25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
MMUZIK I S T i l N I M J L 1HIJZ1K F E S T I V A L I FESTİVAÜN ONUR ÖDÜLÜ SAHİBİ: YALÇIN TURA 'Kendirni 19. yÜTyılın sonunda yaşayan bir besteci olarakgörüyorum' EVİN İLYASOĞLU çz. Aiıcal | ağdas müziğimizdc Yalçın Tura'yı üçüncü kuşak çokses- 'li bestecilerimiz grubuna koya- nz. Ancak Tura, hiçbir katcgoriye, hiç- bir sınıia siğdırılamayacak. hiç bir akımla smırlanmayacak. kendine özgü bir bcstecimizdir. Önceliklc bclli bir konservatuvardan yetişmemiş, belli bir hocanın öğretisiyle sınırlı kalmanıış, kcndi yolunu kendi birikimiyle çizmiş- tir. Çocukluğundan başlayarak ailesin- deki kiiltür yelpazesinin tüm renklerini biliniçaltına kaydetmiş. Bu renkler ara- sında ulusal kültüriin, geleneksel müzi- ğimizin ve müzik dışındaki (resim gibi) başka sanat dallannın da yeri çok öncm- lidir. "Ulusal kültüriimüz son derece zengin. Çcşitli köklerden, son derece derinden gclcn bu kültüriin parçası olmaktan mutluyııın" derkcn, kendi -j- öz birikimine zaman içindeki araştır- macılığını vc deneyimlerini de eklcdi- ğini anhyoruz. "Artık araştırıcılık dcfterini kapattını zannediyorum. Edindiklcrimin eser halinc dökülme- / smail Yalçın Kaya 23 Martl934'te tstanbul'ıın Kumkapı 'ya inen Mabeyinciyokuşunun kö- şesinde bir konakta dünyaya gelir. Ailenin üçüncü çocıığu- dnr. Babası Mustafa Niyazi Tura maliye bakanltğında görevlidir. Güzel kuran okumasıyla Levon Hancıyan 'dan aldığı derslerle gele- neksel Türk müziğineyatkınlığıyla bilinir. Annesi Ayşe Necile hanım gü- zel ııd çalar ve güzel şarkı sö'yler. Böylece Yalçın Tura 'nm çocııklıığu geleneksel müziğin yoğıın ortamında geçer. Ağabeyi Ali Gavsi'nin ö'lümü bütün aileyi ve küçükyaştaki Yalçın'/ çok sarsar. İlkokul dö'rdüncü sınıfta kendi kendine ilk bestesiniyapar: Doğan Kardeş dergisinde okuduğu bir şiire vakıştırdığı bir çocuk şarkısı- dır. A mcası VasıfTura'nm evinde- /m kipiyano ise ona müzik dün- JL JLyasının ilk açılımlarını sıı- nar. 1946'da Galatasaray Lisesinin Yetiştirici adındaki orta hazırlık sım- fınayatılı olarak girer. Sonrakiyıl babasını yitirmesi ağabeyisinden son- ra ailenin ikinci büyük acısıdır. Ve orta birinci sınıfta mandolin çalan arkadaşı Ali Doğan Sinangil ile dost- lıığıı başlar. Bu arada ilkokulyılla- rından beri onu büyiilü dünyasınm si lazını, bundan soıtra yazmak iste- diğinı müzikleri yaznıalıyıııı. Hayatım boyunca bana sinema müzi- ği olarak eser ısmarlandı, para ka- zandım, onları yazarken de birşeyler öğrendim ama onlar da çok zamanı- nıı aldı." İçİ- ne çekmekte olan mii- zikle daha ciddi uğraşma olanaklan bulur. Kendi kendine akraba piyano- sunda yaptığı besteler biryana, mü- zik kitapları alarak, öğrenmeye baş- ladığı nota bilgisiylepartisyonlar edi- nerek bu düııyanın derinliklerine gir- mektedir. Galatasaray 'daki müzik hocaları Seyfettin Asal ve Hıılusi Gürses bu çok yetenekli ve meraklı öğrencilerine ayrı bir ilgigöstermeye baslamıslardır. fyfetiin Asal kulak testiyapar ve ona keman dersleri verme- 1ye baglar. Her ne kadargön- lündeyatan piyano çalmak olsa da keman da onu müzik diinyastna bağ- layan bir köprü olacaktır. Diğer mü- zik öğretmeni Hıılusi Gürses 'ten de solfej ve nazariyat öğrenmektedir. Ortaokulıı bitirince Altmet Haşinı 'in "Birgünün sonunda arzu"şiirini besteleyip Cemal Reşit Rey'e götürür. Yapıtı Itemen bastaıı sonapiyanoda çalan Cemal Bey, ciddi bir müzik eği- timi almasınt öğütler. Solfej, armoni, kontrpııan gibi dersleri öğrenmesi için onu Demirhan Altuğ'ayönlendi- rir. Kendisi de kompozisyon çalışma- larına yakından ilgi gösterir. Yalçın Vc burada Yalçın Tura adının çok ta- nındığı alana, film müziklcrinc giriyo- ruz. FiLM MÜZİĞİ BESTECİLİCİ Onu, başta Keşanlı Ali Destanı olmak üzere 'Yılanların Öcü\ 'Toprak An'a, Tura liseyi bitirdiğiyıl filnı müziği dönemine de başlar. Derkcn tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde eğitim gö'rür. 1969'da askerliğini bitirdiği zaman biryan- dan kendi kompozisyonlarmı ortaya • çıkartmakta biryandan da lstanbul operasmın müzik kulübünde Türk bestecilerini tanıtıcı müzik konfc- ransları vermektedir. 1980'delTÜ Türk Müziği Konservatuvarı Vıı/ı ınü- Zİkoloji bölümünü kurar ve başkanı olıır. Okulda Batı müziğinin ve dün- ya müziklerinin de karsılastırmalı olarak sunulmasını sağlar. 1997'de profesö'r olıır, miizikoloji başkanlığı- ıım yanısıra okula müdür olarak da atanır ve emekliliğine, 2001 yılma kadar bu görevi sürdürür. 7 fira, SACEM'in Türkiyeîcra Komitesi üyeliğini ve MESAM'ı'n Bilim Kurulıı Başkanlığı'nıyapmıştır. TRT'deçe- sitli zamanlardajiiri üyeliği ve danış- ma kurulıı üyeliğinde bıılunmıış, Besinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Hazırlık Komitesi 'nde Türk Müziği başkanı olmuştur. 2009, 46. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde ken- disine onıır ö'dülü sunulmuştur. Eşi Sabahat Tura, kızları Ayşegül, Zeynep ve oğulıı besteci ve orkestra şefi olan Hasan Tura ile birlikteya- şamaktadır. 'Taşbebek', 'Umutsuzlar', 'Cemo', 'Bir Yudunı Sevgi', 'Dağınık Yatak', 'Sen de Gitme'.., gibi nice filime yaptı- ğı müziklcıle vc 'Küçük Ağa', 'Aşk-ı Mentnu', 'Kuruluş' gibi kimi tcleviz- yon dizisinin müziğiylc tanımıştık. Filim müziği bcsteciliğini de o güne dck hiç bir müzikçinin düşünmediği kadar ciddi bir meslek halinc dönüştürmüştür. Türkiye'de film için hazırlanan ilk mü- zikler herhangi bir klasik plaktan, bili- nen ünlü yapıtlardan oluşturulunnuş. Örneğin, Beethoven, Çaykovski almtı- ları gibi. İlk kcz fîlme özel müziği Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, daha sonra da Nedim Otyam bestelemiş. Ardmdan Yalçın Tura, yirmi yıldan faz- la sürecek, sayısı elliye yaklaşan filme imza atmış vc ilk kez ülkemizde filim müziği bcsteciliğini profesyonel bir di- siplin altına almış. Bir yandan filmin ko- mısuna ve karaktcrinc göre bestelediği müziği kendi yönetimi altında çaldırtıp kaydetmiş; öte yandan bu konuda yazıl- mış kitapları, örneğin Eisenstein'ı oku- yarak kendini geliştirmiş. Filmin bürün yaratıcı kadrosuyla birlikte çalışmaya özen göstermiş. Senaryo çalışmalanna katılmış, çekim setlerinde bulunmuş. Filmde müziğin etkili olması için çok fazla kullanılmaması gereğini vurgulu- yor: "Müzik dc bir aktör gibidir. Oynaması gerektiğinde ortaya çıkma- lıdır." Film müziklerinin Tura'ya gen- cecik yaşından itibarcn birçok yönden katkısı olmuş: Kendi çağdaşı besteciler yazdıkları yapıtı duyabilmck, scslendir- tebilmek için uzun süre beklerken, Tura daha mürekkebi kurumadan film beste- lerini ellinin altmdaki orkestıaya çal- dırtmaktadır. Bu genç bir besteci için büyük bir deneyimdir. Aynca herhangi bir devlet kurumuna bağlı olmadığmdan uzun yıllar gcçimini film müzikleri ya- zarak kazanması da Yalçın Tura'yı diğer meslektaşlaıından farklı kılmıştır. CEÇMÎŞTEN CÜNÜMÜZE Film, tiyatro ve televizyon müzikleri bir yana, opera gibi sahne yapıtları, nice senfonik çalışması, oda müziği, solo parçaları, şarkılan ve çocuk müzikleriy- le çagdaş Türk müziğinin önemli bir kavşağıdır Yalçın Tura. Müziğinde gele- neksel makamlardan halk müziğine, cazdan senfonik müziğc, çağdaş yapıtla- ra, tarihin derinindeki kültürlere ve lıafıf müziğe kadar her çeşit malzcmc ctkin olmuştur. Gcçmiştcn günümüze uzanaıı müzik birikimini yeni bir sentez içinde değerlendirip, ulusal karaktcr çizgisine sahip, yeni, kişisel bir müzik meydana getinniştir. "Kcndimi ondokuzuncu yüzyıl so- nu, yirnıinci yüzyıl başı bir konumda hisscdiyorum. Rachmaninorun çağ- daşı ve Birinci Dünya Savaşına kadar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear