19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Nail V. Yüz Yaşında... PENCERE Yazık Yitirdiklerimize... A lmanya’da toprağõ elinden zorla alõnmak istenen köylünün hak tanõmazlara ver- diği yanõt ünlüdür: “Alamazsınız, çün- kü Berlin’de yargıçlar var.” Köylü haklõ çõk- mõş ve Berlin’deki yargõçlar köylünün toprağõ üzerindeki hakkõnõ korumuştur. Anayasa değişikliği tartõşmalarõnõn ve yapõl- mak istenen sözde yargõ reformunun Ankara’da yoğun biçimde yaşandõğõ günümüzde Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Yasasõ’nõn 4/C maddesi kapsamõn- da çalõştõrõlan bir işçinin açtõğõ davada 4/C di- ye adlandõrõlan işçilerle ilgili özlük haklarõ dü- zenlemesinin tamamen Bakanlar Kurulu’na bõ- rakõlmasõnõn anayasanõn temel ilkelerine aykõ- rõ olduğuna karar vermiş ve 4/C’nin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararõ al- mõştõr. Bu karar Ankara’da 78 gün boyunca hü- kümetin 4/C kapsamõnda istihdam kararõnõ pro- testo eden TEKEL işçilerini de yakõndan ilgi- lendirmektedir. TEKEL işçileri de Ankara’da yargõçlar olduğuna inanmaktadõr. Bu bağlamda 78 gün süren ve Türk işçi ha- reketi için unutulmayacak derslerle dolu TEKEL direnişi üzerinde bir kez daha durmak istiyoruz. AKP hükümetinin özelleştirme politikasõnõn yanlõşlarõnõ çalõşanlara ödetme çabalarõna kar- şõn işçilerin özverili davranõşõ ve zulmün önün- de dik duruşu, işçi sendikalarõmõz için ders ko- nusu olacak kadar önemli sonuçlar ortaya koy- muştur. TEKEL direnişi sona ermemiştir. Sen- dika, direnişin işçilerin haklarõ teslim edilinceye kadar sürmesine karar vermiştir... AKP hükümeti TEKEL özelleştirmesinde çok önemli yanlõşlar yapmõştõr. 4857 sayõlõ İş Ya- sasõ’nõn 6. maddesi işyeri devirlerinin çalõşan iş- çilerle birlikte yapõlmasõnõ öngördüğü halde, AKP hükümeti yasanõn bu temel hükmünü ih- lal ederek işletmeleri çõplak devretmiş ve iş söz- leşmelerini feshettiği işçilere kazanõlmõş haklarõ ile birlikte yeni sürekli iş olanağõ sağlayama- mõştõr. AKP 4 Şubat 2004 tarihinde 15759 sa- yõlõ kendi içinde tutarsõz bir Bakanlar Kurulu ka- rarõ ile işçileri bir mali yõlda on bir ayõ geçme- yecek şekilde geçici personel olarak istihdam et- mek istemiş ve 16. maddesinde sanki bu istih- dam, işçiler emeklilik hakkõnõ kazanõncaya ka- dar sürecekmiş gibi, yenilenme garantisi olma- yan belirli süreli bir çalõşmayõ sanki süresiz ola- cakmõş gibi sunmaya çalõşmõştõr. Hükümet iş- çilere yaklaşõmõnda 657 sayõlõ yasanõn işçilere belirsiz süreli ve 4857 sayõlõ yasaya tabi istih- dam olanağõ sağlayan 4/D maddesinden hiç söz etmemiştir. Özetle AKP hükümeti kendi hata- sõ sonucu işsiz bõraktõğõ işçilere belirsiz süreli dai- mi kadrolu iş vermek zorundadõr. Bu zorunlu- luk TC’nin onayladõğõ uluslararasõ sözleşme- lerden kaynaklanmaktadõr. ILO’nun istihdam po- litikasõna ilişkin 122 sayõlõ sözleşmesi 1 ve 3. maddelerinde ILO üyesi ülkelerin tam ve verimli istihdama yönelik aktif bir politikayõ amaç edi- neceği ve tam istihdam politikalarõnõn belirlen- mesinde işçi ve işveren örgütlerine danõşõlaca- ğõ kabul edilmiştir. İnsan Haklarõ Evrensel Bil- dirgesi’nin 23. maddesinde herkesin çalõşma ve işsizliğe karşõ korunma hakkõ olduğu vurgu- lanmaktadõr. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartõ’nõn 1. Bölümü herkesin özgürce edinebi- leceği bir işle yaşamõnõ sağlama hakkõndan söz etmektedir. Hükümetin 4/C uygulamasõ güvencesiz istihdam yarattõğõndan tüm bu söz- leşmeleri ve anayasamõzõn 49. maddesinde be- lirlenen çalõşma hakkõnõ ihlal eder niteliktedir. İstidam ve özelleştirmeler konusu tüm sen- dikalarõ yakõndan ilgilendirmelidir. TEKEL di- renişi sõrasõnda sendikalarõn çok ciddi ve ba- ğõşlanamaz yanlõşlarõ olmuştur. Türk-İş’e üye sendikalarõn bazõ yöneticileri, Türk-İş önünde direnen TEKEL işçilerini “Bunların burada işi ne?” diye sorgulayabilmiştir. Türk-İş Başkan- lar Kurulu’nun aldõğõ eylem kararlarõnõn uygu- lanma aşamasõna gelindiğinde şubelerine, “Bu bizim eylemimiz değil, katılmayın” diye tali- mat vermiş sendika yöneticilerinin bu tavrõ, iş- çi sendikacõlõğõmõzõn yüz karasõ olarak uzun yõl- lar hatõrlanacaktõr. Bu direniş nedeni ile yapõlan eylemler şunu çok açõk olarak ortaya koymuş- tur ki konfederasyonlara bağlõ sendikalarda ve özellikle Memur-Sen ve Hak-İş konfederas- yonlarõnda sendikal sorumluluk ve sendikal disiplin diye bir kavram, bir anlayõş gelişme- miştir. Yapõlan Sõhhiye mitingine sendika üye- lerinden çok daha fazla halk katõlmõştõr. Uygu- lanan genel eylem başarõsõzdõr ve hiçbir etkisi olmamõştõr. Trenler, uçaklar, otobüsler çalõşmõş, hiçbir kurumda toplumu etkileyecek bir eylem sergilenememiştir. Bu başarõsõzlõk Türk-İş ve di- ğer konfederasyonlarõn duruşu konusunda cid- di kuşkular yaratmõştõr. TEKEL direnişi bir turnusol kâğõdõ gibi hü- kümetin ve sendikalarõn yaptõğõ çok ciddi yan- lõşlarõ yüze çõkarmõştõr. Bu direniş ne hüküme- tin ne de işçi sendikalarõnõn derslerine iyi ça- lõşmadõklarõnõ ortaya koymuştr. Unutulmamalõdõr ki devlet yurttaşlarõnõn mutluluğu için vardõr, yoksa onlara eziyet etmek için değil. Sendikalar bir tek işçinin bile hak- sõzlõğa uğramasõ durumunda birbirine sarõlarak ayağa kalkmak ve dik durmak zorundadõr. Ge- nel grevin anayasanõn 90. maddesi gereği artõk yasak olmadõğõnõ ve nasõl uygulanacağõ konu- sunda Yunan sendikalarõndan ders almalarõ ge- rektiğini sendikacõlarõmõz artõk bilmelidir. İşçi sendikalarõ gölgelere saklanarak, hükümete sõ- ğõnarak özgür sendikacõlõk yapamayacaklarõnõ anlamak zorundadõr. Ankara’da Yargõçlar Var Dr. Engin ÜNSAL SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2010 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 Temmuz 1993’te, ‘Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ için Sıvas’a giden aydınları, Sünni yobazlar Madımak Oteli’nde diri diri yaktılar. Kaç yıl geçmiş?.. Zaman öyle hızlı akıyor ki insan şaşıp kalıyor. Aşağıda okuyacağınız yazı, bu köşede 18 Haziran 1966 günü çıkmış, demek ki 31 yıl önce... Yazıyı birlikte okuyalım... “Önce meselemizi korkusuz ve kuşkusuz ortaya koyalım: Türkiye’de Alevilik de vardır, Sünnilik de vardır. Var olan şeye yok demek, gerçeklere göz yummaktır. Nerede din varsa, orada mezhepler olmuştur; Müslümanlık da mezheplere ayrılmıştır, Hıristiyanlık da... Türkiye’de yaşayanların yüzde 99’u Müslümandır. Müslümanlar, Hazreti Muhammet’in ölümünden sonra mezheplere bölünmüşlerdir. Hazreti Ali’yi tutanlar, sevenler Aleviliği benimsemişlerdir. Anadolu’da Alevilerin 13 milyona ulaştığı söyleniyor. Yine Türkiye’de Hıristiyan vatandaşlar Katolik, Protestan, Ortodoks vb. dallara ayrılmışlardır. Cumhuriyet Anayasası’nın vicdan özgürlüğü, bütün dinlere ve mezheplere kanun karşısında eşitlik sağlamıştır; Atatürk Cumhuriyeti’nin temel ilkesi budur. Ancak Türkiye’de bir Diyanet İşleri Başkanı çıkıp ‘Alevilik ölmüştür’ diye konuşursa ne olur?.. Cumhuriyetin temel ilkelerini anlamamış olur. Laik cumhuriyetin Hazine’sinden aldığı maaş böyle konuşması için kendisine verilmemiştir. Çünkü o maaşın içinde Alevi vatandaşların alınteri ve vergileri de vardır. Başbakanın ve İçişleri Bakanının ‘Türkiye’de Alevilik Sünnilik yoktur’ gibi lafları da anlamsızdır! Alevilik - Sünnilik meselesi, tarihin derinliklerinden kopup gelen ve Atatürk’ün eliyle çözümlenmiş bir davadır ki din sömürgeni politikacılar eliyle hortlatılmış, memleketin başına yeniden dert edilmiştir. Konuyu daha iyi kavrayabilmek için daha gerilere gitmeli, İslam tarihinin eski sayfalarına dönmeliyiz. Hazreti Muhammet’in ölümünden kısa bir süre sonra İslamda halifelik üzerine itişmeler başladı. Halife, yalnız dini başkan değildi, aynı zamanda devlet başkanı ve kumandandı. Halifelik üzerine kavgalar bir tür taht kavgalarıdır. Bu taht kavgalarının yarattığı ayrılıklar, İslamda mezhepleri meydana getirmiştir. İlk dört halifeden Hazreti Ali’yi tutanlar ve sevenler, Alevi adıyla anılmışlardır. Aleviler, dini başkanı olarak Sünnilerin halifesini tanımazlar. Yavuz Sultan Selim 1517’de Mısır seferini başarıyla sonuçlandırıp Abbasi Sultanı El Mütevekkil’den halifeliği alınca, ortaya siyasi bir sorun çıkmış oluyordu. Osmanlı padişahları, artık Sünnilerin dini başkanı idiler. Teokratik Osmanlı İmparatorluğu’nda devletin yapısı gereği, Aleviler baskı altına girdiler. Türkler, ümmet düşüncesinden kurtulup millet olmak bilincine Milli Kurtuluş Savaşı’nın ateşinde eriştiler. Gerek devlet yapısında gerek vatandaş kafasında Türk olmak kavramına öncelik vermek gerekiyordu. 1924’te Atatürk, hilafeti kaldırdı. Böylece devlet idaresi katında Sünnilerin imtiyazı kalkmış, Türk Müslümanları arasında ayrım yok edilmiş oluyordu. Anayasaya laiklik ilkesinin konulması, devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılması, vicdan özgürlüğünün değer kazanması, Anadolu Türklüğünü birleştirici davranışlardır. Din sömürgenliği ortadan kaldırıldıkça, inançlar, siyasal iktidara giden yollarda sömürülmekten kurtuldukça, Anadolu’da mezhep anlaşmazlığı düşünülemez; bütün yurttaşlar cumhuriyet yönetiminde vicdan özgürlüğü içinde yaşarlar.” Kim derdi ki bu tür yazıların yayımlanmasından yaklaşık 30 yıl sonra yobazlar, mezhep bağnazlığı yüzünden aydınları diri diri yakacaklar!.. 30 yıl, güzelim Anadolu’da sürekli irtica yatırımı yapıldı; nereye vardığımız meydanda!.. Yazık yitirdiğimiz yıllara, yitirdiğimiz canlara, yitirdiğimiz çağa... 4 temmuz 1997 tarihli yazısı “Mimarinin şairi Nail V. Çakırhan” yüz yıl önce doğmuş. Ama yok olmamış bir sanat, bir toplum, bir savaşım adamı... Aramızda yaşıyor hâlâ! Akyaka’daki müze olan evinde. Eliyle yarattığı birbirinden güzel yapılarla donattığı köyünde... Doksanıncı yaşını kutlamıştık. Beş yıl sonra bir kutlama daha yapmak istedik. “Bekleyin 100’e geleyim” dedi... Gelemedi, çekti gitti. İstemeden gitti. Ne kendisi ne de doğup büyüdüğü toprakların insanları istemeden... Gitti demek de zor! Nereye baksam yapıtlarını görüyorum, şiirleri, yaşam serüveni, Nâzım’la dostluğu, bir ömür boyu iç içe yaşadığı Ula’nın, Gökova’nın, Akyaka’nın insanları ile... Yarınki cuma günü, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde önemli bir sergi açılacak. Onu yakından tanıyan Zeliha Berksoy, Hamdi Yücel Gürsoy, Nursel Duruel, Oktay Ekinci, Rasih Nuri İleri konuşacaklar. Doğumunun yüzüncü yılında “Mimarinin Şairi Nail V. Çakırhan” sergisi... 3 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar girip gezmek, yüz yıllık bir yaşantının, bir sanat, kültür, inanç varlığından kalanları izlemek fırsatını kaçırmayın... Bu serginin daha sonra Akyaka’da açılması gerekecektir elbet. Kendi yarattığı değişik yer burası! Bu yöre insanı da o sergiyi yakından görmek isteyecektir. Yalnız İstanbul, Akyaka değil bu serginin İzmir, Bursa, Ankara vb. yerlerde de açılması kaçınılmazdır. Mimarlar Odası bunu da gerçekleştirecektir sanırım. Nail V’nin mimarlığı kendindendir. Belirli bir öğrenimden geçmemiştir. Bu yüzden de Ağa Han Ödülü’nü alması çok eleştirilmiştir. Özellikle tanınmış mimarlarımız tarafından! Sanki, Mimar Sinan gereken öğrenimden geçmiş gibi!.. Değerli şair Can Yücel bu olayı şu dizelerle kınamıştı: “Yüksek mimardan geçilmeyen bu ülkede / Yüksek olmayan mimar / Bir tek Sinan var diyordum / Bir ikincisi var / Yüksek olmayan mimar / Nail V. / Yüksekler, yüksekten atıp / kendilerini / Çatlasınlar patlasınlar.” Yıllarca hapislerde yattı. Halk uğruna, eşitlik, doğruluk uğruna... Şimdi yüz yaşında. Akyaka sokaklarında rastlıyorum, bir evin kapısına, penceresine bakarken, bir sokaktan ötekine girerken. Şiirlerini de mırıldanarak... “Kimi der ki kadın / Uzun kış gecelerinde / Serip bir döşek gibi / Yatmak içindir Kimi der ki kadın / Yeşil bir harman yerinde / Dokuz zilli bir köçek gibi / Oynatmak içindir Ne bu ne şu / Ne öyle ne böyle / Ne döşek ne köçek O benim / Kollarım, bacaklarım, dudaklarım ve başımdır Yavrum, anam, öz kardeşim / Karım / Kavga arkadaşımdır.” Sevgili eşi, kavga ortağı büyük arkeolog Halet Çambel ile uzun yıllar çalışarak yeniden yarattıkları Karatepe anıtı da sanat tarihimize sundukları bir armağandır. O kadar ki, büyük yaşına karşın Halet Çambel hâlâ oradaki çalışmalarını sürdürmektedir. Nail V. ile birlikte geçirdiğim uzun yıllar gizli bir gömü gibi! Her an yeniden keşfettiğim. Şu sözlerini de hâlâ anımsayarak... “Benim için sümüklü böcek gibi kendisini kendi kabuğu içine hapsetmiş acayip bir mahlûkattan her şey çıkar, bir sanatkârdan başka.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle