29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda önceki gün gözaltõna alõnan eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay, hükümetle yüksek yargõ arasõndaki kavganõn tõrmanmasõndan sonra dinci basõnõn hedefi olmuştu. Hükümete karşõ direnen yüksek yargõ mensuplarõnõn büyük bir kõsmõnõn Alevi olduğunu gündeme getiren dinci basõn, Alevi yargõ mensuplarõnõn Oktay’õn bakanlõğõ döneminde göreve getirildiğini öne sürmüştü. MİYASE İLKNUR İstanbul ve Ankara’da 23 kişi ile bir- likte Ergenekon soruşturmasõ kapsa- mõnda gözaltõna alõnan eski Adalet Ba- kanõ M. Seyfi Oktay, bir süreden beri dinci basõnõn hedefi haline gelmişti. Hükümet ile yüksek yargõ arasõndaki krizin gündeme geldiği ilk günden beri dinci basõnda “hükümete direnen yük- sek yargının tepe noktalarında Alevi- ler bulunuyor” denildi ve yüksek yar- gõda olduğunu öne sürdükleri “Alevi kadrolaşma”dan eski Adalet Bakanõ M.Seyfi Oktay’õ sorumlu tuttular. Yüksek yargõ mensuplarõnõn inancõ ilk olarak Sabah gazetesi yazarõ Emre Aköz tarafõndan sorgulandõ. Emre Aköz, geçen yõlõn temmuz ayõnda arka arkaya yazdõğõ üç yazõda da “Nüfusun yüzde 15’ini oluşturan Alevilerin yüksek yargıdaki koltukların yüzde 50’sine oturmaları normal mi” diye sorarak yüksek yargõnõn Alevi hâkim ve savcõlarõn hâkimiyeti altõnda olduğunu ima etti. Aköz, söz konusu yazõlarõndaki iddia- larõnõ aynõ günlerde Samanyolu Ha- ber’deki “Rota” programõna konuk olan emekli Yargõtay Cumhuriyet Savcõsõ Ahmet Gündel’in, “Yüksek yargının, HSYK tarafından sistemli biçimde si- yasallaştırılmış ve bazı kararları mez- hepsel kaygılarla almaktadır” sözleri- ne dayandõrmõştõ. Vakit gazetesi de yüksek yargõnõn hü- kümete her direnişinde “Alevi parmağı” aramõş ve bunun sorumlusu olarak Sey- fi Oktay’õ göstermişti. Vakit yazarõ Ali İhsan Karahasa- noğlu, 26 Mart 2010 tarihli “Devletin ça- tısı mı, Seyfi Oktay’ın çatısı mı?” baş- lõklõ yazõsõnda Vakit gazetesi hakkõnda tazminat davasõ açan Hâkimler ve Sav- cõlar Kurulu üyeleri Kadir Özbek, Or- han Cem Erbük, Musa Tekin ve Suna Türkoğlu ile bu üyelerin avukatlarõ olan Ahmet Mithat Kılıçoğlu’nun Seyfi Ok- tay’õn bakanlõğõ döneminde üst düzey gö- revlere getirildiği öne sürdü. Karahasanoğlu, HSYK üyeleri içindeki Alevi üyelerin de yükselme nedenini yine Alevi olan eski Adalet Bakanõ Sey- fi Oktay’a bağlamõştõ. Zaman gazetesi ise 2 Nisan 2010’da Yargõtay Onursal Üyesi Cevdet İlhan Günay’la yapõlan “TSE damgalı de- ğilsen yargıda bir yere gelemezsin” baş- lõklõ söyleşide, Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay’õn adalet bakanlõklarõ döne- minde “Alevi kadrolaşma”ya gidildiği- ni öne sürüyordu. Aynõ tarih- te Samanyolu Haber’de, eski Adalet Bakanõ Mahmut Oltan Sun- gurlu da Seyfi Oktay döneminde yargõnõn si- yasallaştõrõldõğõ iddiasõnõ dile getirmişti. Oktay: ‘Yorum yapmam yakışık almaz’ Ergenekon soruşturmasõ nede- niyle önceki gün gözaltõna alõnan Seyfi Oktay, geceyi Ankara’daki İbni Sina Hastanesi’nin yoğun bakõmõnda geçirdi. Uzun yõllardan beri yüksek tansiyon hastasõ olan ve tansiyon ilaçlarõ kullanan Oktay, çok yakõn arkadaşõ Aydın Güven Gür- kan’õn toprağa verildiği gün Ankara Gülhane Askeri Tõp Akademisi’nde ağõr bir by- pass ameliyatõ geçirmişti. Seyfi Oktay’la gözaltõ sü- recinde iki kez telefonla gör- üştük. İlki Keçiören İncir- li’deki evinde arama ya- põldõğõ saatlerde oldu. Ne- ler olup bittiğini sorduğumuzda, “Evde arama yapıyorlar, sonra da Ango- ra’daki eve gideceğiz herhalde. Em- niyet mensupları aramaları bitirdikten sonra gereği neyse onu yapacaklar” de- di. Yüksek tansiyon hastasõ ve by-pass’lõ olduğunu bildiğimiz Seyfi Oktay’a “Pe- ki, siz iyi misiniz” diye sorduğumuzda ise “İyi olmaya çalışıyoruz” dedi güle- rek. Gece ise İstanbul’a getirilip getiril- mediğini öğrenmek için oğlunun cep telefonundan aradõğõmõzda oğlu Ali Rı- za Oktay “İbni Sina Hastanesi’nin asansörüne binmek üzereyiz. Babamın tansiyonu 24’e çıktı da. Adli Tıp’tan buraya gönderdiler” dedi. Sabah saat- lerinde oğlunun telefonu da Seyfi Ok- tay’õn telefonu gibi kapalõydõ. Bu kez ai- le dostu ve doktoru Servet Ünsal’õn te- lefonunu çaldõrdõk. Ünsal, “Sayın Ba- kan’ın tansiyonu çok yüksek. Geceyi yoğun bakımda geçirdik” deyip telefonu Seyfi Oktay’a verdi. Oktay’õn sesi yük- sek tansiyona rağmen yine bir gün önceki gibi moralliydi. “İyiyim. Yani yüksek tansiyon dışında bir şeyim yok” dedi. Kamuoyuna bir mesaj vermek isteyip istemediğini sorduğumuzda ise şunla- rõ söyledi: “Yok. Eski bir Adalet Ba- kanı olarak yargıya intikal etmiş bir konuda yorumda bulunmak ya- kışık almaz.” CMYB C M Y B 3 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ey İnsanlık Neredesin?.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Bir gülümseme olsa çocukların gözlerinde... Renk renk uçurtmalarını salıverseler gökyüzüne... İnsanlık olsa... Sevgi, barış, kardeşlik olsa! Savaşlar olmasa! Sevinç çığlıkları atsa kızlar ve oğlanlar Gazze’de... Kara Afrika’da, Irak’ta çocuklar ölmese açlıktan. Bir umut olsa yapraklarını açan çiçekler gibi. Uçaklardan misket bombaları atılmasa... Din eksenli siyaset yapılmasa... Silah tüccarları Ortadoğu’ya silah satmasa, halklar yoksul kalmasa. Gizli bir yol işareti, bir ışık demeti karanlığın içinde aydınlığın resmini çizse. Yaşam çiçeklerin rengi, şiir, sevgi ve mutluluk olsa! Kız çocukları Kuran kurslarına değil okula gönderilse. Aşiret liderleri koruculuk sisteminden yararlanıp milyon liraları ceplerine indirmese... Hiç gidilmeyen bir yerde, ürkek bakışlar, korkular yaşanmasa... Sokak başlarında kâğıt fenerler yansa, deniz kıyısından özgürlük türküleri yükselse. Bir çocuk annesinin yanında şarkılar söylese. Işığı sönmeyen tek kaynağın yaşam olduğunu öğrense siyasetçiler... Çırılçıplak yalnızlığa değil, umuda doğru yol alsa gemiler. Acılar dinse, sevinç rüzgârları esse... Yüreklerde yeşerse insan olmanın onuru... Temel hak ve özgürlükler gelişse... Kul değil birey olmanın bilincine erişilse... Gözleri maviye, yeşile, siyaha çalan çocuklar oynasalar dünyanın dört bir yanında... Ortadoğu bir ateş çemberiyle kuşatılmasa... Irak’ta, Pakistan’da, Afganistan’ta bombalar patlamasa, tüm dünya teröre karşı ayağa kalksa, İsrail’i sıkıştırsa, tarih önünde hesap vermeye zorlasa. Haydut devletlerden hesap sorulsa! Gazze’de abluka kalksa, hastalar ölmese... Devlet Amanos Dağı’ndaki eşkıyayı izlese, altı çocuğum ölmese, tüm dünya ülkeleri Türkiye’deki PKK terörünü lanetlese. Devletin istihbarat birimleri, yurtsever aydınlarımızı, bilim insanlarımızı, gazetecilerimizi, yazarlarımızı, sanatçılarımızı izleyip telefonlarını dinleyeceğine, Amanos’tan gelen katilleri kıskıvrak yakalayabilse. İç çekişler yerine kirpik uçlarımızda yaz çiçekleri açsa... Yolculuk başlasa umuda doğru, tüm denizler aşılsa, ırmak boylarında yaşamla buluşulsa... Benim içim acımasa, yüreğim sızlamasa! Her sabah yeni ölümlerle karşılaşmasam! İsrail terörist devlettir, denilse! Hukuk çiğnenmese, demokrasimiz gelişse... Yüzümüzü aynaya çevirip bir baksak, bağırıp çağırmasak, ölümleri üç gün sonra unutmasak... Yıldızlar düşse Akdeniz’in üzerine tarihin sayfalarını aydınlatmak için... Kin ve nefret tohumları ekilmese. Yaşam ölüm sanılmasa... Unutturdular