Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2010 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Çoğunlukçu Toplumda
Azınlık Olmak
[email protected]
Geçen ayın başında Ankara’da yapılan Abant
Toplantıları’ndan birinin konusu “Çoğulcu
toplumda azınlık olmak” olarak saptanmış. Sözü
geçen forumun yabancılarından olmayan bir
gazeteci de, bunu yanlış bir şekilde, “Türkiye’de
Ermeni olmak” şeklinde tercüme etmiş.
Yanlış iki noktadan kaynaklanıyor. Birincisi
Türkiye’nin çoğulcu bir toplum olduğu savı
külliyen yanlıştır. İkincisi de azınlıktan yalnızca
Ermeni veya Kürtleri anlamak da gerçekle
bağdaşmamaktadır.
Azınlık kavramını ben kendi kentim İstanbul’da
yaşayarak öğrendim.
İmparatorluk ve erken Cumhuriyet dönemleri
İstanbul’u dünyanın en kozmopolit kentlerinden
biriydi, çocukluk ve ilkgençlik yıllarımda bunun
serpintilerine yetiştim.
Çoğulcu toplum kavramını ise kendi kentimde
ya da yurdumda değil, bir süre kaldığım
Fransa’da bir ölçüde öğrendim.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, toplum
demokratik de değildi, çoğulcu da!
İmparatorluğun çok parçalı yapısı ise, tüm dış
müdahalelere karşın, belki biraz da o yüzden
çoğulculuğun gerektirdiği karşılıklı anlayış ve
güvenceye alınmış hakları sağlamış değildi.
Ama çocukluk yıllarım çoğulcu olmasa da çok
etnili, çok renkli bir toplumda geçti, azınlıklar
olarak anılan o insanları hâlâ hasretle anarım.
Hepsinin sorumluluğu Türkiye’nin sırtına
yüklenemeyecek olan bir dizi olaydan sonra,
biraz da ulus devletin yapısından doğan
nedenlerle, azınlıklarımızı yitirdik.
O güzel insanlar gittiler. Ama etnik olarak
azınlıkların gitmesi veya sayılarının yok
mesabesine kadar azalmaları, azınlık kavramını
gerçekten ortadan kaldırmadı.
Bu olayla eşzamanlı olarak gelişen çok partili
rejimimiz etnik azınlıkların yerine kendi
azınlıklarını doğurdu ki, kendimi hep onlardan biri
olarak hissetmişimdir. Bu yüzdendir ki, doğru ya
da yanlış, ülkemdeki azınlık sorunlarını anlamaya
kimilerine göre, daha yatkın sayarım kendimi.
Çok partili rejimimizin çoğunluk gibi
düşünmeyenlerden kendi yeni azınlıklarını
yaratmasının nedeni ise, çok partililiğimizin bir
türlü çoğulcu, yani gerçek anlamda demokratik
yapıya kavuşamayıp, çoğunlukçulukta demir atıp
kalmasıdır.
Maalesef Demokrat Parti ile birlikte iktidar olan
bu çoğunlukçu görüş, Türkiye’de demokrasinin
oturamamasının da baş nedeni olmuştur.
Kimilerinin nedense “Ne yani sanki CHP’nin tek
parti dönemi çoğunlukçu muydu?” gibi saçma bir
savı ileri sürmesini de anlamak mümkün değildir.
Kimse tek parti döneminin demokrasi olduğunu
iddia etmiyor ki... Bu durumda demokrasi
olmayan bir rejimde demokraside bulunması
gereken kimi özellikleri aramanın ne kadar
anlamsız olduğu kendiliğinden anlaşılmıyor mu?
En çok oyu alanın (illa oyların çoğunluğu olması
da şart değil) her hakka sahip olduğu
çoğunlukçu rejimde, bu çoğunluğun içinde
olmayanlar, onun gibi düşünmeyenler herhangi
bir hakka sahip değillerdir.
Çoğulcu rejimlerin tersine, azınlıkta kalan (ki
her biri kendi başına en çok oyu alanı
geçemedikleri için, toplandıklarında çoğunluğu
oluştursalar bile bir şey değişmez) düşüncelere
veya yaşam biçimlerine saygı gösterilmez,
hoşgörüyle yaklaşılmaz; hoşgörü olsa bile bu
tavır yasal güvenceye dönüşmez, bir lütuf olarak
kalır.
Böyle olunca da, değişik görüşler, değişik
kimlikler zenginlik olarak kabul edilmek bir yana,
zararlı olarak görülürler.
Üstelik de, çoğunlukta olanlar veya daha doğru
deyişiyle en çok oyu alanlar, kendi görüşlerini
milli irade olarak kabul edip, ona aykırı düşenleri
de, milli irade karşıtlığı olarak görmektedirler.
Altmış yıldır, bu olgunun örneklerini yaşayıp
duruyoruz. Bu tutum azınlıkta olanı kendi
ülkesinde sürgün konumuna itecek kadar ileri
gidebilir zaman zaman.
Diyeceğim o ki, Türkiye’de düzenlenen
tartışma platformlarında asıl ele alınması gereken
konu, “çoğunlukçu toplumlarda azınlık” olmalıdır,
çünkü bizim sorunumuz aslında budur.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP’nin TBMM Başkanlõğõ’na sun-
duğu anayasa değişikliği önerisinde
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şa-
hin’in de imzasõ yer alõrken Anayasa
Komisyonu’na gönderilen öneriden
Şahin’in imzasõnõn çõkarõldõğõ ortaya
çõktõ. Öneride Başbakan Tayyip Er-
doğan, bakanlar ve parti yöneticile-
rinin hiçbirinin imzasõnõn olmamasõ
“olası kapatma davasına karşı ön-
lem” olarak nitelendirildi. CHP Grup
Başkanvekili Hakkı Süha Okay,
“TBMM, açıkça bir evrakta sahte-
cilik olayıyla karşı karşıyadır, bu
teklif yok hükmündedir. Derhal
komisyondan çekilmelidir” dedi.
AKP’nin anayasa değişikliği öne-
risini TBMM Başkanlõğõ’na sunma-
sõnõn ardõndan bir imza skandalõ or-
taya çõktõ. TBMM Başkanõ Şahin’e
sunulan öneride anayasa değişiklik-
lerinde oy hakkõ bulunmayan Şahin’in
de imzasõ yer aldõ. TBMM Başkan-
lõğõ’nõn öneriyi Anayasa Komisyo-
nu’na sevk etmesiyle durum anlaşõl-
dõ. Komisyona ikinci bir öneri daha
havale edilirken bu metinden Şa-
hin’in imzasõnõn çõkarõlmasõ dikkat
çekti. Bu durumun, Şahin’in TBMM
Başkanõ olmasõndan önce milletve-
killerinden boş kâğõda alõnan imza-
larõn kullanõlmasõ sonucu ortaya çõk-
tõğõ ifade edildi. Öneriye, Başbakan
Tayyip Erdoğan, bakanlar ve parti yö-
neticilerinin büyük bölümünün imza
koymamasõ dikkat çekti. Bu durum da
olasõ bir kapatma davasõna önlem ola-
rak nitelendirildi. AKP’ye açõlan ka-
patma davasõnda türban yasağõnõn
kaldõrõlmasõna ilişkin anayasa deği-
şikliğine imza veren milletvekilleri id-
dianameye girmişti. Parti yönetici-
lerinden sadece AKP grup başkan-
vekilleri Bekir Bozdağ ve Suat Kı-
lıç, AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Bülent Gedikli ile Kadõn Kollarõ Baş-
kanõ Fatma Şahin’in imzasõ yer al-
dõ. Olayõ ortaya çõkaran CHP’li İsa
Gök, “AKP ileri gelenleri, tüm ba-
kanlar ve Başbakan’ın teklifte im-
zaları niye yok? Bir risk mi görü-
yorlar, teklifte anayasanın değiş-
tirilmez maddelerine karşı aykırı-
lığı mı biliyorlar?” dedi.
‘Teklifi geri alın’
CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Sü-
ha Okay, dün akşam üzeri İsa Gök’le
CHP LİDERİ BAYKAL
‘Umarım
Meclis’te
askıya alınır’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal, anayasa değişikliği pa-
ketiyle ilgili olarak “İnşallah parlamentonun
bu müzakere süreci içinde bir gelişme olur ve
bu askıya alınır” dedi.
Baykal, dün Ankara Sanayi Odasõ’nõn (ASO)
mart ayõ meclis toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada,
anayasa değişikliği çalõşmalarõnõ değerlendirdi.
Anayasa değişikliğinin ülkenin gerçek gündemi
olmadõğõnõ vurgulayan Baykal, “Ben Anado-
lu’yu geziyorum, gittiğim hiçbir yerde ‘ne ola-
cak bu anayasa meselesi’ diyen bir vatandaşı
görmedim. Anayasa değişikliğinin içinde sa-
nayici yok, köylü yok, çiftçi yok, esnaf yok,
işadamı yok, vatandaş yok, millet yok ama ül-
kenin bir numaralı meselesi” dedi.
‘Masayı devirmeye teşebbüs’
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõn değiştiril-
mek istendiğini anlatan Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Eğer bu düzenleme Anayasa Mah-
kemesi’ne giderse mahkeme, ‘Siz hukuk devleti
ilkesini, yargõ bağõmsõzlõğõnõ ortadan kaldõrõyor-
sunuz’ diyebilir. Derse; çıkarılan yasa, anaya-
sayı ihlale teşebbüs olarak ortaya çıkar ve
mahkeme o teşebbüsü iptal eder, mahkûm
eder. Türkiye’de bir partinin resmen anayasa-
yı ihlale teşebbüs konumuna düşüyor olması
hepimizi üzüyor. Bu bir anlamda masayı de-
virmeye teşebbüs etmektir. Bunu yapmayın.
Sanki önceden planlanmış bir şekilde, risk alı-
yoruz derken ‘Acaba bunu mu düşünüyor’ diye
aklımdan geçiriyorum. ‘Türkiye’nin dengesini,
huzurunu, sükûnetini tehlikeye atmayõ şu açõdan,
bu açõdan yararlõ görerek bu istikamette harekete
geçiyoruz’ mu demek istiyor? Yarın inşallah
parlamento süreci, orada yaşanacak olaylar,
bu olayı ‘Bõrakõn artõk, üstünde durmayõn’ nok-
tasına iktidarı getirir, inşallah parlamentonun
bu müzakere süreci içinde bir gelişme olur, bu
askıya alınır. Ama bu olmazsa bu iktidar bile-
rek bunu dayatıyor olacaktır.”
birlikte bir basõn toplantõsõ düzenledi.
İlk öneride “Zonguldak Milletveki-
li Köksal Toptan’ın adının olmadı-
ğını, imzaların toplandığı tarihte
Toptan’ın TBMM Başkanı olduğu-
nun anlaşıldığını” ifade eden Okay,
“Çok önceden toplanmış, el altında
tutulan evrakın TBMM Başkanlı-
ğı’na sunulmuş olması, TBMM Baş-
kanı’nın da altında imzasının bu-
lunması skandaldır” dedi. Üçüncü bir
imza listesinin daha ortaya çõktõğõnõ ak-
taran Okay, “TBMM Başkanı’nın bu
evrakları Anayasa Komisyonu’ndan
geri istetip işlemsiz olarak iadesini
talep etmesi lazım. Teklifin içeriği-
nin ne olduğunu bilmeyen millet-
vekillerinin elde mevcut depo im-
zaları bir araya getirilmiş, hazır
imzalarla teklif verilmiş. Yanlışlık-
lar görülünce bazılarının üstü çi-
zilmiş, bazıları çıkarılmış. TBMM
açıkça bir evrakta sahtecilik olayıyla
karşı karşıyadır. Bu teklif yok hük-
mündedir. TBMM Başkanı’na çağ-
rıda bulunuyoruz, derhal teklifi ge-
ri alın” dedi.
Okay, parti yöneticileri ve ba-
kanlarõn imzalarõnõn bulunmama-
sõyla ilgili soruya “Acaba bu imza
sahibi olanları öne mi sürüyorlar
diye düşünmek lazım. Hükümet
sözcüsü ve sivil toplum örgütle-
riyle görüşmelere gidenlerin bile
imzası yok” yanõtõnõ verdi. Okay,
“TBMM Başkanı’nı istifaya ça-
ğırıyor musunuz” sorusuna “Sa-
yın Şahin’in bilgisi dışında önce-
den alınmış depo imzalar mı kul-
lanılmıştır? Sayın Başkan, ben
attım, diyorsa derhal istifa etme-
si lazımdır” karşõlõğõnõ verdi.
Kuzu CHP’yi suçladı
TBMM Anayasa Komisyonu Baş-
kanõ Burhan Kuzu ise CHP’yi “çak-
ma liste” hazõrlamakla suçladõ. CHP
grubunun liste istediğini, kendilerinin
de değişiklik teklifi listesini verdik-
lerini ancak daha sonra bu listenin üze-
rinde oynandõğõnõ öne süren Burhan
Kuzu, “Korsan, çakma metin nere-
den çıktı? O metinler bizde yok. Ben
de suç duyurusunda bulunacağım.
Kimse bunu yapan yargılansın. Şe-
kil bakımından bir usulsüzlük yok.
Milletvekilleri imzalarını çeker
bunda bir problem yok. Meclis
Başkanı da imza atabilir buna en-
gel yok. İçtüzük engel değil. Bu bir
çakma metin, korsan imza, bunu
kim yaptıysa hesabını versin” dedi.
‘AKP’nin gereksinimi ile sõnõrlõ’
Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan
Tahmaz, AKP’nin ‘demokratik açı-
lım’da samimi olmadığını, anayasa pa-
ketini de kendi gereksinimleri için ha-
zırladığını belirtti. Taksim’deki Maki-
ne Mühendisleri Odası’nda toplanan
Türkiye Barış Meclisi üyeleri, düzenle-
dikleri basın toplantısıyla anayasa pa-
ketine karşı eleştirilerini kamuoyuyla
paylaştı. Demokratikleşmenin önünde-
ki en büyük engelin “12 Eylül darbe
anayasası” olduğunu belirten Hakan
Tahmaz, darbe anayasası tamamen
kaldırılmadan sorunların çözüme ka-
vuşamayacağını söyledi. Yeni anayasa-
nın ayrımsız tüm yurttaşlar tarafından
benimsenmesi gerektiğinin altını çizen
Tahmaz, “Bunun için, militarist zihni-
yetten vazgeçilmesi, anayasada ayrım-
cılığın her türlüsünün kesin bir dille
yasaklanması, ekonomik, sosyal, kültü-
rel ve doğal hakların güvence altına
alınması gerekiyor” dedi. Tahmaz,
“Değişiklikler AKP’nin kendi gereksi-
nimleri ile sınırlıdır. AKP dayatmacılı-
ğı terk etmelidir. Sivil toplum örgütleri,
sendikalar, meslek örgütleri ve siyasi
çevreler sürece katılmadan, yeni ana-
yasa demokratik olamaz” diye konuştu.
(Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU)
‘Hazır imza’ skandalı
AKP’nin anayasa önerisinde TBMM Başkanõ Şahin’in de imzasõ yer aldõ, ikinci listede çõkarõldõ
AKP’den ‘güvence’ itirafõ
Anayasa paketinin amacõnõn ‘AB’ye uyum ve demokratikleşme’ olduğunu ileri süren AKP, maddelerin
gerekçelerinde yüksek yargõ organlarõyla ilgili düzenlemeleri siyasal gelecek kaygõsõyla getirdiğini itiraf ediyor
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Anayasa değişikliği önerisinin
madde gerekçeleri, AKP’nin paketi demokra-
tikleşme kaygõlarõyla değil partiyi ve iktidarõ gü-
venceye almak amacõyla getirdiğini ortaya ko-
yuyor. Paketin madde gerekçelerinde öne çõkan
bazõ görüşler şöyle:
Siyasi partilerin kapatılması: Siyasi
partilerin kapatõlmasõnõn zorlaştõrõlmasõna iliş-
kin maddenin gerekçesinde, “Değişik tarihlerde
anayasa ve yasalarda yapılan iyileştirmelerin
amaçlarına uygun olarak uygulanamamış ol-
ması, kapatma kararlarının ulusal üstü yar-
gıda sözleşme ihlali olarak nitelendirilmesi, si-
yaset kurumuna ölçüsüz müdahalelerin yol
açtığı istikrarsızlık gibi etkenler, bu düzen-
lemeyi zorunlu kılmıştır” denildi.
YAŞ kararları: Gerekçede, “YAŞ’ın Si-
lahlı Kuvvetler’den ilişik kesme kararları
kamuoyunda çok tartışılmış ve değişik
eleştirilere konu olmuştur. Diğer askeri
merciler tarafından verilen Silahlı Kuv-
vetler’den ilişik kesme kararları Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi tarafından yar-
gı denetimine tabi tutulurken YAŞ tara-
fından verilen ilişik kesme kararlarının
yargı denetemine tabi olmaması, anayasa-
nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik il-
kesine de aykırılık oluşturmaktadır” denildi.
AKP’nin YAŞ kararlarõna yargõ yolunun
açõk olmamasõnõ eşitlik ilkesine aykõrõ bulurken
cumhurbaşkanõnõn tek başõna yapacağõ işlemlere
karşõ yargõ yoluna başvurulamayacağõna ilişkin
hükmü korumasõ, siyasi partiler hakkõnda ka-
patma davasõ izni verecek TBMM’deki ko-
misyonun kararõna da itiraz yolunu kapatmasõ
dikkat çekti.
Danıştay’a yerindelik freni: Söz konusu
maddenin gerekçesinde “Yargı yetkisinin, ida-
ri eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun
denetimi ile sınırlı olduğu, yürütme görevinin
kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, ida-
ri eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yet-
kisini kaldıracak biçimde yargı kararı veri-
lemeyeceği hükme bağlanmış ve maddenin ge-
rekçesinde ‘yargõ organõnõn idari işlemin ye-
rindeliğini denetlemeyeceği’ belirtilmiş olma-
sına rağmen uygulamada bu hükme uyma-
yacak şekilde yargı kararlarının verildiği
görüldüğünden, bu tür uygulamaların önü-
ne geçilmesi amacıyla yargı yetkisinin hiçbir
surette yerindelik denetimi şeklinde kullanı-
lamayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yerin-
delik denetimi, yürütme iktidarının negatif
kullanımı anlamına gelir” denildi. AKP, söz
konusu maddeyle sõk sõk eleştirdiği Danõştay’õn
hükümetin işlemlerini iptal etmesinin önüne geç-
meyi amaçladõğõnõ ortaya koyuyor.
Anayasa Mahkemesi’ne ‘toplumsal
değişim’ kriteri: Anayasa paketinde
Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süre-
si 12 yõl olarak belirlenirken buna gerekçe ola-
rak “12 yıllık sürenin bir taraftan üyelerin
yeterince tecrübe kazanması ve bu tecrü-
belerini mahkeme çalışmalarına yansıtması
açısından yeterli, diğer taraftan da top-
lumsal değişimin mahkeme profiline yan-
sımasına olanak sağlanması” gösterildi.
CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay, “Çok önceden
toplanmõş, el altõnda tutulan evrakõn TBMM Başkanlõğõ’na
sunulmuş olmasõ, TBMM Başkanõ’nõn da altõnda imzasõnõn
bulunmasõ skandaldõr” dedi. Meclis’in “evrakta sahtecilik”
olayõyla karşõ karşõya olduğunu belirten Okay, Şahin’in
evraklarõ Anayasa Komisyonu’ndan geri isteterek işlemsiz
olarak iadesini talep etmesi gerektiğini söyledi.
‘GÜL’ÜN
İTİRAZI
VAR’
İDDİASI
Parti kapatma
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül, parti kapatmanõn
Meclis iradesine bağlanmasõ
konusunda itirazlarõ olduğunu
söylerken AKP Grup Başkan-
vekili Nurettin Canikli, “Tak-
dir Meclis’in” dedi. Cumhur-
başkanõ Gül’ün Pakistan gezi-
sine katõlan Vatan gazetesi ya-
zarõ Okay Gönensin, dünkü
köşesinde Gül’ün anayasa de-
ğişiklik paketine yaklaşõmõnõ
ele aldõ. Gönensin yazõsõnda,
şunlarõ kaydetti: “Cumhurbaş-
kanı’nın parti kapatmanın
meclis iradesine bağlanması-
na da itirazı var. Bu konuda
çözüm de artık çok açık: Ve-
nedik kriterleri diye sık sık
tekrar edilen ve yavaş yavaş
öğrenmeye başladığımız ‘tav-
siyelerde’ yer aldığı üzere
‘şiddet’in kapatma için tek
kıstas olması... Gül son yaptı-
ğı görüşmelerin ardından he-
nüz iletemediği izlenimlerini
hükümete iletecek.”
AKP Grup Başkanvekili Nu-
rettin Canikli ise Cumhurbaş-
kanõ’nõn değerlendirmeleri ko-
nusunda, “Herkes görüşlerini
açıklıyor. Takdir Meclis’in”
demekle yetindi.
SAVCIYA DEMOKRATİK KONTROL MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Bir parti hakkında kapatma davası açı-
labilmesi için TBMM’den izin alınmasıy-
la ilgili maddenin gerekçesinde, “Venedik
Komisyonu, Cumhuriyet başsavcısının
parti kapatma davası açma yetkisinin bir
tür demokratik kontrole tabi tutulacağı bir
sistemin getirilmesini tavsiye etmiştir” gö-
rüşüdilegetirildi.İlgilitümmaddelerdeVe-
nedik kriterlerinden söz eden AKP, parti
kapatma ve halkoylaması konusunda ko-
misyonun kararlarını dikkate almadı.
Bir partinin kapatılmasına neden olan
milletvekillerinin vekilliğinin düşmeme-
siyle ilgili maddenin gerekçesinde, düşen
bir milletvekilinin bağımsız milletvekili
olarak yeniden TBMM’ye girebildiği be-
lirtildi. Gerekçede, “Ayrıca milletvekili-
nin, bir suç işlemesi durumunda doku-
nulmazlığının kaldırılması ve yargılan-
ması yolu her zaman açıktır” denildi.
AKP, bugüne kadar tek bir milletvekili-
nin bile dokunulmazlığını kaldırmadı.
Ilıcak’a 11 ay hapis
Bağımsızlara kuşatma
İstanbul Haber Servisi - Sincan 1. Ağõr Ceza
Mahkemesi Hâkimi Osman Kaçmaz’a “basın
yoluyla hakaret ettiği” iddiasõyla yargõlanan Sa-
bah gazetesi yazarõ Nazlı Ilıcak, 11 ay 20 günlük
hapis cezasõna çarptõrõldõ. Mahkeme cezayõ 5 yõl
süreyle erteledi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahke-
mesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanõk Ilõcak ka-
tõlmadõ. Duruşmada, kararõnõ açõklayan hâkim
Sevim Efendiler, sanõğõn, 25 Mayõs 2009’da Sa-
bah gazetesinde kaleme aldõğõ köşe yazõsõnda,
hâkim Osman Kaçmaz’õn verdiği kararõ eleştirir-
ken eleştiri sõnõrlarõnõ aştõğõnõ bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP yöne-
ticileri, Anayasa paketi konusunda “330 sıkıntı-
mız yok” dese de, parti içindeki fire olasõlõğõna
karşõ bağõmsõz milletvekillerinden destek arõyor.
Bunun için bakan ve parti yöneticilerinden oluşan
gruplar, bağõmsõz milletvekillerini tek tek ziyaret
etti. Bağõmsõz milletvekillerinden Tayfun İçli,
Harun Öztürk ve Kamer Genç, destek verme-
yeceklerini bildirdiler. Bir süre önce AKP’den ih-
raç edilen Feyzi İşbaşaran ile Erdoğan Yetenç,
Recai Birgün ve Hüseyin Pazarcı öneriyi incele-
yeceklerini belirttiler. Şanlõurfa Milletvekili Seyit
Eyüpoğlu’nun pakete destek vereceği öğrenildi.