Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
3 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
İnsan Hakkı - Din Hakkı
soner@cumhuriyet.com.tr
İsrail’in korsan saldırısı bir biçimde, insan hakları
ile inanç hakkı üzerinden siyaset yapılmasını,
örgütlenmeler arasındaki derin uçurumu, kökten
çatışmayı iç ve dış odaklı olarak tazeledi... Haklı
olarak bu cümleden pratik hiçbir sonuç
çıkaramadığınızı biliyorum. Örneklerle açıklamak
zorundayım.
Açık denizdeki insanlık dışı operasyonun saatler
sonrasında gazeteye geldiğimde elektronik posta
kutuma gelen mektuplar normal günleri birkaç
yüzle katlamıştı. Daha önceden benim elektronik
postama uğramamış İHH rumuzlu yeni mektuplar
sayesinde elbette. Acıyı, öfkeyi paylaşma,
protesto etkinliklerini haber verme amaçlı, içerikli
olsalar da, benim için ürkütücüydüler; ırkçı, dinci
ayrımcı üslupları ile Yahudileri hem ırk hem de
dinsel bakışlarıyla düşman ilan etmiş, toptancı
suçlayan, ahlak dini İslama hiç de yakışmayan kin,
düşmanlık, beddua, intikam içeren duygularını,
daha ötesi eylem önerilerinin çok çarpıcı
dillendirilmesi söz konusuydu. En hafifi ile
Erdoğan hükümetine İsrail’e savaş ilanı öneriliyor,
Yahudiliğin Ortadoğu’dan silinmesi, toptancı “katil
ırk-din-halk” damgalamasıyla, Müslümanlara
çektirilenlerden yola çıkılarak savunuluyordu...
Bir iki saat geçmeden, bu adresten gelen
mektuplar içinde bu ırkçı, dinci, kin, intikam dolu
içeriğe karşı tepkiler, eleştiriler arttı. Çok sert
yanıtlardan sonra da, “Sizin aranızda olmak
istemiyorum, beni sitenizden çıkarın” uyarıları.
Çıkarılmadıklarını gördükçe de, bu kez öfkeli,
küfürlü “Yeter, siz onlardan betersiniz, beni
sitenizden çıkarın” haykırışları...
Salı günü posta kutumu açtığımda bir tek İHH
kaynaklı mektup yoktu. Bu kez “Gazze’ye
özgürlük” diye yeni bir grubun bombardımanı söz
konusuydu. Sanırım biraz daha sansürlü bir dille
aynı öfke, aynı yaklaşımlar öne çıkıyordu. Yine
öğleden sonraki saatlerde, “Beni sitenizden
çıkarın, aranızda olmak istemiyorum..” uyarıları
arka arkaya gelmeye başlamıştı.
Dün sabah postamı açtığımda bu yeni tanıştığım
ikinci grubun da bir tek mektubu kalmamıştı. Daha
önceden tanışık olduğum Türk-İslam sentez
kimlikli, kimilerinde İslamcılığın, kimilerinde
Türkçülüğün öne çıktığı siteler devreye girmişlerdi.
Bu kez aralarında olup bitenlerin analizinde,
Erdoğan hükümetinin oynadığı rolde, birbirinin
zıddı yorumlarda tartışıyorlardı... Gazze halkının
açık cezaevinde yaşıyor olması gerçeği ile İsrail’in
terörist devlet kimliği, operasyon haksızlığında
buluşulduktan sonra, Erdoğan hükümeti-İHH
ilişkileri, Gazze’ye yardım amacının içeriği,
zamanlaması, sonuçları üzerinden birbirinin tersi
sonuçlara varmada kapışılıyordu...
Gazze halkının mağduriyeti, İsrail’in terörist
devlet kimliği ikinci planda, ABD, emperyal
çıkarlar, Ortadoğu oyunları, Erdoğan hükümetinin
amaçları üzerinden, pek çok somut ortak veri
sunumundan sonra tersine sonuçlar, kafa
karmaşası, olasılıkların çokluğu, kördüğüm
oluşunun kanıtları gibiydi...
Yandaş medya yorumcularına baktığımızda da
aynı sonuçları görebiliyoruz. Bir eksene göre
Erdoğan hükümeti iç politika çıkmazlarına çözüm
ararken, büyük bir öngörüsüzlükle iktidar
sorumluluğunda yapması gerekenleri yapmayı,
alması gereken önlemleri almayarak Türkiye’yi çok
zor bir noktaya sürükledi. Diğer eksene göre ise
çok güçlü bir refleksle, dış politika öngörüleri,
zamanlamalar ile Türkiye’nin gücünü, ağırlığını çok
doğru noktalardan duyurarak terörist İsrail
hükümetine suçüstü yaptırdı. Türkiye vatandaşları
öldürülmüş olsa da dünya dengeleri içinde daha
iyi bir yere geldi...
Olan, ister iç isterse dış odaklı olsun olaylara
insan hakları ekseninden bakmaya çalışanlar ile
ırk, din (bu olayda İslami ya da Yahudilik
penceresinden olsun hiç fark etmeden)
eksenlerinden yaklaşanların, aynı kaygılarla yola
çıkmışken kaçınılmaz ayrışmaları.. İnsan hakları
ekseninden olup bitenlere bakabilenler için hâlâ
Gazze’nin açık cezaevi olması, İsrail hükümetinin
terörist devlet üslubunda yaklaşımları öncelikli...
İnsani yardım konvoyunda bu inançla yer alanlar
hemen söylemleri ile kendilerini gösteriyorlar. Dini,
siyasal hesaplar içinde olanlarsa sırıtıyorlar. Aynı
ayrışmayı olup bitenlerin protestosu, bundan
sonrası için istemlerin, önceliklerin sayılmasında
da kolayca gözlemleyebiliyoruz...
Bir zamanlar ülkemizde Filistin direniş
hareketlerinin desteklenmesi sol örgütlenmelerin
vicdanı iken, günümüzde radikal İslami
hareketlerin, siyasal İslamcı hesapların öne
çıkması gerçeğinin sorgulanması tam da bu
nedenle... Görülen o ki söz konusu tartışma
giderek daha çok önem ve anlam kazanmış olarak
gündemimize oturacak. “Yahudi düşmanlığı radikal
İslamın kucağına düşmeden, insan hakları ihlallerini
yapan İsrail iktidarları ile arkasında duran emperyal
çıkar odaklarıyla hesaplaşma ekseninden
sapmadan”uyarılardan ders çıkarabilmek önemli..
Erdoğan hükümeti ne yazık ki hâlâ bu anlamda
güven vermenin çok uzağında bir yerde...
5510 sayõlõ yasa ile ilaç ve muayenede başlayan kesinti uygulamasõnõn iptali ve toplanan paranõn iadesi istendi
Emekliden katkõ payõna davaEkonomi Servisi - Emekli maaşlarõndan ya-
põlan ilaç ve muayene kesintileri dava konusu ol-
du. DİSK’e bağlõ Emekli-Sen kesintilerin iade
edilmesi ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne ta-
şõnmasõ talebiyle Ankara Nöbetçi İş Mahkeme-
si’ne dava açtõ.
Dava, Emekli-Sen Genel Başkanõ Veli Bey-
sülen adõna Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’nde
açõldõ. Dava dilekçesinde, 5510 sayõlõ yasa çõkana
kadar emeklilerden ilaç ve muayene kesintisi adõ
altõnda herhangi bir kesinti yapõlmadõğõ, bu ka-
nunla, kazanõlan hak niteliğinde olan uygulamanõn
değiştiği ifade edildi. Dilekçede, cüzi rakamlar-
la başlayan uygulamanõn hem ücret artõşõ hem de
yaygõnlaştõrõlmak suretiyle sağlõk hizmetlerinin
ücretli hale getirildiği belirtildi.
Hukukun genel ilkeleriyle çelişkili
Dilekçede, emekli maaşõndan alõnan muayene
ücretlerinin iade edilmesi talep edilerek, uygu-
lamanõn hukukun genel ilkeleri ve anayasaya ay-
kõrõ olduğu belirtildi. Dilekçede şunlar yer aldõ:
2006 yõlõnda 5510 sayõlõ Sosyal Sigortalar
Kanunu çõkana kadar çalõşanla kurum arasõnda
çalõşma hayatõnõn başlamasõ ile akdi bir ilişki ku-
rulmuştur. Buna göre müvekkil adõna, işçi ve iş-
veren belirlenen primi ödeyecek, buna karşõlõk ise
kurum, emeklilik, iş kazasõ, meslek hastalõğõ gi-
bi güvenceler ile birlikte ücretsiz sağlõk hizme-
ti ve ilaç sağlayacaktõr.
Taraflar arasõnda kurulan akdi ilişki bu şe-
kilde tüm çalõşma hayatõ boyunca sürmüştür. Mü-
vekkil yasal yükümlülüğünü yerine getirerek
emekli olmuştur. 5510 sayõlõ düzenleme kurum
lehine tek taraflõ olarak değiştirilmiştir. Bu du-
rum taraflarõn arasõnda kurulan akdi ilişkiye ay-
kõrõdõr.
Ayrõca sağlõk yardõmlarõndan yararlanõlmasõ
sõrasõnda, katkõ payõ adõ altõnda yapõlan kesinti hu-
kukun evrensel ilkelerine, anayasanõn sözüne ve
ruhuna aykõrõ. Konu Anayasa Mahkemesi’ne gön-
derilmelidir.
Cem Yılmaz
evinizin güvenlik
sorununa el attı
Ekonomi Servisi - Türk Telekom,
“Ev Gibisi Yok” konsepti çerçeve-
sinde, Tepe Güvenlik Sistemleri ile iş-
birliğiyle güvenlik hizmeti de ver-
meye başladõ.
İşbirliğine göre, ev/iş telefonu ve
uyumlu alarm cihazõ olan müşteriler
12 ay süreyle vergiler dahil 9.90 li-
raya, uyumlu alarm cihazõ olmayan-
lar ise 24 ay süreyle vergiler dahil
29.90 liraya bu hizmetten faydalana-
caklar. Güvenlik hizmetine ilişkin
düzenlenen toplantõda konuşan Türk
Telekom Pazarlama ve İletişim Baş-
kanõ Erem Demircan, Türkiye’de 19
milyon hane bulunduğunu, ancak
bunlarõn sadece 150 bininde bir gü-
venlik sistemi kullanõldõğõnõ belirte-
rek bu işbirliği ile bu pazarõn önem-
li ölçüde büyümesine katkõda bulu-
nabileceklerini söyledi.
Türk Telekom Satõş Başkanõ Aydın
Çamlıbel de “150 bini birkaç mis-
line çıkarırız diye düşünüyorum”
dedi. Tepe Güvenlik Yönetim Kuru-
lu Başkanõ Ali Kurtdarcan ise yõlda
50 bin yeni abone alõmõ ve toplamda
1 milyon aboneye hizmet verme im-
kânõ sağlayacak şekilde kendilerini or-
ganize ettiklerini bildirdi.
1.9 milyar bedava dakika
Erem Demircan, 2009 yõlõ Ka-
sõm’dan bu yõlõn Mart sonuna kadar
müşterilerine 200 milyon lira değerine
karşõlõk gelen 1.9 milyar ücretsiz ko-
nuşma dakikasõ sunduklarõnõ, ancak
ses trafiğinin artmasõ nedeniyle bunun
şirket için bir gelir kaybõ yaratmadõ-
ğõnõ söyledi.
Demircan, bugün itibarõyla dört
milyon abonenin Ev Avantaj paketi-
ne üye olduğunu belirtirken eylüle gö-
re yüzde 15’lik bir trafik artõşõ oldu-
ğunu söyledi. Demircan ayrõca, her ay
ev telefonu ve sabit hatlarda 100 bi-
nin üzerinde yeni abone kazanõmõ
yaptõklarõnõ ekledi.
Sürekli artan maliyetlerden yakõnan çiftçiler açõklanan hububat fiyatlarõnõ yetersiz buldu
Buğday fiyatı güdük kaldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarõm
ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker, 2010-2011
yõlõ için açõkladõğõ hububat müdahale alõm fi-
yatlarõ genellikle çiftçilerin beklentisinin al-
tõnda kaldõ.
Anadolu kõrmõzõ sert buğdayõn tonu için ya-
põlacak ödemenin haziran, temmuz ve ağustosta
550 TL’de kalmasõ ve ton başõna 50 TL’lik prim
verileceğinin duyurulmasõ konusunda görüşle-
rini açõklayan Türkiye Ziraat Odalarõ Birliği
(TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa He-
pokur, açõklanan hububat fiyatlarõna ilişkin ola-
rak “Çiftçinin beklentisi ton başına 650-
700 lira ve artı primdi” dedi.
“Fiyatları duyduğumda çok
şaşırdım” diyen Hepokur, şöy-
le devam etti: “Günlerdir
Afyonkarahisar, Uşak,
Isparta, Niğde, Aksa-
ray gibi illeri gezip
oda yöneticileri ve
çiftçilerle görüşüyo-
rum. Gübre ve ener-
ji fiyatları aldı başı-
nı gidiyor. Çiftçinin
maliyetleri giderek
yükseliyor. Buna rağ-
men açıklanan rakam-
lar çok düşük. Çiftçi en
iyi dostu traktörünü bile
satar hale geldi. Çiftçinin
beklentisi ton başına 650-700 li-
ra ve artı primdi. Bu şartlar altında
çiftçi bu yaz da borcunu ödemekte
zorlanacak.”
AA’ya görüşlerini açõklayan Antalya Ziraat
Odasõ Başkanõ Halil Ordu, Diyarbakõr Ziraat
Odasõ Başkanõ Bahri Erdem, Antakya Ziraat
Odasõ Başkanõ Celal Civelek, buğdayda verimin
geçen yõllara oranla düştüğünü, buna karşõlõk gir-
di maliyetlerinin yükseldiğini belirterek fiyatõn
en az 600-650 lira olmasõ gerektiğini kaydetti.
Seyhan Ziraat Odasõ Başkanõ Süleyman Gir-
men de “Rakamlar her ne kadar dünya bor-
salarının üzerindeymiş gibi görünse de dün-
ya çiftçisinin girdi maliyetleri ile aramızda cid-
di fark var. Türk çiftçisi dünyanın en paha-
lı mazot ve gübresini kullanırken dünya çift-
çileriyle nasıl rekabet edebilir?” diye sordu.
Zam şampiyonu
balık ve kontör
Ekonomi Servisi - İstanbul Tica-
ret Odasõ (İTO), mayõs ayõnda ve yõl-
lõk bazda İstanbul’da perakende fi-
yatlarõ en fazla artan ve azalan mad-
deleri, fiyat ve artõş oranlarõyla bir-
likte açõkladõ. Açõklamaya göre, ma-
yõsta fiyatlarõnda artõş görülen mad-
de sayõsõ 62 oldu.
Geçen ay gõda harcamalarõ gru-
bunda yer alan balõk, av yasağõ so-
nucu yaşanan arz eksikliği nede-
niyle fiyatõ en fazla artan ürün oldu.
Balõk fiyatlarõndaki artõş yüzde 33.84
oranõnda gerçekleşti. Bunu yüzde
28.57 artõşla telefon kontör ücreti,
yüzde 8.16 artõşla bütangaz ocağõ,
yüzde 7.48 artõşla sakatat izledi.
Soğan, yüzde 125.74 ile yõllõk
bazda fiyatõ en fazla artan madde ol-
du. Mayõsta toplam 32 maddenin fi-
yatõ azalõrken, erik yüzde 45.39 dü-
şüşle aylõk bazda fiyatõ en fazla aza-
lõş gösteren madde oldu.
BUĞDAY 550 LİRA
Anadolu kõrmõzõ sert buğdayõn tonu haziran, temmuz ve
ağustosta 550 TL olacak. Eylül ayõndan itibaren ise kõr-
mõzõ sert buğdayõn fiyatõ her ay 10 TL artacak. Ton ba-
şõna 50 TL prim verilecek.
1 Mayõs 2011’e kadar dahilde İşleme Rejimi kapsamõn-
da ihraç kaydõyla ithalat yapõlamayacak.
