19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 1 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 90 yõllõk Fransõz şirketi Heuliez’e üç Türk şirket ortak ol- du. Elektrikli araç üreticisi Heuliez’le uzun süredir il- gilenen Murat Günak ve Alphan Manas ortaklõğõ Ma- nas Energy Investments, yanõna Türkiye’nin önde ge- len akü üreticilerinden İnci Akü ve plastik bazlõ otomotiv komponentleri üreticisi B Plas’õ alarak Heuliez’in yüzde 15’i için teklif verdi. Teklifte Günak’õn tasarla- dõğõ elektirikli araç MIA’nõn Fransa’nõn Cerizay şehrinde bulunan Heuliez fabrikasõnda üretimi öngörülerek; ge- lecekte pazara sunulacak yeni elektrikli araç modelle- rinin Türkiye’de tasarlanmasõ konusuna da yer verildi. Alõşveriş Merkezi Yatõrõmcõlarõ Derneği (AYD) Başkanõ Hakan Kodal, komisyondan geçen Borçlar Kanunu Ya- sa Tasarõsõ kira kontratlarõyla ilgili AVM ve ticari gay- rimenkul için bir ayrõma gitmediğini, tasarõnõn kira ar- tõşlarõna sõnõrlama getirdiğini ifade etti. Kodal “Döviz ba- zõnda kontrat yaptõğõnõzda artõş yapamõyorsunuz, TL ba- zõnda ise sadece enflasyon dikkate alõnõyor. Artõşa sõnõr- lama getirmek piyasa ekonomisinin realitesinden uzak. Borçlar Kanunu, Kira Kanunu dediğimiz Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu’nun bir parçasõ, eğer geçerse hepimiz sektör olarak ayvayõ yedik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mülkiyetindeki 5 yõldõzlõ Hyatt Regency Oteli’ni, Doğuş Holding’e bağlõ Göktrans Turizm ve Ticaret AŞ’ye 208 milyon TL’ye sattõ. Arazinin 21 yõllõk kul- lanõm hakkõna sahip olan Gökt- rans, dün yapõlan ihalede Şişli Harbiye Mahallesi’nde yer alan 14 bin 793 metrekare arazi ve üze- rinde bulunan 360 odalõ otele şirket muhammen bedeli olan 207 milyon TL teklif verdi. TEVFİK BİLGİN 2.2 milyon kredi kartı sahibi takipte BARIŞ YAMAN KONYA - Bankacõlõk Düzen- leme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanõ Tevfik Bilgin, 2 milyon 282 bin kredi kartõ müş- terisinin takipte olduğunu söyledi. Bilgin, Selçuk Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Türk Bankacılık Sektörü Mevcut Durum ve Bek- lentiler’ konferansõnda yaptõğõ konuşmada şu değerlendirmeyi yaptõ: “2 milyon 282 bin kredi kartı müşterisi takipte. Özellikle burada bir yoğunluk söz konu- su, diğer takipteki müşterilere göre kredi kartı dikkat çekiyor. Burada şunu sorabilirsiniz. Ta- kip oranı nedir? Kredi kartın- da yüzde 10.4. Acaba bu niye böyle? Bir bankacının hatası, iki tüketicinin hatası. Bankacının hatası nedir? Bankalar çok faz- la kredi kartı dağıttı. Gelir du- rumunu çok dikkate almadı- lar, hacim yaratmaya çalıştılar. Peki, tüketicinin hatası ne- dir? Kredi kartı bir yaşama biçim değil, ödeme aracı. Ama bazı tüketiciler bunu hayatla- rını ikame ettirme aracı diye düşünüyor ve harcamalarını düzenli yapmıyor.” Bilgin, bankacõlõkla ilgili ge- linen noktada, devlet kurumla- rõnõn bir şeyler yaptõğõnõ yap- maya gayret ettiğini, ancak hal- kõn katkõsõnõn daha büyük ol- duğunu söyledi. KEY’de 10 bin kişiye aynı numara Konut Edindirme Yardõmõ ödemelerinde aksaklõklar devam ediyor. Mağdur çalõşanlarõn itiraz için öncelikle kurumlara başvurmasõ gerekiyor. Ekonomi Servisi - Konut Edindirme Yardõmõ’nda (KEY) ikinci bölüm öde- meleri geçen hafta başlamasõna rağmen aksaklõklar devam ediyor. Çalõşanlarõ- nõn bilgilerini hatalõ giren bazõ kurumlar yaklaşõk 1 milyon kişiyi mağdur etti. Yapõlan incelemelerde 10 kişiye bir TC kimlik numarasõ verildiği tespit edildi. Yanlõşlõklarõn giderilmesi halinde hazi- randa tekrar ödeme yapõlacak. Tasfiye Halindeki Emlak Bankasõ Yö- netim Kurulu Başkanõ Zeki Sayın, KEY’i az, hesaplamasõ yanlõş çõkanõn kendileri- ne başvurduğunu belirterek doğru adresin çalõşanlarõn kendi kurumlarõ olduğunu söy- ledi. Aynõ kimlik numarasõ ile birkaç ki- şinin isminin bildirilmesi gibi birçok yanlõş verinin hata potasõna atõldõğõnõ ak- taran Sayõn, yaklaşõk 1 milyon yurttaşõn bilgi yanlõşlõğõndan dolayõ kurumlarõna ia- de edildiğini kaydetti. Bu arada Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), listede ismi olmayan ya da alaca- ğõ KEY’in eksik olduğunu düşünenlerin nereye başvuracağõnõ belirledi. Memurlar, çalõştõklarõ kurumlara, işçiler SGK il mü- dürlüklerine başvuracaklar. Kontör devri bitti artõk TL var DHL Türkiye Ortadoğu taşımalarına başladı Ekonomi Servisi - DHL’nin kara taşõma- cõlõğõ şirketi DHL Freight, Avrupa-Türkiye ve Ortadoğu arasõnda ticaret köprüsü oluşturur- ken, İstanbul bu nakliye ağõnõn transit merkezi haline geldi. DHL Freight Türkiye ve Ortadoğu Bölge Di- rektörü Selçuk Boztepe, TÜİK verilerine göre Türkiye’nin, Ortadoğu’ya 29 milyar do- lar ticaret hacmi olduğunu, artan ticaret hac- mi ile DHL Freight Türkiye’nin, Ortado- ğu’daki 10 ülkeye taşõma başlattõğõnõ, 2011 so- nuna kadar grupaj olarak 300 TIR’õn Ortado- ğu’ya giriş - çõkõş yapacağõnõ açõkladõ. Bu sa- yede Avrupa’nõn, Türkiye üzerinden ticari ola- rak Ortadoğu’ya bağlandõğõnõ ifade eden Boz- tepe, taşõmalarõn İstanbul üzerinden, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emir- likleri, Umman, Katar, Bahreyn, Ürdün, Ye- men ve Kuvey’e gerçekleştirildiğini kaydet- ti. Boztepe, 2011’de ise İran’õn da bu dağõtõm ağõna eklenmesi için 2010’un ikinci yarõsõn- da çalõşmalara başlanacağõ bilgisini verdi. Ekonomi Servisi - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) al- dõğõ karar ile bugün iti- barõyla tüm mobil opera- törler kontör yerine TL’ye dayalõ tarifelen- dirme sistemine geçti. Turkcell, Avea ve Voda- fone’dan yapõlan açõkla- malarda 1 Nisan’da baş- layacak olan uygulama için gereken altyapõ ça- lõşmalarõnõn tamamlan- dõğõ belirtildi. GSM operatörlerinden bugünden itibaren tüm tarifelerde, kampanya- larda ve reklamlarda hizmet birim ücreti ola- rak; ses, SMS ve tüm di- ğer hizmetler için kontör yerine TL ya da kuruş kullanõlacak. Ön ödeme- li hat kullanõcõlarõ geçiş sonrasõnda eskiden kon- tör yükledikleri kanallar- dan TL kart yükleyerek kullanabilecek. Müşteri- lerin 1 Nisan 2010’a ka- dar kullanõlmamõş kon- törleri, değer kaybetme- den BTK’nin onayladõğõ birim fiyat üzerinden he- saplanarak TL’ye çevri- lecek ve hesaplarõna yüklenecek. Müşteriler geçiş için herhangi bir işlem, başvuru veya tari- fe değişikliği yapmak zorunda değil. Bayilerde halen mevcut olan kon- tör kartlarõ TL geçişi sonrasõ da satõn alõnabi- lecek. Bu kartlarõn 31 Mart 2010’da geçerli tavsiye edilen satõş fiyatõ TL tutarõ olarak hatta yüklenecek. Örneğin 150 kontör kartõ satõn al- dõğõnda 31 Mart 2010’da geçerli tavsiye edilen sa- tõş fiyatõ olan 31 TL hat- ta yüklenmiş olacak. Özince, reel sektör firmalarõna borcunu ödeme kapasiteleri olduğu sürece kredi verebileceklerini söyledi ve ekledi Ucuza kredi vermem Ekonomi Servisi - İş Bankasõ Ge- nel Müdürü Ersin Özince, kredi ve- rirken getiriyi göz önünde tutacakla- rõnõn altõnõ çizerek “Bizi körü körüne rekabet yaparken görmeyeceksiniz. Biz sağlıklı ve istikrarlı politikalar izleyeceğiz. Manşet olacak veya 3 günlük bir kampanya değil, amaç- ladığımız şey. Müşterimizi kapı kapı dolaşıp şaşkın bir halde gör- mek değil amacımız” dedi. Özince, 2009’u değerlendirdiği ba- sõn toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada şu değerlendirmeleri yaptõ: Kredi yüzde 2 arttõ. Bizde para var. Ama ucuza kredi de vermem. Ve- remeyiz. Verirsek faydasõ olmaz. Hiç kimseye faydasõ olmaz. İşçisine de faydasõ olmaz. Verirsen seneye de bin kişiyi kapõya koyarsõn. Koymak zorunda kalõrsõn. Kredi verirken bun- dan sonra da firma seçimine çok özen göstereceğiz. Reel sektördeki firmalara bor- cunu ödeyecek niyetleri oldukça kre- di vermeye niyetliyiz ve bunu devam ettireceğiz. Fakat olmazsa olmaz bir şey var: Biz bu konudaki popülist yaklaşõmlara asla itibar edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Bizim so- rumluluklarõmõzõn, yükümlülükleri- mizin en büyük bölümü mevduat sahiplerimize karşõdõr. Mevduatõn vadesinde ödenmesi için kredinin de mutlaka vadesinde ödenmesi gerekir. Tahvil ihracõ konusunu şöyle de- ğerlendirmek doğru olur: Tahvil ih- racõna çõktõğõnõzda Türkiye Cumhu- riyeti devletinden, Hazine’den bu piyasayõ hakikaten söküp almak mev- zubahis mi, böyle bir şey kolay mõ? Yüzde 100’ü devlet tarafõndan kul- lanõlan piyasada sanki herkes ‘ban- kalar gelsin tahvil ihraç etsin, ala- lım’ diye düşünüyor. Unutmayõnõz ki Türkiye Cumhuriyeti bankalarõ dev- letiyle faiz rekabetine girişecektir. On- dan yüksek faiz vermesi gerekecek. Oradan aldõğõ parayõ ne yapacaktõr? BDDK bunu tabii ki düşünecektir. Yetki, yetkisizlik tabii ki öyle şeyler tartõşõlmaz. Bunun en doğrusunu da BDDK bilir. Türkiye Cumhuriyeti’nde borç- lar ödeniyor. İşsiz kalõnca ödeye- meyebiliyor, ama ölüsünün bile bor- cunu hâlâ ödeyen yapõya sahibiz. Bu iyi bir yapõ. Spekülatif amaçlõ kre- di alan insanlarõn ödemekten imtina ettiği bir ortamda bu ilginç bir olgu. Biz kõymetli bir sermayeye sa- hibiz. Kendi dişimizden tõrnağõ- mõzdan arttõrdõğõmõz sermayeyi boş yere harcamayõz. Ama Bal- kanlar’õn mevzuat yönünden de avantajlarõ var. Fõrsat kolluyoruz. Ben Türk bankalarõnõn bu piyasa- larda yabancõ sermayenin Türki- ye’de yaptõğõ gibi majör alõmlara gi- receğini tahmin etmiyorum. İş Bankasõ Genel Müdürü Özince: Ben kredi vermeye istekliyim. Kredi var, şu anda da var. Ama krediyi hak etmek için kredibilite gerekiyor. İş Bankası’nın geçmişte dedikodu- larının yapıldığı dönemleri yaşadığı- nı, ancak kendi imkânlarıyla hiçbir destek almadan kendi işini yapmaya devam ettiğini vurgulayan Özince, “Asra merdiven dayamış bir Cum- huriyet kuruluşuyuz. İş Bankası’yla ilgili tek tartışılan konu var. O da ‘CHP, İş Bankası’ndan para alıyor mu, almıyor mu?’ Onun da cevabını Atatürk elle yazmış. Dil ve Tarih Kurumu almış” dedi. Bankaların re- el sektörü desteklemediği eleştirileriyle ilgili de Özince, “Bu tür tartışmalarla bizim hiç ilgimiz yok. Bankacılık sektörünün de avukatı değiliz. Bankacılık sektörünün yarısı 2001 krizinde battı. Biz alnımızın akıyla çık- tık. Bizi hiç polemikler ilgilendirmiyor. Böyle bir tartışmanın hiç tarafı değiliz. Hangi sanayi ticaret odası- nın yöresine gidersek bunun hep farklı yansıdığını görüyoruz. Bizim reel sektör tartışmalarıyla ilgimiz yok. Bankalar arasında reel sektörle en fazla ilişki halinde olan bankayız” değerlendirmesini yaptı. Bankacılık sektörünün avukatı değiliz İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Anayasanın Sosyal Cilası da Sahte Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Kurulu’nda sendikal haklar gaspından sürekli hesap veren Türkiye’nin durumunu hafifletmeye yönelik 12 Eylül yasaklı düzenini sözde düzelten makyaj değişikliklerin ardından yapılan uzmanlık komitesinin Türkiye görüşmesinde, sendikal örgütlerin sözcülüğünü üstlenmiş İngiliz sendikacının sözleri kulaklarımda.. “Bizde ‘Hediye atın dişine bakılmaz’ atasözü vardır. Ama biz sendikacılar kuşkucu insanlarız. Hediye atın dişine baktık ve gördük ki çürük. Yapılan yasal değişiklikler Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükleri geri getirmiyor. Yasaklar cilalanmış olarak saklanıyor...” diye söze girmiş, en yaşamsal sendikal yasakların bir bir altını çizmişti... AKP’nin yargıyı ele geçirme, bağımsızlığını ortadan kaldırma, kendi iktidarının geleceğine yönelik önlemler alma amaçlı paketi süslemek, AB cephesine şirin görünmekle, kimi kesimlerin gözünü boyamaya dönük sosyal cila paketi, bu boyutu ile ballandırıla ballandırıla kamuoyuna açıklanıyor ya.. “emekli maaşları toplusözleşmeye bağlanacak” müjdesi üzerinden, örneğin bizim uzman gazetecilerimiz ağızlarının suyunu akıtarak, emeklilerin oylarına garanti gözüyle bakıyorlar ya... Dayanamadım biri yürürlükteki anayasa, diğeri AKP’nin son şekli verilmiş taslak metinleri üzerinden sonuç durumu çıkarmaya çalıştım. Ortada toplusözleşme artışlarına bağlanmış, emeklilik maaşları artışı güvencesi yok. Emekliler için yaratılan hayal sanal, sahte.. Biliyorsunuz emeklilik maaş artışları zaten memur maaş artışlarıyla katsayı ilişkilendirilmesi içinde; geçerli hukuk düzenlemelerinin AKP iktidar uygulamaları, icraatları içindeki sonuçları şöyle: Memurların maaş, tüm hak ve ücret artışları kamu sendikaları ile hükümetin bir araya geldiği toplantılarda görüşülüyor. Sonuçta sendikaların önerileri havada, pratikte Başbakan’ın verdiği karar sınırları içinde belirlenerek bütçe kapsamında uygulamaya geçiriliyor. İlişkilendirilmiş emekli maaş artışları da yine Başbakan’ın iradesiyle verilmiş kararla katsayı artışına dönüştürülüyor. Sonuç kamu çalışanlarının hep enflasyon karşısında ezilmesi, anlamlı rakamlarla yoksullaşması ise, emekliler için gerçek yoksullaşma çok daha ağır oluyor... Şimdi yeni anayasa taslağına bakalım... Taslakta memurlara toplu pazarlık hakkı tanınıyor, ancak grev yasağı tahkim sistemi ile, bugünkü anayasada yasak olmamasından kaynaklanan esneklik de ortadan kalkıyor. Hukuk diliyle düzenleme olmayan bugünkü anayasa kapsamında yasal düzenleme ile toplu pazarlık yanında grev hakkı ve tahkim düzeni için çok daha esnek düzenleme olanağı var. AKP’nin taslağı anayasal düzenleme içeriği kazanırsa, tahkim sistemi ve grev hakkı için yasaklı düzen katılık, kesinlik kazanıyor. Verilmiş toplu pazarlık hakkı havada kalıyor... Masaya toplu pazarlık hakkı ile oturacak sendikalar için düzenlenecek yasanın ne kadar demokratik açılımlı olacağı bir yana, sonuçta uyuşmazlık uzlaştırma kuruluna gidiyor ve kurulun kararı kesin oluyorsa ne değişiyor ki... Anayasa taslak metni üstüne üstlük toplusözleşme kapsamı, istisnaları, yararlanacaklar, yararlanma şekli, usulü, emekliliğe yansıtılması düzenlemelerinin tümünün belirlenmesini çıkacak yasa ile uzlaştırma kuruluna bağlıyor ki... Ortada özgür bir toplu pazarlık düzeni ile kazanılacak haklar, ücret artışları ve bunların otomatik emekli maaşlarına yansıtılması olayı kalmıyor. Hem kamu çalışanları hem de emekliler tümüyle sanal bir rüyayla kandırılıyor... Yerseniz, güçlü medya, kamuoyu oluşturulması ile yutarsanız yani... Bir de genel grev, siyasi grev, dayanışma grevi yasaklarının kaldırılmasına geçelim: Dünyada anayasasında bu türden yasakların olduğu bir örnek yoktu. Türkiye AB, ILO kriterleri içinde çok ağır eleştiriliyordu. Güzel bu yasaklar metinden çıkmış. Yaşamımızda siyaseten, sosyal anlamları, karşılıkları var mı? Bu anayasal yasaklar yıllardır yaşam pratiğinde çiğneniyordu. Yargı da bu türden genel eylem, direnişleri toplumsal hak olarak değerlendiriyor, kimi istisnalarla cezalandırma konusu yapmıyordu. 