bize her şeyi... Unutturdular yakın tarihimizi... Mavi Çarşı yangınını, Gazi Mahallesi katliamını... Uğur Mumcu’yu, Gaffar Okkan’ı, Musa Anter’i, Hrant Dink’i... Unutturdular Sivas’ta Madımak’ı, Kahramanmaraş’ı unutturdukları gibi. Devlet içinde örgütlü çeteleri, tüm faili meçhul cinayetleri... Darbecileri, darbe severleri, din pazarlamacılarını, tarikat şeyhlerini... Unutturdular Atatürk’ü, Aydınlanma Devrimi’ni... Barışı, kardeşliği... Akan kanın durması için başlatılan girişimleri. Yaşamın ölüm olduğunu öğrettiler çocuklarımıza, mezarlıklarda uygulamalı din dersi yaptırarak. Duyarsızlığın derin dehlizlerinde gökkuşağının yedi renk olduğunu unutturdular. Gözlerimizi yumduk olup bitenler karşısında... Küreselleşmenin vahşi kapitalizmin güler yüzü olduğunu anlamadık. Dicle’nin, Fırat’ın sularında ölen sigortasız tarım işçilerini, Tuzla’da ölen tersane işçilerini unuttuk. Gözlerimizi yumup hiç açmadık, neler oluyor, diye... Laik demokratik cumhuriyetin altı oyulurken “Türkiye laiktir laik kalacaktır” dedik, eğitimin tarikat şeyhlerinin eline geçmesine seyirci kaldık... Şehitlerimiz toprağa verilirken haykırdık: “Şehitler ölmez vatan bölünmez.” Bir ayda 23 şehit verdik! Terörü hiç umursamadık, otuz yıl önce “bir avuç eşkıya” deyip geçiştirdik... “Ne mutlu Türküm” diyenleri “ırkçılık”la suçladık; Mustafa Kemal’in “tam bağımsızlık” ilkesini çiğneyenleri alkışladık... Kurtuluş Savaşı’nın “milli devrim” olduğunu dinciler, tarikatçılar ve liboşlar sayesinde halkımıza unutturduk... İsrail Büyükelçiliği önünde çadır kuran kara çarşaflı, sıkmabaşlı hanımlar acaba limanları İsrailli işadamlarına satanlardan, mayınlı toprakları İsraillilere vermek isteyen AKP iktidarından hesap soracak mı? Dinci basõn, Seyfi Oktay’õn yargõda Alevi kadrolaşmasõ yaptõğõnõ ileri sürmüştü Hedef gösterildi AKP’li Yiğit’ten Oktay’a destek İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay’õn “yargılama sürecini etkilemeye yönelik faaliyetleri olduğu iddiasıyla” Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnmasõna tepkiler sürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yurtdõşõndan yeni geldiğini, operasyon hakkõnda bilgi sahibi olmadõğõnõ, konuyla ilgileneceğini söylerken, Alevi kökenli AKP İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, grup toplantõsõndan sonra Erdoğan ile yaptõğõ konuşmada şu ifadeleri kullandõ: “Alevi açılımı yapılan bir süreçte, Alevi toplumu içinde saygın ve simge bir isim olan Sayın Seyfi Oktay’a yönelik bu operasyon doğru değil. Acaba birileri açılımı sabote mi ediyor?” Partisinin il başkanlarõ toplantõsõnda konuşan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk da “Seyfi Oktay, hukuk bilen ciddi bir devlet adamıdır. Oktay’ın yargıyı etkilemek gibi bir gücü olduğunu sanmıyorum. Adalet işleyecektir” ifadesini kullandõ. ‘Savunanlar da hedef oldu’ ADD Genel Sekreteri İzzet Polat Ararat da, “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda insanlarõn haksõz yere cezaevinde yattõğõnõ belirterek, “Bu dalganın diğerlerine göre farkı var. Sadece suçlu gördüklerini değil, onları savunanları da içine aldı. Bu durumu şiddetle kınıyoruz” diye konuştu. ‘Alevilerle oynamayın’İstanbul Haber Servisi - Türkiye A- levi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi, Pir Sultan Ab- dal Kültür Derneği Genel Merkezi, Ha- cõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfõ Ge- nel Merkezi’nin ortaklaşa yaptõklarõ ya- zõlõ basõn açõklamasõnda, eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay’õn gözaltõna alõnmasõ eleştirilerek, “Ergenekon kovuştur- masını yürütenlere bir sözümüz var. Alevilerle oynamayın” denildi. “AKP, muhalifleri bu yolla sustur- maya çalışıyor” kanaatinin toplumun ge- niş bir kesimince paylaşõlõr hale geldiği belirtilen açõklamada, Ergenekon soruş- turma sürecinin cezalandõrmaya hatta infaza dönüşmüş olmasõna ve Alevi ön- derlerinin Ergenekon’un hedefi olduğu id- dialarõna dikkat çekilen açõklamada şöy- le denildi: “Nasıl oluyor da Aleviler, Er- genekoncu olabiliyor? Bu ne çelişki? Her yurttaş gibi Aleviler de kanun kar- şısında eşittir. Onlar da şüpheli ko- numunda olabilirler ama işin ucu es- ki Adalet Bakanı Seyfi Oktay’a kadar uzatıldığına göre ‘bunda bir iş var’ de- mez miyiz? Aynı zamanda bir inanç önderi, dede olan Oktay üzerinden ‘A- levilere mesaj verilmek isteniyor’ diye düşünmez miyiz?” Alevi derneklerinin Ergenekon ope- rasyonu sürecini dikkatle izlediklerinin belirtildiği açõklamada, “İntihara sevk edilen, her türlü usul çiğnenerek yargılanan şüphelilerin Alevi oluşları da bir etmen değil miydi” diye so- ruldu. Uygulamanõn ‘başka bir derin devlet inşa ediliyor’ diye düşündür- düğü kaydedilerek, özetle şu tespitlere yer verildi: “Dede Seyfi Oktay hu- kukçudur. 76 yaşındadır. Neyin suç olduğunu, onu gözaltına alan savcı- dan daha iyi bilir. Bu nedenle Pir Sul- tan gibi girdiği adalet sarayından, Pir Sultan gibi çıkacaktır. Aleviler tari- hin hiçbir döneminde darbeci olma- mışlardır. Darbelerin hedefi ve mağ- duru olmuşlardır.” Öte yandan DİSK Genel Başkanõ Sü- leyman Çelebi de yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada Oktay’õn gözaltõna alõnõş biçimine tepki göstererek, “Demokrasi konu- sunda ödün vermez kişiliği ve hukuk- sal alanda değerli katkılarıyla tanınan bir siyaset adamının polis tarafından bu şekilde gözaltına alınmasını şiddetle kınıyoruz” dedi. Gözaltındakilereeksüre Tedavisi süren Seyfi Oktay dõşõndaki altõ kişi hakkõnda emniyetteki işlemler devam ediyor İstanbul Haber Servisi - Ergenekon operasyonu kapsamõnda gözaltõna alõnan İşçi Partisi Genel Başkan Yardõmcõsõ Mehmet Cengiz, Atletizm Federasyonu As Başkanõ Hüseyin Yıldırım’õn da aralarõnda bulunduğu 6 kişinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ise tedavisinin ardõndan İstanbul’a getirilecek. İstanbul, Ankara ve Antalya’da önceki gün gerçekleştirilen operasyonlarda, “Ergenekon soruşturması kapsamında yargılamaya sürecini etkilemeye yönelik faaliyetleri olduğu” iddiasõyla Seyfi Oktay, İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in avukatlõğõnõ da yapan Mehmet Cengiz, Hüseyin Yõldõrõm, avukat Ali Hadi Emre, avukat Tülay Bekar, emekli Albay Cafer Balçık gözaltõna alõndõ. Oktay dõşõndaki, emniyette tutulan şüpheliler için ek gözaltõ süresi alõndõ. Cengiz’in avukatõ Osman Aydın Şahin, müvekkili hakkõndaki yakalama kararõna itiraz etti. İstanbul 14.Ağõr Ceza Mahkemesi’ne dilekçe veren Şahin, Cengiz’e yönelik gözaltõ kararõna, Ceza Muhakemeleri Yasasõ’nõn 161. ve 162. maddeleri uyarõnca Ankara’deki mahkemelerin yetkili olduğunu kaydetti. Bu nedenle uygulamanõn yasalara aykõrõ olduğunu kaydeden Şahin, “Mehmet Cengiz avukattır. Avukatlık Yasası’nın 58. maddesi gereğince, bir avukat hakkında, mesleğiyle ilgili, görevlerinden dolayı soruşturma açılacak ise Adalet Bakanlığı’nın izni zorunlu” dedi. Cengiz’in Ergenekon davasõnda avukatlõk yaptõğõnõ anõmsatan Şahin, “Cengiz’in bürosundan Ergenekon dava dosyasına konulan belgeler suç delili olarak alındı. Lozan Antlaşması’nın tam metni alındı” diye konuştu. OKTAY’IN GÖZALTINA ALINMASI PROTESTO EDİLDİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear