnişlerini sürdüren işçiler
bu kez de Türk-İş önünde toplan-
maya kararlõ.
Yeni süreç ve izin konusunda so-
rularõmõzõ yanõtlayan Tek Gõda-
İş Başkanõ Mustafa Türkel, “Sen-
dikalı işçilerin kendi konfede-
rasyonlarına gitmesine nasıl bir
engel konulabileceğini” sorarak,
“Biz çeşitli bölgelerden gelen bi-
nin üzerinde arkadaşla orada
olacağız. Neler yaşanacağını hep
beraber görürüz” dedi.
Bugün saat 14.00’te Türk-İş
önünde toplanacaklarõnõ, geceyi
orada geçireceklerini ve ertesi gün
de basõn açõklamasõ yaparak dağõ-
lacaklarõnõ anlatan Türkel’in ver-
diği bilgiye göre, çok hareketli bir
süreç yaşanmayacak. Belirlenmiş
olan yedi aylõk bir eylem takvimi
var. Ancak gerek Anayasa Mah-
kemesi gerekse Danõştay’da devam
eden bir süreç söz konusu olduğu
için onlarõn da sonuçlarõ beklene-
cek. Mayõsta, 1 Mayõs ve kararõ
dört konfederasyon tarafõndan çok
önceden alõnmõş; 26 Mayõs genel
eylem dõşõnda herhangi bir eylem
yapõlmayacak. Her ay bir kez An-
kara’ya gelinerek basõn açõklama-
sõ yapõlacak. Eylem takvimi ay-
rõntõlõ olarak 2 Nisan’daki basõn
toplantõsõnda açõklanacak.
Bugünkü eyleme çeşitli sivil
toplum kuruluşlarõnõn yanõ sõra
KESK’ten de önemli bir katõlõm
bekleniyor.
Yedi aylõk bir eylem takvimi yaptõklarõnõ ancak hukuk
süreci de beklendiği için çok hõzlõ gitmeyeceklerini anlatan
Tek Gõda-İş Sendikasõ Başkanõ Mustafa Türkel, nisan ayõnda
bir gece kalacaklarõnõ, yarõn basõn açõklamasõ yapacaklarõnõ
ve mayõsta da 1 Mayõs ve 26 Mayõs dõşõnda eylem
planlamadõklarõnõ açõkladõ.
TEKEL kaldõğõ yerden İncirlik’te protesto
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - İncirlik Üssü’nde
işten çõkarmalarõn artmasõ
üzerine önceki gün üs önün-
de yapõlan eyleme katõlan
Türk Harb-İş Sendikasõ Genel
Başkanõ Ahmet Kalfa, “Üye-
lerimizi toplu işten çıkar-
maların bir an önce sona er-
dirilmesini istiyoruz” dedi.
Türk-İş 4. Bölge Temsilci-
si Edip Gülnar ve çok sayõ-
da sendika temsilcisi İncirlik
10. Tanker Hava Üs Komu-
tanlõğõ nizamiye kapõsõ önün-
de toplanarak D-400 karayo-
luna dek ellerinde pankart ve
afişlerle yürüdü.
“Müteahhit firma İncir-
lik, Ankara ve İzmir’deki
işyerlerinde çalışan üye-
lerden 119’unu işten çı-
karmak istiyor” diyen Kal-
fa, işten çõkarma girişiminin,
toplu iş sözleşmesinin 35.
maddesinde belirtilen esas
ve usullere aykõrõ olduğunu
da vurguladõ.
TEKEL İŞÇİSİNİN DİRENİŞİ ve TÜTÜNDE YENİ BAĞIMLILIK (1)
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- TEKEL ve TARİŞ işçileri,
bugün İzmir’de yan yana yürüyecek. KESK İzmir Şubeler Platformu Dö-
nem Sözcüsü Ramis Sağlam, Alsancak TEKEL Fabrikasõ‘nõn önünden TA-
RİŞ Genel Müdürlüğüne kadar Türk-İş, DİSK, TMMOB ve KESK üyeleri-
nin, ‘’TEKEL’den TARİŞ‘e dayanışma köprüsü’’ adõ altõnda yürü-
yeceğini söyledi. TARİŞ Genel Müdürlüğü önündeki eylemlerini
sürdüren işçilerin aileleri de Kemeraltõ çarşõsõ girişinde
eylem yaptõ.
atillaozsever@ttmail.com
TEKELveTARİŞomuzomuza
TEKEL için yapılan mitinge aralarında Tarık Akan ve Rutkay Aziz’in de bulunduğu çok sayıda kişi katılmıştı.