Eker, TMO’nun alacağõ buğdayõn tüccar ve sanayicile-
re hangi fiyattan satõlacağõnõ da açõkladõ. Buna göre,
1 Kasõm 2010’dan itibaren sanayici ve tüccara ürün sa-
tõşõ yapõlacak ve Anadolu kõrmõzõ ekmeklik sert buğda-
yõn tonu 1 Kasõm 2010’dan itibaren 645 TL’ye, 1 Ara-
lõk 2010’dan itibaren de 655 TL’ye satõlacak. Ton ba-
şõna gübre desteği 15 TL, mazot desteği 11 TL, sertifi-
kalõ tohumluk desteği 18 TL, toprak analizi desteği de
9 TL olacak.
Ekonomi Servisi - Altõn Pu-
sula Halkla İlişkiler Ödülleri sa-
hiplerini buldu. Türkiye Halk-
la İlişkiler Derneği’nce (TÜ-
HİD) düzenlenen 9. Altõn Pu-
sula Halkla İlişkiler Ödülleri’ni
kazanan proje ve kuruluşla-
ra ödülleri, İstanbul
Modern Sanat Mü-
zesi’nde gerçekleş-
tirilen tören ile ve-
rildi.
TÜHİD Yöne-
tim Kurulu Baş-
kanõ Fügen
Toksü, törende
yaptõğõ konuş-
mada Altõn Pu-
sula yarõşmasõna katõlan proje
sayõsõnõn her yõl artmasõnõn, yö-
neticilerin ve kuruluşlarõn iletişi-
me verdikleri önemin bir göster-
gesi olduğunu ve sektörün büyü-
me trendinin sürmesinden mem-
nuniyet duyduklarõnõ söyledi. 9.
Altõn Pusula Halkla İlişkiler Ödül-
leri’ne 12 kategori ve 12 alt ka-
tegoride toplam 195 proje baş-
vuruda bulundu.
Türkiye Bankalar Birliği ve
Grup7 İletişim Danõşmanlõğõ’nõn
“Çok Yaşa Bebek” projesi Altın
Pusula Büyük Ödülü”ne layõk
görülürken Türk Telekom “TRT
23 Nisan Uluslararası Çocuk
Bayramı” sponsorluğu, Çağdaş
Yaşamõ Destekleme Derneği
“Anadolu’da Bir Kızım Var
Öğretmen Olacak” ve Deniz-
bank A.Ş-Bersay İletişim Danõş-
manlõğõ “Denizbank Tarım Se-
ferberliği” projeleriyle jüri özel
ödülüne değer bulundu. Ödüle la-
yõk görülen diğer bazõ kuruluşlar
ve projeleri şöyle:
Kurumsal iletişim: Aras Kargo
– Caretta İletişim ve Danõşman-
lõğõ - “30. yõl”
Gündem yönetimi: Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği – “Kriz
Varsa Çare de Var”
Kurum içi iletişim: Sabancõ
Holdõng - “Sabancõ Altõn Yaka
Ödülleri”
Pazarlama iletişimi ve bütün-
leşik pazarlama projeleri: Turkcell
- “Gençken Yapõlacak 100 Şey”
Etkinlik yönetimi: “Efes Pilsen
Bira Grubu/Miller – Pro İletişim
Danõşmanlõğõ - Miller Freshtival”
TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanõ Fügen Toksü, Altõn
Pusula yarõşmasõna katõlan proje sayõsõnõn her yõl
artmasõnõn, yöneticilerin ve kuruluşlarõn iletişime
verdikleri önemin bir göstergesi olduğunu söyledi.
DİSK’e bağlõ Emekli-Sen, emekli maaşlarõndan yapõlan ilaç ve muayene
kesintisinin iade edilmesi ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşõnmasõ
talebiyle Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’ne dava açtõ.
Halkla ilişkiler Oscar’õ ‘Çok Yaşa Bebek’in
Arsa değerleri ev sahibi ile kiracõyõ vuracak
Ekonomi Servisi - İstanbul başta
olmak üzere pek çok kentte protesto-
lara neden olan 2010 yõlõ bina ve ar-
sa metrekare bedelleri, kiracõ ile ev sa-
hibini de karşõ karşõya getirecek. Üs-
telik, bu değerler, mülk sahiplerini,
gayrimenkul satõşõnda haksõz vergi yü-
kü altõnda bõrakabilecek. Prof. Dr.
Şükrü Kızılot, yeniden belirlenen
2010 yõlõ bina ve arsa metrekare be-
dellerinin Mart 2011’deki beyan dö-
neminde büyük şoklara neden olaca-
ğõnõ belirtti. Kõzõlot’a göre, metreka-
re birim değerleri sadece kira süreci-
ni etkilemekle kalmayacak, satõş sü-
recine de doğrudan yansõyacak. Kõ-
zõlot’un saptamalarõ şöyle:
Bazõ il ve ilçelerde arsa metrekare
birim değerlerindeki artõş, yüzde 300-
400, bazõlarõnda yüzde 1000-2000
oldu. Değeri yüzde 10 bin hatta yüz-
de 15 bin arttõrõlan arsalar bile var.
Evin ya da işyerinin emlak ver-
gisine esas değeri hesaplanõrken, ar-
sa payõnõn değeri de bina değerine ila-
ve ediliyor. Böyle olunca, bazõ evle-
rin değeri, normal piyasa değerinin bi-
le üzerinde çõkõyor.
Gayrimenkulünü kiraya verenler,
o gayrimenkulün emlak vergisi de-
ğerinin yüzde 5’inin altõnda kira be-
yan edemiyorlar.
Gelir Vergisi Kanunu’nda “Em-
sal Kira Bedeli Esası” başlõklõ 73.
madde var. Bu maddeye göre; kiraya
verilen gayrimenkullerin kira bedel-
leri, emsal kira bedelinden düşük
olamõyor. Bu bedel de emlak vergisi
değerinin yüzde 5’i oluyor.
Örneğin; İstanbul Şişli 19 Mayõs
Caddesi’nde, net alanõ 140 metreka-
re olan bir dairenin emlak vergisi as-
gari değeri, 1 milyon 300 bin liraya
çõktõ. Böylece sahibi, yõllõk kira geli-
ri olarak, asgari 65 bin lira bildirmek
zorunda. Bu da ayda 5 bin 500 lira ki-
ra demek. Dairenin sahibi, kiracõsõna
“Evin emlak vergisi asgari değeri 1
milyon 300 bin lira olmuş. Gelir
Vergisi Kanunu’a göre, değerinin
yüzde 5’inden aşağı kira bildire-
mem. Kirayı 1 Ocak 2010’dan iti-
baren yıllık 65 bin lira, yani aylık 5
bin 500 lira yapıyorum” diyor.
2010 yõlõ bina ve arsa metrekare bedelleri, gayrimenkulün hem
kira boyutunda hem satõşõnda fahiş vergi yükü doğuracak. Prof.
Dr. Şükrü Kõzõlot, bugün 100 bin liraya alõnan ve iki yõl sonra 250
bin TL’ye satõlan bir evin emlak vergisi değerinin 500 bin lira
olacağõnõ belirtti. Kõzõlot, “Vatandaşa tapu harcõnõ da 500 bin
liraya satmõş gibi göstereceksin deniyor. Gelir vergisine de
yansõyacak” dedi.
SATIŞI DA ETKİLEYECEK
Mülkünü 5 yõl içinde satanlar, gerçeğin üzerin-
de beyan etmek zorunda kalacak. 100 bin liraya alõ-
nan bir ev iki sene sonra 250 bin TL’ye satõldõğõnda,
bu arsa değerleri nedeniyle emlak vergisi değeri 500
bin lira. Bu durumda vatandaşa deniyor ki, 500 TL’den
satmõş gibi tapu harcõ ödeyeceksin. Ayrõca gayri-
menkuller 5 yõlda elden çõkarõlõrsa doğan kazanç de-
ğer artõşõ kazancõ olarak gelir vergisine tabi. Yani, va-
tandaş 250 bin liraya sattõğõ bir ev için 500 lira üze-
rinden yüzde 35 oranõyla gelir vergisi ödeyecek.
800 bin liraya alõnan ve 900 bin liraya satõlan
ama emlak vergisi 4 milyon liradan göstermek zorunda
kalõnan arsa için 3 milyon lira civarõnda kazanç gös-
terilmek durumunda kalõnacak. Bu da 1 milyon lira
vergi demek.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker,
TMO’nun bu yıl 5.5 milyon ton alım yapacağını
açıklayarak, 3 milyar TL’lik finansman
kullanacaklarını bildirdi. (Fotoğraf:AA)
Fügen
Toksü