12 Eylül yasaklı anayasal, yasal düzenlemelerine küresel saldırının, siyasi iktidar sermaye ittifakında sendikasızlaştırma baskılarının eklenmesi ile Türkiye’de yaşanan sendikasızlaştırma asıl yara... En son TEKEL dayanışma genel eylemlerinde medyamız bilmeden, genel dayanışma eylemlerindeki katılım yetersizliğine dudak büküp durmuştu ya... Aslında var gücüyle destek gündemdeydi.. Kimseler dünya büyüklerine oynayan Türkiye’nin yüz kızartıcı tablosuna bakmıyor. Kimseler demokrasinin içinde sendikalaşma, toplu pazarlık haklarını kullanabilen işçilerin birkaç yüz binle sayılacak ölçeklerde yok edildiğini görmek istemiyor... Milyonlarla kölelik düzeninde çalışan örgütsüz işçi, milyonlarla kayıt dışı bir o kadarı işsiz... Kamuda yasadışı ne işçi, ne memur, yasadışı yarattığı 4/C’de işçi çalıştırmaya kalkan, bugün Ankara’ya gelecek TEKEL işçilerine Türk-İş önünde toplanmayı yasaklayan bir iktidar... İşte gerçek bu... [email protected] AVM’LERİ KİRA ARTIŞI KORKUSU SARDIFRANSIZ DEVİNE ÜÇ TÜRK ORTAK AKTİFLER DAHA GÜÇLÜ ARTMALI Bankacõlõk sektöründe aktiflerin yüzde 14 büyüdüğüne değinen Özince, “Bunun son derece zayõf bir gelişme olduğunu dü- şünüyorum. Aktiflerin yüzde 14 büyümesi bizim açõmõzdan bir sorundur. Bunun mutlaka daha güçlü arttõrõlmasõ lazõm. Ak- si takdirde Türkiye ne kadar mükemmel yönetilirse yönetilsin, motoru küçük bir taşõt aracõ gibi performans göstereme- yecektir. Daima sõğ piyasalarõyla ulus- lararasõ yatõrõmcõlar, büyük giriş çõkõşlar hep sõcak gelecektir, kaynar gelecektir. Türkiye’nin krizle ilgili tek övünülecek ko- nusu bankacõlõk sektörünün güçlülüğü de- ğildir” dedi. Özince, 2010’da en önem- li konularõn yine üretim, istihdam ola- cağõnõ ve bunlarda iyileşme gerçekleş- medikçe bankacõlõkta da büyümenin ger- çekleşemeyeceğini de belirtti. BİN KİŞİYİ İŞE ALACAĞIZ Özince, “Bankanõn geçen yõl net kâ- rõ, yüzde 57 artarak 2 milyar 372 mil- yon liraya çõktõ. Geçen yõl 2 bin 500 ki- şiyi işe aldõk. Bu yõl problem olmazsa bin kişiyi işe alacağõz. Geçen yõl 60 şube aç- tõk. 2010’da 62 şube açmayõ program- lõyoruz. 2009’da toplam krediler 2008’e göre yüzde 2 artarak 48 milyar 335 mil- yon liraya ulaştõ” dedi. İş Bankasõ’nõn yürüyen, canlõ kredileri içinde yaklaşõk 180 bin müşteriyi yapõlandõrdõklarõnõ, hastaneye yatmadan ayakta tedaviyle bunlarõ toparladõklarõnõ, bunlarõn 180 bi- ninden 170 bininin bireysel, 10 bininin ticari olduğunu, 170 binin içinden 150 binini kredi kartõnda gerçekleştirdikle- rini anlatan Özince, “Bir de hastanede yatanlar, sorunlu krediler var. Bunlar 134 bin civarõnda. Biz borçluyu paket- leyip satmayõ arzu etmiyoruz” dedi. Ersin Özince. HYATT OTELİ’Nİ ARTIK DOĞUŞ İŞLETECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle