19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Ercan Çitlioğlu ile Başbuğ - Org. İlker Başbuğ ile Tarih ve Gelecek'i konuştuk Yurttaş ve asker Terör uzmanı Ercan Çitlioğlu ile Başbuğ-Org. İlker Başbuğ ile Tarih ve Celecek aöU kitabını konuştuk. Kitapta Orgeneral ilker Başbuğun yanı sıra, sosyoloji ve felsefeye olan ilgisi öne çıkan ve her f ırsatta eğitimin önemine değinen "Yurttaş İlker Başbuğ kim?" sorusuna da odaklanıyor çitlioğlu. Kitabın hazırlanmasında temel amaç TSK'nin en etkili ağızlar- dan vurguladığı ülkenin birincil sorunları karşısındaki duruş ve görüşle- rinin neler olduğunu bir bütünlük içinde sunmak. Ercan Çitlioğlu, Baş- buğ-Org. İlker Başbuğ ile Tarih ve Celecek aölı kitabının koşutunda as- keri kanattaki son gelişmeleri de değerlendirdi. a Camze AKDEMIR "Orduyu imha etmek için, mutla- ka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler." (Temmuz 1920) Mustafa Kemal Atatürk I f~y on günlerde verdiği ^ ^ demeçlerde, Ergene- mm ^ % kon 'un Erzincan yapı- k*^r lanmasınm yöneticisi olmakla suçlanan, 3. Ordu Komu- tanı Orgeneral Saldıray Berk'e iliş- kin iddianamedeki suçlamalara tepki gösteren Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral tlker Başbuğ, suç- lamalarm bütünüyle gizli tanık ifadeleri- ne dayandınldığını, askeri yetkililere bilgi veriîmediğini, bilgi de istenmediği- ni söyledi. Özellikle kitabınızm koşu- tunda sorarsak bu konudaki rahatsızh- ğmı ilk kez dile getirmiyor Orgeneral Başbuğ? - Orduda hiç kimse böyle şeylere te- vessül etmez demiyor Sayın Başbuğ. Ki- şisel hataların kurumun da kurumsal bir hata içerisinde olduğunu göstermediği- ni ifade ediyor. Bu nüansı çok iyi anla- mamız lazım. Ayrıca hata yapan varsa kendi kurumsal kimliğimiz ve prosedü- rümüz içerisinde cezasını mutlaka veri- riz, müsaade etmeyiz diyor. Bir basın açıklamasında "Bunlan kim söylüyor, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başı olan ben Genelkurmay Başkanı Orgeneral ilker Başbuğ olarak söylüyorum" diyor. Bu kadar açık ve net biçimde illegal ya- pılanmalara tavır alan ve bu tavnnı da Genelkurmay Askeri Savcüığı'mn açtığı soruşturmalarla belli eden bir tutum söz konusu iken bu kişiyi, ihbarlarla ilgili olarak bügilendirmeme ve işbirliği iste- memenin bir üzüntü, bir haksızlığa uğ- ramışlık duygusu yaratması son derece doğaldır. - Asker-sivil ilişkileriyle ilgili herhangi bir sorun görmüyorum açıklamasında da bulundu öte yandan... - Siyasi iktidarla Genelkurmay arasın- da "sivil erk" durumu anlamında her- hangi bir görüş ayrılığı olduğunu dü- şünmüyorum. Ama usuller şaşıyor... Sa- yın Başbuğ "Bir soruşturma açmak ge- rekliyse, yargı organlarınca bu gerekli görülüyorsa en azından bizimle işbirliği yapabilirler, bunu bekliyoruz" demesi- ne rağmen bunun olmadığını görüyo- ruz. Mesela Erzincan'da bu işbirliği çok gerekli. Bunun olmaması, bunu siyasi iktidar da yalanlasa, Genelkurmay da yalanlasa kurumlar arasında sanki bir aynşma, bir çatışma varmış görüntüsü- SAYFA 14 nün ortaya çıkmasına neden oluyor. Yargı ile TSK arasında, polis ile TSK arasında bir güvensizlik, aynşma, reka- bet varmış görüntüsünün, böyle bir ka- naatin hem yurtiçinde hem de özellikle yurtdışında uyanmış olmasının Türki- ye'ye hiçbir faydası yoktur. "Subay ve astsubaylanmız Kara Kuv- vetlerinin iki ana direğidir. Birisinde sallanma olursa bu bina sağlam kalmaz arkadaşlar." Ocak 2008 / Orgeneral Başbuğ "TSK'NİN KİRLİ SİLAHI YOKTUR" Son yaşanan kamyon olayı... Görevli- nin belgeyi göstermesine rağmen polisi ikna edememesi... Türkiye'nin doğu sı- nırlannı emanet ettiğiniz, emrinde 150 bin asker olan bir ordu komutanı hak- kında soruşturma açıyorsunuz... Bu ko- mutamn doğrudan, bağlı olduğu Kara Kuvvetleri Komutanmm ve Kara Kuv- vetleri Komuta- nı'nın bağlı olduğu Genelkurmay Baş- kam'nın haberi yok. tnsaf! Uygula- mada görülmüş şey midir? Ciddi bir aksama var ve bu askeri kanattan ile- ri gelmiyor. Orada önemli olan kamyonun durdurultnası, mer- kez komutanhğına haber verilmemesi, kamyonu durduran polis ekiplerinin ik- na olmaması değildir, vahim olan gelen ihbarın ciddiye alınmış olmasıdır. Bir ordu komutanının, bir başçavuşla darbe teşebbüsüne girişeceğine inanıyorsanız vahim olan o komutanın savcılığa gidip gitmemesi değildir. thbarda "TSK'nin kirli silahlan taşı- nıyor" deniyor. TSK'nin kirli silahı yok- tur, buna inanıyorsanız zaten teslim ol- muşsunuz demektir. Bu kirli silahların Nevruz'da Doğu ve Güneydoğu'da sivil halka karşı karışıklık çıkartmak için kullanılacağı iddiasını ciddiye alıyor, bir soruşturma, operasyon yapma ihtiyacım hissediyorsanız zaten olay bitmiştir. Bu algının ortadan kaldınlması lazım. - Çok sık dile getirilen "Asker istese bile darbe yapamaz, Amerika buna izin vermez" kanısı... Sokaktaki neredeyse üç kişiden ikisinde algı bu ve temelsiz de değilyakın tarih düşûnülürse... - 2010 dünyasmda, 2010 Türkiye'sin- de bir darbenin gerçekleşebilmesi Başbuğ. sürekli akıleılıûı ve mantıOı önceleylp duygusallıflı öteleyen bir kislllk yapısına sahlp. De- mokraslye Inancı tam. demokrasiyl özümsemlş bir kislllk. Başbuğ, özellikle bu dönemde rejim adına ve uziaşma adına çok büyük bir $ans ve Türklye Başbuğu yeteri kadar deOerlendlremlyor. mümkün değildir. Böyle bir konunun düşünce temelinden eylem temeline ge- çebilmesi mümkün değildir. Ordunun darbe yapma düşüncesi olduğuna asla inanmıyorum, böyle bir şeyin gerçekle- şebileceğine de asla ihtimal vermiyo- rum. Öncelikle konjonktür buna artık müsaade etmiyor. Bunu Türkiye'de si- vil, asker hiç kimse düşünmez ve kabul edemez. Darbe halkın iradesine saygı- sızlıktır, Türk insanına hakarettir. Yakın tarih dediniz.. Çok doğru... 12 Eylül darbesinin, Amerika'nın yeşil ışık yakmasıyla, icazetiyle yapıldığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, Türk halkı böyle düşünmekte çok haksız de- ğildir ama umut yitirilmemelidir. Türki- ye'de herkesi bağışlayabilirim ama Ke- nan Evren'i asla bağışlamam. Bugün Türkiye'de her ne yaşanıyorsa 12 Ey- lül'de yapılanların faturası ödeniyor ve bunun suçlusu da Kenan Evren'dir. "ORDU DÖNÜŞMEZ, DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ" - Bugün ordu dönüştürûlmeye çalışıh- yormu? - Ordu dönüşmez, dönüştürülemez. - Ordu dinci olmaz tnı, sağcı olmaz jffu* solcu olmaz mı? Nasd? - Ordu sadece Atatürkçü olur. Ordu değişmez ama şu var, ordunun da ken- dini kendi içerisinde bir transformasyo- na tabi tutması lazım. Yapılanmasım, konumunu Türkiye'nin sosyal ve siyasal yelpazesi içerisindeki konumunu çağın gereklerine göre transrbrme etmesi la- zım ve ediyor da. Bunu zihinsel anlam- da söylüyorum. Türkiye'de askeri vesa- yet denilen eleştirilere kaynaklık eden her ne varsa ortadan kaldıncı bir yapı- lanma içerisine girmesi lazım. Bunu yapmaya başladı. Ama bırakın bunu kendileri yapsın, döverek yaptırmak is- terseniz reaksiyon yaratır. Her etki ken- di tepkisini karnında taşır. Devamlı dö- verseniz bu bir tepki yaratır. - Ordu dönüşmez, dönüştürülemez dediniz, 12 Eylül'deki ordu malum... - Biraz önce Kenan Evren'i asla affet- meyeceğimi söyledim. - TSK'nin insan kaynağını ve yaptsmı iyi bilen bin olarak o dönemki askerle bu dönemki asker arasında da dünya kadar fark var mı, yok mu? - Çok fark var. Niçin farklı? Mesela TSK'de artık akılcılığa dayalı bir dönem söz konusu. Orduda itaat kültürü tabii ki değişmez bir kültür ama o eski katı, sert tutum yerini akılcılığa terk etmiş durumda. Türkiye'nin insan kaynağı da değişti. Eskiden çoğunluğu ilkokul me- zunu hatta okuma yazma bilmeyen- lerden oluşan bir TSK söz konu- C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle